iyi senelerHayır, zaman mevhumumu kaybettiğimi sanmayın! Tu Bişvat, İbrani ay Şevat'ın 15'i, ağaçların meyvelerinin Yeni Senesidir!

Evet ben ciddiyim. Mistik geleneklere göre Tu Bişvat çok büyük önemi olan bir gündür. Niye?

TORA VE AĞAÇLAR

İzninizle anlatmaya Tora'nın kendisinden başlayayım. Tora bizi hiçbir şeye, gerekli olmadan zarar vermememiz konusunda uyarır. Düşman bir şehir kuşatıldığında bile, meyve ağaçlarına zarar verilmemelidir.

Tora bize der ki, insanoğulları "arazinin ağaçları" gibidir. (Devarim 20:19)

Bizim gerçekle olan ilk tecrübelerimiz fiziksel ve somuttur. Daha sonra köklerimizin ardından büyürüz.

Yaşamımızı sorguladığımızda veya bir bağ kurmaya çalıştığımızda, dallarımızı göklere doğru uzatır ve yaşamamızı "meyve" yi üretmeye adarız. Bizim de bir zamanlar burada olduğumuzu gösteren bir iz bırakmayı çok isteriz.

Tsadik - dürüst bilge kişi- tersyüz edilen ağaçla karşılaştırılır. Besinini göklerden alıp "meyve"sini toprağın kendisine ve topraktan olan herhangi birine verir.

Hepimiz anlamlı bir yaşamı ister ancak bunun için çabalamaktan yorgun düşeriz. Mistik bilgeler sorarlar:

Tsadik gücünü nerden alır? Meor Vaşemeş kitabında belirtildiği gibi gücünü "Yaşam Ağacı" ndan alır.

"Yaşam Ağacı" nedir?

Bunun cevabı, içinde iki ağaç olan ( İyi ve kötüyü Bilme Ağacı ve Yaşam Ağacı ) Eden (Cennet) Bahçesi'nde gizlidir. Adam ve Hava Cennet Bahçesi'nden kovulduklarında, kapısına onların "Yaşam Ağacı"na dönmelerini engellemek için, ateşten kılıçlarla bekleyen melekler kondu. (Bereşit 2:9 ve 3:22-24)

Eden (Cennet) in anlamı " Arınma Bahçesi" dir. Orada, Tanrı ve yarattıkları arasındaki doğal bağ görülür şekilde açıktır. İnsani kibir, gurur, saygısızlık yoktur. Tüm doğa kendi öz kaynağını sunar.

"Yaşam Ağacı" bahçenin ortasındadır. Bize yalnızca insan olmamızı değil, aynı zamanda kutsal olmamızı da sağlayan manevi gelişmeyi sağlar. Bunu yapacak gücü vardır çünkü o Tora'nın kelimelere dökülmeden önceki mistik halidir.

Biz, arınma dünyasında yaşamıyoruz. "Yaşam Ağacı" tarafından yetiştirilmemiz yerine " İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı" nın meyvelerinin bıraktığı lezzetin bilincindeyiz. Bu ağaç bize iyilik arzusu kadar kötülük arzusunu da sunar.

Tu Bişvat, kendimizi bir kez daha nasıl geliştirmemizi öğrendiğimiz bir gündür. Günün gücünü nasıl kullanabiliriz?

ÖZSU YÜKSELMEKTE

Yahudi bilincine göre günün yapısına bir bakalım.

Duygusal gündemimiz bizi bazen aldatır. "Yaşam Ağacı"nı aradığımızı düşünür, ancak bize doğru uzanan bir dalı olup olmadığını göremeyiz bile. Diğer şeylere bakmakla pek meşgulüz. Her şeyden önce yalnızca insanız. Daha önceden "İyilik ve Kötülüğü bilme Ağacı"ndan yedik.

Bu yüzden Talmud'un Hahamları bize bu günde iyi bir Etrog - Sukot'ta birlikte dua edilen dört tür bitkiden biri- için dua etmemiz gerektiğini söylerler. Ancak Sukot geride kaldı. Neden Etrog'u düşünüyoruz?

Bunun basit açıklaması, bu mevsimde ağaçların özsularını çektikleri ve meyve vermeye başladıkları zaman olduğudur. Bu tüm ağaçlar için geçerlidir. O halde neden Tu Bişvat Etrog için özel olmaktadır?

Şeklinden dolayı, Etrog kalbi sembolize etmektedir. Bu gün kalbin saflığı için dua edebiliriz.

Biz kırılgan ve yetersiziz. Ancak duanın gücü bizi kaynağımıza götürebilir - sonsuzluğa, Tanrı'ya. "Yaşam Ağacı"na ulaşmamızı sağlayabilir.

KALBİN SAFLIĞI

Bir şeyi istediğinizde, onu istediğinize emin olun. Ve gerçekten istediğinizde, onun için ne yaparsınız?

Tu Bişvat'ta bunu sorarız. Kalbin saflığını gerçekten istiyor muyuz?

Kalbi saflaştırmayı ve Yaşam Ağacı'nı aramayı içtenlikle istediğimizi gösterir, ancak bunu fiziksel deneyimimizi bozmadan yaparız. Bunu yapmanın bir yolu fiziksel ihtiyaçlarımızın başında gelen yiyeceğe olan eğilimimizi değiştirmektir.

Yaşam boyunca büyük miktarda yiyecek tüketiriz. Bu, şefkati ve büyüklüğüyle temasa geçmemizi sağlayan Tanrı'nın planının bir parçasıdır. Ne yediğimiz ve onu yeme tarzımız yaşamı deneyimlemenin bir yoludur. Tanrı ya resmin içindedir ya da değildir. Tu Bişvat'ta, yemeği kutsallaştırma yoluyla dünyayı nasıl önemsediğimizi tekrar tanımlarız. Düşüncesizce yemeğe saldırmayı kısar ve daha bilinçli olarak yemeğe çalışırız.

Bazı toplumlar da bu amaçla bir araya gelip Tu Bişvat Seder'ini paylaşırlar.

Bu Seder'de meyveler yenir. (Bazıları 15 Şevat olduğundan,15 değişik meyveyi yerler)

Meyveleri yediğinizde, köklerini düşünmeye çalışın, tüm yaşamın kaynağını.

İsrael toprağının ürününü yediğinizde, o toprağın manevi özünün lezzetine varın.