Yahudi yasaları genellikle dedikoduların aktarılmasını yasaklar.

Ancak bu kural acaba aşırı kısıtlayıcı mı? Örneğin: Bir arkadaşınız size, finans yönetimi konusunda pek de parlak bir geçmişi olmadığını duyduğunuz biriyle birlikte yatırım yapacağını söylemiştir.

Bu durumda ne yaparsınız? Veya, başka bir arkadaşınızın işini kaybetmek üzere olduğunu duyduğunuzda ne yaparsınız? Veya, diğer bir arkadaşınızın, mesleğinde pek de ehil olmayan bir doktora danışmak üzere olduğunu duyduğunuzda, ne yaparsınız?

Bazı kişiler, kulağınıza gelen bu olumsuzlukların gerçek olduğuna emin olmadığınız için susmanızın daha doğru olabileceğini düşünebilir. Bazıları ise, hiçbir şey söylememenin ahlak açısından pek de doğru olmadığını savunur. Öne sürülen olumsuz bilgiden emin olmadığınız için o bilgiyi aktarmaktan kaçınmanız, arkadaşınızın parasını kaybetmesine veya hastalığının tedavi edilmemesine sebep olacaksa, sizin bu konularda suskun kalmanız herhalde doğru olmaz.

Bu durumlarda, etik açıdan ara bir yol öne sürülmüştür: Bir taraftan dedikoduların gelişigüzel aktarılmasına izin verilmez, diğer taraftan da emin olunmayan konularda bilgi aktarımı tam olarak yasaklanmaz. Yani: Arkadaşınızı duyduğunuz olumsuz konu hakkında uyarmalı, ancak ona, söylediklerinizin tam olarak ispat edilmiş bilgiler olmadığını da hatırlatmalısınız. Yukarıda bahsedilen yatırımcı örneğinde şöyle söylenebilir: "Bu adamla beraber yatırıma başlamadan önce, onunla daha önce iş yapmış birkaç kişiye danışmanda fayda var. Geçmiş performansının pek de parlak olmadığını duydum. Konuyu ben tam olarak bilmiyorum ama başkalarının söylediğini de gözardı etmek saflık olur."

Duyduklarınızın belki de sadece dedikodudan ibaret olduğunu vurgulayarak ve arkadaşınızın konuyu araştırması gerektiğini önererek, hem arkadaşınızı korumuş, hem de bahsi geçen kişinin itibarını mümkün olduğu kadar zedelememiş olursunuz.

Yahudi gelenekleri özet olarak bu konuda bize şunu öğretmektedir: Dedikodu aktarırken bile ahlak prensiplerine uymak gereklidir. ***