Yahudi yasalarına göre birini dolandırdıysanız önce ona olan borcunuzu ödemeli, daha sonra da ondan af dilemelisiniz. Bu yol Yahudiliğin pişmanlık için önerdiği yöntemdir.

Sıkça tekrarlanan bir Mişna'nın öğrettiği gibi, "Yom Kipur insana karşı işlenen suçlar için değil, Tanrı'ya karşı işlenen günahlar için affedilme günüdür. İnsana karşı işlenen kusurların affedilebilmesi için, önce zarar gören tarafın tatmin edilmiş, yatıştırılmış olması gerekir" (Mişna, Yoma 8:9).

Eğer borcunuzu ödeyecek durumda değilseniz, sizden alacağı olan kişi ile görüşerek ona durumunuzu anlatmalı, borcunuzu imkanlarınız dahilinde belli bir süre içinde ödeyebilmek için ondan sabırlı olmasını rica etmelisiniz. Eğer o kişi ölmüşse, borcunuzu varislerine ödemeniz gerekir.

Eğer birine hakaret etmiş veya ona şu veya bu şekilde zarar vermişseniz, önce kusurunuzu kabul etmeniz, sebep olduğunuz zararı veya acıyı telafi etmek için herhangi birşey yapıp yapamayacağınızı araştırmanız, af dilemeniz ve barışma dileğinizi açıkça belirtmeniz gerekir.

Eğer başkasına verdiğiniz zarar çok ciddiyse, karşınızdaki sizi affetme konusunda isteksiz davranabilir. Eğer durum böyle ise, Yahudi yasaları o kişiden iki kez daha af dilemeyi denemenizi talep eder. Üç denemenin ardından eğer kişi sizi hala affetmiyorsa, bağışlanma talebinizi tekrarlamanız gerekmemektedir. Zira Yahudi yasaları, hayatınız boyunca birinin sizi affetmesi için yalvarmanızı istemez.

Belki de bütün bu söylenenlerin sizi değil de başkalarını ilgilendirdiğini düşünüyorsunuz. Bir kere daha iyice düşünün. Üzdüğünüz, zarar verdiğiniz ve af dilemeye fırsat bulamadığınız birileri (ailenizden biri, bir arkadaşınız, birlikte iş yaptığınız bir kişi), var mı? Seneler önce, "Aşk Hikayesi" adlı roman, "aşk, 'beni bağışla' demeye asla gerek olmadığı anlamına gelir" sözlerini popüler hale getirmişti. Yahudi etik anlayışı ise tam aksini savunur. Aşk ve iyilik kavramları, başkalarını üzmeme, acıya sebep olunduğu hallerde ise af dilemeyi bilme anlamlarını taşır. ***