Yazdır

Bu bir Mitzva'dır kitabının yazarı Rav Bradley Atson, geleneksel Yahudi edebiyatından aldığı örnekleri, sağduyusunu ve sinagoglarda verdiği vaızları bir araya getirerek hastalara yardım etmek için kullanabileceğimiz bazı hareket tarzlarını sıralamıştır:

-Birinin hastaneye yatırıldığını öğrendiğinizde - özellikle bir iki günü geçecek bir tedavi ise - derhal bir kart gönderin. Rav Artson'a göre, bu şekilde "geçmiş olsun" mesajları alan kişileri ziyaret ettiğinde, kartların çoğunlukla yatağın başucuna duvara yapıştırılmış olduğunu farkeder. Bu mesajlar hastaya, başkalarının onu düşündüğünü devamlı olarak hatırlatmaya ve moralini yükseltmeye yarar.
-Eğer hasta birini ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, daha önce onu telefonla arayıp, geleceğinizi söylemekte fayda vardır. Bu şekilde, kendini zaten yapayalnız hissetmekte olan hasta, ziyaretinizden önce tatlı bir bekleyiş zevkini de ayrıca tatmış olur. Bunun dışında eğer o kişi o gün için rahat bırakılmak isteniyorsa, telefon ettiğinizde bunu size söyleme fırsatını bulacaktır.
-Bir hastane odasına girmeden önce kapıyı çalıp girmek için izin isteyin. Genelde hastanede yatan bir hasta pasif durumdadır. Devamlı olarak odaya girip çıkan doktor veya hemşireler tarafından rahatsız edilmektedir. Odaya girmeden önce izin istemek, hastaya karşı saygı duyduğunuzu gösterir ve ona biraz toparlanması için fırsat verir.
-Eğer hasta konuşmak istiyorsa, oturun ve dinleyin. Hasta insanlar çoğunlukla sıkıntılıdır ve dertlerini anlatmak için fırsat aramaktadır.
-Hastayla beraber dua etmeyi önerin. Örneğin, binlerce yıl için Yahudi olsun olmasın herkese huzur vermiş olan 23 Numaralı David'in mezmurunu beraberce okumayı teklif edin:

Tanrı çobanımdır; benim eksiğim olmaz.
Beni taze çayırlarda yatırır;
Beni sakin sular boyunca yürütür.
Canımı tazeler;
Kendi ismi uğrunda beni doğruluk yollarında güder.
Ölüm gölgesi vadisinde gezsem bile,
Şerden korkmam; çünkü sen benimle berabersin;
Senin çomağın, senin değneğin - onlar bana teselli verir.
Hasımlarım karşısında önüme sofra kurarsın;
Başımı yağla meshedersin;
Kasem taşkındır.
Evet, hayatımın bütün günlerinde
İyilik ve iyanet ardımca yürüyecek,
Ve günlerin devamınca Tanrı'nın evinde oturacağım.

Uygun olabilecek diğer bir dua ise 130 Numaralı Mezmur'dur. Şöyle başlar: " Enginlerden seni çağırdım, ey Tanrım. Ey Tanrım, sesimi işit; Yalvarışlarımın sesini, kulakların iyi dinlesin." Veya 121 Numaralı Mezmur'dan okuyabilirsiniz. O da şöyle başlar: " Gözlerimi dağlara kaldırıyorum; Yardımım nerden gelecek ? Yardımım gökleri ve yeri yaratan Tanrı'dandır."

-Eğer bir bayram sırasında hastayı ziyaret etmeniz mümkün değilse, bir bayramdan hemen önce hastaneye gitmeye çalışın. Artson'un dediği gibi: " Bir Cuma günü, örneğin, hastanın ne yiyip içebileceğini de dikkatle düşündükten sonra, biraz halla ile bir miktar da şarap veya üzüm suyu getirin. Purim öncesinde, bir miktar Haman Parmağı (Hamentaşen), Roş Aşana öncesi bal ve elma, Pesah öncesinde ise Matza ve bir Agada kitabı getirebilirsiniz. Ziyaretlerinizi Yahudi bayramları ile denk getirmek, hasta olmanın yaratacağı "kaybolmuşluğu" bir nebze için ortadan kaldıracak, hastayı o odanın dışında bulunan Yahudilerin hisleri ile bir araya getirmeyi sağlayacaktır."
-Sinagogda hasta kişi için bir dua okunmasını sağlayın. (Hastalar için geleneksel dua mi şiberah diye adlandırılır ve Tora okunduğunda hastanın İbrani adı ve annesinin İbrani adı zikredilerek okunur, örneğin Avram ben Sara.) Normal olarak dindar olmayan insanlar bile hasta olduklarında kendilerini daha hassas hissederler. Kendileri için sinagogda bir dua okunduğunu bilmeleri, onları rahatlatacak, onlara güven verecektir.

Dua, hastane yatağının başucunda bile söylenebilir. Rav Artson şöyle anlatıyor: " Bir kadın, rahatsızlığı hakkında bilimsel ve objektif bir şekilde hiç durmadan konuşuyordu. Ta ki elini tutup, mi şiberah duasını okumaya başlayana kadar. O anda gözlerinde yaşlar belirdi ve kısa duanın sonunda hüngür hüngür ağlamaya başladı. Duanın gücüyle nihayet hislerini açığa vurmaya ve paylaşmaya hazır hale gelmişti. Şu anda yaşadığı, daha önceki konuşmalarından ve öne sürdüğü bilimsel açıklamalardan daha tedavi edici bir etkiydi."

Çoğu zaman birinin hastalandığını öğrendiğimizde, özellikle hastalık ciddi ve durdurulamaz cinsten ise, kendimizi tamamen güçsüz hissederiz. Yahudiliğin bikur holim (hastaları ziyaret) geleneğinin öğretileri, yardım etmek için her zaman muhakkak birşeyler yapmamız gerektiğini hatırlatır. ***