Bu Hafta İçin Saatler |
6 HEŞVAN |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5784 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
17:22 |
18:37 |
----- |
Yeruşalayim |
17:15 |
18:31 |
Tel Aviv |
17:41 |
18:39 |
21 EKİM |
Tel Aviv |
17:34 |
18:32 |
İstanbul |
18:02 |
18:41 |
2023 |
İstanbul |
17:53 |
18:31 |
İzmir |
18:05 |
18:54 |
|
İzmir |
17:56 |
18:45 |
NOAH - נח Aftara: Roni Akara |
||||||
|
Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 6:9-11:32)
İlk insanın yaratılışından Noah’a kadar on nesil geçmiştir. İnsanlık, dünyayı ahlaksızlık, putperestlik ve hırsızlıkla son derece yozlaştırmıştır.
Tanrı, beğenisini kazanan Noah ve ailesi ile dünyayı tekrar canlılarla doldurmaya yetecek kadar hayvan dışında, dünyanın tüm sakinlerini yok etme kararı alır. Noah'a, dünya üzerine getirmeyi planladığı tufandan kurtulmasını sağlayacak bir gemi inşa etmesini emreder. Gökten yağmurlar, yeryüzünden su kaynakları dünyayı kırk gün boyunca suya boğar ve en yüksek dağlar bile su altında kalırlar. 150 gün sonra sular çekilmeye başlar. Gemi Ararat dağında karaya oturur. Noah, suların yeteri kadar çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği güvercin zeytin dalı ile geri döndüğünde karaya çıkabileceklerini anlar.
Tanrı Noah ve ailesine gemiyi terk etmelerini söyler. Noah gemide özellikle bu amaç için bulunan hayvanlardan Tanrı'ya korban sunar ve Tanrı tüm dünyayı yok edecek bir tufanı bir daha gerçekleştirmeyeceğine söz vererek bunun işareti olarak gökkuşağını belirler. Sadece bitki yiyen Adam’dan önceki on nesilden farklı olarak, Noah ve tüm insanlığa et yeme izni çıkar. Tanrı tüm insanlığı bağlayan yedi tane kural belirler: Buna göre, 1.Putperestlik, 2.Cinsel ahlaksızlık, 3.Hırsızlık, 4.Tanrı'ya lanet etme 5.Cinayet 6.Canlı bir hayvanın etinin yenmesi yasak olacak, ayrıca 7. İnsanların bir kanun sistemi geliştirmeleri gerekecektir.
Bunların ardından, dünyanın iklimi günümüzdeki halini alır. Noah bir bağ diker, ürününden yaptığı şarabı içerek sarhoş olur. Noah'ın oğullarından Ham, babasını sarhoş ve çıplak bir halde görmekten zevk alırken, kardeşleri Şem ve Yefet, geri geri yürüyerek babalarının çıplaklığını örterler. Bu olay sebebiyle Ham'ın oğlu Kenaan kölelikle lanetlenir.
Noah'ın soyu, on nesil sonra tek bir dili konuşan, ortak kültüre sahip tek bir halk haline gelir. Fakat o nesilde, kendi yenilmezliklerini simgeleme amacıyla yüksek bir kule (Babil kulesi ) inşa etmeye kalkışarak, Yaratıcılarına karşı gelirler. Tanrı onların dillerini bozar; öyle ki, artık biri, diğerinin söylediğini anlayamaz hale gelir. Sonunda proje iptal edilmek zorunda kalınır; insanlar, gruplar halinde yeryüzünün farklı kesimlerine dağılarak gelecekteki yetmiş ana ulusu oluştururlar.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
DİL YETMEYİNCE
Giriş: Hepimiz için aile dinamikleri çok karmaşıktır. Herkes zaman zaman birbirine gönül koyabilir veya sinirlenebilir. Bu da aile arasında gerginliğe neden olur. Hatta aile bireylerinin bazen özel günlere bu nedenle katılmadıkları da görülmüştür. Hiç ummadığımız yerde bu gerginlikler güzelim ortamı bozabilir. Gelin bu gerginlikleri azaltmanın yollarına yakından bakalım.
Klasik tartışmalar: Tora Noah için oldukça parlak ifadeler kullanır. Klasik bir yorumdur ama Noah kendi nesli içinde bir tsadiktir. Raşi burada yer alan “kendi nesillerinde” ifadesi ile ilgili olarak bilgeler arasındaki farklılıktan söz eder. İlk görüşe göre Noah, Tanrı'nın yok edilmesi gerektiğine karar verdiği derinliklere batmış yozlaşmış, günahkar bir nesilde yaşamasına rağmen saf, dürüst bir yaşam sürmeyi başarmıştır. Dürüst insanlar arasında yaşamış olsa çok daha iyi biri olma şansı vardır. Diğer bir görüş ise Noah’ın tsadik konumunun nitelendirildiğini savunur. Dürüst insanlar arasında Noah o kadar da dikkat çeken biri olamaz fikrini iddia eden bilgeler de az değildir. Burada bilgelerin ikinci görüşü seçmelerinin nedeni çok anlaşılır değildir. Noah’ı daha iyi bir konuma yerleştirmektense neden indirgemektedirler?
Çağımızın en büyüklerinden olan Rav Yaakov Kamenetsky ikinci görüşün tek sebebinin Noah’ın kendi neslini kurtarma konusunda başarılı olmamasından kaynaklandığını anlatır. Tufandan kurtulmaya layık olması için tsadik tarafı yeterli olsa da, çağdaşlarını olumlu yönde etkilemeyi ve onları değiştirmeye yönlendirmeyi başaramamıştır. Bu yüzden bilgeler Noah’ı şımartmaktan kaçınırlar. Rabi Yaakov buna kendi görüşünü de ekler. Noah'ın zamanının insanlarını olumlu yönde etkilemek ve değişime ilham vermek için çaba sarf ettiğini birkaç kaynaktan biliyoruz. Bu çabaların başarısız olmasından yine de sorumlu tutulur. Ancak Noah kayıtsız ve durumu görmezden gelen biri değildir. Rabi Yaakov buna rağmen önemli bir kurala dikkatimizi çeker:
Doğru ifadeler: Söylenecek doğru şeyleri bilmemek affedilir değildir. Her insan, insanlara doğru kelimeleri söyleyebilecek zekaya sahip olabilir. Noah elbette tsadik bir insandır. Ancak söylenmesi gereken şeyleri bilmekten uzaktır. Yani bilgi ve iletişim eksikliği vardır. Bu eksiklikler onun doğrudan dürüstlüğünü etkilemese de yine de bir kusur gibi üzerinde kalmıştır. Noah'ın zamanının insanlarını etkilemek için doğru kelimeleri söylememesi tsadik konumunda bir eksikliğe neden olmuştur. Tabi ki iyi niyetlidir. Onları çevirme konusunda isteklidir. Ancak Yeşayau peygamberin söylediği gibi tufan suları “me Noah – Noah suları” olarak nitelendirilir.
Klasik de olsa Noah ile Avraam arasında bu konuda bir kıyaslama yapalım. Avraam için “veet anefeş aşer asu beHaran – Haran’da kazandığı ruhlar” ifadesine yer verilir. Bu sadece bir yetenek veya beceri değildir. Birçok insana Tanrı inancını benimsemeleri için önderlik etmiştir. Temel düzeyde bir zekaya sahip olmak karşısındakini ikna etmek için doğru sözcükleri bulmak için yeterlidir.
Gaflarımız: Çoğumuz konuşurken söylenmemesi gereken şeyleri olmayacak yerlerde ifade ederiz. En çok rastlanan gaflar matem sürecinde olan evlerde duyulur. Eşini kaybetmiş bir adamın yanına teselli amaçlı gelen biri orada yeniden evlenmekten söz ettiğinde bu kabul edilebilir sınırları zorlamak demektir. Yaslı kişinin yaşı çok ileri ise bunu dile getirmek şuursuz bir söylemdir. Orada yapılması gereken şey teselli sözcükleri kullanmak veya hiç ses çıkarmadan oturmaktır.
Güzel bir olayda yapılan gaflardan da söz edebiliriz. Küçük kızını nişanlayan bir babanın yanında büyük kızının durumunun ortaya konması yanlıştır. Güzel ortamlarda bu gibi gaflar ortamın sıcaklığını anında yok eder.
Dil yetmeyince: Peki ya insanlar yeterince akıllı değilse? Belki de bazı insanlar doğru şeyi nasıl söyleyeceğini bilmiyor olabilirler. Rabi Joey Haber bu soruya herkesin bir şeyler bilebilmek için çaba göstermeye ihtiyacı olduğu şeklindedir. Hepimiz takdir edilmekten mutlu olurken, edilmemekten veya eleştirilmekten hoşlanmayız. Zaman zaman hepimizin bir dışlanma deneyimi vardır. Hepimiz zaman zaman kıskanabiliriz. Yani karşımızdakini neyin üzeceğini veya üzmeyeceğini kendi tecrübelerimizden biliriz. Bunu kullanmamak akıllılık değildir.
Temiz lisan kullanmak: Tanrı nasıl konuşulması gerektiğini aslında Noah’a göstermiştir. Noah gemiye yenecek hayvanlardan yani “taor” olanlardan yedişer çift alır. Tora burada “tame – saf olmayan” terimini kullanmaktan özellikle kaçınır ve aynı anlama gelen “enena teora” sözüne yer verir. Gemara Masehet Pesahim’e göre bu ikisi anlam olarak aynı olsa bile kullanılan lisanın “temiz” olması nasıl konuşulması gerektiğinin de işaretidir.
Şemini peraşası başta olmak üzere birçok peraşada yer alan “tame” burada kullanılmamıştır. Çünkü Tanrı Noah’a bir mesaj vermek niyetindedir. Birileri için kabul edilebilir olan konuşma tarzı, başkaları için kabul edilebilir değildir. Sözlerimizi duruma ve şartlara göre dikkatli bir şekilde seçmek gerekir. Bu seçimi yapabilecek kadar kapasitemizin olduğu da bir gerçektir. Bunu yapmak için bilge olmak gerekmez. İnsanları utandırabilecek veya gücendirebilecek sözde “masum” hatalardan kaçınmak gerekir.
Gemara Masehet Pesahim’de hayatında sayısız zorluk yaşayan İyov’a yapılan bir uyarıdan söz eder. Kitabın 15/5 bölümünde İyov’a “akıllıca konuşmayı seçmesi” ikazı yer alır. Hepimiz bazen “kötü bir gün geçiririz ama İyov kötü yıllar hatta yaşam geçirmektedir. Buna rağmen bu uyarı konuşmalarında onun bile dikkatli olması gerektiğinin işaretidir.
Mişle kitabında “mavet vehayim beyad laşon – yaşam ve ölüm dilin elindedir” ifadesini 18/21’de okuruz. Bu ifadenin ilk harflerini aldığımızda otaya “mabul” ifadesi çıkar. Tufan sadece dünyayı yok etmekle kalmaz, aynı zamanda inşa etme veya yok etme konusunda en büyük güce sahip olanın dil yani konuşma şeklimiz olduğu mesajını da iletir. Konuşma şeklimiz insanları ve onlarla olan ilişkilerimizi inşa edebilir ya da yok edebilir.
Geminin boyutları bile bize bu dersi öğretir. Gemi otuz ama genişliğinde, üç yüz ama uzunluğunda ve elli ama yüksekliğindedir. Bu sayıların İbranice harf karşılıkları “lamed”, “şin” ve “nun” şeklindedir. Bu üç harf da “laşon – dil” sözcüğünün harfleridir. Söylediğimiz şeyler çok uzaklara uzanır, onları işitenlerin zihinlerine ve kalplerine derinlemesine nüfuz eder ve geniş bir dalga etkisi yaratır. Yani konuşmalarımızın derinlik, uzunluk ve genişliğini bilmemiz gerekir.
Akılsızca, rahatsız edici veya gerginlik yaratacak şekilde konuşmaktan kaçınmak ne kadar önemliyse, etrafımızdaki biri duyarsızca konuştuğunda ve kendimizi incinmiş hissettiğimizde nasıl yanıt verileceğimizi bilmek de aynı derecede önemlidir.
Öncelikle sakin kalmamız önerilir. Çünkü garip olsa da iyi, düzgün insanlar bile birinin hakarete öfkeyle tepki verdiğini gördüklerinde bir dereceye kadar tatmin olma eğilimindedirler. Birini çıldırtmayı bir “başarı” olarak görürler. O halde yapabileceğimiz en iyi şey, insanlara bu memnuniyeti vermemektir. Çoğu zaman, incitici bir yorum karşısında sakin ve sessiz kalmak, saygı ve hayranlık uyandırır. Kendimize güvenip, kendimizden emin olduğumuzda aşağılayıcı yorumların ve kızmamız için bizi gaza getirenlerin başarısız olduğunu göreceğiz. İyi ve temiz bir dil kullanmak ve sakinliğimizi korumak hepimiz için önemlidir.
DİVRE TORA
Rav İzak Peres
TANRI TÖVBE ETMEMİZ İÇİN SABIRLA BEKLER
Adam'ın yaşamı ile Noah'ın yaşamı arasında on kuşaklık bir süre vardı.
Ne yazık ki, her yeni neslin eylemleri, öncekine göre ahlaki açıdan geriliyordu. İnsanlık, ahlak açısından giderek kötüleşiyordu. Ancak, Tanrı, onları cezalandırmaktan kaçındı. Umutla bekledi ve insanların yaptıkları kötü eylemlerden dolayı tövbe etmeleri için özgür İradelerini kullanacaklarını umdu. Tanrı, belki de az sayıda olan iyi insanları örnek alarak, doğru yola döneceklerini ümit ediyordu. Ancak, bu az sayıdaki örnek timsali insanlar tek başlarına akışı durdurmada yetersiz kaldılar ve halk zalim ve günahkar olmaya devam etti.
Aslında "Ve Hanoh, Tanrı’nın yolunda yürüdü" diye bahsedilen bir Tsadik vardı. Ancak, Tora'yı biraz daha incelediğimizde, Tanrı’nın, Hanoh’un yaşamını vaktinden önce sona erdirmesi gerektiğini görüyoruz. Tanrı, Hanoh’un, kendi kötü neslinin olumsuz etkisi altına girebileceğinden korkuyordu. Bu şekilde, Hanoh, lekesiz bir Tsadik olarak ölmeyi ve diğer dünyada ödülünü almayı başardı. Noah döneminin kötülüğü, önceki tüm nesillerinkini aştı. Tanrı dünyanın varlığının köklü bir değişime uğraması gerektiğini biliyordu. TANRI, bütün günahkar varlıkları bir tufan aracılığıyla yok etmeye karar verdi. Sadece Noah ve ailesi, insanlığı yeniden inşa etmek için kurtuldu.
Bu nedenle, Tanrı, Noah’a bir gemi inşa etmesini emretti. Bu can sıkıcı süreç, yüz yirmi yıl sürdü. Peki, bu kadar emek ne içindi? TANRI Noah'ı yüz yirmi yıl boyunca çalıştırmadan da onu kurtarabilirdi! Aslında, bu, TANRI'ın kutsal planının bir parçasıydı. TANRI, insanlığa tövbe etme şansı veriyordu. Noah'ın bu kadar uzun süre boyunca çalıştığını gören insanlar, "Ne yapıyorsun?" diye sormak durumunda kaldılar. Noah, bunun üzerine şöyle cevap verdi: "Eğer doğru yolu bulmazsanız, TANRI bütün yeryüzüne bir tufan getirecek. Ben de bu tufandan sağ çıkabilmek için bir gemi inşa ediyorum. Bu yüzden çok geç olmadan tövbe edin!"
İnşa sürecini uzatarak, TANRI, tufanı gereksiz hale getirmek için insanlığa son bir şans verdi. Ama ne yazık ki, Noah'ın mesajı dikkate alınmadı. TANRI tövbe edenleri kabul etmek konusunda sabırlıdır. İnsanların tövbe etmesi için neredeyse her türlü yolu dener. Peygamberler de bu amaçla gönderilmiştir. İnsanları TANRI adına tövbe etmeleri için uyarırlar. Aksi takdirde yıkım ve sürgün çok yakındır. Bununla ilgili dikkate değer bir örnek, Yonah kitabında bulunur.
Bu kitapta, TANRI 'nın peygamber Yona'ı, Nineve şehrine gönderdiğini ve oradaki insanları günahkâr yollarını terk etme konusunda ikna etmeye çalıştığını görüyoruz. Yona, Nineve sakinlerini uyararak, TANRI’nın yoluna dönmezlerse şehirlerinin kırk gün içinde yok olacağını bildirir. Nineve halkı Yona'ın çağrısına gerçekten uyar ve tüm şehir tövbe ederek kurtulur.
GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres
Çoğumuzun karşı karşıya olduğu bir soruna değinelim: Çoğumuz hızlı ve konsantre olmadan dua ederiz. Bu durumla başa çıkabilmek mümkün müdür?
Rabiler çabuk dua edenlerin dua konusuna yeteri özen göstermediklerini öğretirler. Ancak dualarını süratli fakat iyi bir konsantrasyonla yapanlar da vardır. Onların seviyesinde olmasak da o kişiler kötü bir örnek değildir.
Hafets Hayim dua konusunda bir yere yetişmek zorunda olmadığımızı paylaşır. Yani amaç Hazan’a yetişmek veya duamızı adet yerini bulsun diye yapmak değildir. Duaya daha fazla konsantre olmanın en basit yöntemi durmak, nefeslenmek ve sakince devam etmektir. Rav Yaakov Perets özellikle Amida duasında belli zamanlarda çok yavaş gitmemizi önerir. Hazan’ın başlamasının o süre içinde önemi olmadığını paylaşır ve yavaş okumaya devam etmemizi öğretir.
72’DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf
Şir Aşirim’in ilk cümlelerinden biri “şehora ani venava – ben kararmış ancak güzelim” şeklindedir. Klasik yorumcular günah işleseler de Bene Yisrael’in yine de güzel olduklarını öğretirler. Rav Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) Şir Aşirim hakkında açıklamalar getirdiği “Zehira LeHayim” kitabında benzer bir açıklamayı Midraş Şir Aşirim vasıtasıyla yapar. Midraş’ta Rabi Şmuel bar Nahman atalarımızın çölde Tora aldıklarında “naase ve nişma” sözünü vermelerinin güzel olduğunu söyler. Ancak aynı atalar bir süre sonra altın buzağı günahında “elle eloeha Yisrael – budur tanrın Yisrael” diyebilecek kadar yoldan çıkmış ve altın buzağı ile avoda zara günahını işlemiştir.
Rav Palaçi “şehora ani” ifadesinin de “vanava” ifadesinin de Horev dağında yapılanları anlattığını kaydeder. Kararmış olduklarında Horev’de altın buzağı günahını işleyen atalarımız “naase ve nişma” sözü ile aynı yerde “nava” yani güzel olduklarını ortaya koymuşlardır.
HAFTANIN SÖZÜ
"Hayattayız. Biz insanız, içimizde iyi ve kötü var. Kesin olarak bildiğimiz tek şey bu. Yeni bir tür ya da yeni bir dünya yaratamayız. Bu yapıldı. Artık o sınırlar içinde yaşamak zorundayız. Seçimlerimiz nelerdir? Umutsuzluğa kapılabilir, lanetleyebilir ve hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Düşmanlarımızın yaptığı gibi kötülüğü seçebilir ve nefrete dayalı bir dünya yaratabiliriz. Ya da işleri daha iyi hale getirmeye çalışabiliriz.” ( Carol Matas )