Din bilginleri çoğunlukla, inançlarının esaslarını bir vecize olarak sunmaktan kaçınırlar. Bu isteksizliklerini anlayışla karşılamak gerekir. Bir bilim dalını veya bir yaşam tarzını yirmi, otuz veya daha da uzun seneler boyunca araştıran biri için, o bilimin esas gerçeğinin birkaç cümle içinde özetlenebilmesi imkansız gibi görünür.
Bundan iki bin yıl kadar önce Yahudi olmayan biri Rav Şamay'ın yanına gelerek ona, tek ayağının üstünde dengede durmaya çalışırken, Yahudiliğin esasını açıklamasını istemiş. Çok öfkelenen Şamay bir sopa alarak, adamı huzurundan kovmuş.Adam hiç istifini bozmadan bu sefer de Şamay'ın meslektaşı Rav Hillel'in yanına varmış.
Hillel adama çok sıcak davranmış ve adamın sorduğu soruyu saygı ile karşılamış. Şöyle cevap vermiş: "Kendin için nefret ettiğin şeyi komşuna yapmayacaksın. [Yahudiliğin esası işte budur.] Geri kalanı yorumdan ibarettir. şimdi git ve dersini çalış." (Talmud Bavli, Şabat 31a).
Bu vecize ile Hillel, "Altın Kural"ı Yahudiliğin esas öğretisi olarak saptamıştı. Daha sonra adama "Şimdi git ve dersini çalış" diye ısrar ederek de, Altın Kural'ı insan davranışına uyarlamayı öğrenmenin seneler, belki de bir yaşam boyu sürebileceğini vurgulamak istemişti.
Talmud'un aynı sayfasında, Şamay'ın yanına gelen iki kişiden daha bahsedilmektedir. Bu iki adam da Yahudiliğe kabul edilmek istemektedir. Şamay bunları da yanından kovar. Adamlardan biri, Tora'nın yasalarını kabul edeceğini, ancak Sözlü Yasayı (Talmud'da sunulan Rav'ların öğreti ve yasalarını) tanımayacağını söylüyordu. Diğer adam ise "büyük rahip" atanması koşulu ile Yahudiliği kabul edebileceğini ifade ediyordu.
Şamay'yı yanından ayrıldıktan sonra adamlar, Hillel'in yanına gittiler. Hillel onları Yahudiliğe kabul ettikten sonra birinci adama, Sözlü Yasalar olmadan Yahudi dininin neden anlaşılamayacağını mantık yolu ile açıklamış. Diğer adama ise, araştırma ve öğrenme yöntemini kullanarak, Yahudiliğe yeni kabul edilen bir kişinin (daha doğrusu Yahudi bile olsa "rahip" ailesinden olmayan hiç kimsenin) "büyük rahip" olmasına Tora'nın neden izin veremeyeceğini anlatmış.
Acaba bu yaklaşımlardan hangisi doğrudur? Şamay'ın Yahudiliği sadece tek bir ahlak esasına indirgemeyi reddetmesi mi, Hillel'in bu konudaki açık davranışı mı?
Bırakalım bu konudaki son sözü yine Talmud söylesin: "Bir süre sonra üç adam bir yerde bir araya gelmişler. Şöyle diyorlardı: 'Şamay'ın sabırsılığı bizi bu dünyadan uzaklaştırmaya çalışıyordu, ancak Hillel'in şefkatli yaklaşmı bizi şehina'nın (kutsal Huzur'un) kanatlarının altına yerleştirdi." ***