Eğer çocuklar doğuştan cömert olsalardı bir eve girdiğinizde bir annenin üç yaşındaki oğluna şöyle haykırdığını duymanız mümkün olurdu: "Oğlum, bütün oyuncaklarını komşu çocuklarına vermekten vazgeç artık!" Ancak, gerçek hayatta durum hiç de böyle değildir: Normal olarak çocukların çoğu dünyaya geldiklerinde bencildir. Onlara paylaşmayı öğretmek için onları bu konuya alıştırmak gereklidir.
Bu eğitim, muhtaç kişilere para veya eşya verme geleneği ve uygulaması şeklinde devamlı ve tutarlı bir şekilde verildiği zaman en verimli sonucu verir. On altıncı yüzyılda yaşamış bir Yahudi düşünürün dediği gibi: "Yardıma layık bir kişiye bin altın vermektense, yardıma layık bin davanın her birine birer altın vermeyi tercih etmeliyiz."
Paylaşmayı öğretmek için bazı aileler tarafından kullanılan yollardan biri, evde bir tsedaka (hayırseverlik) kutusu bulundurmak ve Şabat mumları yakılmadan önce bu kutuya para koyma geleneğini çocuklarda alışkanlık haline getirmektir. Yahudi geleneğine göre Şabat günü boyunca para kullanımı yasakladığından, kutsal gün öncesi paranın son olarak hayırseverlik için kullanılmış olduğu fikri çocuklarda çok güçlü bir etki yaratacaktır.
Çocuklar büyüdükçe, tsedaka eğitimi daha da güçlendirilmelidir. Bar mitsva veya bat mitsvalarını kutlayan çocukların hediye olarak aldıkları paraların yüzde onunu hayırseverlik için ayırmalarını teşvik etmek çok iyi bir fikirdir. Bar mitsva ve bat mitsva törenleri çocuğun yetişkin Yahudi toplumuna katılmasını simgelediğine göre, bu katılımı başlatmanın en iyi yolu çocuğun paranın bağışlanacağı davayı kendi seçmesine teşvik edilmesidir.
Bu önerileri çocuğunuzun bar veya bat mitsva'sı sırasında ve daha sonraları büyüdükçe uygulamaya devam ettiğiniz takdirde bu özel günler aile ve arkadaşlarınız için bir kutlama sebebi olmanın yanı sıra, bütün toplum için bir sevinç kaynağı haline dönüşecektir.