Sağıra lanet etmeyeceksin ve körün önüne tökez koymayacaksın. Allahından korkacaksın.
-Vayikra 19:14
İnsan,
kör olan birine niye çelme takmak istesin ki? Zalim veya muzır biri
başka kişilere de çelme takmak istese dahi, görüleceği korkusu ile bunu
yapmaktan çekinebilir.
Daha sonraki yüzyıllarda ravlar, genel olarak bir Yahudinin gözleri görmeyen birinin yere düşmesine isteyerek sebep olmayacağına inandıklarından, bu mısrayı mecazi anlamda yorumlamışlardır. Onların açıklamasına göre bu cümle, bilerek başkalarına hatalı öğüt veren kişileri de kapsamaktadır. (Bir konuyu hiç bilmeyen, bir konu hakkında "kör" olan insanların aldatılması gibi...)
Ancak biz bu mısranın gerçek anlamını da gözardı edemeyiz. Tora'ya göre, tarih boyunca özürlü kişilerin çektiği acıların sebebi, maluliyetlerinin yanısıra, başkalarının bu kişilere karşı uyguladığı zulumdur. 1979'da Yahudi Özel Eğitim (özürlülere eğitim) Profesyonelleri için düzenlenen birinci Ulusal Konferansta söz alan Dr. Morton Siegel şu noktaya işaret etmiştir: "Eski zaman geleneklerine göre özürlü kimseler, çoğunlukla 'Tanrı tarafından lanetlenmiş' sayılırdı. Bu durumda 'Tanrı tarafından lanetlenmiş' kişilerin insan tarafından da lanetlenmiş olması olağan değil miydi? İnsanlar bir hata işlemediği müddetçe, o hataya karşı yasa çıkarılmaz. Demek ki o çağlarda da özürlülere karşı kötü davranılıyordu."
Daniel Taub'a göre bu emrin daha geniş bir sosyal kapsamı da vardır. Örneğin, özürlüleri hiç düşünmeden yapılan şehir planlamacılığı (tekerlekli sandalıelere uygun rampalar, körler için ses uyarılı trafik ışıkları) bu kişilerin önüne "tökez koymak" sayılabilir.
Sağır ve kör olan kişiler, duyanların ve görenlerin dünyasında zaten büyük bir dezavantajla karşı karşıyadır. Zulum, ihmalkarlık veya umursamazlıkla hayatlarını daha da zorlaştırmamaya dikkat edelim. ***