Kendinize yeni bir spor araba aldığınızı ve bu arabayla ilk defa trafiğe çıktığınızı hayal edin. Bir trafik ışığına yaklaşırken ışık sarıya dönüyor, siz dikkatlice yavaşlayıp duruyorsunuz. Birden arkadan biri sizin arabanız çarpıyor. Bu yeterince sinir bozucu değilmiş gibi, aynı araba size bir kez daha çarpıyor. Şimdi son derece kızgınsınız! Bu sizin bir yıllık maaşınız değerinde olan parlayan mükemmel spor arabanız!
Hiddetle karşı tarafın haddini bildirmeye kararlı bir şekilde arabadan iniyorsunuz. Fakat birden bire iri yarı bir adam karşıdaki aracın içinden çıkıyor.
"Merhaba efendim." Diyerek söze giriyorsun normaldekinden çok daha nazik bir ses tonu ile "Sanırım arabama vurdunuz. İyi misiniz? Sigortanız var mı?"
Sinirinizi nasıl bu kadar çabuk geçirdiniz?
Bizler duygularımıza hakim olabilecek güce sahibiz. Durum ne kadar çileden çıkartıcı olursa olsun, bizler gerektiğinde sinirimizi bir kenara bırakıp medenice davranmasını biliriz. Özellikle de iri yarı bir adam karşımıza çıktığında.
Ereh apayim in anlamı " geniş burun delikleri" dir. Bir insan sinirlendiğinde burun deliklerinin ne kadar büyüdüğünü hiç fark ettiniz mi? Sağlıklı yaşayabilmek için önemli bir ipucu hayal kırıklıklarını yenebilmektir.
Sinirli bir insan vahşi bir hayvan gibi davranışlar sergiler. Kontrolünü kaybedebilir. Kapıyı çarpabilir ve bağırabilir. Siniri onun gözlerini kör edecek boyutlara ulaşabilir. Sinirine yenik düşebilir.
Siniri kontrol altına almadaki ilk adım, sinirin ne olduğunu fark etmekle başlar. Sinirin tırmandığını hissettiğinizde ve içinizden bir ses "Bu adamı dünya yüzeyinden yok etmeliyim" dediğinde, kendinize "Kendimi utandırmaktan başka ne çıkarım olacak?" diye sorun.
Sinirlendiğimiz anda kayda alınmış bir kaseti izleyebilirsek, o anda yaşayacağımız alçalma duygusu öfkeyi yaşamımızın sonuna kadar hayatımızdan silmemiz için yeterli olabilir.
HAYAL KIRIKLIĞINDAN VAZGEÇMEYİN
Hiç - yabancı dil öğrenmek ya da müzik aleti çalmak gibi - yeni bir hüner öğrenmeye karar verip sonradan vazgeçtiniz mi?
"Vazgeçmek" hayal kırıklığının diğer bir adıdır. İçinde yaşadığımız dünyanın çetin bir dünya olduğunu ve başarabilmek için dirençli olmamız gerektiğini kabul etmeliyiz.
Nehrin ortasından asla geri dönmeyin. Sonuna kadar gidin.
Kaç tane projeye başladığınızı ve sonra sabrınızı yitirip hayal kırıklığına uğradığınız için vazgeçtiğinizi düşünün. Başlayıp sonradan zor göründüğü için vazgeçtiğiniz şeylerin bir listesini yapın.
Hayal kırıklığına katlanamadığınızdan kaç kez başarısızlık yaşadığınızı hesaplayın.
Bu hatayı nasıl telafi edebilirsiniz? Vazgeçtiğiniz şeylerin listesine bir bakın. Birini seçin ve tamamlamaya karar verin. Ve hayatınızın geri kalan kısmında da bir şeye karar verdiğinizde asla vazgeçmeyin. (Kesin olarak "buna değmeyeceğini" düşünene kadar)
Her gece yatmadan evvel kendinizi kontrol edin: Nerede kazandım ve nerede kaybettim? diye kendinize sorun.
GÜVEN KAYBI
Vazgeçmenin, amacınıza ulaşamamanın kötü etkileri vardır.: Kendine güvenin kaybına sebep olur. Eğer bir kez vazgeçersek, bir sonra planladığımız projede işi bitireceğimize inanmayız.
Bu örneğin ne kadar yıkıcı olabileceğini görmek için, düşündüğünüz fakat başaramayacağınızı düşündüğünüz için asla başlamadığınız projelerin bir listesini yapın. Kendi gözlerinizde ne kadar az güvenilirlik olduğunu görün. Birkaç başarısızlıktan sonra, hayatınızda başka başarısızlıkların da olacağını kabulleneceksiniz.
Kişi kendine olan güvenini kaybettiği zaman kötü bir kördüğümün içine girmiş demektir. "Sıradan" olmanın kabul edilebilir bir durum olduğunu düşünmeye başlar. Bu kendini yok etmekle eşdeğerdir.
Bundan sonra karar verin. Bir projeye başlama kararı aldığınızda, oturup ne kadar zaman enerji ve çaba sarf etmeniz gerekeceğini düşünün. Değip değmeyeceğine karar verin. Eğer değeceğine karar verirseniz, işinize güvenle başlayın - ve sizin kontrolünüzün dışında bir durum gerçekleşmeden asla yarıda bırakmayın.
Gidişat zorlaştığında ve kısık bir ses, "Buna değmez" diye fısıldadığında, kendi kendinize "Buna değer" deyin.
Sonuna kadar gittiğinizde, sadece işiniz tamamlanmakla kalmayacak, aynı zamanda kendinize güveninizi kazanacaksınız.
SADECE BEŞ DAKİKA DAHA
Hayal kırıklığı, istediğiniz hızla ilerlememekten kaynaklanıyor olabilir. Böyle zamanlarda, mikroskobik boyutlarda bir ilerleme olsa bile o ilerlemeyi önemsemelisiniz. Elde ettiğiniz başarılar kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Vazgeçmemeyi kendinize öğretin. 3 saatlik bir maratonun koşulması neredeyse imkansızdır. Fakat 18 er dakikadan 10 tur daha mantıklıdır. Büyük şeyleri küçük, başarılabilir boyutlara bölün.
Kendinizi bir projenin ortasında bulduysanız ve başarılı olmayacağınıza inanıyorsanız, kendinize "Bir beş dakika ve sonra bırakacağım!" deyin.
Beş dakika tamamlandığında, bir sonraki beş dakika için pazarlık yapın.
Hayal kırıklıklarına küçük dozlarda katlanmak daha kolaydır. Eğer rejim yapıyorsanız ve "bugün" portakal suyu ve grisini yemeye karar vermişseniz, yarın bir parça et ve patates yiyerek kendinizi eğitebilirsiniz. Bu istediğiniz gerçekleşene kadar vücudunuzu o tempoya alıştırmak için iyi bir yöntemdir.
Ruhsal olarak bilge kişi: "Eğer çalıştın ve başarılı olamadıysan, yeterince çalışmamışsın demektir" der. Hiçbir alanda başarının garantisi olmamasına rağmen, ruhsal başarının garantisi vardır. Ve bunu bilmek insanlarda güven yaratır. Sonuç ne olursa olsun, her başarılı adım, kendinize güveni arttırır ve sizi başarılı sonuca bir adım daha yaklaştırır.
KAYIP ZAMANIN HAYAL KIRIKLIĞI
İnsanlar bazen: "Tüm istediğim bir tatil yapmak ve güneşin tadını çıkartmak" derler. Birkaç saat kumsalda uzandıktan sonra "Ah... işte hayat bu" derler. Daha sonra kendilerini rahatsız ve huzursuz hissederler. Yapıcı bir şeyler yapmak isterler. Kumsalda geçirilen iki günden sonra artık akıllarını kaçırmak üzere olurlar.
Hayal kırıklığını oluşturmanın önemli bir yolu zamanı boşa harcamaktır. Yapacak çok işiniz varken banka kuyruğunda beklemek büyük bir zaman kaybıdır.
Vazgeçmek de büyük bir zaman kaybına yol açar. Bir projeye girer ve projenin sonunu göremezsek bu da büyük bir zaman kaybıdır.
Tanrı, hayal kırıklığını hayatımızda önemli işleri tamamlayabilmemiz adına bizi motive etmesi için yarattı.
HAYAT MÜCADELEDİR
Hayatınızı hayal kırıklıklarından uzak, pürüzsüz bir yol gibi düşünmek mümkün müdür? Asla.
Kral Şelomo, "Dürüst insan yedi kez düşer ve her seferinde kalkar. Kötü insan sadece bir kez düşer." Der. Buradan dürüst insanın aslında hata yapmayan insan olmadığını anlıyoruz. Tam tersine büyüklüğü başaran insanın denemekten yılmayan insan olduğunu anlıyoruz.
Kişi hayal kırıklığını geçici bir sıkıntı olarak görmeli bu yüzden de asla yılmamalıdır.
Olacağını ümit ettiğiniz" şey ile "Muhtemelen olacak" olanı birbirinden ayırmalısınız. Hayat inişler ve çıkışlarla doludur. Huzur ve gerginlik dolu dakikaları vardır.
Bu gerçeği kabullenmeyi öğrendiğinizde, hayal kırıklığı ile sağlıklı bir biçimde mücadele edebilmeye bir adım daha yaklaşmış olursunuz.
Hayal kırıklığını bir kez daha hissettiğinizde, sadece kendinize şunu hatırlatın, "Hayat budur!"
UZUN ADIMLARLA YÜRÜMEK
Keyif, öfke ve hayal kırıklığını yok etmek için en büyük araçtır. Üzgün olduğumuzda her şeye ve herkese karşı daha az toleranslı ve sabırlı oluruz.
Dün, biri ayağınıza bastığında belki de ona kızdınız. "Nereye bastığına dikkat etsene!" şeklinde çıkıştınız. Fakat bugün piyangonun size vurduğunu ve birinin yeniden ayağınıza bastığını farz edin. "Hiç önemli değil." Diyorsunuz gülümseyerek "Güzel bir gün geçir!"
Neden böyle bir fark var? Çünkü kendinizi rahatlamış ve güven içerisinde hissetmek öfkeyi ve hayal kırıklığını kontrol altında tutar. Ayrıca fiziksel sağlığınız da yarar sağlayacaktır. - daha az ülser, daha yüksek kan basıncı gibi...
Fakat bunu yapmak için piyangonun size vuracağı günü beklemeyin!
HAYAL KIRIKLIKLARINDAN KEYİF ALIN
Hayal kırıklığına tahammül etme onu halletmenin yollarından biridir. Daha yüksek bir seviye, büyük işleri başaran insanlarda hayal kırıklığını sevme ve onunla yaşamaya karar verme görülür.
Eğer bu konu üzerinde düşünürseniz, derinlerinizde bir yerlerde aslında "hayal kırıklığını" sevdiğinizi göreceksiniz. 1, 000 parçalık bir yapboz aldığınızı hayal edin. Yapbozu eve getirdiniz, kutuyu açtınız ve tüm parçaların numaralanmış olduğunu gördünüz. Çıldırtıcı bir durum! Neden? Çünkü siz bu kutuya para ödemişsinizdir ve onlar mücadeleyi ortadan kaldırmışlar.
Hayat yapboz gibidir. Karmaşık bir sorununuz olduğunda, önce olaya genel çerçeveden bakın. Sorunu nasıl çözmeyi planladığınıza karar verin. Sonra da sorunu parça parça çözmeye başlayın.
Günlük yaşamınızda, hayal kırıklıklarının çözümlenmelerinden keyif alın. Aslında çok karmaşık gibi görünen sorunları çözmenin mutlaka bir yolu bulunur.
Hepimiz, hayatta mutlu olabilmek için, bedeller öderiz. Hayal kırıklığı yaşamak da bu bedellerden biridir. Mücadele ne kadar büyük olursa başarı hissimiz de o kadar fazla olur. Dayanılmaz ağrılar çeken çok hasta bir insanı ele alalım. Acıları ile yaşamayı öğrenecektir. Bu kararı bile acılarını bir nebze olsun azaltacaktır. - (fiziksel olarak olmasa da en azından psikolojik olarak.)
YAPABİLECEĞİNİZE İNANMAK
İki çeşit problem vardır: Birincisi, çözülebileceğini bildiğiniz problemler, ikincisi çözülüp çözülemeyeceğinden emin olmadığınız problemlerdir.
Birinci türü, kesinlikle uğraşması daha kolay olandır. Yapılabileceğini bildiğinizde, hayal kırıklığı ile mücadele etme gücünüz artar.
Daima sorunlarınızı hayal kırıklıklarının "bilinenler" köşesine taşımaya çalışın. İlk kez bisiklete bindiğinizde, büyük ihtimalle düşüp bir yerinizi incitmekten korktunuz. Fakat daha sonra etrafınıza baktığınızda bisikletin üzerinde dengede durabilen diğer çocukları gördünüz. Diğerlerinin başardığını görmek, size uğraşmak için heves verdi. (Eğer bisiklete binebilen çocuklar görmeseydiniz belki de bu işin imkansız olduğunu düşünecektiniz)
"Yapılamaz" fikrinden kurtulun. Bu yenilgiyi en başından kabullenmektir.
Bilgelik, başarılması en zor yeteneklerden biridir. Bir sonraki kendinizi çaresiz hissettiğiniz anda başarılı olmuş insanlara bakın. Etrafımızdaki diğer insanlar yapabiliyorsa biz de yapabiliriz. Ve yapabileceğimize inanmak savaşı kazanmanın yarısıdır.
TANRI MÜCADELE ETMEMİZİ İSTER
Hayal kırıklığının derin metafiziksel bir yönü de vardır. Tanrı asla üstünden kalkamayacağı bir şeyi insandan istemez. Bu da her şeyin "yapılabilirler" kategorisine girebileceğini bize açıklar. Bir sporcuyu ele alalım. Tanrı asla üzerinden atlayamayacağı engeli ona sunmaz çünkü bunun onu başarısız yapacağını bilir. Ve Tanrı kesinlikle bizim başarılı olmamızı ister.
Eğer Tanrı insanlığa yardım etmemizi, birlikte çalışmamızı ve birbirimizi sevmemizi söylediyse bunlar yapılabilecek şeylerdir.
Tanrı kötü niyetli değildir. Eğer yapılamayacak bir şey olsaydı, bize yapmamızı söylemezdi.
Yahudilik bu yüzden hayal kırıklığı ve öfkenin bir idole tapmakla eşdeğer olduğunu söyler. Çünkü "Bunu yapamam" demek, Tanrı'nın bizim var olmamızla hiçbir bağlantısı yoktur demekle eşdeğerdir. "Yapamam" Tanrının bana yardımcı olacağına inanmıyorum demektir. Bu da puta tapmakla aynıdır. Yaşam bize problem sunmaz sadece fırsat sunar.
NEDEN HAYAL KIRIKLIĞINI YENMEK BİLGELİKTE BİR UNSURDUR?
Kararlarından dönenler asla kazanamazlar, kazananlar ise asla vazgeçmez. Amacınızdan vazgeçmek kaybetmeye mahkum olduğunuzu gösterir. Hayal kırıklıkları yüzünden yaptığınızdan vazgeçiyorsanız, kendinize güveninizi kaybediyorsunuz demektir. Şu sözü benimseyin: "Hayal kırıklıklarımın üstesinden geleceğim." Hayal kırıklıkları ile mücadele etmenin en iyi yolu onu kabul etmek ve sevmektir. Gelişiminize odaklanın ve yolda attığınız her adımın keyfini çıkartın - adım ne kadar küçük olursa olsun. Hayat zordur ve mükemmelliğe giden yol hayal kırıklıkları ile doludur. Cennete ayağınızdaki patenlerle gidemezsiniz. Tanrının mücadelemize yardımcı olduğunu bildiğimizde, başarılı olabileceğimizi de biliriz.