Yazdır

Çoğu insan, sevgi ile ilgili Tora'nın üç yasasından sadece ikisini iyi tanır: "Komşunu kendin gibi sev" (Vayikra 19:18) ile "Efendin Tanrı'nı bütün kalbinle seveceksin" (Devarim 6:5). Çok az kişi ise, komşumuzu sevmemizi emreden Tevrat bölümünün aynı zamanda yabancıyı da sevmemizi emrettiğini anımsar: "Ve diyarınızda bir yabancı sizinle misafir olursa, onu mağdur etmeyeceksiniz

Sizinle misafir olan yabancı aranızda yerli gibi olacak, ve onu kendin gibi seveceksin; çünkü Mısır diyarında yabancıydın; ben Efendiniz Tanrı'yım" (Vayikra 19:33-34).

Bundan bir yüzyıl kadar önce, Alman-Yahudi filozof Hermann Cohen (1842-1918) yabancıyı sevme hakkındaki emirde gerçek dinin başlangıcını bulduğumuzu iddia eder: "Ailenin, kabilenin, dini grubun, toplumun veya milletin bir üyesi olmamasına rağmen yabancı, sadece bir insan olduğu için korunmalıydı. Bundan dolayı yabancı kişinin varlığında insan, insanlık fikrini keşfetmiştir."

Günümüz dünyasında bu yasa kime uygulanabilir? Hem İsrail hem de Diaspora'da bu yasa, Yahudi komşuları ile birlikte barış içinde yaşamayı arzu eden Yahudi olmayan bölge sakinlerine uygulanabilir.

Bu yasa özellikle, fakir ve politik açıdan zayıf olan Yahudi olmayan kişilere uygulanabilir. Zira, Tora'nın da bize hatırlattığı gibi, "Mısır diyarında yabancıydınız". Mısır'da yabancı ve esir olarak yaşamanın ne kadar zor olduğunu hatırlatarak Tora, bize toplumun en ezilmiş kesiminde bulunan kişilere karşı adilce ve merhametli bir şekilde davranmamız gerektiğini söylüyor.

Bu tip kişilerin kanunlar önünde eşit muamele görmesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur. Tora'nın emrettiği gibi, "Sizinle misafir olan yabancı aranızda yerli gibi olacaktır" (Vayikra 19:34, Şemot 12:49).

Bu yasanın tabii bir sonucu olarak bir ülkede kaçak ancak barış içinde yaşayan kişilere karşı nasıl davranılması gerektiği, Tora'da açık bir şekilde ortaya konmuştur. Yazar Elie Wiesel bir keresinde, insana "yasa dışı" demenin ne kadar onur kırıcı olduğunu belirtmişti. Bir insan nasıl yasa dışı olabilir ki? New York Times gazetesinin eski editörü ve halen köşe yazarlığını yapan A.M.Rosenthal ise yabancı uyruklu bir insana "yerleşmemiş, uymamış" diye hitap etmenin ona başka bir gezegenden gelen bir yaratık gibi davranmaktan farkı olmadığını belirtmiştir.

Tevrat geleneğinde yabancıların özel bir yeri vardır. Atalarımızla (Devarim 4:37) birlikte Tanrı'nın sevdiğini belirttiği tek insan grubu yabancılardır: "Ve Tanrı yabancıyı sever" (Devarim10:18). ***