EİNSATZ GRUPPEN: 
ÖLÜM MANGALARI

Alman ordusunun savaş sırasındaki başarılarının ardında, 4 tane Einsatzgruppen-özel Alman komando birlikleri- vardı. Her biri 500-1000 kişiden oluşuyordu. Görevleri , Alman ordusunu takip etmek, yeni alınmış yerlerdeki tüm Yahudileri toplamak ve onları öldürmekti.  

Yahudiler, şehrin dışına , geniş hendeklerin civarına götürülürdü.Bazen Yahudiler, kendi mezarlarını kazmaya zorlanırlardı.

Naziler, onları sıraya sokar, soyunmaya zorlardı. Ve sonra da çukurların içine düşecek şekilde onları vururlardı. 3 gün süren olaylarda, Kiev’in dışındaki Babi -Yar ormanında 52,000 erkek, kadın ve çocuk öldürülmüştü.

Elimizde, vurulup , o çukurlara düşen fakat ölmemiş insanların itirafları var. Gece olup da Naziler gidene kadar beklemişler. Sonra da ölü vücutlar arasından çıkmaya çalışmışlar. Yerel insanların öldürmediği kaçabilen şanslı Yahudiler , hikayelerini anlatma fırsatı bulabilmişlerdir.

1,500,000 dan fazla insan bu şekilde öldürülmüştür.

Trembowla Şehrin’deki 1,100 Yahudinin Kaderi 

7 Nisan 1943’te , babamın alınışı ve Belzec’de öldürülüşünden 6 ay sonra, Almanlar , Trembowla’ya girmiş, Ukraynalı polislerle birlikte şehri kuşatmışlardı. Sabahın erken saatleriydi ve kimsenin neler olacağından haberi yoktu. Acaba operasyon ,tüm şehri mi kapsayacaktı yoksa ufak çaplı bir hareket mi olacaktı? Kaçabilen herkes, saklanmıştı. Bazıları, şehrin çevresindeki ormanlara kaçmaya yeltenmiş, fakat şehrin etrafındaki askerler veya polisler tarafından engellenmişlerdi.Arie, 40 – 50 kişiyle birlikte bir sığınağa saklanmış ve Allah’a şükür sığınak Alman askerlerince bulumamıştı. Annem, yeraltına girmeyi reddetti ve 54 yaşında olduğu için de ormana kaçmayı düşünmedi bile. O , amcalarımın, teyzelerimin ve kuzenlerimin de içinde bulunduğu 1,100 Yahudi ile birlikte toplananlar arasındaydı. Naziler, bu grubu Belzec’e göndermenin pahalıya mal olacağını düşündüler. Bunun yerine, 1,100 kişi, soyunmaya zorlandı ve sadece iç çamaşırlarıyla Trembowla şehrinden , neredeyse 2 km. uzaklıktaki küçük bir köy olan Plenbanowka’ya yürütüldüler.

Annemin, büyük bir kolyesiyle azıcık parası vardı. Bu değerli eşyaları 7 yaşındaki kuzenim Herzale’ye vermişti. Grup, bir köprüden geçerken, Herzele’ye saklanmasını , geceye kadar ortaya çıkmamasını , sonradan da Trembowla’daki Arie’ye para kesesini vermesini tembih etti. Herzale, söylendiği gibi yaptı ve kurtuluştan 2 ay öncesine, şehirdeki Anna Barteska adındaki bir kadının 5 kilo şeker için onları ihbar etmesine kadar yaşamayı başardı.

Trembowla getosondaki Yahudiler için çukurlar kazılmıştı bile. İnsanlar, çukurların etrafına dizilmişlerdi ve herkes 1 kurşun yedikten sonra, çukurun içine düşüyordu. Askerlere daha fazla kurşun harcamamaları emredilmişti. Bir Yahudi, 2 – 3 kurşun değerinde bile değildi. Sonuç olarak, bazı kişiler, çukurlara düştüklerinde daha ölmemiş oluyordu. Almanlar, cesetleri toprakla örtüyordu. Kurtuluştan sonra geri döndüğümde, birçok Ukraynalı köylü, bu toplu mezarlarda günlerce toprağın oynadığını ve insanların canlı canlı gömüldüklerini söylemişlerdi. Bu zavallı ruhlardan bazıları topraktan çıkabilmişlerdi belki fakat yerel halk, onlara yardım etmek için parmaklarını bile oynatmamışlardı, belki de işlerini bitirmek için ellerinden geleni yapmışlardı.

Katliamdan bir gün sonra, Plebanowka’dan genç bir kadın olan 19 yaşındaki  Nusia Grossberg, toplu mezarın yanına gelmiş ve bütün gece boyunca ağlamıştı. Annesi, 3 kız kardeşi, ve küçük erkek kardeşi öldürülmüştü ve şimdi de ölülerin arasındaydılar. Nusia, toplu mezar, aşağı yukarı oynarken ağlıyordu ve Naziler’in kendisini bulup bulmayacakları umurunda değildi. O da ölmek istiyordu.

Sabahleyin, ineklerini otlatmaya götüren bir kadın, mezarların yanında onu görmüştü.

“Kaç burdan “ demişti köylü kadın “ Onlar için yapabilceğin hiçbirşey yok. Kendini kurtar. Daha gençsin, hala yaşayabilirsin. “  

Nusia itiraz etti fakat  sonra kaçmaya başladı. Bugün, iki çocuğu ve torunuyla birlikte Brooklyn’de yaşıyor.

Trembowla şehrindeki son boşaltma 1943 Temmuz’unda gerçekleşti. Kurtuluştan sonra, tüm cemaatten sadece 50 – 60 kişi kurtulabilmişti. Sevgili annemiz de ölmüştü. Sadece ailesi için yaşayan, dükkanda babamın yanında tüm gücüyle çalışan , çocuklarını kurtarmak için dünyanın sonuna yürüyebilecek annem artık bizimle birlikte değildi. Annem için dua etmeye başladığımda ,daha babam için söylediğim Kadiş’i bitirmemiştim bile. Şimdi sadece ben ve Arie kalmıştı geride Ve daha ne kadar yaşayabileceğimizi kimse bilmiyordu.