''Birinden şüphe edildiği halde delil yetersizliğinden suçsuz olduğunu kabul etme'' ile ilgili Rav'ların öğretisi, teoride uygulanabilir gibi görünse de, gerçek hayatta tatbiki zor bir kavramdır.
Bazılarımız, birine küstüğümüzde kendi kendimize: ''Herhalde böyle davranması için bir sebep vardı'' desek bile, o kişiye karşı kızmaya, içerlemeye devam ederiz. Eğer Tevtat'taki ''...ve komşuna adaletle hükmedeceksin... '' (Vayikra 19:15) emrini ciddi bir şekilde yerine getirmek istiyorsanız, sadece ''Herhalde böyle davranması için bir sebep vardı'' demekle yetinmeyip, (özellikle o kişinin genelde iyi bir insan olduğunu biliyorsanız) o kişinin davranışı ile ilgili affedici bir mazeret bulmaya çalışmanız lazımdır.Rav Zelig Pliskin, Yeruşalayim'de düzenli bir şekilde bir araya gelerek üyelerinin başına gelen bu tip olaylara mazeret bulmaya çalışan bir grubun çalışmalarını bir araya toplamıştır. Komşunu Sev adlı kitabında Pliskin, çeşitli örneklere yer verir:
1. Düğüne davet edilmediniz:
a. Belki de düğün sahibi size zaten davetiye gönderdiğini düşünmektedir.
b. Belki de davetiyeyi göndermiş, ancak mektup postada kaybolmuştur.
c. Belki de daha çok insan davet etmeye maddi gücü yetmemektedir.
2. Bir otobüs durağında elleriniz ağır paketlerle dolu beklemektesiniz. Bir komşunuz bomboş arabasıyla o sırada oradan geçmektedir. Sizi görür, ancak sizi arabasına almak için hiçbir girişimde bulunmaz:
a. Belki de çok yakın bir yere gidiyordur.
b. Belki de daha önceden birilerini almak için sözü vardır.
c. Belki de kafasında o kadar ciddi sorunlarla uğraşmaktadır ki, o anda başka hiçbir şey düşünememektedir.
3. Birinin sizi evine davet etmesini bekliyordunuz, ancak bu davet gerçekleşmez:
a. Belki de o kişinin ailesinden biri hastalanmıştır.
b. Belki de evinin dışında bir yerde işi vardır.
c. Belki de evinde yeteri kadar yiyeceği yoktur.
Sizi gücendirmiş olan insanlar adına mazeret bulmaya çalıştığınızda bu iş, en başta, belki size biraz zor gelecektir. Ancak zaman geçtikçe bu şekilde düşünmek kolaylaşacaktır. Rav Pliskin'in dediği gibi: '' Biri hakkında olumlu bir hüküm verdiğinizde, eğer bu kararınız hatalı bile olsa, yine de Tevrat'ın bir emrini yerine getirmiş olacaksınız. '' ***