Un olmadan Tora, Tora olmadan un olmaz.
Grodzinsky ailesinin sahip olduğu koşer fırınlar, Londra'nın Yahudi mahallelerinin önemli uğrak noktalarıydı. Bu küçük "ekmek krallığı"nın tarihi, 1888'de, Harris ve Judith Grodzinsky'nin iki küçük çocukları ve Judith'in anne babası ile Londra'ya gelmesiyle başlar. Aile, Vilnius'un bir bölgesi olan Voranava'dan gelmiştir.
Orada, nesillerdir fırıncılıkla uğraşmışlardır. Londra'nın doğusuna yerleşerek, Judith'in uzmanı olduğu, yağ ve iyi kalite unla düğün ekmekleri, "bulkelah" pişirmeye başlamışlardır. İşlerin yavaş yavaş büyümesini sağlayan Judith'in ustalığı ve girişimciliği ile eşinin Wentworth sokak pazarında, at arabası ile bu ekmekleri satması olmuştur. Ünleri giderek yayılmış ve kısa zamanda günde 400-500 bulkelah üretir hale gelmişlerdir.
Yüzyılın bitiminde, Litvanya, Rusya ve Polonya'daki korkunç pogrom dalgaları, Yahudiler'in İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmelerine neden oldu. Yeni gelen Yahudi göçmenler, işin büyüyüp gelişmesine yardımcı oldular. Aile, Londra'nın doğusundaki Fieldgate Sokağında bir dükkan açıp, usta bir fırıncıyı işe aldı. Artık kömürle çalışan iki fırınları vardı. Lezzetli ekmekler pişiriyor ve o zamanın Yahudi fırıncılarının yaptığı gibi, ekmeklere iki özel etiket koyuyorlardı. Etiketlerden biri Yahudi Fırıncılar Birliğinin amblemi, diğeri ise Harris Grodzinsky’nin resmi ile şirketin isim ve adresinin bulunduğu etiketti.
1904'te, Harris Grodzinsly vefat etti. Artık işleri devam ettirecek olanlar Judith ile 18 yaşındaki oğlu Abby idi. İşler güzelce gelişiyordu. Abby, bir süre sonra Bertha Jeidel ile evlendi. Beş çocukları oldu, en büyüğünün adı Harry idi. Maalesef, Abby, 1918'deki grip salgınında hayatını kaybetti ve Bertha bütün iş ve aileyle tek başına ilgilenmek durumunda kaldı.
1937'de, çoğu Yahudi'nin yaptığı gibi, şehrin doğu kısmından kuzeybatı kısmına taşındılar Artık, giderek nüfusu artan Yahudi cemaatine hizmet eden bir koşer fırın zincirleri vardı. İki oğlan, at arabalarıyla siparişleri alırlardı. Her sabah saat 4'te, gece ile yeni başlayacak günün arasında, Londra'nın Yahudi mahallelerinde bulunan küçük dükkanlara doğru giden at arabaları görülürdü. Judith'in torununun oğulları Harry ve Reuven şimdi işte oldukça aktiflerdi. Reuven, Harry'nin günün birinde kendisini nasıl çağırıp at arabalarından birini sürüp siparişleri alması gerektiğini söylediğini hatırlardı. At arabasını nasıl süreceğini bilmiyordu ve ne yapabileceği hakkında hiç bir fikri yoktu. Ancak, atın kendisi oldukça usta bir şofördü ve Reuven'Ie yolu üzerindeki bütün adreslere rahat bir şekilde götürmüştü. Her müşterinin kapısında kısa bir süre durmuş, böylelikle Reuven'in işini halletmesini sağlamıştı. At, daha sonra onu gerisin geriye Fieldgate sokağına getirmişti!
Grodzinsky'lerin ekmeği en iyi kalitedendi ve Tanrı, onların elinden çıkan her işi kutsuyordu. Kısa bir süre sonra, Londra'da, hala ekmeği ve fırının diğer lezzetli ürünleriyle tanışmayan hiç bir Yahudi evi kalmamıştı. Harry, işte daha tecrübeli hale geldikçe, başka "alanlara" da yayıldı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Harry, "Yurtsuzlar Kamplarında" yardımcı olmaya gitti. Çok daha sonra, mutlu zamanlarda, Bnei Brak'taki Ponevezh Yeşivası'nın başı Rav Ponevezher ile çok yakın bir dostluk kurdu. Rav Ponevezher, bir arkadaştan çok daha fazlasıydı. Yeruşalayim'deki yeşivada öğrenim gören Harry'nin oğullarından birine bir eş bile bulmuştu.
Harry, bağış yapmayı çok severdi. Bu, doğasının bir parçasıydı. Sıcak, mutlu, alçakgönüllü bir kişi olarak, kimseye söylemeden bağışlarını yapardı. Sessizce üstlendiği bağış projelerinden biri, bölgedeki yeşivalara bedava ekmek sağlamaktı. Tek şartı, yeşivadan bir temsilcinin her gün ekmeği almakla sorumlu olmasıydı.
Bazı yeşivalar, bir takım sebeplerden dolayı ürünlerini geri çevirdi. Bunun üzerine Harry, onlara günlük ekmek ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para yardımı yaptı. Cömert "hayat yiyeceği" teklifini kabul edenler arasında, Londra'nın Stamford Hill bölgesinin yeşivasının başı Rabi Moşe Schneider da bulunuyordu.
Saygıdeğer Rabi Schneider, iki güvenilir yeşiva öğrencisini, yeşiva işleri ile ilgili iki farklı sorumlulukla görevlendirmişti. Bu sorumluluklardan biri, Bay Grodzinsky'nin ekmeğini almak, diğeri bütün öğrencileri tefillah duası için sabahları uyandırmaktı. Her ikisi de görevlerini uzun yıllar başarıyla yerine getirdiler ve Roş Yeşiva'nın kendilerinden memnun kalmasını sağladılar.
Minnettarlığının bir ifadesi olarak, Rabi Schneider, her ikisi de özel bir beraha verdi. Her gün yeşiva için ekmek almaya gidene, maddi zenginlik berahası verdi. Bu beraha, İsrael Evi'nin maddi destekle geçinmesini sağlayacaktı. Öğrencileri uyandırmak için her sabah erkenden kalkan ötekine ise, Rabi Schneider, İsrael'in ruhlarını yönlendirmesi ve yüreklerini uyandırması erdemi hakkında bir beraha verdi.
Aradan yıllar geçti. Artık çok sevilen Roş Yeşiva aramızda değil. Ama yaptığı iyi işler, daha da iyi işlerin yapılmasını sağladı be berahaları gerçekleşti! Yeşivanın uyandırıcısı, bugün Yeruşalayim'de yaşayan tanınan bir Rav ve Tora adamı Rabi Moşe Sternbuch'tur. "Ekmek toplayıcısı" ise, Kanada Toronto'da yaşayan, ünlü Ortodoks Yahudi milyoneri Moşe Reichmann'dır. Ancak, bazıları, "ekmek toplayıcısının", bir ara, yeşivadaki diğer görevi üstlenmemesini şansızlık olarak değerlendirdiğini söyler.