Bu Hafta İçin Saatler |
29 HEŞVAN |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5785 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
15:55 |
17:14 |
----- |
Yeruşalayim |
15:55 |
17:15 |
Tel Aviv |
16:14 |
17:15 |
30 KASIM |
Tel Aviv |
16:14 |
17:16 |
İstanbul |
17:22 |
18:02 |
2024 |
İstanbul |
17:21 |
18:01 |
İzmir |
17:30 |
18:20 |
|
İzmir |
17:29 |
18:19 |
TOLEDOT-תולדות Aftara: Mahar Hodeş |
||||||
|
Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 25:19-28:9)
Yitshak, Rivka ile evlenir. Çocuksuz geçen 20 yıldan sonra duaları cevap bulur ve Rivka hamile kalır. "Çocuklar karnında itiştikleri" için zor bir hamilelik geçirir. Tanrı, ona "rahminde iki ulus var" der, "büyük olan, küçüğüne hizmet edecek". İlk önce Esav doğar; arkasından, onun topuğunu tutar halde çıkan Yaakov gelir. Esav büyür ve "usta bir avcı, bir kır adamı" olur; Yaakov ise "çadırlarda oturan basit biridir"; kendisini eğitime adamıştır. Yitshak, Esav'ı, Rivka ise Yaakov'u daha çok sever. Bir gün, avdan yorgun ve aç olarak dönen Esav Behorluk hakkını (ilk doğan erkek çocuk olarak sahip olduğu hakları) Yaakov'a bir tabak kırmızı mercimek yemeği karşılığında satar.
Kenaan toprakları bir kez daha kıtlığa teslim olur. Yitshak Mısır'a gitmeyi düşünür; ancak Tanrı kendisine, korban edilmek üzere bağlandıktan sonra erişmiş olduğu kutsiyet düzeyinin, Kutsal Topraklar'dan dışarı çıkmasına engel olduğunu bildirince vazgeçer ve Gerar'da Pelişti milletiyle yaşamaya başlar. Bir süre sonra Peliştiler, fazlasıyla zengin hale gelmiş olan Yitshak'a karşı kıskançlık beslemeye başlayınca Kral Avimeleh kendisinden Gerar'ı terk etmesini ister.
Esav, iki Hiti kadınla evlenir. Yitshak yaşlanır ve görüş yeteneğini kaybeder. Ölmeden önce Esav'ı mübarek kılmak istediğini bildirir. Esav babasının en sevdiği yemeğin hazırlanması için avlanmaya gittiği sırada Rivka Yaakov'a Esav'ın kıyafetlerini giydirir, daha kıllı olan ağabeyini anımsatması için kollarını ve boynunu keçi kılları ile örter, benzer bir yemek hazırlar ve Yaakov'u babasına gönderir. Yaakov babasından "göklerin çiyi ve yeryüzünün yağı" hakkında bir bereket duası alır ve kardeşine karşı üstünlüğe sahip olur. Esav döndüğü ve aldatmaca ortaya çıktığı zaman, Yitshak'ın ağlayan oğluna verebileceği tek şey, onun kılıcı sayesinde yaşayacağına dair kehanette bulunmaktır. Yaakov hata yaptığı zaman, küçük kardeş Yaakov, ağabey Esav'ın üzerindeki üstünlüğünü kaybedecektir.
Yaakov, Esav'ın gazabından kaçmak ve dayısı Lavan'ın ailesinden kendisine bir eş bulmak için evden ayrılır. Esav, üçüncü bir kadınla evlenir: Yişmael'in kızı Mahalat.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
YOLU ASFALTLAMAK
Peygamberin öğüdü: TaNaH içinde yer alan Melahim kitabının ilk bölümünün yirminci kısmında Ahav adlı İsrael kralının Aram kralı ile olan savaşına yer verilir. Ahav gelmiş geçmiş krallar içinde en olumsuz olanlardan biridir. Ancak Tanrı bu savaşta Aram kralının yenilgiye uğramasını sağlamıştır. Savaş sırasında bir peygamber Ahav’a önemli bir öğüt verir. “Aser amelahim iş mimekomo vesim pahot tahteem - asilleri yerlerinden çıkar ve yerlerine normal insanları koy.” Burada asıl savaşacak olanların asiller değil sıradan insanlar olduğunun altı çizilmektedir.
Bu cümleyi açıklayan “Metsudat David” adlı kaynak soyluların konumlarından ve varlıklarından dolayı savaşta kendilerini tehlikeye atmamak için büyük çaba göstereceklerini söylemektedir. Soyluların cesaret göstererek öne atıldıklarını görmek genellikle savaşlarda pek de gerçekleşmez. Ancak asıl savaşanlar genellikle köylü sınıfı olanlardır. Hayatlarına önem vermediklerinden kendilerini tehlikeye atmak konusunda çok da dikkatli davranmaları mümkün değildir.
Kişisel saygımızı korumak: Bu hikayede açıklanması gereken sayısız konu olabilir. Ancak biz bu hikayede zikredilen asil olanlarla basit olanların arasındaki en önemli farka bakacağız. Kendine dikkat etmek veya kendini umursamamak. Kendimize ne kadar değer verirsek kendimiz için o kadar iyi ve doğru olanı yaparız. Kendimizi önemsemezsek çamura bulanmaya, pervasız ve dikkatsiz davranmaya daha yakın oluruz.
Bu noktada kendimize saygı duymaktan söz etmişken saygı anlamına gelen “kavod” sözcüğünü daha yakından incelemye çalışalım. Bu sözcük “ağır” anlamına gelen “kaved” sözcüğü ile benzer etimolojik kökene sahiptir. Anlamsız, gereksiz davranışlar için kullanılan “kalut” kelimesi ile “hafif” anlamına gelen “kal” kelimesinin de etimolojik benzerlikleri vardır. Eğer ağırbaşlı ve anlamlı davranmayı biliyorsak, saygımızı göstermeyi bildiğimiz gibi saygı kazanmayı da başarabiliyorsak insanların saygısını kazanmak suretiyle toplumsal bir yer edinebilmek mümkündür. Ancak eğer hafif davranışlar daha fazla ilgimizi çekiyorsa değer bilmenin ve kendi değerimizin farkında değilsek o zaman zamanımızı anlamsız hafifliklerle boşa harcamış oluruz. Sosyal medyayı kullanırken ve onun yarattığı ortamlarda gezinirken bunu aklımızda tutabilmek nerede durup nerede yürümemiz gerektiğini bilmektir.
Hedefe odaklanmak: Hepimizin büyümek ve gelişmek için bir potansiyeli vardır. Bunu her şeyden önce istemek gerekir. “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez” sözünü söyleyen Montaigne hayatta hepimizin bir amacı ve bir hedefi olması gerektiğini paylaşır. Yahudilik için büyümek, gelişmek ve ilerlemek en temel amaçlardan biridir. Hepimizin büyük olma potansiyelimiz vardır. Bu potansiyel atalarımızdan bize miras olarak gelmektedir. Kraliyet asasının sahibi olan Yeuda neslinden gelen bizler için bu makama uygun davranmak gerekir. Zamanımızı nasıl harcadığımız ve aklımıza nelerin girmesine izin verdiğimiz son derece önemlidir.
Peraşamız, Yaakov ve Esav'ın doğumunu anlatır. Bu iki kişilik arasındaki büyük fark isimlerinde dahi görülebilir. Esav ismi Raşi’nin de açıkladığı gibi “asuy - yapılmış” sözcüğünden türer. Esav, fiziksel olarak olgun bir yetişkin gibi doğar. Yaakov ismi ise yürürken yere çarpan ilk yer olan topuk sözcüğünden gelir. Esav ile Yaakov arasındaki önemli fark da budur.
Esav fiziksel anlamda zaten olgun ve “yapılmış” gibi doğduğundan yaşamına bu şekilde devam etmeyi yeterli görmüştür. Kendini farklı bir yere taşımak veya geliştirmek için belirgin bir çabası yoktur. Yaakov temkinlidir ancak her zaman yeni bir yolculuğun adımlarını atmaya hazır gibidir.
Esav ve Yaakov ile ilgili olarak Tora’daki ilk karşılaşma Esav’ın avdan eli boş ve yorgun bir şekilde dönüşünden bahseder. Yaakov yemeği hazırlarken Esav ondan yemek ister. Yaakov da Esav’dan “behor” haklarını yemeğe karşılık talep eder. Esav’ın buradaki cevabı kolay anlaşılır değildir. “İne anohi oleh lamut velama ze li behora – zaten ölüme gidiyorum behor hakkının bana ne faydası var?” Bu noktada Yaakov, Esav'ın ilk doğan olmanın özel ayrıcalıklarını ve sorumluluklarını anlamadığını, hissetmediğini ve hak etmediğini tam bir güvenle anlar.
Unutmayalım hepimiz çok özeliz. Hepimiz çok özel yeteneklere, becerilerle, iyilikle, sınırsız potansiyelle dolu bir geleceği kurma yetisine sahibiz. Zamanımızı saçmalıklarla, gösterişle, anlamsız uğraşlarla harcamak hem kendimize hem de geleceğimize yazık etmek anlamına gelir. Onun yerine değerli olduğumuzun her zaman farkında olalım. Kendimize değer vermeyi öğrenerek zamanımızı akıllıca kullanalım.
Hepimiz bazı olumsuz özelliklere gerek doğuştan gerekse sonraki kazanımlarla sahip oluruz. Doğal olarak bencilliğe, kibre, öfkeye, olumsuzluğa, kötü eğilimlere ve kötü alışkanlıklara çekiliriz. İnsanlar yaşlandıkça iki şeyden birini yaparlar: Ya kendilerini değiştirmeye çalışırlar ya da kendileri değişmiş gibi göstermeyi tercih ederler.
Esav’ın yolu bu şekilde gelişir. Rabilerimiz Esav’ın babasına alahik sorular sormak amacıyla kendini iyi, vicdanlı ve bilgili göstermeye çalıştığını hatta bu yolla babasını kandırdığını öğretirler. Pasuk bu konuda Yitshak’ın Esav’ı sevdiğini çünkü onu ağzıyla yani sözleriyle “avladığını” anlatır. Yitshak oğlunun olumsuz karakterini görememiştir. Fiziksel körlüğünün altında Esav’a olan sevgisi onu Esav’ın kimliğine karşı da körleştirmiştir. Ancak burada Esav’ın gerçekleştirdiği çok büyük bir mitsvayı da not etmek gerekir ki o da anne baba saygısıdır.
Gerek iş dünyasında gerek sosyal yaşamda hepimiz kanımızca bu kadar övgüyü hak etmeyen insanlar hakkında başkalarının ne kadar hararetle övgü dolu sözler söylediğini duyarız. İnsanların bu kişinin ne kadar harika, hoş, ne kadar tatlı, ne kadar şefkatli olduğundan söz ederler. Biz gerçeği bilebiliriz. Kişinin o özellikle alakası olmayabilir. Ancak o insan bunu gösterebilmek için kendisini öyle tanıtabilmek için çaba göstermiştir. Böyle insanlar “görünüşte” çok olumlu görünseler de tanıdıkça gerçek mutlaka ortaya çıkar. Ne yazık ki günümüzde de bazı insanlar sadece imaj değişikliği yaparak kendilerini toplumda kabul ettirmeye çalışırlar. Bir noktaya kadar başarılı olduklarını da söylemek mümkündür. Ancak “güneş balçıkla sıvanmaz” özdeyişinin de anlattığı gibi gerçek mutlaka ortaya çıkar.
Yolu asfaltlamak: Peraşamızın ilerleyen bölümlerinde Yitshak için “vayigdal aiş – adam büyüdü” ifadesine yer verilir. Yitshak Peliştiler’in yanında çok fazla zenginleşmiştir. Bu daha önce söylediğimiz gibi bir kıskançlığa neden olur. Ancak burada verilen mesajın manevi yönü de önemlidir. Yitshak'ın yalnızca zengin olmakla kalmayıp aynı zamanda kişi olarak da kendini geliştirmiştir. Yitshak varlığının temel özünde büyür. Her gün daha iyi olmaya çalışır. Sonunda çok özel atalardan biri olmayı başarır. Rabiler Avraam’ın gidilecek yolu şose yol olarak gösterdiğini söyler. Yitshak o yolu asfalt ile kaplar. Böylece Yaakov oğulları ile birlikte o yoldan çok daha rahat geçerler.
Büyümek demişken bunun ne anlama geldiğini de anlamaya çalışalım: Kişi öncelikle kendini sabırlı olmaya hazırlamalıdır. Sabır olmadan bir yerlere ulaşmak mümkün değildir. Tevazu sahibi olmak büyümenin olmazsa olmazıdır. Bilgeler tevazu sahibi birinin daha çok ve kolay öğrenebileceğini anlatırlar. Bunun yanı sıra verici, anlayışlı, inanç sahibi, nazik, pozitif, mutlu olmayı amaç edinen ve rafine biri olmaya gayret etmek gerekir. Her gece yatağa gittiğimizde, günümüzü düşünmek, farklı şekilde yapabileceğimiz şeyleri keşfetmeye zaman ayırmak gerekir. Bu şekilde kendimizi daha iyi göstermek yerine kendimizi daha iyi hale getirmek mümkün olur.
Yaakov Avinu'nun torunları olarak hayatlarımızı onun gibi her zaman yeni bir yola çıkacakmış gibi hazır olarak yaşamaya gayret edelim. İlk adımları attıktan sonra Tanrı yolunda ilerlemek bu özelliklerle zor olmayacaktır.
DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon
NE YERSEN OSUNDUR
Esav, Yaakov'a "Şimdi o kırmızı şeyden içime dök, çünkü çok yoruldum" dedi. Bu nedenle adını Edom koydu (Yaratılış 25:30).
Yirmi yıl süren kısırlığın ardından Tanrı, sonunda İshak ve Rivka'ya bir çift ikiz çocuk bağışladı. Kardeşler aynı anneyi paylaşsalar da tamamen zıt bir doğaya sahiplerdi. Yaakov, Tora çalışmasına değer veren sağlıklı bir adamdı, oysa Esav zamanını çölde avlanarak geçirdi.
İlk doğan Esav rahimden çıktığında, Tora şöyle yazar: "Ve ilk doğan kızıl, tüylü bir örtü gibi her tarafı kızıl olarak doğdu; ve ona Esav adını verdiler (Yaratılış 25:25)." Bilgeler, Esav'ın kırmızımsı ten renginin onun katil doğasını yansıttığını öğretirler.
Daha sonra Tora bölümünde Esav'ın nasıl başka bir isim aldığını okuruz; Edom. İbranice'den gelen Edom ismi Adom (kırmızı) kelimesi, Esav'a Yaakov'un yemeğine "o çok kırmızı şey" dediği için verilmiştir.
Haham Don Isaac Abarbanel bir soru sorar. Esav'ın Edom lakabını, kırmızımsı ten rengi. Güveçten "çok kırmızı bir şey" olarak bahsetmesi, onun kırmızımsı dış görünüşüyle karşılaştırıldığında önemsiz görünüyor. Dış görünüşü, yemeğe "kırmızı şey" demesinden daha çok şiddet yanlısı doğasını gösteriyor gibi görünüyor. O zaman neden Esav, bu yiyecek olayından sonra resmen Edom olarak tanındı?
Bu sorunun cevabı, Yahudi geleneğine göre isimler. Yahudilikte, bir isim sadece bir kişiyi veya bir şeyi tanımlamak için kullanılan bir etiket değildir. O ismin taşıyıcısının içsel karakter özelliklerini ve özünü temsil eder.
Bir isim bize bir hayvanın doğası ve bir kişinin kim olduğu hakkında bilgi verebilir. Adam, Yaratılış hikayesindeki tüm hayvanlara isim verdiğinde, Tora "ve adam her canlıya ne isim verdiyse, o onun ismi olurdu" der. Bilgeler, Adam'ın seçtiği ismi, onların benzersiz doğasını tasvir eden doğru bir şekilde açıklar
Esav'a verilen isim, Edom, vahşi doğasını temsil eder. Esav'ın kırmızımsı derisi bu doğaya sahip olmaya meyilli bir tip olmasa da, onun ne tür bir insan olacağını dikte etmez. Herkes, doğal karakterini yapıcı bir amaca hizmet etmek için kanalize ederek kendini iyi bir insan olmak için yükseltme yeteneğine sahiptir. Esav'ın kan dökme potansiyeliyle doğmuş olması onu bir katil olmaya mahkum etmez. Esav, Tanrı'nın krallığını dünyada yeniden kurmak için savaşan Kral Davut gibi olabilirdi.
Peygamber Samuel'e Tanrı tarafından Kral Saul'un yerine yeni bir kral ataması gerektiği söylendiğinde, bu kişinin kimliğini bilmiyordu. Tanrı ona sadece onu nerede bulacağını söyledi. Samuel, İşay'ın evine gitti ve orada İşay'ın tüm oğullarıyla görüştü.
Tanrı, Samuel'e İsay'ın oğullarının her birinin İsrail Kralı rolünü üstlenmeye uygun olmadığını söyledi. Sonunda İşay, en küçük oğlu David'i çağırdı. Samuel, David'i kontrol ettiğinde, David'in ten renginin kırmızımsı olduğunu fark etti. Kutsal yazılarda yazıldığı gibi: "Şimdi kırmızıydı ve güzel görünüyordu (I. Samuel 16:2)."
Midraş, Samuel'in David'in kırmızımsı ten renginden çok rahatsız olduğunu, çünkü bunun Esav'ın kırmızı tabak ten rengini anımsattığını öğretir. Ancak daha sonra Tanrı, Samuel'e David'in yalnızca eski zamanlarda İsrail'in Yüksek Mahkemesi olan Sanedrin'in onayını aldıktan sonra kan dökeceğini fısıldadı.
Başka bir deyişle, David, Esav ile benzer bir doğaya sahipti, ancak bir farkla; David, doğasını yendi, Esav ise doğasının onu ele geçirmesine izin verdi. David, özelliklerini olumlu bir şekilde kanalize edebildi, oysa Esav onları kendi tatmini için kullandı.
Esav'ın gerçek doğası ancak yemeği "çok kırmızı bir şey" olarak adlandırdığında ortaya çıktı. Midraş, Yaakov'un ölen babası Avraam için yas tutarken İshak için bir yemek pişirdiğini öğretir. Yaakov babasına mercimek yemeği hazırladı çünkü bu yas tutanlar için geleneksel bir yemekti. Mercimeğin yuvarlak şekli, mercimeğin yuvarlak olması gibi hayatın da ölümü içeren bir döngü olduğu yönünde rahatlatıcı bir mesaj iletir.
Ancak Esav yemeğin ardındaki manevi anlamı fark etmedi: açtı ve sadece dıştan kırmızımsı görünümünü gördü. Bu, Esav'ın maddeci, sığ bir insan olduğunu gösteriyordu. Ancak o zaman aşağılayıcı Edom adını almayı gerçekten hak etti.
GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres
Sefertora’nın Ets Ahayim tabir edilen sopaları olmadan okunabilir mi?
Küçük bir cemaat Roş Aşana arifesinde bir Sefertora ile bereketli kılınır. Zira o cemaatin hiç Sefertora’sı yoktur. Kitaptan okumak zorunda kalan halk bu büyük nimeti sevinçle karşılar. Ancak Sefertora’nın “ets ahayim” dediğimiz sopaları yoktur. Buna rağmen Sefertora bayramlarda okunur.
Gemara Masehet Megila’ya göre “ets ahayim” dediğimiz sopalar ve örtüler olmadan zorunlu hallerde okunabilir. Hatta “ets ahayim” dikilmemişse bile Sefertora kaşerdir. Sefertora’ya çıplak elle dokunmak doğru olmadığından mutlaka bir örtüyle sarılmalıdır. Biz beraha söylerken “ets ahayim dediğimiz sopaları tutarız.
DEĞERLERİMİZ
Rav İsak Alaluf
Geçen haftaki yazımızda “rahamim” yani merhamet konusunda bazı bilgilere değindik. Öncelikle bu özelliğin veya değerin “rehem” yani biyolojik anlamda rahim sözcüğü sözcük olarak benzer kökeni vardır. Yamim Noraim yani Ulu Günler olarak adlandırılan Roş Aşana ve Kipur sürecinde Tanrı’dan bizleri merhamet ile yargılamasını dileriz. Kainat öncelikle “din” yani yargı özelliği ile yaratılmıştır. Yaratılış peraşasında genellikle Tanrı’nın yargıyı çağrıştıran İsmi olan “E.loim” zikredilir. Rabiler Tanrısal yargı için merhamet dilenenlerin öncelikle canlılara karşı merhamet içinde olması gerektiğinin altını çizerler. Bununla ilgili Rabi Yeuda Anasi’ye atfedilen bir öyküyü ileriki yazılarımızda sizlerle paylaşacağız.
HAFTANIN SÖZÜ
“Dünya “hesed” üzerine kurulmuştur.” (Teilim 89/3)