Karidesi çok seven bir kadın varmış. Dindar bir Yahudi ile evlendiğinde Tevrat tarafından yenilmesi yasaklanmış olan bu deniz ürününü yemekten vazgeçmiş ve yasalara riayet eden bir Yahudi kimliğine bürünmüş. Birkaç sene sonra kocasına, içinde hala karides yeme arzusu olduğu için kendini dinsiz hissettiğini itaraf etmiş.
"Tam aksine", diye cevap vermiş kocası, "karides yeme isteğinin olması ancak yasak olduğu için yemekten kaçınman senin dindar olduğunun bir kanıtıdır. Rav'ların bu konudaki öğretisi şöyledir: İnsan 'Domuz yemekten nefret ederim' dememeli; 'Aslında yeme isteğim var ama göklerdeki Tanrım bana bunu yasakladığından yiyemiyorum, ne yapayım' demelidir." (Sifre, Sayılar 20:26)Psikiyatr Rav Abraham Twerski, töreleri uygulayan evlerde yetişen insanlar için, bu öykünün artık geçerli olmadığı yorumunu yapmaktadır. Kadının kocası, örneğin, karides yeme arzusu ifade etmemiştir. Zaten öyle bir arzuyu ifade etseydi herhalde midesine ağrılar girerdi. Zira, yasaklanmış olan yiyeceklerden yeme yasağı, dini kuralları gözetenYahudilerin bünıesine o derece işlemiştir ki, bu yemekleri yemekten kaçınmak artık herhangi bir fedakarlık istememektedir.
Ancak dini kuralları gözetsin veya gözetmesin, çoğu Yahudinin uyamadıkları bir emir vardır: başkaları hakkında olumsuz konuşma yasağı (laşon hara). Aslında diğer konularda dindar sayılabilecek birçok Yahudi, çoğu zaman bu yasağı unutur. Bu durumda yukarıdaki öyküyü şu şekilde güncelleştirmek iyi olur herhalde: "İnsan 'Dedikodu yapmayı sevmiyorum' dememeli, 'Aslında başkalarının hayatlarının özel ayrıntıları hakkında sohbet etmeye ve bu konuda konuşulanları dinlemeye veya başkalarının karakterlerinin kusurlarını tartışmaya bayılıyorum. Ancak göklerdeki Tanrım bunu yasaklamıştır, ben ne yapabilirim ki ?'"
Bu tür bir tavır takınmak bir taraftan çevremizdeki dedikodu hacmini azaltırken, Twerski'ye göre, diğer taraftan da çocuklarımıza gerçek bir dindarlık dersi verecektir. Twerski, örneğin yemek masasında bir sohbetin dedikoduya kaçmaya başladığının hissedildiği anda kısa kesilmesini öğütler. Çocuklara da, aslında bu sohbeti devam etmeye meyilli olduğunuzu, ancak bu çeşit konuşmaların Tanrı tarafından yasaklandığını açıklamanız gerekir. Bunu yaparak çocuklarınıza "yaşamdan alınmış bir örnekle, insanın kendi iradesini daha yüksek bir Yetkinin iradesine nasıl teslim edebileceğini göstermiş olursunuz. Bu onların unutamayacağı nadir derslerden biri olabilir." ***