Yahudi yasası insan vücudunun ölümden sonra bile kutsal olduğunu kabul
eder. Bu yüzden de Yahudi geleneğinde otopsi yapılmasına, vücudu
parçalamanın ve organlarını ayırmanın ölüye saygısızlık, nivul hamet
olduğu inancı ile karşı çıkılır.
Yahudi yasasının otopsiye karşı olduğu bilindiğinden birçok Yahudi, çıkarılmaları için vücudun parçalanması gerektiğinden, organ bağışının da yasaklanmış olduğunu kabul eder.
Kendi vücudumuzun veya sevdiğimiz birinin vücudunun ölümden sonra parçalanıp organların çıkarılması konusu her birimizi aslında rahatsız eder. Ancak şu mektup fikrimizi tamamen değiştirebilir. Mektup bir hastanede organ nakli ile görevli bir hemişire tarafından bir kaza sonucu hayatını kaybeden ve organları ailesi tarafından bağışlanmış olan bir gencin ailesine hitaben yazılmış:
Organ nakline muhtaç olanlara oğlunuzun organlarını bağışladığınız, iyilikseverlik ve cömertliğiniz için size tekrar teşekkür ederim... Oğlunuzun karaciğeri yirmi yedi yaşındaki Pittsburgh'lu bir erkeğe nakledildi... Karaciğer rahatsızlığı o kadar ciddiydi ki aylardır okuldaki derslerine katılamamış, evinde oturmak zorunda kalmıştı. Şimdi gerçekten çok iyi. Oğlunuzun böbrekleri ise evli ve üç çocuklu bir adama nakledildi. Onun da sağlığı şimdi yerinde. Kalbi ise otuz dört yaşındaki bir erkeğin hayatını kurtardı. Gözlerindeki korneaların ikisi de nakledildi. Biri seksen sekiz yaşındaki bir kadına, diğeri ise yetmiş dokuz yaşındaki bir kadına.
Söyleyeceğim hiçbir şeyin acınızı hafifletemeyeceğini çok iyi biliyorum. İyilikseverliğiniz ve cömertliğiniz sayesinde başkalarının daha mutlu ve sağlıklı yaşamasını sağlamış olduğunuzu bilmek, belki de sizi bir miktar rahatlatacak acınızı hafifletecektir.
Bunun gibi bir mektubu okuduktan sonra organ naklini ölüye saygısızlık olarak nitelemeye devam edebilir miyiz? Belki de organ nakli, yaşayanlara şifa getirdiği için, eğitimci Dr. Ron Wolfson'un dediği gibi, k'vod hamet, ölüyü onurlandırmak olarak kabul edilmelidir.
Wolfson dindar Yahudileri rahatsız eden bir diğer konuya da şu cevabı önerir: "Yahudi yasasının vücudun tamamen gömülmesi gerektiği kuralı açısından organ naklinin durumu nedir? Günün birinde nakledilen doku da, yeni sahibi öldüğünde gömülecektir."
Melahim 2 kitabının dördüncü bölümünde bir ölünün çiğerlerine hava üfleyerek Elişa'nın onu nasıl hayata döndürdüğü anlatılır. Ribi Stanley Garfein bu konuda şöyle der "Bizde Elişa'nın mucizevi gücü yok, ancak bugün biz de (eğer organlarımızı bağışlamayı tercih edersek) insanları tekrar hayata ve sıhhate kavuşturmayı deneyebiliriz."
Talmud'daki ünlü bir bölümün öğrettiği gibi "tek bir hayatı bile kurtaran bütün dünyayı kurtarmış sayılır" (Mişna, Sanhedrin 4:5). Ölümden sonra organlarınızı bağışlamak, bir değil, birkaç dünyayı kurtarmanızı sağlayacaktır.
Bütün bunlara rağmen organ bağışlama konusunda insan yine de biraz rahatsız hissediyor kendini. Belki de bu düşünce tarzını değiştirmemiz gerek.
Organlarınızı bağışlamaya hazır mısınız? ***