Güzel Konuşma SanatıCef karanlık dar bir sokakta yürürken, birden önüne bir adam çıkar ve ona silah çeker.

"Ne olur ateş etme," diye yalvarır Cef, "Sana bütün paramı vereceğim.

"Paranı istemiyorum," der silahlı adam. "Hayatım boyunca birinin oturup beni dinlemesi için uğraştım. Şimdi bir saat beni dinleyeceksin."

Bu öykü insanlığın içinde bulunduğu acıklı durumu ortaya koyar. İnsanlar bugün her zamankinden daha meşguller. Evle iş arasında gidip geliyorlar, uçuyorlar, alışveriş yapıyorlar. Sonuçta, sohbete ayrılan vakit azalıyor. Kimin konuşmaya vakti var ki?

Kendinizi düşünün. Anlaşılmak istiyorsunuz. Ama dinleyen var mı?

Bemiyut siha, kelime anlamıyla "konuşmayı en aza indirin" demektir. Bir başka deyişle, konuşmayı etkili bir biçimde kullanın. Konuşma diğer insanlarla iletişim kurmamızı sağlayan bir araçtır. İletişim kurmazsak, yalnız kalırız.

İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK

Tora der ki Tanrı insanı konuşan bir canlı olarak yarattı. Konuşma yeteneği insanları diğer canlılardan ayıran tek özelliktir. Ben-merkezci ve içine kapanık bir kişi olabiliriz. Başkalarıyla konuşma, salt kendimizle meşgul olmaktan bir kurtuluş yoludur.

Çoğu arkadaşlık yüzeysellikten öteye gidemez. Yemek tarifleri vermenin, futbol ve moda hakkında konuşmanın sonu yoktur. Ama bu yeterli değildir. En içten duygularımızı paylaşacak insanlara gereksinim duyarız.

Aynı ailenin üyeleri bile iletişimsizlikten dolayı yalnızlık içinde olabilir. Oturma odası mobilyaları eskiden insanların birbirine bakabileceği şekilde tasarlanırdı. Bugün ise odalar herkesin televizyonu görebileceği şekilde düzenleniyor. Bir futbol maçı izlerken lokmalar arasında "iyi bir hamleydi" diye mırıldanırsınız. Hangi sohbet multi-medyanın popüler söylemleri ile yarışabilir?!

Bugün herkes kendi köşesinde mücadele ediyor. Oysa başkalarıyla olmaya, iletişim kurmaya ihtiyacımız var, televizyon seyretmeye değil. Onsuz, kendi küçük kutunuzda boğulursunuz. Kendi görüşlerinizle baş başa, kendi evinizin içinde yapayalnız kalırsınız.

Konuşmak için özel bir zaman ayırın. Programınızda eşinizle, çocuğunuzla, anne babanızla, arkadaşlarınızla konuşmaya yer verin. Konuşma ruhumuzun derinliklerindeki düşünceleri iletmeye yarar. Yürekten söylenen sözler, yüreğe ulaşır. Karşımızdakinin söylediği bir söz yüreğinizin derinliklerindeki bir tele dokunabilir. Sohbet yoluyla derin dostluklar kurar, dünyamızı genişletiriz. Onsuz, duygusal yönden kuruyup gider, ölürüz.

Güzel sohbetler bambaşka dünyaları keşfetmek için bir fırsattır. Bir filmin aksine, bu hayali değil, gerçek bir dünyadır. Sonucunda gelişen arkadaşlık daha kalıcı ve tatmin edicidir.

BU SANATI GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIN

İnsanlar her ne kadar 'konuşma'ya alışık olsalar da pek azı gerçek anlamda 'iletişim' kurar. Konuşma doğal ve otomatik olarak gelişir. Oysa iletişim kurmayı öğrenmek ve üzerinde çalışmak gerekir.

Önce işe tavrınızı değiştirerek başlayın. Hiç saatlerce bir uçakta oturdunuz mu? Bütün dergileri okuyup, gösterilen filmi izlediniz. Yapacak başka şey kalmadı. Yanınızdaki kişiyle konuşmayı deneyin. Önce karşılıklı ısınmanız gerekir. Basit, ürkütmeyen sorularla başlayın. "Nerelisiniz? İsminiz nedir?" Bunlar sadece kimlikle ilgili bilgi alışverişidir. Zararsızdır. "Merhaba" deyin.

Evet, zordur. Çünkü bundan sonra ne olacağını bilemezsiniz. Ama niye endişeleniyorsunuz ki? Ayağa kalkıp, bütün yolculara: "Sıkıcı bir insanın yanında oturuyorum." demesinden mi?

Bütün uçuş boyunca sessizce oturup da tam yollarınız ayrılmaya yakınken "tesadüfen" ilginç bir sohbete başlamak çok utanç vericidir.

Reddedilmekten ya da söyleyecek akıllıca bir şeyiniz olmamasından korkmayın. Bu sizi öldürmez. Zamanla öğreneceksiniz. İyi sohbetleri yaratmak ve geliştirmek gerekir.

SOHBETİ TARTIŞMA İLE KARIŞTIRMAYIN

"Tartışma" neyin doğru, neyin yanlış olduğu meselesidir. Zihinsel bir görüş ve bilgi alışverişidir.

"Sohbet" ise bir başka kişinin kişisel olarak keşfedilmesidir. Konuşmanın amacı başkalarını etkilemek ya da popülerliğinizi artırmak değil, başkaları hakkında bilgi edinmektir.

En büyük yanlışımız işte budur. Uçakta yanınızdaki kişiyle konuşurken ona yolun sonuna gelinceye kadar kaç ödül aldığınızı, hangi yatırımları yaptığınızı anlatmayın. Hangi takımın futbol maçını kazandığı, piyasada altının kaç para olduğu sizi ilgilendirmez. Bu bir sohbet değil, bir bilgi deposudur.

Sohbetin amacı bir başkasıyla bir bağ kurmak, deneyimlerini, düşüncelerini, duygularını ve iç dünyasını keşfetmektir. Yaşam, sevgi, hayatın anlamı hakkında ne düşünmektedir? Örneğin, bir "tartışma", "Başkan ekonomi başarıyla yürütüyor mu?” gibi bir soru üzerinde odaklanırken bir "sohbet"te, şöyle sorulur: " Ekonomik durum sizi nasıl etkiliyor?"

Konuyu daha duygusal bir yöne çekmeye çalışın. O kişiye onu zorlayan konularla nasıl başa çıktığını sorun. Sohbet, tıpkı uzun bir günün ardından eşinize sorduğunuz gibi olmalı: "Kendini nasıl hissediyorsun, bugün seni üzen ne oldu, ne seni sevindirdi?

Eğer karşınızdaki kişiyi konuşturmakta zorlanıyorsanız, kendi deneyim ve duygularınızı anlatarak onun güvenini kazanın. "Bay her şeyi bilen" olmayın. Bir fikri ortaya koyarken deyin ki, " Kariyerim ile aile hayatımı dengede tutmak pek kolay olmuyor. Benim konuya bakışım böyle. Sizin konuyla ilgili deneyimlerinizi ve duygularınızı bilmek isterdim." Siz kendi tepkinizi aktarırsanız, o da kendininkini aktaracaktır.

BİR İNSANIN BÜYÜLEYİCİ DÜNYASI

İlginç bir sohbeti nasıl sürdürürsünüz? İlgi gösterin. Eğer yaşam ve insanlar sizi meraklandırıp ilginizi çekiyorsa, mükemmel bir sohbet arkadaşı olursunuz. İnsanlar sizinle rahatça konuşurlar, çünkü ilginiz onları kendinize bir mıknatıs gibi çeker.

Eğer başkalarının dünyasıyla ilgilenmek size zor geliyorsa, biraz öz eleştiri yapın. Sebebini araştırın. Çoğu zaman sorun kayıtsız olmamızdır- - "Niye bu insana ilgi duyayım?" diye düşünürüz.

Dikkatinizi toplamak için her insanda muhteşem bir gizem olduğunu ve Tanrı'nın bir yansıması olarak yaratıldığını düşünün. Hatalar yapabiliriz. Ama her insan benzersiz ve kutsaldır, düşünceler, deneyimler ve kendine özgü bilgelikle doludur.

Yanılgıya düşmeyin. Çoğu kimse kendisiyle ilgili olan ilginç ve önemli şeyleri hemen açığa vurmaz.

Dış görünüşün altında yatan harika insanı keşfetmek için tıpkı bir gazetecinin önemli bir hikayeyi kovalarken yaptığı gibi onlarla söyleşin. " Oh! Buffalo'da mı yaşıyorsunuz? O kadar karla nasıl başa çıkıyorsunuz?"

Herkes kendini tanımak ister, ama iç gözlem çok acı vericidir. Soru sorduğunuzda karşınızdaki kişinin kendini tanımasına yardım ettiğinizin farkında olun. Birinin size şöyle sorduğunu düşünün: "Hayat hakkında ne düşünüyorsun? Hayat güzel mi? Sıkıcı mı? Zor bir mücadele mi?" Bu sohbet sizi içinize bakmaya, incelemeye ve keşfetmeye yöneltir. Kendiniz hakkında sorulmasını istediğiniz soruları siz de başkalarına sorun.

Özellikle, hayatta önemli bir adım atacağınız zaman -evlilik, kariyer- konuşmayı bir araç olarak kullanın. Başkalarıyla söyleşin: Sizin deneyiminiz nasıldı? İlginç miydi? Sorunlar neler? Hoş yanları neler? Korkularınızı nasıl yendiniz? Size ne kazandırdı? Olasılıklar neler?

Siz başkalarına ilgi duyduğunuzu gösterdiğinizde onlar konuşmaya başlayacak ve durmayacaklardır. Hayatı keşfedin. Konuşun! Bu yaşam için bir araçtır- -onu kullanmamak saçmalıktır!

 

ADINIZ NEDİR?

Bir başkasının benzersizliği ile bir bağ kurmanın temel yolu ona adını sormaktır. İsim insanın kendine özgü kimliğidir. Karşınızdakinin ismini kullanarak, bir bağ oluşturur, ona ilgi duyduğunuzu iletmiş olursunuz. Kayıtsız olduğunuz bir kimseyle güzel bir sohbet yapamazsınız.

Bir insan ancak adını bildiğinizde gerçek bir kişi olur. Bazen tanıştırma sırasında bir kişinin ismini kaçırırız ve sonra da yüzü olmayan biriyle konuşmuş gibi oluruz. Huzursuz oluruz. Bütün sohbet bozulur.

İsimleri unutma eğiliminiz mi var? Çözüm tanışma esnasında dikkat etmek ve ismi kendi kendinize birkaç kez tekrarlamaktır. Bir hatırlama tekniği de bir çağrışım yolu geliştirmektir.

 

İYİ BİR DİNLEYİCİ OLUN

İyi arkadaş iyi bir dinleyicidir.

Başkalarıyla ilişkilerimizde Tora der ki: " Kalbinizi katılaştırmayın, elinizi kapatmayın". "Elinizi kapatmak" eli açık olmayı işaret eder, "kalbinizi katılaştırmak" ise başkalarına duygusal anlamda vermeyi ifade eder. Bunun değerini küçümsemeyin. Bir başkası dertlerini anlatırken onu sabırla dinlemek çoğu zaman ona para vermekten daha değerlidir.

Sohbet sırasında karşınızdakinin sözünü kesmeyin. Kendi fikirlerinizi anlatmaya geçmek için sabırsız davranıp onun cümlesinin sonunu tamamlamayın. Eğer bir kimse doğru bulmadığınız bir fikri öne sürerse, dilinizi ısırıp dinlemeye devam edin. Keskin bir cevap büyük bir olasılıkla karşınızdakinin savunmaya geçmesine yol açacak, onu öfkelendirecek ya da konuşmayı tamamen kesmesine neden olacak. Sadece sakin olun ve tüm dikkatinizi verin. Etrafınıza bakmayın. Başka şeyler düşünmeyin. Dikkat edin.

Konuya açıklık getirecek sorular sorun. Gerçekten anlamaya çalışın. Bir güven ortamı yaratacaksınız ve bu size kendi fikrinizi de dile getirme fırsatı sağlayacak.

İnsanlarla kavga etmeyin. Eleştirmeyin. Üstüne gitmeyin. Sadece tartışın. Duygularınızı açın. İşte konuşmak budur.

İlgilendiğinizi göstermek için sürekli "dinleme sinyalleri" verin. Göz teması kurun ya da ara sıra anladığınıza dair başınızı sallayın. Desteklemek için " Evet, ilginç," ya da " Bu çok inanılmaz bir duyguydu herhalde" gibi basit sözcükler kullanın. Yetenekli bir konuşma ustası az sözle derin bir bağ kurmasını bilir.

 

SÖZLERİNİZİN BİR DEĞERİ OLSUN

Bazen yaşamdan sıkılırız. Vakit geçirmek için birine telefon ederiz. Konuşmayı gerçeklerden bir kaçış olarak görmeyin. Sözcükleri ve enerjinizi boşuna harcamış olursunuz. Konuşma bittiğinde kendimizi bomboş hissederiz.

Her kelimenin bir önemi olsun. Sözcüklerinizi özenle kullanılacak değerli birer mücevher gibi görün. Konunun dışına çıkmadan, açıklıkla ve amacınıza yönelik olarak konuşun. Konuşmadan önce düşünün. Söylemek istediğiniz neyse, elinizden geldiğince tam onu söylediğinize emin olun. Sözcükleri bir çerçeveye oturtun. Kelimelerin ağzınızdan dökülmesine izin vereceğinize ve onlara sonradan yetişmeye çalışacağınıza, sözcükleri baştan zihninizle bağdaştırın.

Gereksiz konuşma beyni uyuşturur. Kelimeleri etkili bir biçimde kullanmak beyninizi kontrol altına almanızı sağlar.

Eski bir deyiş vardır: " Küçük insanlar başkaları hakkında konuşur. Orta insanlar eşyalar ve yerler hakkında konuşur. Büyük insanlar fikirler hakkında konuşur." Seçtiğiniz kelimeler nasıl bir kişi olacağınızı belirler.

Amaçsız konuşmayın. Her konuşmada kendinize sorun: "Bu konuşmanın bir ana fikri var mı? Hayat hakkında bir şey öğreniyor muyum? Büyüyor muyum? İletişim kuruyor muyuz?" Eğer esas noktayı bulamıyorsanız, büyük olasılıkla bir ana fikir yoktur.

Taanit dibur - - "konuşma orucu" denen eski bir Yahudi geleneği vardır. İnsanlar fazla konuştuklarını düşündüklerinde Tora'yı inceleme hariç bütün konuşmalardan uzak dururlar. Aynı şekilde Tanrı'nın evinde hiç konu dışı konuşmalar olmamalıdır- - yalnızca Tanrı ve kendimiz.

Bir saat hiç konuşmadan durmayı deneyin. Nefsimizi kontrol etmek açısından çok sağlıklı bir egzersizdir. İç dünyanıza odaklanmanızı sağlar. Endişelenmeyin, insanlar sadece larenjit olduğunuzu düşüneceklerdir.

OLUMSUZ SÖZCÜKLERDEN KAÇININ

Tora der ki Tanrı dünyayı yaratmak için konuşmadan yararlanmıştır. ("Ve Tanrı dedi ki: Işık olsun.")

Bizim için de konuşma bir yaratma aracıdır- -onunla yaratır ya da yok ederiz. Övgü dolu sözler başkalarını teşvik eder ve güven oluşturur. Birinin kendini önemli hissetmesini sağlamak ona " Senin varlığın gerekli." demektir. Bu hayat verir ve hayatı onaylar.

Öte yandan, konuşma bir şeyi bozmak için de kullanılabilir. "Hiçbir değerin yok, ne feci" gibi sözler bir kişinin kendine olan güvenini sarsar. Sözler bana değmez, beni yaralamaz diye düşünmek yanlıştır.

Kendinizi hiç bir dedikodunun ya da pis bir şakanın ortasında bulduğunuz oldu mu? Ne kadar sinsicedir. Birdenbire kendinizi gittikçe berbat bir yönde gelişen bir konuşmanın içine sürüklenmiş bulursunuz.

Bir başkası hakkında olumsuz ya da aşağılayıcı bir şey söylemeyin- - doğru olsa bile. Dedikodu kavgaya yol açar; ilişkileri, aileleri, hatta toplumları parçalar. Kral Salomon'un söylediği gibi: " Hayat ve ölüm dilin ellerindedir."

Yön değiştirmeyi bilin. Konuşmanızı yönlendirin ve yoldan çıktığını görünce usulca, yavaşça tekrar yola koyun.

Eğer bu işe yaramazsa, konuşmayı bitirin. Birkaç zarif veda sözcüğünü hazırda bulundurun. Tabii ki asla karşınızdakini utandırmayın. Ama kendinizi de lekelenecek bir durumda bırakmayın!

NİÇİN "GÜZEL KONUŞMA" BİLGELİĞE GİDEN YOLLARDAN BİRİDİR

İnsanlara ilgi duyarsanız harika bir konuşmacı olursunuz.

Ofisteki insanlarla, komşularınızla, hatta yabancılarla konuşun.

İnsanlar bilgedir. Bilgeliklerini sizinle paylaşmalarını sağlayın.

Olumsuz konuşma sizi de olumsuz bir kişi yapar.

Konuşmayı akıllıca kullanın. Sahip olduğumuz en büyük yeteneklerden biridir.

Karşılıklı konuşun, birbirinize meydan okumayın.

Konuşma, yaratmak için bir araçtır; bizi yalnızlıktan kurtarır, ilişkiler geliştirir ve dünyamızı genişletir.

Kendi gereksinmelerimizi karşılamamız onları başkalarına ne kadar iyi iletebildiğimize bağlıdır.