kulturBenim babam koyu bir Yahudi’ydi ve ateistti. Kendisi hayatını Yahudilere adadı ve benimle İbranice konuşmakta ısrar etti.

Bir sabah bana “Şalom” diyerek veda etti. “Nereye gidiyorsun?” diye sordum. “Ben gitmiyorum, sen gidiyorsun” diye cevap verdi. “Nereye gidiyorum?” diye sorduğum zaman, şöyle cevap verdi: “Sen genç bir Yahudisin ve bir Yahudi devletimiz var. Şalom.”

Babam hiçbir zaman benimle Tanrının emirlerini, günahları veya cezayı tartışmadı. Bana her zaman gururla Yahudi toplumunun bir üyesi olmaktan, ortak bir lisandan ve belli bir toprağa olan bağımızdan söz etti. İsrail’e geldiğim zaman, Yahudi olmanın belli bir toprağa, bir dile ve bir mirasa sahip bir ulusun üyesi olmak anlamına geldiğini biliyordum. Ben aliya yapmıştım, çünkü babam bana “”Sen bir Yahudisin” demişti. Oysa İsrail’de herkes bana “Şimdi burada olduğuna göre, artık bir Yahudi olmana gerek yok” diyordu. Aklım o kadar karışmıştı ki, kendi kendime Yahudi olmanın ne demek olduğunu sormaya başladım.

Yahudi bir Çelişki

Bir Amerikan Yahudi kuruluşunda eylemci olan “Bob” ile benim aramda aşağıdaki tartışmayı hayal edin.

“Bob sen dindar mısın?”- “Allah korusun.”

 –“Kaşer yer misin?” –“Ancak yiyecek başka bir şey yoksa yerim.”

–“Şabat’a bakar mısın?” –“Hayır.”  

-“Dua eder misin?” -“Hayır.”

-“Sinagoga gider misin?”

-“Arkadaşlarımı görmek için senede bir kez giderim”.

-“Yahudilik nedir?” –“Bir dindir.”

-“Sen nesin?”

-“Ben bir Yahudiyim.”

O da bana buna benzer sorular sorabilirdi.

“Avraham Şabat’a bakar mısın?”

-En az haftada bir kez bakarım.”

-“Dua eder misin?”

-“Günde üç kez.”

-“Kaşer yer misin?”

-“Her zaman.”

-“Yahudilik bir din midir?”

-“Kesinlikle değildir.”

-“Sen nesin?”

-“Ben bir Yahudiyim.”

Yahudi Kimliğinin Beş Temel Taşı

Ben beş temel taştan veya çağdaş Yahudi kimliğinin ana konularından söz ediyorum. Dünyanın her tarafında birçok Yahudi ile karşılaşır ve onlara bu beş temel taştan söz eder,  kendi hayatlarının temel parçaları olarak en az beş tanesini seçmeleri için onları teşvik ederim.

Neden üç tane? Böylece, üç tane temel taş seçen herkes diğer benzer Yahudilerle önemli bir bağı paylaşacaktır. Ben dinleyicilerimi, tek biçimliliğin bulunmadığı bir Yahudi birliğini yaratmaya teşvik ederim.

1.Yahudi Hafızası 

İsrail’de yüksek eğitim gördüğüm zaman, babama Yahudi tarihini öğretmek istediğimi yazdım. Onun tepkisi şöyle oldu: Ne? Yeruşalayim’de İbrani Üniversitesinde Yahudi tarihini mi öğretiyorlar?! Yahudi tarihi diye bir şey yoktur. Yahudi olmayanların tarihi vardır. Yahudilerin hafızası vardır. Eğer tek bir cümle ile Yahudi olmanın ne demek olduğunu tasvir etmeye kalksaydım, Yahudi kişi hiçbir zaman hafıza kaybı yaşamayan kişidir, diye ifade ederdim. 

Yahudi hafızasına başvurmadan bir Yahudi ailesi, yeni bir Yahudi evi veya yeni Yahudi kültürünün herhangi bir yönünü yaratamazsın. 

Tarih ile hafıza arasındaki fark nedir? 

Tarih geçmişte olanları bilmektir. Hafıza ise geçmişte olanların beni ve bugünkü hayatımı nasıl etkilediğini anlatır. İşte bu nedenledir ki, gençlerimize atalarımızın Mısır’ı terk ettiklerini öğretmeyiz. Biz onlara “her canlının kendini Mısır’ı terk etmiş gibi görmesi gerektiğini öğretiriz.”        

Bir Yahudi’nin görevi toplu Yahudi hafızasını taşımak ve onu kendi hayatının bir parçası yapmaktır. 

Şavuot gençliğimde önemli bir bayramdı. “Sepetlerimiz omuzlarımızda “diye şarkı söyleyerek masanın etrafında bir sepetle yürürdüm. Bu çok anlamsızdı. Güney Afrika’da yanlış bir mevsimdeydi. Yerkürenin yanlış yarısındaydım. Yağmur için yanlış zamanda dua ederdik. Neden?  

Çünkü bir Yahudi olarak kendin için dua etmezsin. Yahudilerin toplu ya da kollektif hafızasının bir parçası olarak dua edersin.

2.Aile Bağları 

Biz kimiz? Bizler bir dinin üyeleri miyiz? 

Teolojik bir soruşturma yapmaya kalksaydık, aynı dini paylaşmadığımızı ispat edebilirdim. 

New York Chase Manhattan Bankası şöyle bir ilan vermişti: “Chase Manhattan’da bir dostunuz var.” İsrailli Discount Bankası orada bir şube açtığı zaman, harika bir slogana sahipti. Yerel radyoda saat başı, televizyonda da her dört saatte bir şunu duyabilirdiniz: “Chase Manhattan’da bir dostunuz olabilir, ama biz sizin aileniziz (mişpaha).” 

Yahudiliğimizin özü bir aile olmaktır. Bu nedenle, Tora bizden Yahudi veya İbrani olarak değil de, “İsrail’in Çocukları” diye söz eder. Rusya’dan veya Etiyopya’dan yüz binlerce göçmenin İsrail’e nüfuz etmesine yardımcı olduğumuz zaman, esasında aile üyelerimize yardım ediyoruz.

3.Sinay Dağı ve Alaha (Yahudi Kanunu)

Yahudiler Mısır’ı terk edip doğrudan Tel Aviv’e gitmediler. Yolda Sinay adında bir yerde durdular. Kişi Sinay bölgesindeki ifşayı inkâr edemez ve kişinin koyu dindar, muhafazakâr, reformist veya laik olmasının hiçbir önemi yoktur.

Sinay’da ailemiz hepimize, dünyayı görebileceğimiz özel gözlükleri miras olarak bıraktılar.  Bazı kurallara bağlı kalarak yaşamaya ant içerek, Tanrı ile bir anlaşma yaptık:

  1. a)Tanrı’nın varlığına tanıklık etmek. Laik bir dünyada bu çok asil bir görevdir. İnsanları bekleyen en kötü kader, kendi sınırlarını görmeden, kendilerinin birer tanrı olduklarına inanmalarıdır.  Bizler bu görevin alındığını söylemek için buradayız.
  2. b)Bu dünyayı daha iyi kılmak.
  3. c)Hafızamızı derinleştirip güçlendirmek üzere yaşamak. Hafıza olmadan bir gelecek yoktur.

4.İsrail 

İsrail topraklarının tamamı bir Yahudi hafıza deposudur.

İsrail’i ziyaret eden Yahudilere çok önem veriyorum. Bu, sadece aliyayı teşvik etmek istediğimden değil, aynı zamanda günümüzde kişinin İsrail ile bir bağlantısı olmadan Yahudi olamamasındandır. Bu toprak Yahudi hafızasının yuvasıdır. İsrail Devleti birçok nedenlerden dolayı bizler için önemlidir. Bu nedenlerden bir tanesi, altmış sene öncesine kadar bir Yahudi’nin en alışılagelmiş tanımı mülteci, göçebe veya gezgin Yahudi olmasıydı.  İsrail Devleti, bu cümleyi, her Yahudi için çok önemli bir değişiklik oluşturacak şekilde yazı tahtasından sildi. Sizler İsrail’e turist olarak gelmezsiniz. Sizler İsrail’e ruhunuzu keşfetmek ve ailenizi göçebelikten hiçbir zaman anavatanlarından mahrum kalmayacak kişilere dönüştüren mekânı tanımaya gelirsiniz.

5.İbranice Lisanı  

Bir Pazar günü Nebraska eyaletinin Omaha kentinde ev sahiplerim benim Pazar okulunu ziyaret etmemi önerdiler. Orada on yaşlarında yirmi beş çocuk otururken, öğretmenleri onlara yabancı bir lisan öğretmeye çalışıyordu. Hepsinin yüzüne baktım ve onlarda halkımın çektiği acıyı gördüm. Onlara “Neden İbranice dua ediyorsunuz?” diye sordum. “Çünkü Tanrı İngilizce anlamıyor” diye bir cevap aldım.

Yahudiler İbranice dua ederler, çünkü onlar her zaman önemli şeyleri kendi kültürlerinin lisanında yapmışlardır. 

İbranice Yahudiler için önemlidir, çünkü lisan bir kültürü bir nesilden bir sonrakine aktaran unsurdur.  

Bizler hatalıydık. 100 sene önce yeniden canlandırılan İbranicenin ölü bir dil olduğunu belirttiğimiz zaman yanıldık. Bu doğru değildir. Bizler yaşayan bir lisanı miras olarak aldık ve onu konuşulan bir dile dönüştürdük. İki bin yıl boyunca dini kurallarla ilgili her soru cevap İbranice yazılmıştır. Diğer Yahudi dilleri (Yidiş, Ladino, Mugrabi vs.) bazı şeylerin sadece İbranice ifade edilebildiğinin canlı kanıtıdır. 

İbranice lisanı bugün hayatımız için çok önemli olan kavramlarla doludur. Bütün dünyadaki Yahudiler aralarında, bağımızın ailevi olduğunu akıllarından çıkarmadan, Yahudi hafızasıyla derin bağlar taşıyan bir dille konuşmalıdırlar. 

İbraniceyi sadece basit bir iletişim aracı olarak değil de, atalarımızla tanışıp onlarla konuşabileceğimiz bir araç olarak ele alırsak, Yahudi toplumu için anlamlı ve sağlam bir gelecek kurabiliriz.