Biz her zaman ebeveynlerimizin bize borçlu olduğu düşüncesine kapılır ve yanılırız.
Onların bizi besleyip giydirmeleri ve okula, düğünümüze para yetiştirmeleri gerektiğini düşünürüz. Ama sonunda, doğmayı biz istemedik değil mi? Yanlış! Ebeveynlerimiz bize borçlu değil. Biz onlara borçluyuz çünkü onlar bize hayat verdi.
Bu 'hayat' armağanının büyüklüğü bize ebeveynlerimize bunu geri ödememiz için ilham vermeli.
Armağanlarımızın maddi olması gerekmiyor. Talmud bize, ebeveynlerimize özenle hazırlanmış krallara yakışır bir ziyafet sunarak onlara saygı mitsvasını yerine getirmeyebileceğimizi, buna karşılık bir somun ekmek vererek onlara büyük bir saygı gösterebileceğimizi öğretir.
Fark bizim yaklaşımımızdadır. Onların bize verdiklerine karşı duyduğumuz minnettarlığı gösterme niyetiyle yapılmayan, fiziksel ve maddi jestler boşunadır…
Suçlamadan Minnetarlık
Ama onların yaptığı hatalara ne demeli? Peki benim çok eleştiren ve negatif ebeveynlerim varsa ne olacak?
Annenizle babanız bir sürpriz yapıp size 20. Doğum gününüzde yepyeni bir araba aldığını hayal edin! Büyük bir heyecanla dışarı çıkıyorsunuz ama sevinciniz kursağınızda kalıyor. Tekerlekleri yok! Öfkelisiniz ve ilerki haftaları evde somurtarak geçiriyorsunuz. Sonunda tekerleği olmayan bir araba nedir ki?
Sizce en uygun karşılık ne olabilir?
Git, para kazan ve tekerlek al!
Hayatımızda genellikle ebeveynlerimizi kendi problemlerimiz ve eksikliklerimiz için suçlamakta çok hızlıyızdır. Ama biz aslında o, arabayı tekerleksiz alan adam gibi davranıyoruzdur. Ebeveynlerimiz bizi yetiştirirken hatalar yaptılar mı? Tabi ki yaptılar! Herkes hata yapar.
Bizim hayattaki uğraşımız, onların bize verdiklerini kabullenmek - iyi ya da kötü - ve sahip olduğumuzla, maksimum çabayı göstermek.
Onların hataları, bizim onlara saygı göstermemizi engellemez. Tekrar, her şeyden önce onlar bize yaşam verdi.
Onlarla anlaşamazsak bile bunu dikkatle yapmalıyız. Onları inkar edip yalanlamamalı, düzeltmemeli veya utandırmamalıyız. Onlara kaba konuşmaktan kaçınmalıyız. Eğer yanlış bir şey söylerlerse, "Baba, yanlışsın " demek yerine, daha nazik olarak "Baba, bana göre..." demek gerekir. Bunu farklı kılan sizin davranışınız ve motivasyonunuzdur.
Daha Geniş Bir Perspektif
Bu mitsvayı yerine getirince paha biçilmez birşey öğreniyoruz. Ebeveynlerimize minnettarlık göstermek bize Tanrı'ya nasıl minnettar olacağımızı öğretiyor.
Moşe' nin Sinay Dağından getirdiği 10 Emir tabletlerinde, emirler iki levhada, beşer emirin yer aldığı iki sütun, olarak yazılmıştır. Sağdakinde Tanrı'yla insan arasında olan mitsvalar (emirler), ( örnek olarak: "Putlara Tapma!" ), soldakinde ise insanlar arası olan ilişkiler (örnek olarak: "Öldürme ") ile ilgili olan mitsvalar bulunur. Anne-babaya saygı mitsvası Tanrı'yla aramızda olan emirlerin yer aldığı sağdaki levhadadır.
Bundan, anne-babayla, çocuk arasındaki ilişkinin, Tanrı'yla aramızda olan ilişkiyle bağlantısı olduğunu görürüz. Çocuk sahibi olmak bize şefkati öğretir, çünkü bunu onlara sürekli olarak veririz. Aynı zamanda merhameti öğreniriz çünkü onları, en ağır hataları yaptıklarında bile (ve onları önceden uyarmış olsak da), affederiz. Ve onları yaşamdan bile daha çok severiz.
Tanrı bize her zaman veriyor -- her çiçeği, her yağmur damlasını, her nefesi. Ve O, bizi ağır hatalar yapsak da ( bizi önceden açıkça uyarmış olsa bile ) affeder. Ve O bizi ebeveynlerimizin bizi sevdiğinden ve bizim de kendi çocuklarımızı seveceğimizden daha çok seviyor. Bizim ebeveynlerimizden aldığımız bizi çevreleyen düşkünlüklerini çocuklarımıza geçirmek, bize sadece aynı sevgiyi Tanrı'dan da görmenin ne demek olduğu hakkında bir sezi verir.
Çocuklarımıza Saygı Duymayı Nasıl Öğretebiliriz?
Bu, çocuklarımıza bizlere saygı duymasını neden öğretmemiz gerektiğidir. Bu bizim için değil onlar içindir. Onların kendi Yaratıcılarıyla aralarındaki önemli ilişkiyi hayat boyunca taşıyacak olan bağı geliştirmeleri için tek yoldur.
Maymonides' in dediğine göre bu mitsva onların ölümünün ardında da geçerlidir. Onları öğrenimimizde, dualarımızda, düşüncelerimizde ve sözlerimizde hatırlamak, saygının devamıdır.
Bu yaşam emri hayatımızın ötesine de yayılmıştır. Onu tam olarak yerine getirebilmek için gösterdiğimiz çaba, bize burası ve sonsuz için en derin hediyeleri kazandıracaktır.
Anne-Babaya Saygı Gösterme İçin Hızlandırılmış Kurs
Rabbi Zelig Pliskin'in "Komşunu Sev" adlı kitabından alınmıştır
Bu hızlı özet anne-babaya saygının temellerini anlatmaktadır. Bu birkaç basit kural anne-babanızla olan ilişkinizde şaşırtıcı farklılıklar yaratacaktır.
- Anne-babanıza, öyle olmasalar bile seçkin biri gibi davranarak saygı gösterin.
- Anne-babanızla yumuşak ve hoş bir tonda konuşun. Talmud (Baba Metziah 58b) da dediğine göre kelimelerle birine acı çektirmek, onları parasal olarak aldatmaktan daha kötüdür. Birinin saygınlığını ve mutluluğunu elinden almak, parasını almaktan daha kötüdür. Hiç bir zaman annemizi kandırmayı düşünmeyiz, ama yine de konu saygısızca konuşmaya gelince kelimeler genellikle ağzımızdan kaçar.
- Anne-babanıza, onlara "Anne" veya "Baba" diye hitap ederek saygılı davranın. Anne-babanızı isimleriyle çağırmak, uykularından uyandırmak her zaman oturdukları yerlerine (evde, sinagogda veya başka bir toplu yerde) oturmak saygısız bir davranış sayılır.
- Onlara hoş bir ifadeyle içecek ve yiyecek ikram edin. Her zaman onları karşılayın ve eşlik edip uğurlayın.
Ebeveynlerinizin size yaptığı saygısız ve kaba davranışlara saygı duymanız beklenemez. Bu yüzden ebeveynlerin çocuklarına karşı acımasız davranmaları ve onlara gereksiz yere acı çektirmeleri yasaklanmıştır. (Sefer Habris, 2.bölüm, no. 13)
Bunun yanında, ebeveynlerin çocuklarına aşırı derecede yüklenip sıkıntı vermeleri ve kendilerine olan saygı konusunda fazlasıyla kaygılanmaları yasaktır. Ebeveynlere olan bu direktif her türlü yüklenme ve baskı için, psikolojik olanlar dahil geçerlidir, genellikle de ebeveynlerin çocukların üstüne kurdukları baskı ve stres büyük bir gerginlik yaratabilir.
Çocuklarla ebeveynlerin düzgün bir ilişkisi olması için, ebeveynlerin çocuklarına karşı anlayış, saygı ve sabır göstermesi gerekir. Her çocuğun anne ve babası tarafından sevilmeleri ve en önemlisi oldukları gibi kabul edilmeleri gerekir.