Sevgili Sara ve Sevgili David,
Çocuklarınızı Yahudi okullarına gönderin. Bu okullar cemaatimizin gururudur; Yahudiliğin geleceğine yapacağımız en iyi yatırımlardır.
Bundan bir nesil önce Yahudi okulları en iyi ikinci seçim olarak görülürdü. Çocuklarınızı başka okula gönderemediğiniz takdirde, Yahudi okuluna gönderirdiniz. Bugün, haklı olarak birçoklarının ilk seçimi arasında yer alıyorlar, bu da ne kadar mükemmel olduklarının kanıtı. Ancak daha fazlası da var. Biz Yahudiler için eğitim, bildiğimizle sınırlı değildir. Kim olduğumuzdur. Hiçbir halk, eğitime daha çok önem vermemiştir. Eğitimi dinî bir emir haline ilk getiren ve zorunlu bir evrensel okul sistemini ilk kuran, atalarımızdır: Britanya’dan tam on sekiz yüzyıl önce. Hahamlar, eğitime duadan da daha çok önem verirdi. Josephus bundan yaklaşık 2.000 yıl önce şöyle yazmıştır: “Ulusumuzdan birine kanunlarımız sorulacak olsa, kendi ismi gibi kolayca söyler. Derinlemesine eğitimimiz sayesinde, kanunlarımız, ruhumuza kazınmış gibidir.
Mısırlılar piramitler, Yunanlılar amfi tiyatrolar inşa etti, Yahudiler ise okullar kurdu. Bir ülkeyi savunmak için bir orduya ihtiyaç olduğunu biliyorlardı ancak bir uygarlığı savunmak için eğitime gereksinim vardı. Böylece Yahudiler, kahramanları öğretmenler; kaleleri okullar ve tutkuları öğrenim olan bir halk haline geldi. Çocuklarımızı bu mirastan nasıl mahrum edebiliriz? Shakespeare, Mozart’ı ya da Mikelanj’ı ya da temel fizik, ekonomi ya da siyaset ilkelerini bilmeden gerçekten eğitimli sayılabilir misiniz? Tanah ve Talmud’a, klasik Tora yorumlarına, Yeuda Halevi’nin şiirlerine, Maimonides’in felsefesine ve Yahudi halkının tarihine hiç değilse temelde bir aşinalığınız bulunmadan, eğitimli bir Yahudi olmanız mümkün müdür? Doğu Avrupa’da Yahudiler şöyle derdi: “Apikores (sapkın) olmak anlaşılır bir şeydir ama am ha’aretz (cahil) olmak affedilir bir şey değildir.”
Evlatlarım, Yahudi bir anne babanın ilk görevinin, çocuklarının bir Yahudilik eğitimi almasını sağlamak olduğunu yeterince öğrettim sanırım. Bütün değerler sistemi neredeyse bir asırdır karmaşa halindeydi çünkü Yahudi yaşamı karmaşa halindeydi. Yahudiler zulüm yüzünden önce Doğu Avrupa’dan, sonra Batı Avrupa’dan, sonra da Arap ülkelerinden kaçmak zorunda kaldı. Hayatlarını yeniden kurmak ve çocuklarının geniş toplumla bütünleşmesi ile meşguldüler. Yahudilik eğitimi o zamanlar adeta yaralı gibiydi. Ama artık öyle değil. Bugün geleneklerimizin bir kısmını geri kazanıyoruz. Ne var ki, standartlarımız hâlâ çok düşük. Dünya giderek daha hızlı bir şekilde değişiyor. Günümüzde tek bir nesilde gerçekleşen bilimsel ve teknolojik ilerleme, insanların dünyaya ayak bastığı andan itibaren geçen bütün süre boyunca olduğundan daha fazla. Haritası yapılmamış bir toprakta, pusulaya ihtiyaç duyarsınız. Yahudilik işte budur. Atalarımıza iyi ve kötü günde rehberlik etmiştir. Onlara kimlik, güvenlik ve bir yön duygusu kazandırmıştır. Başka halkların karşılaşmadığı çeşitlilikte durumla baş etmelerini sağlamış hatta çoğu zaman yükseklere çıkmalarını sağlamıştır. Neden mi? Çünkü Yahudilik, öğrenmek demektir. Eğitim, uzun vadede zenginlik, güç ve ayrıcalıktan daha önemlidir. Bilen kişiler, büyür. “Bütün çocuklarınız Tanrı’yı öğrenecek ve çocuklarınızın huzuru büyük olarak” der Yeşaya.
Çocuklarınıza derinlemesine ve genişlemesine bir Yahudilik eğitimi verirseniz, onlara kim olduklarını ve nedenini bilmenin huzurunu sağlarsınız. Yine de önemli iki nokta daha var. Birincisi, çocuklarınızın okulda öğreneceğini evde uygulayın. Çocukların tutarlılık görmeye ihtiyacı vardır. Aksi takdirde kafaları karışır ve sonunda başkaldırırlar. İkincisi, bırakın çocuklarınız öğretmeniniz olsun. Şabat sofrasında size hafta boyunca okulda öğrendiklerini sizinle paylaşmalarına müsaade edin. Size bir şey vermelerine olanak tanıdığınız için duydukları gurur, sizi şaşırtabilir.