Vayikra 19:17 şöyle buyurur, "Kardeşine yüreğinden nefret etmeyeceksin."

Tora neden bu garip ifade tarzını kullanıyor acaba? Basit olarak neden, "Kardeşinden nefret etmeyeceksin" diye buyurmuyor ki?

Bu soruların cevapları Tora'nın insan doğasını çok iyi kavramış olmasında yatıyor. İnsanlar bazen başkalarından hoşlanmazlar. Çoğu zaman da bunun için iyi bir sebep vardır. Bu hoşnutuzluğu tamamen ve kesin olarak yasaklamak bu nefreti sona erdirmeyecek, sadece düşmanlığın gizlenmesine ve insanın onu kalbine gömmesine sebep olacaktır.

İşte Tora'nın asıl yasakladığı nefret budur. Eğer birinden hoşlanmıyorsanız, bu duyguyu kalbinizde muhafaza etmeyiniz. Çünkü orada sadece çürümeye devam edecek ve bir kuruntu haline gelecektir. Tora bize, kardeşlerinin Yosef'ten nasıl nefret ettiklerini anlatır: "...ve ondan o kadar nefret ettiler ki, ona tatlı söz söyleyemezlerdi..." (Bereşit 37:4) Zamanla bu nefret o kadar büyüdü ki, sonunda, kardeşleri onu köle olarak sattılar.

Eğer birine karşı hakikaten kızgınsanız, bu şikayetinizi kalbinizde saklamayınız. Konuyu, sizde bu hisleri uyandıran insanla tartışın ve o davranışın sizi nasıl incittiğini anlamasını sağlayın. (Ancak en kızgın olduğunuz zamanda da o kişi ile yüzleşmeyin. Zira o anda belki de ağzınızdan doğru şeyler çıkmayabilir.) Aslında bunu yapan çok az insan vardır. Çoğu, ya kızgınlıklarını somurtarak ve sessizce beslemeye devam eder, ya da, hiç durmadan arkadaşlarına bu konuyu anlatır. Psikolog Carol Tavris bu şekilde davranmanın insana hiç bir şey kazandırmadığını hatırlatmaktadır:

"Eğer Ludwig'e kızgınsanız, arkadaşlarınızla yapacağınız en uzun tartışmalar bile probleminizi çözmeyecektir. Ludwig'e karşı tutumunuzu değiştirebilecek nadir tartışmaların dışında ("Gerçekten de bana hakaret etmek istemediğini anlamamıştım !") bu tip görüşmeler çoğunlukla, sadece olay hakkındaki kendi yorumunuzu güçlendirmeye yarar. Sonuç olarak kızgınlığınızdan kurtulmak bir yana, onu kendi kendinize tekrarlıyarak büyütmekten başka bir işe yaramaz. Eğer kızgınlığınızı yastıkları yumruklayarak, intikam senarıoları yaratarak, çirkin fıkralar anlatarak veya çocuğunuzu döverek çıkarıyorsanız, kızgınlığınız asla azalmayacak, ve kızgınlık odağının yer değiştirmesi rahatlatıcı bir gevşeme sağlamayacaktır. Çünkü aslında, kızgınlığınızın ana sebebi değişmemiş olacaktır."

Bazen, kızgın olduğunuz kişi ile açık açık görüşseniz bile, öfkenizin şiddeti değişmeyebilir. Öyle de olsa, Tora'nın "kardeşine yüreğinden nefret etmeyeceksin" emrini yerine getirmiş olursunuz.

Son bir söz: Tora'daki "kardeşine yüreğinden nefret etmeyeceksin" cümlesi, bize nefret ettiğimiz kişinin bir yabancı olmadığını hatırlatmaktadır. Öfkemizin doruğunda olsak bile, nefret ettiğimiz kişi hala kardeşimizdir. ***