Saygı görmek

Rabbi Dr. Jerry Lob Çocuklarımın bana saygılı davranmasını nasıl sağlayabilirim? Benim bugüne kadarki en sevdiğim öğretmenim olan, bir haham, bizlere hep şöyle derdi: "Eğer çocuklarınızın Tora öğrenmesini istiyorsanız, ilk önce sizler Tora'yı öğrenmelisiniz. Eğer sizlere değer vermelerini istiyorsanız, sizin de onlara değer verdiğinizi göstermeniz gerekir."

Bunun yanında, küçük bir çocukken doktorumun ofisinde, duvarda asılı, " Çocuklar Yaşadıklarını Öğrenirler " adlı güzel şiiri de hatırlarım. Bu basit gerçek, şiirde ne kadar da güzel anlatılıyordu: Çocuklarımız bizim sözlerimizden değil, davranışlarımızdan öğrenirler. Bizim neler söylediğimizden çok, nasıl olduğumuz önemlidir. Yani, yukarıdaki soruya verilecek kısa cevap şudur: Eğer çocuklarınızın sizlere saygı duymalarını istiyorsanız, önce sizlerin çocuklarınıza saygı duymanız gerekmektedir. Eşinize, komşularınıza, sizden farklı insanlara saygılı davranarak ve tabii ki kendinize de saygılı olmayı unutmayarak, onlara örnek olmalısınız.

NASIL SAYGI GÖSTERİLİR?

Çocuklarınıza saygınızı göstermenin birçok yolu vardır. Bazıları küçük hareketlerde gizlidir, bazıları ise büyük. Onların görüşlerini dikkate aldığınızı, onlarla aynı fikirde olmasanız bile, düşüncelerine her zaman önem verdiğinizi göstermelisiniz. Onların saygınlığına, özel bir mekana ihtiyaç duymalarına saygı duymalısınız. Çocuklarınızı sakın küçümsemeyin veya onlara gülmeyin.

Saygılı disiplinin öneminin üstünde çok duramam. Eğer, çocuğunuz sizi çok sinirlendirmişse ve siz de kontrolünüzü kaybedeceğinizi hissediyorsanız, işte o anda kendinizi kontrol etmelisiniz. Sakinliğinizi koruyarak, kişisel davranmayarak, vurmayarak veya kötü sözler sarf etmeyerek, son derece önemli bir saygı -sevgi mesajı vermiş olursunuz.

Böylece, davranışlarınızla, " sana çok sinirli ve kırılmış olduğum halde, ben seni kırmayacağım. Seni seviyorum " demiş olursunuz.

Eğer hatalı bir davranışta bulunursanız, özür dileyin, çünkü bu hareket aranızdaki güvenin gelişmesini ve sizlere olan saygılarının artmasını sağlar. Kendinden emin anne-baba olmak, agresif olmak demek değildir. Eğer çocuklar, kendilerinin kırılgan ruhları hakkında ne kadar duyarlı olduğunuzu görürlerse, onlar da başkalarına karşı dikkatli davranmayı öğreneceklerdir. Ayrıca, kendinden emin olmak, katı olup fikir ayrılıklarından korkmamak da demektir. Bu, sınırlar koymak, zamanına göre olumsuz sonuçlarla da karşı karşıya kalabilmek anlamına gelir. Çocuklarınızın her zaman sizinle hemfikir olmaları gerekmez, onların sadece sevildiklerini ve saygı gördüklerini hissetmeleri gerekir.

ERKENDEN BAŞLAYIN

Yukarıda tartışılan anne-baba tavrı, çocuğun doğumundan itibaren başlamaktadır. Bu davranış tarzı, çocuğun anne-babanın bir uzantısı olmadığını, aksine, başlı başına ayrı, kendi içinde bir bütün olduğu düşüncesine dayanır. Çocuğun görevi, anne-babanın ihtiyaçlarını karşılamak, gerçekleştiremedikleri hayallerini gerçekleştirmek veya hiçbir zaman olmamış dileklerini ortaya koymak değildir.

Yahudilik, ideal bir anne- baba- çocuk ilişkisini, geleneklerimizin, değerlerimizin, kurallarımızın devamı ve sürekliliğini en iyi sağlayan araç olarak gördüğü için, sıcak ve yakın bir ilişki olmasına önem vermektedir.

Talmud, dinimizin sürekliliğini sağlayan bu aktarma olayının, taraflar arasındaki neşe ve sevgiden kaynaklandığını bizlere öğretir.

Evet, Tora, çocuklara, anne-babalarına saygı göstermelerini emreder. Fakat akıllı anne-babalar zorlama bir saygının boş olduğunu, gerçek saygının sevgi, onay ve neşe ortamında oluştuğunu bilirler.

Bizlere saygı göstermeleri için, çocuklarımıza yardım etmek, bizlerin görevidir. Bunu da saygıdeğer olarak, gurur duyduğumuz bir hayata sahip olarak ve çocuklarımızla derin, sevgiye dayalı, manevi ve mutluluk dolu bir ilişki kurarak başarabiliriz.