Bu Hafta İçin Saatler

3 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5784

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:46

20:06

-----

Yeruşalayim

18:51

20:12

Tel Aviv

19:06

20:09

  11 MAYIS

Tel Aviv

19:11

20:14

İstanbul

19:55

20:38

2024

İstanbul

20:02

20:45

İzmir

19:51

20:41

İzmir

19:57

20:48

KEDOŞİM – קדושים

Aftara: Alidroş

 


13 MAYIS 2024 YOM AZİKARON
14MAYIS 2024 YOM AATSMAUT

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 14:1-15:33)

Kedoşim Peraşası "Kutsal olacaksınız çünkü Ben, Tanrınız, Kutsal'ım" ifadesi ile başlar.

Bu ifadeyi, Yahudiler'in kendilerini kutsal kılmak ve Tanrı'nın kutsallığına atıf yapmak üzere uymaları gereken düzinelerce mitsva takip eder. Bu mitsva'lar arasında şunlar bulunur: Putperestliğin yasaklanması, iyilik yapma mitsvası, kanun önünde eşitlik ilkesi, Şabat, cinsel ahlak, iş ilişkilerinde dürüstlük, ebeveynlere karşı saygı ve korku ve hayatın kutsallığı.

Kedoşim'de ayrıca, büyük bilge Rabi Akiva'nın Tora'nın başlıca ilkesi diye adlandırdığı, İllel'in ise "Bu, Tora'nın ta kendisidir" dediği, "akranını kendin gibi sevmelisin" emri yer alır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

DİYET VE SPOR

Alışkanlıkla dua etmek: Pirke Avot ikinci bölümde Rabi Şimon’un bir Mişna’sına yakından bakmaya çalışalım: “Uhşeata mitpalel al taas Tefilatha keva; ella rahamim vetahanunim lifne amakom – dua ettiğin zaman duanı alışkanlık oldu diye yapıyorum deme, aksine her seferinde Tanrı’dan merhamet ve şefkat dilemeye çalış.”

Serbest çeviri ile vermeye çalıştığımız bu Mişna’da Rabi Şimon duamızı nasıl yapmamız veya yapmamamız gerektiği konusunda bizleri uyarmaktadır. Çünkü bir süre sonra dualarımız artık kendini otomatiğe bağlar. Bir geleneğe büründüğü için insan konsantrasyonunu azaltarak dua etmeye başlar ki bu arzu edilen bir şey değildir. Rabi Şimon tarafından bizlere öğretilen Mişna’da aynı zamanda Tanrı ifadesi yerine “makom – yer” kullanılmaktadır. Bunun nedenini nasıl anlayabiliriz sorusunu yanıtlamaya çalışacağız.  

Diyet ve Spor: Birçoğumuzun ortak sorunlarından birine bakalım. Çoğumuz kilo vermek için çaba gösteririz. Arkadaşlarımızdan biri bizlere gelir ve diyet ile spor yapmamız gerektiğini söyler. Bizler de bazen onu dinleriz. Spor salonuna gider ve onun söylediği çalışmaları yerine getiririz. Bir süre sonra eve gelip tartıldığımızda kiloda bir değişme olmamıştır. Hemen arkadaşımıza gidip tavsiyelerinin bir işe yaramadığını söyleriz.  

Burada arkadaşımız bir noktayı kaçırmıştır. Kilo vermek için sadece kısa bir süre diyet ve spor yeterli değildir. Bunu düzenli yapmak hatta bir yaşam tarzı olarak belirlemek gerekir. Bunu yaptıktan sonra yavaş yavaş istediğimiz gelişmeleri görmek mümkün olacaktır.   

Aynısı Tefila için geçerlidir. Bazen birilerinin Tefila yaparak istediği şeyi elde ettiğini duyar ve aynısını bizler başaramayınca hayal kırıklığına uğrarız. Bu hikayeler, Tefila’nın gücü hakkında ilham verici ve önemli hatırlatmalardır, ancak asıl noktayı gözden kaçmıştır. Tefila, her gün bir ibadet şeklidir. Hahamlar duadan עבודה - "ibadet" olarak söz ederler. Bir kişi önce bir kariyer hedefler, iş kurar, sıkıntılı bir süreç geçirir, ancak tutarlı ve ısrarlı bir şekilde, çaba göstermeye devam eder, gitgide daha iyi olur ve sonunda hedeflediği yere ulaşabilir.

İbadetin anlamı: Tefila’nın anlamı budur. Her gün işe aynı hevesle sarılmakla ilgilidir. Ne zaman dua etsek ve Tanrı’yı ve O'nunla olan ilişkimizi düşünerek vakit geçirsek, biraz daha büyürüz. O'na biraz daha yaklaşırız. Zihniyetimiz biraz gelişmiştir. O'na biraz daha odaklanmış oluruz. Tefila söylerken ne söylediğimizi anlamak için biraz duraksamak, bazen Tefila’mızı daha yavaş okumak gerekebilir. Rabi Yaakov Perets dini akademilerde var olan “ben azmanim – iki zaman arası” süreçleri ile ilgili bir öneride bulunur. Pesah bayramından itibaren üç hafta ile Tişa be Av ile Roş Hodeş Elul arası bu isimle bilinen tatil zamanlarıdır. Bu süreçte akademide derslere ara verilir. Rabi Perets bu süreç boyunca Amida dualarının en az on beş dakika sürmesi gerektiğini söyler. Çünkü normal zamanlarda yetişeceğimiz dersler veya toplantılar olduğundan gerekli özeni gösteremediğimiz Tefila için bu tatil zamanları biçilmiş kaftan gibidir. O zaman Tefila süresini biraz uzatarak ve sözcükleri anlamaya çalışarak bir yerlere gelme çabası gösterilebilir.

Yukarıda diyet olmadan jimnastik bir şeye yaramaz demiştik. Benzer bir şekilde Tefila için gösterdiğimiz gayret günlük yaşamımız ayansımalıdır.  Tefila zihniyetini yaptığımız her şeye uygulamalı, tüm yaşamımıza emuna ve O'na bağlılık perspektifinden yaklaşmalıyız. 

Rabi Şimon'un bize önemli bir ders verir. Tefilahımızın bir etkisi olmasını istiyorsak, duamızı çaba harcamadan ezbere yaşadığımız rutin bir şey olarak görmemek gerekir. Duamızı ve zihniyetini yaşamın içine katmamız gerekir. Elimizden gelenin en iyisini yaparak konsantre olmak gerekli ve anlamlıdır.

Kutsal olmak: Bunu yaparken kimin karşısında durduğumuzu unutmamak gerekir. Tanrı’nın bulunduğu yer “makom – yer” olarak adlandırılır. Ancak unutmamak gerekir ki o her yerdedir. Her zaman kainatı yönetmektedir. Sürekli olarak gözü üzerimizdedir. Nasıl ki O her yerde bulunuyorsa bizim de yaşadığımız her yerde O’na yakışır bir şekilde davranmamız ve bulunmamız gerekir. İçinde bulunduğumuz ortam, ruh halimiz, durumumuz iniş ve çıkışlar gösterebilir. Ancak esas olan kime nasıl ibadet ettiğimizin akıldan çıkarılmamasıdır.

Kedoşim peraşası bize kutsal olmamızı emretmektedir. Kutsal olmanın bir yolu da yaşamımızı kutsiyet üzerine inşa etmekten geçer.

Özellikle dikkatimizin bu kadar kolay dağıldığı ve herhangi bir şeye konsantre olmanın bu kadar zor olduğu günümüz dünyasında kendimizi dua etmeye adamak bir meydan okuma gibidir. Ancak tıpkı egzersiz gibi Tefila'nın da bir gereklilik olduğunu anladığımızda, bu taahhüdü daha iyi yerine getirebilmek mümkün olacaktır. Bu sayede duanın bize sunduğu paha biçilmez faydaları ve ödülleri zamanla elde edeceğimizden kimsenin kuşkusunun olmaması gerekir.  

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Kedoşim peraşasıyla Bene Yisrael'in kutsal olmaları gerektiği emriyle başlar. Bunun ardından bu düzeye erişmenin ve bu şekilde Tanrı'ya yakınlaşmanın yollarının bir listesiyle devam eder.  

Toramız, dürüst ve dini bütün bir hayat tarzı benimseyip bununla yaşayarak Tanrı’nın ismini yüceltmemiz gerektiğini emretmiştir. Yapacağımız yanlış davranışlar sayesinde Tanrı’nın ismini alçaltmamamız gerekmektedir. 

Tora  bize  “Ben  Sizin Kralınızım” kelimelerini defalarca tekrarlamaktadır. Bu kelimeler  bizim Tanrı’ya karşı sorumlu olduğumuzu ifade etmektedir;  yaptığımız yanlışlıklarla başkalarını  hatta kendimizi bile kandırabiliriz ama Tanrı’yı kandırmamızın imkanı yoktur.

İnsanlar yaptıkları tüm uygunsuz ve olumsuz davranışlara rağmen yaptıkları hareketleri uygun gerekçeler  bularak kendilerini haklı bulmaya çalışırlar. 

Ama Tora bize, kullandığımız  kelimelerin ve yaptığımız hareketlerin etkilerini ve davranışlarımız sonucunda oluşan tüm sonuçları gözden geçirmemizi ve değerlendirmemizi istemektedir. Çünkü bilmemiz gereken Tanrı’yı aldatamayacağımızdır.  

Her Yahudi yaşı kaç olursa olsun, ayrıcalığı ve sorumluluğu gereği, başka Yahudilerin arasında olsa da olmasa da, davranışları ile Tanrı’nın ismini kutsamalıdır. 

Bunu, Tora öğrenerek emirleri yerine getirerek, başkalarına iyi, düşünceli ve dürüst davranarak gerçekleştirir. Bu şekilde insanlar Tora’nın ve onu veren Tanrı’nın ne kadar Yüce ve Mükemmel olduğunu anlarlar.    

Rabi Yitshak Luria, öğlen duasını yapmadan önce tüm çalışanlara gereken maaşlarını verip vermediğini gözden geçirirdi. 

Kendisinin bu konudaki temel prensibi bir kişinin başka insanlarla olan ilişkide gereken hassasiyeti, merhameti, dürüstlüğü göstermeden Tanrı’nın huzurunda gerektiği gibi dua etmesinin mümkün olamayacağıdır. Kul hakkının çiğnendiği, işçisine maaşını gününde ödemeyen kişilerin Tanrı’ya yaklaşmasının  ve dua etmenin doğru uygun olmayacağıdır.  

Bu sebepten dolayı sabah dualarımızda, duanın başlangıcında tsedaka kutusu dolaştırılır. 

İnsanlara karşı merhametli davranmayan kişi nasıl Tanrı’dan kendisi için merhamet dileyebilir? İlk önce sen insanlara yardım etmelisin ki Tanrı da senin duanı kabul edebilsin. 

​Başka insanlara karşı hassas davranılması konusunda gereken titizliği gösteren ve her seferinde bunu dile getiren 19 yy bilgelerinden Rabi Yisrael Salanter, insanlara saygı konusunda gereken dikkati göstermeyen ve insan değerini takdir etmeyen kişi Tanrı’nın huzurunda dürüst bir şekilde durması mümkün olmadığını dile getirir. 

Kutsiyet boyutuna ulaşmak için büyük istek ve çaba gerekmektedir. 

Dürüstlük, bütünlük  ve doğruluk unsurlarını yaşamımıza adapte etmenin dışında ve başkalarının ihtiyaçlarına ve hislerine karşılık hassas davrandığımız taktirde Kutsal olabilme adına bir adım ileri atabiliriz.

Ayrıca bu yaptığın hareketle Tanrı’nın ismini yüceltmiş olursun. 

19 yüz yıl zamanında bilinen bir hayırseverle ilgili şu olay aktarılır. Hayırsever bu kişi hayır kurumlara her sene olduğu gibi söz verdiği maddi yardımı verebilmek adına Sinagog şamaşını evine davet eder.  

Taahhüt ettiği teberruyu sayıp vermeye hazırlanırken bir liralık küçük bir miktar paranın eksik olduğunu fark eder.   Daha sonra parayı toplamaya gelen şamaşa bu miktarı bir ara ulaştıracağını dile getirir. Şamaşa bu kadar az bir miktar için endişe etmemesini ifade eder. 

Hayırsever birden ürker ve şaşkınlık içinde şamaşa  bu paranın kendisine ait olmadığını, miktar azda olsa borçların gerektiği gibi ödenmesi gerekliliğini anlatır. Verilen bu katkıların kurumlara gittiğini ve taahhüt edilen miktar neyse aynen verilmesi gerektiği ifade edildi.  Bu paradan feragat edilmemesi gerekmektedir. Hayırsever devam eder: Benden bir lira feragat ettiğin an, bir başkasından bu miktar 3- 5 lira ve  artıkça bu miktar çok daha çok yükseklere çıkacaktır.  

Bu bakımdan cemaatimize ve hayır kurumlarımıza sorumluluklarımız neyse aynı şekilde ve aynı düzende taviz vermeden yerine getirilmelidir.  Bu sorumlulukları gerektiği gibi yerine getiremeyen kişi Tanrı’nın ismini maalesef alçaltmış olur. Böyle bir insan insanlara ve kendi cemaatlerine karşı gereken sorumlulukları yerine getirme konusunda gereken hassasiyetine göstermediyse nasıl olur da Tanrı’nın huzurunda dua etmeye cesaret edebilir?

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

Berahalarda “baruh U ubaruh şemo” ile “amen” ifadeleriyle yanıt vermek durumu:

Beraha’yı duyan herkes Tanrı’nın isminin zikredildiğini duyduktan sonra (A-do-nay) “baruh U ubaruh şemo” ifadesiyle yanıt vermelidir. Sözgelimi Amida duasında “behazara – tekrar” bölümünde hazan beraha’da Tanrı’nın ismini söyledikten sonra bir süre durarak toplumun yanıt vermesini beklemeli, sonra beraha’yı tamamlamalı ve tekrardan “amen” için biraz daha beklemelidir.

YETMİŞ İKİ’ DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

Teilim kitabının en uzun mizmoru yüz on dokuzuncu mizmordur. Bu mizmor yüz yetmiş altı pasuk içerir. Bu sayı Tora’nın en uzun peraşası olan Naso için de geçerlidir. Naso da aynı sayıda pasuk içerir. Rabiler bu sayının “aminadav” sözcüğünün nümerik değeri olduğunu bildirirler. Bu da gemilut hasadim mitsvasına işaret eder. Rabi Hayim Palaçi’nin (Z’Ts’K’L’) bu mizmorun girişinde yazdığı açıklamada ilk cümleye atıfta bulunur. Rabi Gemara Masehet BavaKama ve Bava Metsia kaynaklı öğretisinde cümlede yer alan “et adereh – yol” ifadesi için gemilut hasadim yolu yakıştırmasına yer verir. Bu noktadan hareketle “aşre temime dareh” ifadesi gemilut hasadim yolumu temsil eder. Pasuğun devamında “aolehim betorat Ad” ifadesine yer verilir. Rabi’ye göre bu da Tora öğrenimi ile meşgul olanlardır. Her iki konu ile meşgul olanların taltif edileceği Akatuv LeHayim kitabında Gemara kaynaklı bir açıklama olarak yer alır.

HAFTANIN SÖZÜ

“Yahudi halkının dayanıklılığına hayret ediyorum. En iyi özellikleri hatırlama istekleridir. Başka hiçbir insanın hafızaya bu kadar takıldığını görmedim.”  (Elie Wiesel)