Küçük kız sadece yedi yaşındayken ailesi ile birlikte yabancı bir ülkeye göç etmişti. Bu kız, yeni okulunda, konuşurken yaptığı dilbilgisi ve sözcük hatalarından dolayı öğretmeni tarafından diğer çocukların önünde defalarca küçük düşürülmüş, utandırılmıştı. Bu olaylar kızda o kadar derin yer etmişti ki seneler sonra yetişkin bir kadın olduğunda topluluk önünde konuşma fikri bile onu dehşete düşürürdü.

Bu kızın çektiği korkunç acıların yanısıra, yaptıkları konusunda pişmanlık duymayan ve kızdan af dilemeyen öğretmenin de günün birinde çok ağır cezalara çarptırılacağını öne sürer Talmud: "Toplum önünde birini küçük düşürerek utandıran, Tora'yı okumuş ve iyilik yapmış olsa dahi, Öteki Dünya'daki yerini kaybedecektir" (Pirkei Avot 3:15).

Bu hatadan dolayı Tanrı'nın bu kadar ağır bir ceza verebileceğini Rav'larımız neden tahmin etmektedir? Bunun sebebi çok açıktır: Bu türdeki davranış, toplum önünde küçük düşürülen kişi üzerinde tamir edilemeyecek zararlara yol açar ve çoğu kez kişinin (özellikle bu olay birçok kez tekrarlandığında) özgüvenini kaybetmesine, kendinden utanmasına ve başkalarının önünde mahçup düşmesine sebep olur.

Günlük hayatımızda bu önemli öğretinin değişik yansımalarına tanık oluruz. Öğretmenlerin öğrencilerini küçük düşürmemeleri (bu hata başkalarının önünde işlenirse suç birkaç kat artar), anne babaların da çocuklarını benzer şekilde utandırmamaları gerekir. Aynı şekilde işveren, çalışanlarını, bir tartışmada taraf olan kişi de muhatabını küçük düşürmemelidir.

Genç bir adam, suç işleyen birini toplum önünde azarladığını anlatırken övünüyordu. Adamı o kadar ciddi bir şekilde azarlamıştı ki zavallı utancından kıpkırmızı kesilmişti. Genç adam ise şöyle devam ediyordu: "Bunu yaptığım için de çok mutluyum. Öteki Dünya'daki yerime mal olsa da..."

Bu sözleri dinlemekte olan haham biraz farklı düşünüyordu: genç adam birini azarlama uğruna küçük parmağını bile kaybetmeyi göze alamazdı. Hahama göre bu adam, ya Tanrı'nın küçük düşürme suçunu ne kadar ciddiye aldığı konusu ile ilgili Rav'larımızın öğretilerine inanmamakta, ya da, Öteki Dünya kavramının önemini anlamamaktaydı.

Eğer başkasını küçük düşürerek utandırdıysanız o kişiden özür dilemeli, onu yerlerde süründürmenin karşılığında toplum önünde ona itibarını geri kazandırmaya çalışmalısınız. Örneğin yukarıda bahsi geçen öğretmen pişmanlığını gerçekten ifade etmek isteseydi önce kızın evine gidip büyük bir hata yaptığını ailesinin önünde söyler, daha sonra ise öğrencisinden özür dilerdi. Olaydan sonraki okulun ilk gününde de, yaptığının çok kötü bir şey olduğunu bütün sınıfın önünde kabul ve beyan eder, küçük düşürdüğü kızı öven sözler söylemeye çalışırdı.

Başkalarını küçük düşürme dehşeti Rav'larımızı çok düşündürmüş, bu konunun incelikleri zihinlerini çok meşgul etmiştir. Talmud, bir bilge kişinin başka bir bilge kişiye yönelttiği bu konu ile ilgili kutsamayı şöyle aktarır: "Tanrı sana hiç kimseyi mahçup etmemeyi ve hiç kimsenin de seni utandırmamasını nasip etsin" (Mo'ed Kattan 9b). ***