Birinci Şemuel kitabı Hanna'nın öyküsü ile başlar. Hanna evlidir ve çocuk sahibi olamadığı için çok üzgündür. Şiloh'taki Tapınağa giderek burada sessizce, gözlerinden yaşlar dökülerek, Tanrı'dan ona bir çocuk vermesi için O'na yakarır.

Hanna'nın dudaklarının hareket ettiğini, ancak hiç ses çıkmadığını farkeden büyük rahip Eli, onun sarhoş olduğu sonucuna varır. Yanına gelerek ona sitem etmeye başlar: "Sarhoşluğunu ne zamana dek sürdüreceksin? Artık şarabı bırak" (1. Şemuel 1:14). Bunun üzerine Hanna, durumun böyle olmadığını, acılarla dolu yüreğini Tanrı'ya döktüğünü ona açıklar.

Hanna'yı haksız yere eleştirdiği için Eli herhalde çok mahçup olmuştur. Eli, Tora'daki "Hemcinslerini yargılarken haksızlık yapmayacaksın" (Vayikra 19:15) buyruğuna uymamış, düşünmeden haksız bir yargıya varmıştır.

Hatasını farkettiği anda Eli Hanna'yı kutsar, esenlikle gitmesini ve Tanrı'dan bütün istediklerini yerine getirmesini diler. Bir sene sonra da, Tora'nın Moşe ve Aaron'la eş değerde tuttuğu (Teilim 99:6) geleceğin peygamberi Şemuel dünyaya gelir.

Bir kişinin ne yaptığını tam olarak anlayamadığımızda çoğumuz Eli gibi davranır, bütün gerçekleri bilmeden o kişiyi eleştirmeye başlarız. Yom Kipur'da Yahudiler, "başkalarını acilen (düşünmeden) yargılayarak Senin huzurunda işlemiş olduğumuz günah" için tövbe ederler. Hızla varılan yargıların yol açabileceği acı sonuçlar Roger Bush tarafından kaleme alınan "Sokakta" adlı şu şiirde öne çıkarılır:

Güzeldi ve ona yaklaşan erkeklere hep gülerdi
Yüzünü yandan görüyordum. Tatlı bir şeydi ve de biraz küstah.
Mahçup erkekler yolundan çekilirdi.
Adımlarını sıklaştırır; suç işlemiş gibi davranır, bazıları ise kızarırdı.
Yine de korkusuzca davetkar bir gülümseyişle o, sıradakini karşılar
Bir kez daha reddedilirdi.
Davet ediyor diye düşündüm, bir fahişe, hem de güpegündüz,
Ta ki dönünce,
Düğme sattığını gördüm bağış toplamak için.

Tökezledi ve basamaklardan düştü, Tanrım,
Yerde sürünen çökmüş bir zavallı.
Şişesi kırıldı ve sıvı yerlere saçıldı.
Sarhoş, dedim kendi kendime. İğrenç. Tiksindirici. Ta ki...
Yakındaki arabadan fırladı iki kız ve haykırdı,
"Babamız... Yardım lütfen... O, çok hasta..."

Göz göze geldik aç gözlü gençle,
O da görmüştü yaşlının kolundaki yarı açık çantayı,
Paralar açıkça ortada,
Avını iyi kolluyordu adam, yaşlı kadın ise gözü vitrinlerde,
Kapacak ve kaçacak diye düşündüm, fakat aksine,
Yavaşça omuzuna dokundu, çantayı işaret etti,
Karşılıklı gülüştüler,
İkisi de yoluna devam etti.
Tanrım, affet beni, beni affet.
Kulların hakkında neden hep en kötüsünü düşünürümş

Başkasını haksız bir şekilde yargılamışsanız, özellikle de bu kişi hakkındaki fikirlerinizi başkaları ile paylaşmışsanız, konuştuğunuz her bir kişiyi bulup hatalı olduğunuzu onlara açıklamak zorundasınız.

Bunun dışında, Eli gibi, haksız bir şekilde yargıladığınız kişiye bu davranışınıza karşılık bir iyilik yapmaya çalışın.

Ve, insanları eleştirmeden önce, onları biraz da merhametle yargılamaya çalışın. ***