Yahudiliğin prensiplerinden biri dengeli bir yaşamdır.
Çocuğunun manevi gereksinimlerini karşılayan (çocuğunu dini kuralları gözeten bir aile ortamında yetiştiren ve ona Tora'yı öğreten), ancak çocuğunun verimli bir insan olarak yetişmesi için gerekli ortamı sağlamayan veya hayatını kazanması için onu hazırlamayan anne baba, dengesiz sayılır.
Talmud'un dediği gibi, "Baba [oğluna] bir iş veya meslek öğretmekle yükümlüdür. Rav Yehuda şöyle der: Oğluna bir iş veya meslek öğretmeyen, ona hırsızlığı öğretir" (Talmud Bavli, Kidduşin 29a).
Kadınlara eşit iş olanaklarının sağlandığı ve kadınların da para kazanmaya ihtiyaçları olduğu günümüzde bir baba oğulları kadar, kızlarının da iş veya meslek edinmelerini garantilemekle yükümlüdür.
Bir çocuğu bir meslek edinmesi yönünde eğitmemekle, onu bir hırsız olarak yetiştirmek arasındaki ilişki nedir? Verimli bir şekilde hayatını kazanamayan bir insan, verimli olmayan yasa dışı yollarla hayatını kazanmaya yönelecektir.
Sadece iş becerilerinin edinilmesi de dürüst olmayı garantilemez. Örneğin dürüst doktorlar, avukatlar, muhasebeciler, öğretmenler ve iş adamları olduğu gibi, dürüst olmayanları da vardır. Bu yüzden de Yahudi yasaları, anne babaların çocuklarına Tora'yı öğretme konusuna özellikle önem vermeleri gerektiğini vurgular (Talmud Bavli, Kidduşin 29a). Zaten Rav'lar dürüst insan yetiştirmenin en güçlü yolunun, Tora dolu bir yaşamla birlikte dopdolu bir iş hayatından geçtiğine inanırlardı: "Rabban Gamliel şöyle der: Tora'yı öğrenmenin yanı sıra, dünyevi bir meşguliyete sahip olmak mükemmel bir şeydir. Zira ikisini de canlı tutmak için gereken enerji, insanı günahtan uzaklaştırır. Beraberinde iş olmayan Tora öğreniminin sonucu bir hiçtir ve insanı suça sürükler." (Pirkei Avot 2:2).
Rabban Gamliel'in bize hatırlattığı gibi, sadece mesleki beceri edinmek veya sadece Tora becerisi edinmek, manevi bütünlüğü garantilemez. Dini / ahlaki eğitimle birlikte mesleki eğitimin birleştirildiği bir yaşam ise, nerdeyse her zaman bu bütünlüğü sağlar.