YAHUDİLERİ DIŞARI ATMAK

Önceki zamanlarda, Naziler sadece Yauhdiler’i dışarı atmak istiyorlardı. Aslında, Yahudiler’in İsrael’e göç etmeleri için yardımcı olmuş oluyorlardı. Fakat, baskılar yavaş yavaş artmış, ve kapılar Yahudiler için artık kapanmıştı.

O zamanların sokak işaretleri: ‘ Yahudi olmayan için park alanı ‘ , ‘Yahudiler’i istemiyoruz’, ‘ Şu anda bir Alman ‘ın sahip olduğu eski bir Yahudi dükkanının açılışı gururla duyurulur’ şeklinde idi.

Bunca olaya rağmen , hala gitmeleri gerektiğini anlamayan Yahudiler de vardı. Almanya, uygar bir yaşam tarzının merkezi olarak kabul edilirdi. Yahudiler, Almanya’da insan hakları ve toplum içine karışma konusunda diğer tüm ülkelerden daha fazla gelişme kaydetmişlerdi. Bu noktada, hiçkimse , yakında olacakları hayal edemiyordu.

Bir anı:

Kağıtları almak

Bir gün babam bana bir hikaye anlattı. Zamanında Almanya’da yaşayan genç bir adammış ve büyük bir alışveriş merkezinde çalışıyormuş. Bir gün patronu ona gece geç saate kadar işte kalmasını söylemiş .

Herkes eve gittiğinde  , babamla patronu dükkanda yalnız kalmışlar. Patron : “Bütün kepenkleri kapat, dükkanı karartacağız.” demiş. Babam dediğini yapmış, ikisi karanlık bastıktan sonra birkaç saat daha beklemişler. Birden bir SS arabası gelmiş ve hemen arabadan çıkan bir SS komutanıyla karısı, dükkanın içine dalmış. Patron da arkalarından kapıyı kilitlemiş. Neler oluyordu ? Babam gençken bir atletmiş. Kentin futbol takımındaki en iyi oyunculardan biriymiş. Görünüşe güre, bu SS komutanı da babamı birgün futbol oynarken görmüş ve çok beğenmiş. Karısı da dükkanda alışveriş yaparken, kendisi de babamla sohbet etmeye başlamış. Babam da ona şöyle sormuş: “ Lütfen komutanım, siz buraya alışverişe gelip de ne yapmak istiyorsunuz?”. Komutan da şöyle cevap vermiş: “ Yahudi dükkanlarına gelmeyi seviyorum çünkü biliyorum ki iyi bir anlaşmaya varabileceğim!” zaman ,tam bir delilik zamanıydı!

Aslında, onunla ilişkiye girmek iyi olmuştu çünkü babam onun sayesinde Almanya’dan çıkabilmişti. Birkaç sene sonrasında dışarı çıkmak inanılmaz zor olacaktı. Fakat, o sonunda kaçacak bir yol bulmuştu. Ama bir problem vardı: Babama ait evraklar biryerlerde tutuluyordu. Babam onları alamamıştı. O da patronuna, Komutana yaklaşıp , bir ‘protectzia’ alıp alamayacağını sorar. Patron da “ peki “ der. Böylece babam da komutana gidip “ Benim dışarı çıkmama yardımcı olur musun? ” diye sorar. SS komutanı şöyle cevap verir: “ Endişelenme, benim kişisel korumam altındasın.” Babam kendisine çok teşekkür eder ve şöyle der: “ Sanırım gitmem gerekiyor. Ve komutan da onla hemfikirdir. Ertesi gün evrakları ortaya çıkar.