aile perasasi

Ne yaparsak yapalım bunu istekli ve doğru şekilde yapmaya çalışmalıyız.

Bu haftanın Peraşasında, Tora taşınabilir Mişkan ve onun özel ekipmanlarını Bezalel ve diğerlerinin nasıl büyük bir dikkatle yaptıklarını anlatır. Onlar tam Tanrı'nın ve Moşe'nin söylediği gibi çaba sarf ettiler. Buradan iyi bir karakter özelliğini öğrenir ve her şeyin doğru yapılmaya değer olduğunu görürüz.

 

HİKAYE
Hikayemizde bir çocuk, işleri isteksizce yapmaması gerektiğini keşfeder.

YARI YOLDA

"Bu dolapları neden daha büyük yapmazlar?" diye öfledi Debi, yarı katlı çamaşırlarını taşan çekmecesine tıkıştırmaya çalışırken. Tabii ki de onları doğru düzgün katlayıp güzelce yerleştirse hepsi rahat rahat çekmeceye girerdi ama bunun için kim uğraşırdı?
Çekmeceye sıkıştıramadığı birkaç bluzunu aldı, yatağının üzerine attı ve hala toplamadığı yorganının altına sakladı. İyi sayılırdı. Annesi kıyafetlerini katlayıp saklamasını, yatağını toparlamasını ve çıkmadan önce ödevlerini bitirmesini söylemişti. O da bunları aşağı yukarı tamamlamak üzereydi.
Debi ödevini de yapmak için masaya oturdu. "bakalım" dedi ve ödev sorularının bulunduğu kağıdı eline aldı. "tarih kitabından 35-40. sayfalar arası oku". Kalın tarih kitabını çıkartıp okumaya başladı- ama her paragrafın sadece ilk ve son satırını o kadar. "Sınıfta öğretmen beni kaldırırsa konunun neden bahsettiğini anlayabilmem için bu bana yeter. Bütün bu sıkıcı sayfalarını hepsini okumama ne gerek var" diye düşündü.
Bir sonraki ödevi matematiktendi. "Yedi çocuk aralarında dört elmayı paylaşmak ister. Her biri ne kadar elma alır? "Bu çocukların hepsi neden kendi elmasını alamıyor?" diye düşündü. Bu her şeyi, özellikle matematiği ve hayatı daha kolaylaştırmaz mıydı?
"Yarım elma kadar" diye hızla yazdı ve ödevine hızla devam etti.
Annesi içeri girdiğinde neredeyse bitirmek üzereydi. "Debi, sana Rahel'in aradığını söylemeyi unuttum ve.." Annesi odada dağınık yatağı ve içinden kıyafetlerin fışkırdığı dolabı gördüğünde sözlerini tamamlayamadı. "Debi, bunun odanı düzenlemek anlamına gelmediğini biliyorsun. Bugün evden çıkmadan önce senden rica ettiğim işleri bitirmeni istiyorum."
"Ama anne beni biraz rahat bırakamaz mısın? Yatağın yarısı açık olsa ya da kıyafetlerinin yarısı katlı olsa çok da büyük bir fark yaratmaz, öyle değil mi?"
Ama annesi hemen başını salladı, gülümsedi ve " Üzgünüm, acelen olduğunu şimdi fark ettim ama yine de, eğer..."
"Biliyorum Anne "bir şey yapacaksan doğru şekilde yap" diyeceksin bana. Debi annesinin en sevdiği, kendisinin ise hiç sevmediği bu lafı tekrarladı.
"Bitirince aşağıya gel. Öğlen yemeğin birazdan hazır olacak- ve lütfen matematik ödevini de getir ki gitmeden önce bir bakalım."
Debi öfledi. Annesinin her şeyi doğru yapmak konusunda neden bu kadar hassas olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
Bir şekilde matematik ödevinin çala kalem üstünden geçti ve dolabın önüne gidip kıyafetlerini katlamaya başladı. Ama birkaç tişörtten sonra aklına "harika" bir fikir geldi. Çekmeceyi var gücüyle itti. Ve birden herşey mucizevi şekilde içeri girdi ve dolap kapandı- yani neredeyse. Sonra yatağına çıkıp alelacele yorganı çekiştirdi. Biraz daha iyi görünüyordu şimdi.
Debi aşağıya koştu. Annesiyle temizlik konusunda anlaşamıyor olsa da onun yemeklerini bayılıyordu. Günün geri kalanına devam etmeden önce şahane bir öğle yemeği için hazırdı
"Her şeyi bitirdin mi bile Debi?" diye sordu annesi şaşırarak.
"Tabii ki Anne. Hemen hemen bitti. "
Annesi bir şey demedi. Beraber mutfağa girdiler. "İşte yemeğin hazır..afiyet olsun". Annesi mutfak masasını işaret ediyordu.
Debi oturup tabağına baktı. "Anne, bu da ne?Salata nerde?" Genellikle annesi her öğlen taze salata yapardı ama bugün tabağında sadece yarım domates, yarım salatalık, yanında da bir bıçak vardı.
"Salatan orada Debiciğim" diye tabağı gösterdi annesi. "Yarısı hazır sayılır. Sorun olmaz öyle değil mi?"
Debi isteksizce salatalığı kesip yemeğe başladı. "Neyse en azından ana yemek güzel olacak" diye düşündü kendi kendine. "Bugün soslu spagetti vardı..."
Ama annesi ikinci tabağı önüne koyduğunda Debi şaşırdı. Makarna soğuktu ve sıcak olmayan sosun içinde de hiç mantar yoktu."
"Anne, bugün öğle yemeğine ne oldu?" diye sordu.
"Yemeğin nesi var? Yarısına kadar pişirdim ama yeterince iyi olmamış mı?"
"Peki anne peki... sen kazandım. İtiraf etmeliyim ki işlerin yarısını yapmak iyi bir şey değil. Şimdi sıcak spagetti yiyebilir miyim?"
Annesi gülümsedi, ona sarıldı ve taptaze salatayla sıcak makarnayı çıkardı.
Her ikisi de birlikte güldüler. Öğle yemeği bittikten sonra Debi arkadaşlarını arayıp biraz gecikeceğini söyledi. Ne olsa bitirmesi gereken bazı işleri vardı...

TARTIŞMA SORULARI
3-5 YAŞ

Soru: Debi ilk başta bitirmesi gereken işleri hakkında ne düşünüyordu?
Cevap: İşleri yarısına kadar ya da idare edecek kadar yapmanın yeterli olduğunu düşünüyordu?
Soru: En sonunda neler hissetti?
Cevap: İşleri doğru yapmanın ne kadar çok şey fark ettirdiğini gördü.

6-9 YAŞ

Soru: Debi, annesinin "yarım" yemeğinden neler öğrendi?
Cevap: Debi her zaman, işeri yarım yamalak yapmanın sorun olmadığı düşünmüştü. Annesinin her işi doğru yapmasını söylemesi ona mantıksız geliyordu. Ama birebir deneyim kazandığında ve tam hazırlanmış bir öğle yemeğiyle yarım yamalak hazırlanmış bir yemek arasındaki farkı gördüğünde, biraz daha çaba sarf etmenin nasıl fark yarattığı gördü.
Soru: Annesi, onu işleri doğru yapmaya teşvik etmiş olmasaydı, Debi'nin bu şekilde davranması için başka bir neden çıkabilir miydi?
Cevap: İşeri yarım yamalak değil, de gerektirdiği şekilde tam yapmak çok önemli bir özelliktir. Hem başkaları bizim hakkımızda daha iyi düşünür hem de kendimiz daha mutlu oluruz. Bu hayatta daha çok şey başarmamızı sağlar.
Soru: Bazen neden işleri savsaklamak isteriz?

10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Sizce insan, işlerini tam yaptığında mı yoksa yarım yamalak yaptığında mı kendini daha iyi hisseder?
Cevap: Belki yarım yapmasının daha iyi olduğunu düşünürsünüz. Ne de olsa daha az çalışmış olur. Ama her insanın başarıya ulaştığını hissetmeye ihtiyacı vardır ve insan ancak gerçekten elinden gelenin tümünü yaptığında kendini iyi hissedebilir. Bunu deneyin ve görün.
Soru: Bazen işleri yarım yapmanın doğru olduğu zamanlar olabilir mi?
Cevap: Her şeyin yeri vardır. Gerçekten yapmamamız gereken bir şeyle karşılaşırsak ( fazladan bir dilim pasta yemek gibi), isteksiz modumuza girebilir, kendimizi tamamen durduramasak bile en azından şevkimizi kırmaya çalışabiliriz.
Soru: Bazen neden işleri yapmak içimizden gelmez?