Yazdır

Birinci evliliği boyunca büyük sıkıntılar geçirmiş bir hanım, yaşadıkları ortak sorunlara bir çözüm bulmak için kocasıyla birlikte terapiste gittiğinde, kocasının önünde hislerini şu şekilde ifade etmişti, "Aramızdaki bütün diğer zorluklarla baş etmeye hazırım: Tek dileğim şu: bana kızdığında bana 'geri zekalı' diye hitap etmemesi. Eğer bunu kabul ediyorsa, onunla evliliğimi sürdürmeye hazırım."

Adam öne sürülen şartı kabul etmiş, ancak anlaşmaya çok az bir süre uyabilmiş, dilini tutamadığından mıdır, tutmak istemediğinden midir veya bu konuda yeteri kadar çaba sarfetmediğinden midir nedir, kavga ettiklerinde karısına "geri zekalı" diye hitap etmeye devam etmişti. Doğal olarak da bir müddet sonra boşanmışlardı.

Talmud, eşinin hislerini incitmeme konusunda erkeğin özellikle dikkatli olması gerektiğini öğretir. Zira, "kadın, erkekten daha kolay ağlar" (Bava Mezia 59a). Diğer taraftan, eşinin zalim sözleri karşısında derinden yara alan ve gözyaşı dökecek hale gelen erkeklerin varlığına bakacak olursak, çağımızdaki erkeklerin geçmişe göre daha hassas olabileceğini de göz ardı etmemek gerek.

Ondokuzuncu yüzyıl bilginlerinden Ribi İsrael Salanter bir konferans dizisi için çıktığı gezi sırasında bir Şabat yemeğine davet edilir. Tam yemeğe oturacaklardı ki ev sahibi, eşini "halot"u (Şabat ekmeklerini) örtmediği için azarlamaya başlar. Kadın kocasının, özellikle önemli bir misafirin önünde gerçekleştirdiği bu çıkışından çok utanır ve mutfağa kaçarak bir daha ortaya çıkmaz. Adamın davranışına çok şaşıran Ribi Salanter ev sahibinin kulağına eğilerek şöyle der, "Çok özür dilerim, yaşlanıyorum ve hafızam biraz zayıfladı. Hatırlatır mısın bana lütfen, şarapla kiduş okunduktan sonrasına kadar 'halot'u örtmemizin sebebi neydi?"

Önde gelen bu bilge adama yardımcı olmanın gururuyla ev sahibi bu geleneğin sebebini açıklar; Şabat dışı günlerde ekmek, masada ilk takdis edilen yiyecektir. Şabat'ta ise (geleneksel olarak kiduş okunduğunda şarap takdis edilirken) bütün dikkatler şarabın üzerinde yoğunlaşmışken "halot"un "mahçup olmaması" için üstleri örtülür. Adam açıklamasını tamamladığında Ribi Salanter odayı terketmek üzere ayağa fırlayarak ona şöyle sitem eder: "Bir somun ekmeği 'mahçup etmemek' için bu kadar özen gösterirken, eşinin onurunu hiçe sayıp onu ne kadar da kolay incitebiliyorsun." Adam hemen mutfağa koşup karısından özür diler. Ribi Salanter kalmaya ikna olur.

İnsanlar eşlerine karşı yabancılara nazaran daha zalim olurlar. Tora bize "komşumuzu kendimiz kadar sevmeyi" nasıl emrediyorsa, karımızla ilgili olarak Talmud, şöyle öğütlemekte: "ona kendinden daha çok saygı gösterecek, onurlandıracaksın" (Yevamot 62b). ***