"Yahudi Mizahı" adlı kitabında Rav Telushkin, iki yüz kadar fıkra ve mizah yollu öykü ile Yahudi yaşamı ve ruh halini incelemeyi hedefler. Kitabı yazmaktan çok zevk aldığını söyleyen Telushkin, konu mizah olduğu için bu kitabı diğer eserlerine göre daha "hafif" saydığını da belirtir.

Tanıştığı ve dindar bir Yahudi olan bir psikiyatr ise bu kitabın kendisi için ne kadar önem taşıdığını ona şöyle anlatır: "Kuzenim kanserdi. Hastalık oldukça ilerlemiş durumdaydı. Morali çok bozuktu. Onunla her gün sohbet etmeme rağmen konuşmalarımız gittikçe daha sıkıntılı geçiyordu. Onu zorlamak için ona şöyle bir hedef verdim: 'Seninle her gün sohbet etmeye devam edeceğim. Ancak bir şartım var. Her gün birbirimize en az bir fıkra anlatacağız.'" Hasta adam bu yöntemle, biraz olsun, hayatındaki acıları kafasından silebiliyordu. Psikiyatr ise Telushkin'in kitabını kullanarak her gün taze fıkralar üretmeye çalışıyordu. Psikiyatra göre bu kitap hastanın hayatının son günlerinde paylaştıkları kahkahaların en önemli esin kaynağı haline gelmişti.

Anlam dolu ve manevi değerler hakkında yazılar yazmak ne kadar önemli görünse de bu yöntem her zaman için geçerli değildir. Ribi Israel Salanter'in öyküsü buna bir örnektir: Salanter bir gün köşe başında durmuş bir tanıdığı ile uzun uzun sohbet ediyordu. Uzaktan görüldüğü kadarıyle sohbetin dini konularla ilgisi yoktu. İki adam güldüğüne göre de konuşulanlar büyük ihtimalle komikti. Bunu görenler şaşırmıştı. Çünkü Salanter'in gereksiz sohbet ve gevezelikten hoşlanmadığını bilirlerdi. Davranışı hakkında onu sorguladıklarında şöyle cevap vermişti: "Bu adamın morali çok bozuktu ve çok acı çekiyordu. Onu neşelendirmek, dertlerini ve kaygılarını unutturmak merhametlerin en büyüğü. Ben adamın bu sıkıntısını Tanrı korkusu veya ahlak konusunda vereceğim bir konuşma ile gideremezdim. Moralini düzeltmenin tek yolu onunla günlük konular hakkında neşeli bir sohbete girişmekti."

Ribi Bratislava'lı Nahman da (1772-1810) iyi zamanlanmış mizahın önemini çok iyi kavrayan bir Yahudi bilginiydi. Aslında kendisi (biyografisini yazan kişiye göre), "kaygılar içinde kıvranan" bir insandı. Buna rağmen Reb Nahman şöyle yazardı, "Öyle insanlar vardır ki, derin üzüntüleri yüzünden büyük acılar çekerler. Hayatları boyunca bu durum böyle devam eder. Ancak gülerıüzlü biri ile karşılaştıklarında o kişi onlara neşesiyle can verir. Birine can vermek hiç de küçümsenecek bir şey değildir."

Kahkaha ve neşe ile başkalarına "can verme" fırsatını mümkün olduğu kadar sık değerlendirmeniz dileğiyle... ***