Ben Zoma şöyle derdi:
İyi bir misafir ne der? "Beni misafir eden
ev sahibi benim için ne de çok zahmete girmiş. Önüme ne kadar da çok et
koymuş. Ne kadar da çok şarap getirmiş. Ne kadar da çok pasta sunmuş.
Bütün bu zahmetlere benim için katlanmış!"
- Talmud Bavli, Berahot 58a
Minnet duygularımızı ifade etmekte çok yetenekli olduğumuzu düşünürüz, genelde. Gerçekte ise durum hiç de öyle değildir. Bu şekilde düşünmekle sadece kendimizi aldatmış olur, bir davetin ardından ev sahibine teşekkür etmenin yeterli olduğu fikrine kapılmış oluruz. Ancak, bir davetin sonunda ev sahibine teşekkür etmemizin hemen sonrasında, evimize giderken, yolda, ev sahibinin karakterini eleştirerek analiz ediyorsak bu, minnettarlık değil tam aksine nankörlüktür.
Misafir kabul etmeye kalkışan her ev sahibinin çok iyi bildiği gibi, davet öncesinde evin hazırlanması ve misafirlerin iyi vakit geçirmelerini sağlayacak etkinliklerin planlanması için çaba sarfetmek ve zaman ayırmak gerekir. Bu kadar zahmete katlandıktan sonra, konukların davet sonrasında ev halkını inceden inceye analiz ederek onları eleştirebileceği düşüncesi herhalde pek hoş değildir. Ancak çoğumuz büyük ihtimalle, gittiğimiz davetlerin ardından bu şekilde hareket etmiş, ev sahipleri hakkında olumsuz fikirler ortaya atmışızdır.
Size hoş bir akşam sağlamak için uğraşmış olan insanların verdiği davetten ayrıldığınızda, yapılabilecek en doğru şey, onların aleyhinde herhangi bir şey söylemekten kaçınmaktır. Eğer bu kuralı uygulayabileceğinizi düşünmüyorsanız, en az evinize varana kadar kendinizi tutmaya çalışın. Hatta yirmi dört saat için bu konuda herhangi bir şey söylememeye dikkat edin. Daha sonra davet hakkında yorumunuzu yaptığınızda, aradan zaman geçmiş olacağı için daha yumuşak bir tavır takınmış olacağınızı farkedeceksiniz. Eleştirilere başlamadan önce de, ev sahiplerinin sizin hoş bir akşam geçirebilmeniz için harcadıkları çabaları göz önüne getirmekte fayda var. Bu içten davranışlarına eleştirilerle karşılık vermek sizce doğru mu?
Kişilerin konukseverliğinden faydalanmak, onlara teşekkür eder gibi davranmak, daha sonra ise evlerinde iken elde ettiğiniz bilgileri kullanarak bir casus gibi onları eleştirmek veya küçük düşürmek, onlara yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Genelde başkaları hakkında öne sürdüğünüz görüşlerin olumsuz veya nispet dolu olmadığına inanıyorsanız, belirttiğiniz bu düşünceleri ev sahibinin huzurunda tekrarlayıp tekrarlamayacağınız konusunda kendinizi sorgulayın. Eğer bu konuda kendi kendinize verdiğiniz cevap olumlu değilse, bu yorumlarınızı başkaları ile paylaşmak herhalde doğru olmayacaktır.
Aslında sadece eleştiri yapmaktan kaçınmak da yeterli değildir. Ben Zoma'nın önerdiği gibi, minnettar olma sanatını geliştirmek için çaba sarfetmemiz gerekmektedir: "Beni misafir eden ev sahibi benim için ne de çok zahmete girdi," düşünce şekli, hayat sofrasında iyi bir misafir olmayı hedefleyenler için iyi bir başlangıç noktasıdır. ***