YAHUDİLER’E KARŞI SAVAŞ

Hitler Alman insanlarının zaten içinde yer etmiş olan Anti –Semitizm’ i ortaya çıkaracak her türlü girişimde bulunmuştu. Almanya’nın önceki krallarından Büyük Frederik’in fikirlerini yeniden canlandırdı ve halka aşıladı. İnsanlar ,aralarında belirli katagorilere ayrılmışlardı. Özde, Almanlar, Ari ırkındandı ve diğer tüm insanlar aşağı ırklara mensuptular. Hitler, bu fikirleri alıp geliştirdi. Yahudiler’i, insanlığa yapılşan 2 büyük yaranın sorumluları olarak gösterdi: Vucuttaki sünnet, ve ruhsal bilinç “

Yahudiler, bunların sorumlularıydı. Hitler, güç kazandıkça, Yahudi nefreti yayıldı ve herkesin çığlığı haline geldi. Nazi propaganda gazetesi, Der Sturmer, ‘Kan İftirası’nı yeniden canlandırdı. Kilise, insanlarına uyarılarda bulunuyordu: “ Pesahtan 6-7 hafta öncesinden itibaren çocuklarıınza göz kulak olun. Herkes, Pesahtan evvel, Yahudiler’in Hristiyan çocukların kanına ihtiyaçları olduğunu bilir…belki de Matsalarına katmak için…”

Çocuklara öğretilen davranış şekli ise    “Nasıl tek bir mantar, tüm aileyi zehirleyebilirse, bir Yahudi de tüm şehri veya ülkeyi zehirleyebilir !” şeklindeydi.

Zehirli Mantar Hikayesi

Bu Hikaye, Alman çocuklara Yahudi nefreti aşılamak için yazılmış bir Nazi kitabından  alınmıştır. Yazarı, anti-semitik propagandada uzmanlaşmış olan, Der Strümer’in yayıncısı  Julious Streicher ‘dır. Kendisi, 1946’da Nuremberg mahkemesinde yargılanmış ve savaş sırasında yaptıklarından dolayı idam edilmiştir.

Bir anneyle oğlu, Almanya ormanında mantar toplarlar. Çocuk, zehirli mantarlar bulur. Annesi, oğluna hem yararlı hem de zehirli mantarların olduğunu açıklar ve eve dönerken şöyle der: “Bu dünyadaki insanlar da ormandaki mantarlar gibidir. Yararlı mantarlar olduğu gibi, iyi insanlar vardır çevremizde. Zehirli mantarlar gibi de kötü olan ve bize zarar veren insanlar da bulunur. Bizler de kendimizi zehirli mantarlardan koruduğumuz gibi kötü insanlardan da korumalıyız. Anlıyor musun?”

“Evet anlıyorum anneciğim, böyle insanlarla muhattap olursak başımıza birsürü kötü şey gelebilir. Tıplı zehirli bir mantarı yediğimiz zaman olacaklar gibi..Hatta ölebiliriz bile. “

“Evet, peki sen insanlığın içindeki zehirli mantarların kim olduğunu biliyor musun? “

“ Tabii ki anneciğim, o zararlı insanalr Yahudiler’dir. Öğretmenlerimiz bize söylediler bile.”

Anne, çocuğunu çok akıllı olduğundan dolayı övdükten sonra çeşitli zararlı Yahudiler’in farklarını anlatmaya başlar: Sokak satıcısı Yahudi, Hayvan satıcı Yahudi, Yahudi doktor, Kaşer kasap,vs…Her nekadar asıl yüzlerini gizleyip, bizlere iyi  niyetli gözükmeye çalışsalar da onlara kanmamalıyız. Onlar Yahudidirler ve öyle kalacaklardır. Onlar zehirlidirler!”

“Tıpkı zehirli mantarlar gibi!” der Franz

“ Evet çocuğum . Mantar nasıl bir anda bir aileye yok edebilirse, bir Yahudi de , bir köyü, bir şehri hatta bir milleti yokedebilir.”

Franz anlamıştı: “ Bana söyler misin anne? Yahudi olmayan her insan onların bu kadar zararlı olduklarını biliyorlar mı?”

Anne başını iki yana sallar: “ Neyazıkki çocuğum hayır. Yahudiler’i tanımayan milyonlarca insan var. Bizim de onları aydınlatmamız ve uyarmamız lazım. Özellikle gençleri uyarmalıyız. Kızlarımız ve öğlanlarımız Yahudiler’in gerçek yüzlerini bilmelidir. Zehirli mantarlar nasıl heryerde yetişebiliyorsa , Yahudiler’in de her an ortaya çıkabileceklerini onlara anlatmalıyız. Yahudiler’in hastalık, felaket ve kötü şans ve ölüm demek  olduğunu öğretmeliyiz.”

Yazar, hikayeyi, alınacak dersi özetleyerek bitirir:

Alman gençleri zehirli Yahudiler’i tanımalıdır. Yahudiler’in Alman halkı ve tüm dünya için ne kadar büyük bir tehlike olduklarını öğrenmelidir. Yahudi probleminin, tüm Almanlar’ın kaderini belirlediğinin farkında olmalıdır. Sonraki hikayeler de bizlere, Yahudiler’in aşağılık karakterlerini , zehir saçan kişiliklerini gösterir. Onlar insan şeklindeki şeytanlardır.”

http://www.calvin.edu/academic/cas/gpa/story2.htm ‘den alınmıştır.

Der Strummer, çocukları yazmaya teşvik etmek için çeşitli yarışmalar düzenliyordu. Küçük bir kız şöyle yazmıştı: “ İnsanlar Yahudiler’e davranışlarımızdan son derece rahatsızlık duyuyorlar. Bunu anlayamıyorlar çünkü Yahudiler’in de Allah’ın yaratıkları olduğunu düşünüyorlar. Fakat, hamamböcekleri de Allah’ın yarattığı canlılardır ve  onları yok etmekte hiçbir sakınca yoktur. ..”

Sözcükler, belli bir yaklaşım yaratabilirler. Eğer birisi, bir fikri yeterince güçlü ve yeterince sık tekrar ederse, büyük bir etki yaratır. Ve böyle bir etki altında da , her türlü olay gerçekleşebilir.