Okulda yürürken bir yeşiva öğrencisinin gözü, yerde duran bir kağıt parçasına ilişir. Bir din kitabından düştüğünü ve üzerinde Tanrı'nın adını taşıyabileceğini düşünerek kağıdı yerden alır. Ancak dikkatlice baktığında bunun önemsiz bir kağıt parçası olduğuna karar verir ve onu tekrar yere atar.

Genç öğrenciyi izlemekte olan Rav'lardan biri onu yanına çağırarak, davranışının nedenini öğrenmek ister. Öğrenci de, kağıdın üstünde dinle ilgili herhangi bir yazı olmadığı için onu tekrar yere bıraktığını açıklar.

Rav ona şöyle karşılık verir: "Bulduğun bu kağıdı, aslında, çöp kutusuna atman gerekirdi. Düzenli olmak da önemli bir meziyettir. Ancak bundan da önemlisi: Senden sonra buradan geçecek olan bir öğretmen veya öğrencinin de, aynen senin gibi, kağıdın üstünde Tanrı'nın adının olabileceğini düşünüp kağıdı almak için eğilebileceği hiç aklına gelmedi mi?

Aslında yerden kaldırılması gereken sadece kağıt parçaları değildir. Tora'daki önemli bir yasa bize şunu öğretir: "Körün önüne engel koymayacaksın," (Vayikra 19:14). Bu yasanın ardındaki mantık, yolda yürürken başkasının düşmesine sebep olacak herhangi bir şeyin ortadan kaldırılması yükümlülüğüdür. Örneğin yolda bir taş veya birinin düşmesine sebep olabilecek herhangi bir şey gördüğünüzde, onu yerden kaldırıp çöp kutusuna veya yolun kenarına koymanız gerekir. Bir de sigaralarını söndürmeden yere atanlar konusunda dikkatli olun. Bir çocuk tam olarak sönmemiş bir izmariti yerden almaya çalıştığında elini yakabilir. Bu yüzden de sokakta gözünüze ilişen sönmemiş sigaraları ayağınızla ezip söndürmeyi bir alışkanlık haline getirmekte fayda vardır.

Tora bizim yollara engeller koymamızı nasıl yasaklıyorsa, doğanın veya insanların yerlere koyduğu engelleri de kaldırmamızı buyurur. ***