Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

15 Kasım

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:05

5:18

-----

Yeruşalayim

4:02

5:15

Tel Aviv

4:19

5:19

17 Heşvan

Tel Aviv

4:16

5:17

İstanbul

4:33

5:13

5769

İstanbul

4:28

5:08

V A Y E R A

 Hatırlatmalar:

ü 28 Kasım Cuma: Roş Hodeş Kislev

 

Bu HP  …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 18:1-22:24)

[www.chabad.org]

 

Tanrı, 99 yaşındaki sünnetini takip eden üçüncü günde, Avraam Avinu’ya görünür; fakat Avraam, çöl sıcağında birden bire ortaya çıkan üç konuğa yiyecek hazırlamak üzere konuşmayı yarıda keser. Gerçekte insan kılığında melekler olan üç konuktan ilki, tam bir yıl sonra, kısır olan Sara’nın bir oğul doğuracağını bildirir. Sara güler.

Avraam, kötülükleriyle ünlü şehrin yok olmaması için Tanrı’ya yalvarır. Üç melekten ikisi, yok edilmeye mahkûm edilen şehre gelir. Avraam’ın burada yaşayan yeğeni Lot, onlara misafirperverliğini gösterir ve Sedomlu serseri kalabalığın niyetlendiği kötülükten onları korur. İki konuk, bölgeyi tersyüz etmeye, bu arada da Lot ile ailesini kurtarmaya geldiklerini açıklarlar. Kaçtıkları sırada ateş ve kükürt yağmuru ile yok olan şehre bakmamaları söylenmesine karşın, Lot’un eşi bu uyarıya uymaz ve dönüp baktığı anda tuzdan bir sütun haline gelir.

Lot, iki kızıyla bir mağaraya sığınır. Dünyada başka kimsenin kalmadığını düşünen kızları, babalarını sarhoş edip ondan hamile kalırlar. Bu olayın ardından doğan iki oğul, Moav ve Amon uluslarının atalarıdır.

Avraam Gerar’a taşınır. Burada, kral Avimeleh, kendisini Avraam’ın kız kardeşi olarak tanıtan Sara’yı sarayına alır. Bir rüyayla, Tanrı Avimeleh’i uyararak, Sara’yı kocasına geri vermediği takdirde öleceğini söyler. Avraam, açıklama bekleyen Avimeleh’e, Sara’nın güzelliği sebebiyle kendisini öldürmelerinden korktuğunu söyler.

Tanrı, Sara’ya vermiş olduğu sözü tutar ve Avraam’ın bir oğlu olur; adını Yitshak (“gülecek”) koyarlar. Yitshak sekiz günlükken sünnet edilir. Bu sırada Avraam 100, Sara ise 90 yaşındadır. Agar ve Yişmael Sara’nın isteği ve Tanrı’nın onayı üzerine Avraam’ın evinden kovulurlar. Çölde dolaşırlarken, Tanrı, ölecek hale gelen çocuğun sesini duyar ve bir kuyu göstererek onları hayatta tutar. Avimeleh, Beer-Şeva’da Avraam’la bir antlaşma yapar ve bunun işareti olarak, Avraam Avimeleh’e yedi kuzu verir.

Tanrı, Yitshak’ı Moria Dağı’nda (Yeruşalayim) korban olarak getirmesini emrederek, Avraam’ı sınar. Yitshak bağlanıp sunağa yerleştirilir ve Avraam, oğlunu boğazlamak üzere bıçağı kaldırır. Göklerden gelen bir ses onu durdurur; Yitshak’ın yerine, boynuzlarından çalılıklara takılmış bir koç korban edilir. Avraam, yeğeni Betuel’in Rivka isimli bir kızı olduğuna dair haber alır.

 

DEVAR TORA

[Rabi Moşe Pinchuk – www.torahmitzion.org]

 

Naase VeNişma

 

Tora peraşamızda Tanrı ile Avraam arasındaki iki konuşmayı kaydetmektedir. İlkinde Tanrı, Avraam’a Sedom’u yıkma kararını açıklar. Avraam’ın tepkisi cüretkâr ve şaşırtıcı olur. Sedom’un bağışlanması için merhamet diler ve bu davranışın Tanrı’ya yakışmayacağını söyleyecek kadar ileri gider.

 

İkincisinde Tanrı, Avraam’dan oğlu Yitshak’ı korban olarak sunmasını ister. Burada da, Avraam’ın tepkisi aynı şekilde şaşırtıcıdır. Avraam tek bir kelime telaffuz etmemiş, derin bir sessizliğe gömülmüştür. Bir anlamda b,u bir diyalog değil, bir monologdur.

 

İki örnekte de, Avraam’ın tepkileri ilgi çekicidir. Tanrı’nın, kötülük kaynağı Sedom’u yok etme kararı tamamen anlaşılabilir bir karardır; hatta bunun arzu edilir bir karar olduğunu bile söyleyenler çıkacaktır. O halde, Avraam neden bu kararı tartışmak istemiştir? Buna karşılık bir çocuğun kurban edilmesi konusundaki emir, Tanrı’nın tüm öğrettikleriyle ve Avraam’a söz verdikleriyle çelişkilidir. Avraam burada nasıl sessiz kalabilmiştir?

 

Bu iki diyalog arasında temel bir fark vardır. İlki sadece bir bildiridir. Tanrı basitçe, Kendi planlarını Avraam’a açıklamaya karar vermiştir. Bu koşullar altında kişinin, Tanrı’yı anlayabilmek için, O’na yaklaşabilmesi ve O’nu kendine örnek alabilmesi amacıyla, O’nun yöntemlerini sorgulaması, bir şart olmasa bile, kabul edilebilirdir. Sedom diyalogunda Avraam’ın tepkisi tam olarak budur. Belki biraz cüretkârca konuşmuştur, ama amacı eleştiri değil, anlayamadığı bir şeyi doğrudan ve dobra bir dille sormaktır. Öte yandan ikinci konuşma bir bildiri değil, emirdir ve Tanrı’nın emrine karşı gösterilmesi beklenen tepki “Naase VeNişma – [Anlamasak Bile] Yapacağız ve [gerekirse, daha sonra, anlama amacıyla sorup] Dinleyeceğiz” şeklinde olmalıdır. Kesin itaat şarttır. İşte Yitshak’ın korban olarak getirilmesi emri karşısında Avraam’ın tepkisi de tam olarak böyle olmuştur.

 

Burada okuyucu için bir düşünme ve tartışma noktası bırakalım: Moşe’nin yanan çalılıkta kendisiyle temasa geçen Tanrı ile diyalogunda da Moşe’ye bir emir verilmiştir. Ama Moşe, Avraam’dan farklı olarak hemen itaat etmesi gerekirken, Tanrı ile diyaloga girmiş, tam üç gün boyunca bu emirden kaçınmak için Tanrı ile tartışmıştır. Moşe’nin bu davranışı, yukarıdaki açıklama ile nasıl bağdaştırılabilir?

 

5 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Peraşada Sara’nın, bir çocuğu olacağını duyduğu zaman güldüğü ve Tanrı’nın bunu hoş karşılamadığı yazılıdır. Oysa geçen haftaki peraşada Avraam da aynı habere gülmüşken Tanrı ona kızmamıştır? Aradaki fark nedir?

2)      Tanrı, Sara’nın sözlerini Avraam’a aktarırken bazı değişiklikler yapmıştır. Neden? (18:12-13, Raşi).

3)      Lot’un eşi neden bir tuz sütununa dönüşmüştür?

4)      Agar ve Yişmael neden Avraam’ın evinden uzaklaştırılmıştır?

5)      Moriya Dağı nerededir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam’ın Sözlü Tora’nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora’nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora’nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak – hem de çok kısa bir özet olan – kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham’a danışmak gerekir.

 

İlk Kitap: MADA / BİLGİ (Devam)

1.      Yesode A-Tora / Tora’nın Temelleri (Devam)

 

c) Tanrı İsmi’ni Kutsal Kılmak

 

Tanrı’nın İsmi’ni kutsal kılmamız emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: “Bene-Yisrael’in arasında Kutsal kılınmalıyım” (Vayikra 22:32). Bunun yanında Tanrı’nın İsmi’nin kutsiyetini ihlal etmememiz de emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: “Kutsal İsmim’i ihlal etmeyin” (Vayikra 22:32). Bir kişi Tora’nın herhangi bir emrine kasten itaatsizlik ettiği takdirde, Tanrı’nın İsmi’nin kutsiyetini ihlal etmiş olur. Buna karşılık, bir yasaktan kaçındığı veya bir mitsvayı art niyet olmaksızın yerine getirdiği takdirde Tanrı’nın İsmi’ni kutsal kılmış olur.

 

Kişi, yaşam kurtarma amacıyla bir mitsvayı ihlal edebilir. Pasukta söylendiği gibi: “İnsan [Tanrı’nın emirlerini] yerine getirip onlarla yaşayacaktır” (Vayikra 18:5). Mitsvalar, onlarla “yaşamamız” içindir, onların yüzünden ölmemiz için değil. Ancak üç emir bu konuda istisnadır. Bir kişi, putperestlik, cinsel ahlaksızlık ve cinayet yasaklarını işlemektense ölümü tercih etmelidir. Pasukta söylendiği gibi: “Tanrın Aşem’i tüm kalbinle ve tüm canınla … sevmelisin” (Devarim 6:5). Buradaki “tüm canınla” sözleri, insanın Tanrı sevgisi uğruna canını bile feda etmesi gereken durumların olduğuna işaret eder [ki bunlar, sayılan üç yasaktır]. Bunun yanı sıra, eğer Yahudi olmayan düşmanlar Yahudileri toplu olarak bir emri çiğnemeye veya bir Yahudi bireyi, Tora’nın herhangi bir emrini toplum içinde açıkça çiğnemesine zorlama niyetindeyseler, o zaman, söz konusu emri ihlal etmektense ölüm tercih edilmelidir. Tüm bu durumlarda bir kişi emri ihlal etmeyip ölümü tercih ettiği takdirde Tanrı’nın İsmi’ni kutsal kılmış olur. Ve eğer canını kurtarmak için emri ihlal ederse, Tanrı’nın İsmi’nin kutsiyetini ihlal etmiş olur.

 

Kutsal bir mekânı veya kutsal yazıları tahrip etmek veya Tanrı’nın İsmi’ni silmek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: “[Putperestlerin] Sunaklarını tahrip edin, anıtlarını parçalayın, aşeralarını [=kutsal saydıkları ağaçları] ateşte yakın, ilahlarının heykellerini kesin ve isimlerini o yerden yok edin.  [Ama] Tanrınız Aşem’e bu şekilde yapmayın” (Devarim 12:3-4). Bunun dışında, uygun olmayan ortamlarda, örneğin pislik veya dışkının olduğu ya da insanların çıplak oldukları bir yerde, kutsal şeyleri düşünmek veya telaffuz etmek yasaktır.

 

DEVAR TORA

[“Growth Through Torah” / Rabi Zelig Pliskin – www.aish.com]

 

Tora şöyle der: “Avraam sabah erken kalktı. Ekmek ve bir tulum su aldı ve Agar’a vererek onun omzuna yerleştirdi. Çocuğu ile birlikte onu gönderdi” (Bereşit 21:14).

 

Tora neden Avraam’ın “sabah erkenden kalktığını” vurgulama ihtiyacı duymuştur?

 

Tora’nın  “sabah erkenden kalktı” ifadesini kullanmasının amacı, Avraam’ın, Tanrı’nın isteğini ilk fırsatta yerine getirme endişesini belirtmektir. Burada özellikle dikkati çeken önemli nokta, önceki pasuklarda Avraam’ın aslında Agar ile Yişmael’i, Sara’nın isteği üzerine gönderme konusundaki isteksizliğidir. Ama Tanrı “Sara ne diyorsa onu yap” dediği andan itibaren, Avraa, daha önceden istemediği bir şeyi yapmak üzere hiç vakit kaybetmemiş, bu amaçla sabah erkenden kalkmıştır. Tanrı, Yişmael’in Yitshak üzerinde olumsuz bir etkisi olacağı konusunda Sara ile hemfikirdi. Bu nedenle, onun geri gönderilmesi gerekiyordu. Kendi duyguları ve farklı düşüncelerine rağmen, Avraam Tanrı’nın isteğini arzularını yerine getirmek için hemen harekete geçmiştir.

 

Yişmael’i evden göndermek Avraam’ın iyiliksever niteliği ile taban tabana zıttır. Avraam bu denli acı verecek bir eylemi erteleyebilir veya geciktirebilirdi. Ama onun odaklandığı tek düşünce yaptığı şeyden şahsen hoşlanıp hoşlanmaması değil, bu şeyin Tanrı’nın isteği ile uyum içinde olup olmamasıydı. Bu öz disiplin, hasta olduğu zaman bile misafirlerine hizmet etmesine ve onlar için elinden geleni yapmasına olanak vermiştir.

 

Bizim dersimiz: Hayatınızı sadece duyguların yönetmesine izin vermeyin. Daha ziyade, her durumda kendinize şunu sorun: “Objektif bir bakışla, şu anda yapılacak en doğru şey nedir?”

 

BİR KİŞİ / BİR ESER

 

Ramban: Rabi Moşe Ben Nahman (1194-1270) isminin baş harflerinden oluşturulmuş isim. Bu isim, Rabi Moşe’nin Tora’ya yapmış olduğu açıklamalar için kullanılır. Bu eser ilk olarak 1472 yılında Roma’da basılmıştır. Ramban kendi döneminin en önde gelen otoritelerinden biriydi. Ramban Gerona/İspanya’da yaşamış ve orada bir yeşivaya başkanlık etmiştir. Hayatını tıp doktorluğu ile kazanan Ramban felsefe öğrenimi de görmüştü. Onlu yaşlarında Yahudilik konusunda bir otorite olarak tanınmaya başlamış 16 yaşında Alaha konusunda yazılar vermiştir. 1263 yılında, kralın emri üzerine, Yahudilik’i terk etmiş olan ve başka Yahudileri de kendi yanına çekmeye çalışan Pablo Christiani adlı kişiyle, Yahudilik’i savunmak üzere bir münazaraya davet edilmiştir. Bu münazarada tam konuşma özgürlüğü garantisi almış ve dört gün süren münazaradan kesin bir galibiyetle ayrılmıştır. Ancak diğer taraf kendilerini galip ilan edince Ramban münazarayı yazıya geçirme gereği duymuştur. Karşıtları bunu kullanarak Ramban’ı Hıristiyanlığa dil uzatmakla itham etmiş, kral mahkemede onu nispeten korumasına karşın, Ramban iki yıl sürgün cezasına çarptırılmış, münazara metninin de yakılması kararlaştırılmıştır. Verilen para cezası ise, kardeşi, maliyeci Benveniste Sa Porta’nın hatırına iptal edilmiştir. Aragon’dan ayrılan Ramban, üç yıl boyunca Kastilya’da veya Güney Fransa’da sürgün halde dolaşmış, 1267 yılında ise aliya yaparak Erets-Yisrael’e yerleşmiştir. Yeruşalayim’de, bugün de mevcut olan ve Ramban sinagogu olarak bilinen bir sinagog kurmuştur. Haçlıların müdahalesi nedeniyle sekteye uğrayan Yahudi cemaat yaşantısını tekrar düzene sokmuş ve bu düzen yedi yüz yıl boyunca devam ederek 1948’e kadar kesintisiz sürmüştür. Bir süre Ako’da yaşayan Ramban, 66 yaşını geçtikten sonra ölmüştür. Bazılarına göre Heyfa’da, bazılarına göre ise Hevron’da gömülüdür. Ramban’ın, Tanah, Talmud, Yahudi Kanunu (Alaha), felsefe, Kabala ve tıp alanlarında, hepsi birer klasik kabul edilen ellinin üstünde eseri vardır.

 

DEVAR TORA

[“Straight Talk” / Rabi Shaul Rosenblatt – www.aish.com]

 

Büyük Konuşma

 

Avraam misafirlerini ağırlarken neler olup bittiğine dikkatlice baktığımızda, ikram etmeyi vaat ettiği şeylerle fiilen ikram ettikleri arasında büyük bir çelişki olduğunu görmekteyiz. Avraam onlara, tabiri caizse “hapishane yemeği” vaat etmiştir; ama buna mukabil onlara krallara layık bir ziyafet çekmiştir.

 

Hahamlarımız bunun önemli bir ilkeyi gösterdiğini belirtirler: Az şey söyleyin ve çok şey yapın. Ama bu ilke neden bu kadar önemlidir?

 

Bu sorunun cevabının konuşma gücünde saklı olduğu söylenebilir. Konuşma, soyut olanı, somut hale getirme yeteneğidir. Fikirler belirsiz ve soyuttur; ama konuşma onları çok daha somut bir şekle sokar. Bir şeyi düşünmekle yapmak arasında dünya kadar fark vardır. Sözel bir yemin, sadece düşüncede kalan bir taahhütten daha güçlüdür.

 

Konuşma, fikirleri daha anlaşılır kılma gücüne sahip olduğu için, aynı zamanda potansiyel bir tehlike de taşır. İş yöneten herkes, insanların yapıcı bir eylemde bulunmak zorunda kalmamak için en çok başvurdukları şeyin toplantı yapmak olduğunu bilir. Defalarca toplanmak insanlarda bir şeyler yaptıkları hissini uyandırırken, esasında tek yaptıkları bir şeyler yapmak konusunda konuşmaktan ibarettir.

 

Konuşmak, bizi başarmışlık duygusunu taşımaya itebilir. Ne yapacağımız konusunda ve nasıl yapacağımız konusunda konuşuruz ve bu bize bir başarmışlık duygusu verir – hatta bu bazen o kadar çok olur ki, artık o işi yapmaya ihtiyaç bile duymamaya başlarız! Bu, içine düşülmesi çok kolay bir tuzaktır: Bütün gün konuşmak ve gece boyunca da, gündüz sözünü ettiğimiz yüce fikirlerle gurur duymak. Bu fikirler gerçekleşmiş değildir, ama ziyanı yoktur – nasılsa yarın tartışılacak daha yüce fikirler bulacağızdır…

 

Sonuç olarak Hahamlarımız “az konuşup çok yapmayı” önerirler. Daha az toplanıp, daha çok iş yapmalıyız. Bunun anlamı elbette uygun ve verimli bir planlamadan kaçınmak değildir. Sadece yöntemlerin, sonuçları yerine getirdiğimize dair bizi ikna etmelerine izin vermemeliyiz.

 

Çoğu zaman, çok büyük konuşmacılar az iş yapanlardır. Eylem noksanlığını telafi etmek için konuşmaya ihtiyaçları vardır. Ve genellikle, en çok eylem yapanlar, ne yapacaklarından fazla söz etmezler, çünkü onu yapmakla fazlasıyla meşguldürler.

 

Avraam büyük vaatlerde bulunmamıştır. Ama onun evi beş yıldızlı bir otelden çok daha büyük bir misafirperverlik sunmuştur. Yapacaklarımıza dair başkalarına ve kendimize vaatlerde bulunmayı bırakalım ve onun yerine, yolumuza devam edip, fiilen iş yapalım.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi – Rabi Nisim Behar]

 

Şabat TefilaKuralları

 

1.                  Şabat günü Tefila’da Baruh Şeamar’dan önce söylediğimiz Aşamayim Mesaperim, Ranenu ve diğer Mizmorlar, şarkılarla ve büyük bir Kavana (konsantrasyon) ile söylenmelidir.

2.                  Şabat günü Baruh Şeamar’dan sonra Mizmor Letoda yerine Mizmor Şir Leyom Aşabat ve AD... Malah söylenir.

3.                  Şabat günü Yiştabah’tan önce Nişmat Kol Hay söylenir. Bir kişi, yanlışlıkla Nişmat Kol Hay söylemeyi unutup Az Yaşir’den hemen sonra Yiştabah söylemiş ve ardından Yiştabah’ın berahasını da söylemişse, hatırladıktan sonra aynı yerde, Barehu’dan önce, Nişmat Kol Hay söyler. Fakat Barehu’dan sonra hatırladıysa Nişmat söylemez.

4.                  Sinagoga geç gelen bir kişi, cemaat Keriat Şema’ya yakınken, Aleluyot ve Nişmat söylediği takdirde onlara yetişemeyeceğini düşünüyorsa, bunları atlayıp cemaatle Keriat Şema ve Amida söyler.

5.                  Şabat günü Şabat Amidası yerine yanılıp hafta arası Amidası’nı söyleyen bir kişi, bunu ciddiye almalı ve hareketlerini kontrol etmelidir.

6.                  Şabat sabahı yanlışlıkla haftaarası Amidası’na başlayan bir kişi, bunu hatırladığında, söylediği berahayı bitirir ve Şabat’ınkine başlar. Fakat hafta arası Amidası’nı bitirdikten sonra hatırladığı takdirde, eğer halen geriye üç adımı atmamışsa, Şabat Amidası’na Yismah Moşe’den başlar. Eğer geriye üç adım atmışsa Amida’nın başından başlar.

 

5 CEVAP

 

1)      Çünkü Sara, söylenenlere inanamadığı için gülmüştür. Oysa Avraam’ın gülüşü sevinçten kaynaklanmıştır.

2)      Aile içi barışı korumak için.

3)      Midraş’a göre Lot, karısına misafirler için tuz getirmesini istediği zaman karısı “Buraya böyle [yani misafirlere hizmet etme şeklinde] kötü adetler de mi getireceksin?” diye karşılık vermiş ve bu isteği reddetmiştir. Böylece tuz konusunda günah işlediği için cezası da, kısasa kısas, tuz ile verilmiştir.

4)      Yişmael’in Yitshak üstünde kötü bir etkisi vardı. Bu olay, Avraam’ın sınandığı sınvalardan biridir.

5)      Yeruşalayim’de.

 

Haftanın Sözü

[“Shabbat Shalom Weekly” – Rabi Kalman Packouz]

 

“Tesadüf”, Tanrı’nın olayların perde arkasında kalmakta kullandığı yöntemdir.

 

Haftanın Peraşası’nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.