Bir çocuk şarkısının sözleri şöyledir: "Sopalar ve taşlar kemiklerimi kırabilir, ama sözler beni incitemez." Yetişkinler bunun böyle olmadığını çok iyi bilirler. Tarih boyunca insanlar, sadece söz gücüyle başkalarını sopa ve taş ve bıçak ve silah kullanmaya kışkırtmışlar, bu yöntemle diğer insanlara zarar vermeye teşvik etmişlerdir.

Sözler şahısları farklı bir yoldan daha, itibarlarıyla oınayarak da zedeleyebilir. Verilen bu zarar bazen asla düzeltilemez. On dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan bir Yahudi halk öyküsü, kasabanın Rav'ı hakkında iftiralar savurarak köyün meydanında dolaşan bir adamdan söz eder. Nihayet bir gün adam, söylediklerinin çoğunun hatalı olduğunu anlayarak, Rav'ın evine ondan özür dilemeye gider. Rav onu bir şartla affedebileceğini söyler: evine gidecek, oradan içi kuş tüyü ile dolu bir yastık alacak, yastığı kestikten sonra da içindeki tüyleri rüzgara savuracaktı. Bunu yaptıktan sonra da Rav'ın evine geri dönecekti.

Rav'ın önerdiği yöntem adamı şaşırtmıştı. Yine de, bu kadar basit bir ceza ile paçayı kurtardığı için mutluydu. Yastığı çabucak kesip tüyleri savurmuş ve hemen din adamının evine dönmüştü.

"Şimdi affedildim mi?"
"Son bir şey daha" diye karşılık vermiş Rav, "şimdi git ve tüyleri topla."
"Bu mümkün değil. Rüzgar hepsini bir taraflara savurdu."
"Kesinlikle doğru," diye cevap vermiş Rav, "Yaptığın kötülüğü gerçekten düzeltmek istemene rağmen, sözlerinin verdiği zararı tamir etmek, tüyleri toplamak gibi, artık mümkün değil."

Bu hafta boyunca başkaları hakkında olumsuz sözler sarfetmeden önce tüyleri, bu belki de hiçbir zaman toplayamayacağınız tüyleri, rüzgara savurmadığınıza emin olun. ***