Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

15 Heşvan

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:24

5:35

-----

Yeruşalayim

4:17

5:29

Tel Aviv

4:39

5:37

  23 Ekim

Tel Aviv

4:32

5:30

İstanbul

6:00

6:40

2010

İstanbul

4:50

5:30

V A Y E R A

 Hatırlatmalar: -

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 18:1-22:24)

[www.chabad.org]

 

Tanrı, 99 yaşındaki sünnetini takip eden üçüncü günde, Avraam Avinu'ya görünür; fakat Avraam, çöl sıcağında birden bire ortaya çıkan üç konuğa yiyecek hazırlamak üzere konuşmayı yarıda keser. Gerçekte insan kılığında melekler olan üç konuktan ilki, tam bir yıl sonra, kısır olan Sara'nın bir oğul doğuracağını bildirir. Sara güler.

Avraam, kötülükleriyle ünlü şehrin yok olmaması için Tanrı'ya yalvarır. Üç melekten ikisi, yok edilmeye mahkûm edilen şehre gelir. Avraam'ın burada yaşayan yeğeni Lot, onlara misafirperverliğini gösterir ve Sedom'lu serseri kalabalığın niyetlendiği kötülükten onları korur. İki konuk, bölgeyi tersyüz etmeye, bu arada da Lot ile ailesini kurtarmaya geldiklerini açıklarlar. Kaçtıkları sırada ateş ve kükürt yağmuru ile yok olan şehre bakmamaları söylenmesine karşın, Lot'un eşi bu uyarıya uymaz ve dönüp baktığı anda tuzdan bir sütun haline gelir.

Lot, iki kızıyla bir mağaraya sığınır. Dünyada başka kimsenin kalmadığını düşünen kızları, babalarını sarhoş edip ondan hamile kalırlar. Bu olayın ardından doğan iki oğul, Moav ve Amon uluslarının atalarıdır.

Avraam Gerar'a taşınır. Burada, kral Avimeleh, kendisini Avraam'ın kız kardeşi olarak tanıtan Sara'yı sarayına alır. Bir rüyayla, Tanrı Avimeleh'i uyararak, Sara'yı kocasına geri vermediği takdirde öleceğini söyler. Avraam, açıklama bekleyen Avimeleh'e, Sara'nın güzelliği sebebiyle kendisini öldürmelerinden korktuğunu söyler.

Tanrı, Sara'ya vermiş olduğu sözü tutar ve Avraam'ın bir oğlu olur; adını Yitshak ("gülecek") koyarlar. Yitshak sekiz günlükken sünnet edilir. Bu sırada Avraam 100, Sara ise 90 yaşındadır. Agar ve Yişmael Sara'nın isteği ve Tanrı'nın onayı üzerine Avraam'ın evinden kovulurlar. Çölde dolaşırlarken, Tanrı, ölecek hale gelen çocuğun sesini duyar ve bir kuyu göstererek onları hayatta tutar. Avimeleh, Beer-Şeva'da Avraam'la bir antlaşma yapar ve bunun işareti olarak, Avraam Avimeleh'e yedi kuzu verir.

Tanrı, Yitshak'ı Moriya Dağı'nda (Yeruşalayim) korban olarak getirmesini emrederek, Avraam'ı sınar. Yitshak bağlanıp sunağa yerleştirilir ve Avraam, oğlunu boğazlamak üzere bıçağı kaldırır. Göklerden gelen bir ses onu durdurur; Yitshak'ın yerine, boynuzlarından çalılıklara takılmış bir koç korban edilir. Avraam, yeğeni Betuel'in Rivka isimli bir kızı olduğuna dair haber alır.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

                                                                                                                           

Az Su, Bol Ekmek ve Et

Bu haftaki peraşa ile bağlantılı olarak Rav Yisrael Salanter ile ilgili meşhur bir olay anlatılır. Musar hareketinin kurucusu olan Rabi Yisrael bir keresinde seçkin bir cemaat liderinin evine yemeğe davet edilir. Ev sahibi, misafir Rabi Yisrael'in ekmek yemeden önce netilat yadayim için ellerini yıkarken sadece parmaklarını yıkadığını ama avuç içini ıslatmadığını fark eder. Normalde netilat yadayimde eller bileklere kadar yıkanırken, Rabi Yisrael'in bu uygulamaya bağlı kalmayıp, netilat yadayimin asgari gerektirmesiyle yetinmesine şaşırır. Yemek sırasında hahama bunun nedenini sorar. Rav Yisrael uygulamada katı (mahmir) olmanın ve elleri bileklere kadar yıkamanın gerçekten de çok iyi bir şey olduğunu belirtir. Ama bir ekleme yapar: "Ama eğer benim bunu yapabilmem için birinin su taşıması gerekiyorsa işler değişir".   

O günlerde, Avrupa'da "musluktan akan su" adlı bizim alışık olduğumuz konforlu durum henüz söz konusu değildi ve sular eve büyük variller içinde taşınarak getirilirdi. Rav Yisrael sırf kendisi yüksek standartta davranacak diye bir başkasının fazladan su taşımasına razı olamamıştı. Böylelikle, "Bir başkasının hesabına tsadik olma!" ilkesine bağlı davranmıştı.

Şemen Atov bu olayda ön plana çıkan temanın kaynağının bu haftaki peraşamızda bulunduğunu belirtir. Vayera peraşası misafirperverlik (Ahnasat Orehim) ile ilgilidir. Avraam yoldan geçen üç yolcu görür ve onlar için ne yapıyorsa yeterli değilmiş gibi davranır. Rahat etmeleri için onlara et ve ekmek dâhil olmak üzere büyük miktarda yiyecek hazırlar. Onlar için hazırladığı her şeyin miktarı fazladır. Tek istisna onlara sağladığı su miktarıdır. Onları davet ederken şöyle demektedir: "Biraz su getirilsin; ayaklarınızı yıkayın ve ağacın altında arkanıza yaslanın" (Bereşit 18:4).

Avraam et ve ekmek konusunda cömert iken, neden su konusunda birden cimri davranmıştır? Bunun cevabı, Talmud'da (Baba Metsia 86b) Avraam'ın suyu misafirler için bir görevli ile getirtmesi olarak açıklanmaktadır: "Biraz su getirilsin" - yani suyu başkası getirecektir. Avraam yiyeceği kendisi hazırlarken harcadığı çabada ve miktarda hiçbir şekilde cimri değildi. Ancak, su sağlama mitsvasını bir görevli aracılığıyla yaptığı için, Avraam bu görevliye gereğinden fazla zahmet vermek istememiş ve "biraz [yani ayakları yıkamaya - ve pasukta söylenmemesine rağmen, olasılıkla içmeye de - yetecek kadar] su" sağlamakla yetinmiştir. Öyle ya, misafirlerin rahatlığının suyu taşıması gereken kişinin rahatlığından daha önemli olduğunu kim söyleyebilir?

Bunun bize öğretmek istediği şey şudur: Avraam Avinu'nun Hesed (şefkat) özelliği, onun Tanrı'nın görüntüsünü her insanda gördüğü gerçeğine dayanmaktaydı. Herkeste bir miktar kutsallık gördüğü için insanlara böyle nazik bir şekilde davranma yeteneğine sahipti. En hafif deyişle, bu her zaman başarılması kolay bir şey değildir. Onun Hesed niteliği ve takdiri bu farkındalığa dayandığı için, onun iyiliği gösterme tarzı etraftaki diğer kişileri göz ardı eder şekilde, körü körüne değildi. Öyle bir ruh yüceliği ve duyarlılığa sahipti ki, bazen bir başkasına gösterilecek şeref ve saygıya darbe indirmeyecek şekilde diğer tarafa iyilik sergileyişimizi dengelememiz gerektiğini belirtiyordu. 

Bu durum peraşanın diğer bir kısmında bir başka "Baal Hesed" (iyiliksever) tarafından sergilenen tavırla tezat teşkil etmektedir. Lot, Hesed eksikliği yaşanan Sedom'a yerleşmiştir. Yine de, melekler Sedom'a geldikleri zaman, itibarı pahasına, hatta belki de yaşamı pahasına, onlara misafirperver davranmıştır. Onları evine almış ve krallara yakışır bir davranış sergilemiştir. Ne de olsa, Avraam Avinu'nun evinde Hesed'i nasıl dağıtacağını öğrenmiştir.

Ancak anlaşılması zor olan şey, aynı "iyiliksever ve şefkatli" Lot'un, Sedom halkı kapısına dayanıp misafirlerini onlara geri göndermesini istedikleri zaman, misafirleri yerine kendi öz kızlarını teslim edebilecek bir tutum sergilemesidir. Öfkeli güruh misafirlere tecavüz etme amacıyla Lot'tan onları dışarı çıkarmasını istemiş, Lot'un cevabı "onların yerine kızlarımı alın" olmuştur.

Lot'un "Hesed'ine ne olmuştu? Bir insan bunu nasıl yapar?

Bunun cevabı şöyledir: Eğer kişinin Hesed'i insanlığın Tanrısal niteliğini göz önünde tutuyorsa, asla böyle bir şey yapmaz. Kişi bir başkasına iyilik yapmak için hiçbir zaman kendi aile ferdini feda etmez. Ancak bir ego tuzağı olan Hesed, yani "ben ne kadar da iyi bir insanım!" hissiyatını kanıtlamak için sergilenen Hesed, gerçekten de bununla tezat içerecek bir eylemle sonuçlanabilir. "İnsan [Tanrı'nın gözünde] sevilendir; zira [Tanrı'nın] görüntüsünde yaratılmıştır" (Pirke Avot 3:14) kavramına Hesed, insanı dünyanın en çılgın şeylerini yapmaya itebilir.

Boşa harcanmış Hesed mi?

Tanah'taki bir pasuk şöyle demektedir: "Yaakov'a Gerçeği (Emet), Avraam'a da Şefkati (Hesed) ver..." (Miha 7:20). Bu pasuk bize ilk atamız Avraam'ın temel niteliğinin Hesed özelliği olduğunu öğretmektedir. Avraam Avinu'yu konu eden üç peraşa Leh Leha, Vayera ve Haye Sara'da, bu temel özelliğin örneklerini vurgulamak için Tora'nın seçtiği peraşa Vayera'dır.

Örneklerden bir tanesi, yaşlı bir insan olarak geçirdiği ameliyattan sonra, sıcak bir günde, üç yabancıya sağladığı misafirperverliktir. Başka bir örnek ise, Sedom halkı onun yaşam felsefesinin tam zıddını simgelemesine rağmen, Avraam'ın yine de onların affedilmesi için dua etmesidir. Tora'nın Avraam'ın yaşamını anlattığı kısımlar boyunca, onun şefkat niteliğine bağlılığını gördüğümüz iki temel örnek bunlardır.

Ama söz konusu iki örneğin her ikisinde de, Avraam'ın sergilediği çabanın sonuç itibariyle neredeyse tamamen boşa harcanmış olması biraz garip değil midir? Fiziksel varlıklar olmayan meleklerin Avraam'ın hazırladığı yiyeceğe ihtiyaçları yoktu - öyleyse Avraam'ın tüm çabası boşuna değil miydi? Aynı şekilde, Avraam'ın Sedom için yaptığı bütün dualar da belli ki boşa yapılmıştı. Çünkü şehirde on dürüst insan YOKTU ve bu nedenle, şehir yok edildi. O halde, Avraam'ın hayatında Hesed örneği teşkil eden bu iki olayın, söz konusu iyilikten yarar sağlanmayan örnekler olması tuhaf değil midir? Neden Tora bu şefkat eylemlerini Avraam'ın temel özelliğinin "klasik" tasviri olarak seçmiştir?

Bunun cevabı da, Tora'nın bize Hesed'in ne olduğunu öğretmesidir. Hesed'in konusu, iyiliğin yapıldığı o "diğer kişi" değildir; aksine, iyilik hareketini yapan kişinin ta kendisidir. Hesed bir başkasının kendisini iyi hissetmesini sağlamak değildir. Hesed, diğerkâm ve özgeci olmaktır - başkalarını hakiki bir şekilde düşünmektir. Hesed "dünyayı Hesed ile inşa etmiş olan" (Teilim 89:3) Tanrı'yı taklit etme eylemidir.

Tanrı bizim için Hesed yaptığı zaman bu tamamen özgeci bir davranıştır; Tanrı'nın bundan hiçbir beklentisi yoktur. Tora tam olarak bu yüzden, özellikle eylemin tamamen özgeci olduğu, alıcıların hiçbir şekilde yararlanmadığı bu iki örneği seçmiştir. Böylece Avraam'ın bu İlahi özelliği taklit ettiği vurgulanmıştır.

Kişi "Hesed'in diğer kişi için değil de, benim için olduğunu!" fark etmelidir. İşte bu şekilde Tanrı'ya benzeyebiliriz.

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Veişa Ahat - Melahim II 4:1-23

Bu peraşada melekler Avraam'a [Tanrı'nın sözleriyle] "Gelecek yıl bu vakitte sana mutlaka döneceğim ve eşin Sara'nın bir oğlu olacak" (Bereşit 18:10) demektedir. Aftara'da da benzer bir cümlenin peygamber Elişa tarafından kullanıldığını görmekteyiz. Elişa Şunem adlı yerden geçerken, saygın bir kadın onu görür ve evine davet eder. Bu kadın, kısıtlı olanaklara rağmen, Elişa için çatıda bir oda hazırlaması için kocasını ikna eder ve kutsal adamın burada rahat etmesini sağlar.

Elişa bu iyiliğin karşılığını ödemek ister. Kadının hayatta tek bir şey istediğini fark eder - o da bir çocuktur. Kadına şöyle der: "Gelecek yıl bu vakitte bir oğlu kucaklıyor olacaksın" (Melahim II 4:16). Böylece aftara ile peraşa arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Sadece konu olarak değil, aynı ifadelerin kullanılması açısından da!

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Dokuzuncu Kitap: KORBANOT / KORBANLAR (Devam)

50. Korban Pesah - Pesah-korbanı (Devam)

Pesah-korbanının etini Nisan veya İyar ayının 15'in başlatan gece içinde yememiz emredilmiştir (Şemot 12:8). Bunu az pişmiş veya haşlanmış halde yemek yasaktır; sadece doğrudan ateşte çevrildikten sonra yenebilir (Şemot 12:9). 14 Nisan'da gerçekleştirilen Pesah-korbanının eti, yalnızca üzerinde ortak olmuş kişiler tarafından yenir he herhangi bir parçasını başka bir yere götürmek yasaktır (Şemot 12:46). Etten herhangi bir kısmı Yahudi olmayan veya Yahudiliğe sırt çevirmiş birine vermek yasaktır (Şemot12:43,45). Sünnet olmamış bir kişinin veya sünnet olmamış çocuklara veya kölelere sahip bir kişinin onu yemesi yasaktır (Şemot 12:44,48). Hayvanın kemiklerini kırmak yasaktır (Şemot 12:46, Bamidbar 9:12). Hayvanın etinden hiçbir kısım sabaha bırakılmamalıdır. Eğer yine de arta kalan et olursa ateşte yakılmalıdır (Şemot 12:10, Bamidbar 9:12). Pesah-korbanı ile birlikte getirilen Şelamim-korbanlarının eti ayın 16sı sabahına kaar bırakılmamalıdır (Devarim 16:4).

YOLLARDA DİKKAT VE TEHLİKELERDEN KORUNMA

[Rabi Yosef Tsvi Rimon / "Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

IV. Bölüm: Tehlikeden Sakınma Zorunluluğunun Kaynağı (özet)

 

Geçtiğimiz haftalarda ele aldığımız üzere, insanı, kendisini tehlikeye atmamak ve dikkatli davranmakla yükümlü kılan üç kanun vardır:

1. "Canlarınızı fazlasıyla koruyun" (Devarim 4:15). Aslında bu emir, kendi bağlamında, Sinay Dağı'ndaki eşsiz tecrübeyi unutmama yönünde bir emirdir ve bu doğrultuda bir put yapmayı yasaklamaktadır. Ancak Talmud, bu ifadeyi tehlikeden sakınma kuralının kaynağı olarak da belirtir.

2. "Kendini koru ve canını fazlasıyla koru" (Devarim 4:9). Bu da, Sinay Dağı'nda tanrı'nın halka Kendisini ifşa ettiği o büyük olayı konu almaktadır; ama Rambam bunu tehlikeden sakınma yükümlülüğünün kaynağı olarak ele alır.

Anlaşıldığı kadarıyla, Sinay Dağı'nda Tanrı halka hitap ederken halkın hiçbir suret görmediğini hatırlatan ve bu doğrultuda kendilerine herhangi bir şekil ya da heykel yapmamaları konusunda onları uyaran bu iki pasuk, bu şekilde ruhumuzu korumakla yükümlü olduğumuzu söylemekle kalmamakta, bu yükümlülüğün bedenimizi de tehlikelere karşı sakınmayı da kapsadığını vurgulamaktadır.

3. "Evine kan koyma" (Devarim 22:8). Kendi bağlamında bu ifade, yeni bir ev inşa edildiği zaman, çatının etrafına bir korkuluk çekme mitsvasının bir parçasıdır. Ama geniş bağlamda bize başkalarının yoluna engel koymamayı ve hem özel hem de kamusal alanların tehlikeli unsurlar açısından temiz olduğunu garantilemeyi öğretir.

Bu üçüncü kaynak bize aynı zamanda kamu yetkililerinin yolları iyi koruma zorunluluğunu ve her bireyin tehlikeli bir şekilde araba kullanmaktan ve yayalar için tehlike arz edecek yerlere park etmekten sakınmayı öğretir.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Aavat A-Şem - Tanrı Sevgisi

 

Günde iki kez Keriat Şema'da okuduğumuz "Tanrın'ı tüm kalbinle seveceksin" sözlerinde belirtildiği gibi, Tanrı Sevgisi'ni kalbimizde kökleştirmek bizim için kutsal bir görevdir.

Fakat bu Tanrı Sevgisi'ni hissetmeye hak kazanabilmemiz için Toramız'da yazılı olan her şeyi büyük bir şevkle yerine getirmeye yoğunlaşmamız, büyük fedakârlıklarda bulunmamız gerekir. Tanrı'yı sevebilme düzeyine ancak bu şekilde ulaşabiliriz.

Bu düzeye ulaşmanın kolay olmadığı açıktır. Bu yolda, Tanrı'nın bizlere ve tüm yarattıklarına doğduğumuzdan beri yaptığı iyilikleri her an düşünmek gereklidir. Dünyaya geldiğimizde ne kadar zayıf ve kuvvetsiz olduğumuzu, ne kadar kuvvetlenip geliştiğimizi, zekâmızın nasıl ilerlediğini; Tanrı'nın her dakika bizlere yaptığı bu ve benzeri, sayısı ve hesabı olmayan iyilikleri düşündüğümüz takdirde ilerleriz. Bu tipteki düşüncelerimizi ne kadar arttırır, onları ne kadar anlar ve hissedersek, Tanrı Sevgisi'ne de o denli yaklaşırız.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Her nesil bir öncekinden daha aydın ve bir sonrakinden daha bilge olduğunu düşünür.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.