aile perasasiÇoğunluğu takip edip, diğer herkesin yaptığını yapmak bazen daha çekici olabilir. Ama bazen çoğunluk, doğru olmayan bır sey yapar.

Bu haftanın Peraşa'sında, çoğunluğa karşı gelip, kendi doğrularının cesaretle peşinden giden Yahudiler'in ataları Avraam ve Sara anlatılır. 

Onlar, yanlış yolda ilerleyenlerin arasına katılmayı reddetmiş, korkusuzca kendi akıllarının yolunu takip etmişlerdir. Bağımsızlıkları, zaman içinde onları ve insanlığın geri kalanını Tanrı ile çok daha yakın bir ilişki içine sokmuştur. Avraam ve Sara gibi, bizler de eşsiz ve gerçek benliğimizi bulmak için kendi aklımızın yolunu takip edebilir, ve bunu etrafımızdakilere de öğretebiliriz.

HİKAYE
Hikayemizde, bir kız çoğunluğu takip etmek yerine, kendi değerlerini korumayı öğrenir.

POPÜLER OLMAK
Esin, gününü Melis ve arkadaşlarıyla bir alışveriş merkezinde geçirmek üzere davet edildiğinde çok sevinmişti. Herkes, Melis'in grubunun, okuldaki en popüler grup olduğunu bilirdi. Herkes onlarla kolay kolay 'takılamazdı'.
Esin, uzun zamandan beri, bu daveti almayı bekliyordu. Tabii ki, o da popüler sayılırdı ve yeteri kadar arkadaşı vardı ama bu davet, onun için çok daha geniş bir çevrede tanınmasını sağlayabilirdi. Heyecam içindeki kız, o gün bir kaç saatini aynanın karşısında geçirerek özenle hazırlandı. Giysisinin uygun olduğuna en sonunda karar verdiği anda kapı çaldı. Arkadaşları, onu almaya gelmişlerdi. Esin, mutlulukla, alışveriş merkezine gitmek üzere onlara katıldı.
Bir an, kızlardan bir kaçının yaşlı komşuları Bayan Berman'a bakıp aralarında gülüştüklerini fark etti. Bu hiç de uygun bir davranış değildi. Ama üstünde fazla durmadı. Farklı grupların farklı davranış tarzları vardır diye düşünüp yoluna devam etti.
Kısa bir süre sonra alışveriş merkezine varmışlardı. Grup, mağazadan mağazaya giriyor, yüksek sesle şakalar yapıyor, etraftakileri taklid ediyorlardı. Esin, onlarla olmaktan mutlu olsa da, yavaş yavaş bu davranış tarzlarından rahatsız olmaya başlamıştı. Kasiyerlere ve garsonlara, nasıl kaba davrandıklarını, hatta hakaret ettiklerini kendi gözleriyle görmüştü.
Bir ara, Eda, bir aksessuar dükkanında Esin'e dönüp eline bir not defteri almış, tam satış görevlisinin önünde "Bu dükkanda da çöplükten başka bir şey yokmuş, değil mi?" deyivermişti. Esin, satış görevlisinin yüzünün kızardığını görmüş, bir şey diyememişti. Ayrıca o, dükkanı epey de beğenmişti.
Ama Eda, bir cevap bekler şekilde, Esin'in suratına bakmaya devam etmişti. Esin, ne yapacağını bilemeyerek başını sallayıp yanına dönmüş, grubun gürültü patırtı içinde dükkandan çıkışını seyretmişti.
Bu gibi olaylar, öğlen boyunca yinelenip durdu. Şimdi, Esin gerçekten kendini iki arada bir derede kalmış hissediyordu. Bu grubun bir parçası olmak için çok uzun süre beklemişti ama onlar, kendisinden ve eski arkadaş grubundan çok daha kötü hareket ediyorlardı.
Kızlar, alışveriş merkezindeki cafelerden birine oturdular. Garsonlara emirler verip, sanki bütün her yer kendilerine aitmiş gibi davranmaya başladılar. Esin de onlar gibi davranmaya ve hareket etmeyi denedi ama içinde istediği hiç de bu yönde değildi. Kendini hayale dalmışken ve lokantada etrafına dalgın dalgın bakarken yakaladı.
Birdenbire, gözüne aşina bir sahne takıldı. Esin gözlerine inanmıyordu. İşte orada, aynı cafede, eski arkadaşları oturmuştu. Her zamanki gibi, saobet ediyorlar ve iyi vakit geçiriyotlardı Ama tabii ki bu yeni gruptan çok daha sessiz ve nazik bir şekilde duruyorlardı. Eda, Esin'in diğer tarafa baktığını fark etti.
"Eminim, o eski arkadaşların yerine bizlerle takıldığın için çok mutlusundur değil mi?"
Esin sessiz kaldı, ama Eda kızıştırmaya devam etti:" Tabii sen de o "popüler olmayan " taraftan değilsen..."
Esin, sanki bir teste tabii tutulduğunu hissetti. Derin bir nefes aldı.bunun sosyal merdivenlerdeki yükselişinin sonu olduğunu bilse de, Eda'nın tam gözlerine naktı ve "Biliyor musun sanırım haklısın" dedi, "Ben populer biri değilim. Senin ve grubunun vurdum duymaz davranışları karşısında sabrım tükendi!"
Böylece, Esin yerinden kalktı, eski arkadaşlarının yanına gitti ve gülümseyerek oturdu. O andan sonra, Esin, yerinin "populerlerin" yanı değil, iyi olanların yanı olduğunu anladı.

TARTIŞMA SORULARI
3-5 YAŞ


Soru: Esin, Eda'nın grubuna davet edildiği zaman neler hissetti?
Cevap: Okulun en popüler grubunun bir parçası olacağı için çok sevindi.
Soru: Günün sonunda neler hissetti?
Cevap: Onların kötü şeyler yaptıklarını gördü. Sadece popülerler diye, onların arasına katılmaya değmezdi.

6-9 YAŞ
Soru: Okulun en popüler grubunun bir parçası olmayı Esin neden istemedi?
Cevap: O grubun içinde olmak, ona göre çok önemli bir şey olsa da, onlarla biraz zaman geçirdikten sonra, kendi değerlerine ters düşecek şekilde davrandıklarını fark etti. İki tarafı bir biriyle karşılaştırdığında, onların arasında olmanın, yapması gereken fedakarlığa değmediğini fark etti.
Soru: Esin'in karar vermesinde ne gibi karakter özellikleri rol oynadı?
Cevap: Bu kararı almak cesaret gerektiriyordu. Ona yeni bir statü ve arkadaşları arasında onay kazandıran bir şeyi reddetmek kolay değildi. Ayrıca doğru ve yanlış olanı ayırt etmesini sağlayacak çok güçlü bir kendine güveni de vardı Esin'in. Bu karakter özellikleri, dürüstlük ve bağımsız düşünebilme, Esin'i düştüğü tuzaktan kurtarmış ve onun ait olduğu yere dönmesini sağlamıştı.
Soru: "Çoğunluğun" size, doğru bulmadığınız bir şeyi yapmanız için baskı uyguladığı oldu mu? Ne yaptınız?

10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Alimlerimiz, insanların gözünde bir hayat boyu aptal görünmenin, Tanrı'nın gözünde bir an bile aptal görükmekten iyi olduğunu öğretirler. Bundan ne anlıyorsunuz?
Cevap: Kişinin ait olduğu toplumun veya sosyal çevresinin standartlarıyla, bizlere Tanrı tarafından verilen objektif insani değerler arasında çelişkiler doğabilir. Bu çelişkiler ortaya çıktığında, doğru seçim, başkalarının alaycı tepkilerini çekecek olsa bile, kendi iç değerlerimize bağlı kalmaktır.
Soru: Sizce Eda'nın grubu neden o kadar vurdum duymazdı?
Cevap: Çok populer olmak, kişinin karakter özelliklerini zorlayabilir. Kişinin kendini büyük görmesine, ve kendinden daha az populer olanlara yukarıdan bakmasına neden olabilir. Bunun ilacı, manevi olarak odaklanmak ve popularitenin de Tanrı'nın bir armağanı olduğunu hatırlamaktır. Bu ancak, minnettar oluncak bir şeydir.
Soru: "Çoğunluğun" size, doğru bulmadığınız bir şeyi yapmanız için baskı uyguladığı oldu mu? Ne yaptınız?