Yazdır

"Biri seni öldürmek istiyorsa, erken kalk ve önce sen onu öldür"

Yahudi yasalarına göre her bireyin hayatı ölçülemeyecek derecede değerlidir. Ancak, masum insanları öldüren bir kişinin de yaşamaya hakkı yoktur. Tora'nın beş kitabında da tekrarlanan yasa, önceden planlanmış cinayetleri işleyen kişilerin ölümle cezalandırılması gerektiğini vurgular (örneğin, Bereşit 9:6, "Kim insan kanı dökerse, kendi kanı da insan tarafından dökülecektir").

Başkalarını katletmeye niyetlenen insanlarla ilgili olarak Şemot Kitabında şöyle denilmektedir: Bir hırsız gece tünel kazarak birinin evine girmeye çalışıyorsa ve bunu yaptığı farkedilirse, ev sahibinin onu öldürmeye hakkı vardır. İlk okuyuşta bu cümle biraz şaşırtıcı görünebilir; çünkü Yahudi yasaları mala karşı suç işleyenlerin öldürülmelerini yasaklar. Ancak Tora, gece bir eve giren ve evde birilerinin bulunabileceğinin farkında olan bir hırsızın ev sahibini öldürmeyi göze almış olduğu mantığını yürüterek, ev sahibinin hırsızı daha önce öldürmesi durumunda "kan suçu" işlenmemiş olacağını varsayar (Şemot 22:1). Bu kurala tek istisna, ev sahibinin hırsız tarafından öldürülmeyeceğinden emin olduğu hallerdir (Şemot 22:2).

Talmud şöyle der: "eğer biri seni öldürmek istiyorsa, erken kalk ve önce sen onu öldür." Bu talmud öğretisinin ardındaki mantık hem bireysel, hem de ulusal tehditler için geçerlidir. Yakın tarihimizde yaşanan savaşlarda, düşmanın devamlı olarak karşı tarafı tehdit etmesi, tehdit edilen tarafın erken hareket ederek düşmana saldırmasına sebep olmuştur. Benzer şekilde düşmanın elinde kendine karşı kullanacağı bir nükleer silah olduğunu hisseden ülke, daha saldırı gerçekleşemeden nükleer reaktörü olduğu yerde kullanılamaz duruma getirmiştir.

Yahudi etik yasalarına göre ve bu talmud öğretisinin ışığında, hem birey hem de uluslar, onları ortadan kaldırmayı planlayan güçlere karşı erken saldırı hakkına sahiptir. ***