Topac Nedir?Soğuk bir kış gecesinde Hanukiya pencere yanında sükunet içinde yanarken oynanan bir çocuk oyunu... Topaç...

Dört yüzü, ucundaki sivri burnu etrafında hızla dönerken, kenarında yazılı olanlar görünmüyor bile... Sevivon... Görünüşte o kadar basit ve önemsiz - ancak bu küçük topaç Yahudi Ulus'unun tarihini - aslında tüm dünyanın tarihini içermekte...

Hikayemiz Hanuka mucizesiyle başlamamıştır. Bunun 1437 yıl öncesinde Yaakov kardeşi Esav'dan kaçarken konakladığı yerde bir rüya görmüştü. Rüyasında yerden göğe uzanan bir merdiven ve bu merdiven üzerinde çıkıp inen melekler vardı. Bu melekler, kafalarında floresan yuvarlaklar olan Hollywood oyuncuları değillerdi - gerçek, vücutsuz, tamamen manevi habercilerdi - dünyaya hakim olacak dört büyük krallığın manevi düzlemdeki koruyucularıydı. Bunlar, gelecekte Yahudiler'e üstün gelerek onları fiziksel ya da manevi yönden sürecek dört büyük krallığın melekleriydi: Babil, Pers, Eski-Yunan ve Roma.

Başta Yaakov Babil'in meleğinin 70 basamak yükseldiğini gördü; sonra da gerisin geriye indiğini: Yahudiler Babil'de 70 yıl boyunca sürgün kalmışlardı.

Ardından Pers ve Med İmparatorluğu'nun koruyucu meleği merdivene geldi ve 52 basamak çıktıktan sonra o da aşağı indi: Bene-Yisrael Pers'te 52 yıl boyunca sürgündüler.

Sonra Yunan İmparatorluğu'nun meleği geldi ve 180 basamak çıktı; onların dünya ve Yahudiler üzerindeki egemenliği de 180 yıl sürmüştü.

Son olarak Roma İmparatorluğu'nun meleği merdiveni çıkmaya başladı; ama aşağı inmiyordu bir türlü. Yaakov Avinu bunu görünce son sürgünün hiçbir zaman bitmeyeceğini düşünerek sıkıntıya girince Tanrı ona söz verdi: "Bir kartal gibi yükselip yuvasını yıldızların arasına kursa bile, onu yine de indireceğim".

Bene-Yisrael halen, Romalılar'ın başlattığı ve onların bazen sert bazen yumuşak ve dostça yöntemlerle Yahudiler'i kültürlerinden ya da vücutlarından ayırmak amacındaki manevi mirasçılarının devam ettirdiği son sürgünü yaşamaktadır.

DÖRT KRALLIK

BABİL
3338 (MÖ 587/6) yılında, ilk Bet-Amikdaş, Babil İmparatoru Nevukadnetsar tarafından yerle bir edilmişti. Yahudiler'in büyük çoğunluğu, daha önceden Asur İmparatoru Sanheriv tarafından sürülmüştü. Bet-Amikdaş'ın yıkılması neden bu denli büyük bir trajedidir? Bet-Amikdaş, insanoğluyla Tanrı arasındaki eşsiz iletişimin sembolüdür. Yıkıldığı zaman, yukarıdan aşağıya akan bu manevi enerji kaynağı kesilmiştir. Bu bağlantının düzeyi "Nefeş - Ruh/Can" sözcüğüyle temsil edilir. Zira Bet-Amikdaş'taki korbandan söz ederken Tora "Bir can korban getireceği zaman..." (Vayikra 2:1) demektedir. Dolayısıyla Bet-Amikdaş, Yahudiliğin "ruhu"dur ve Babilliler bu bağlantıyı kesmişlerdir. Nefeş sözcüğü "Nun" harfiyle başlar; böylelikle Nun harfi Babil İmparatorluğu'nu simgeler.

PERS
Purim olaylarında ve Ester'in anlatımından da hatırlayacağımız gibi, Pers sürgünü sırasında başvezir Aman, "Yahudi meselesi" ne "nihai çözüm" aramış ve katliamda karar kılmıştı. Dolayısıyla Pers-Med sürgünü, Yahudiler için "Guf - Vücut" la ilgili tehlikeyi simgelemektedir. Yahudiler'in fiziksel imhası hedeflenmiştir. Guf sözcüğü "Gimel" harfiyle başlar ve bu harf Pers-Med İmparatorluğu'nu simgeler.

ESKİ YUNAN
Kendisinden önceki iki süper güce karşın, Eski Yunanlılar, doğrudan Tora'yı, Yahudiler'in "Sehel - Zeka/Bilgelik" özelliklerini hedeflemişlerdir. Yunanlılar Yahudi Ulusu'nun fiziksel olarak ortadan kaldırılmasıyla ilgilenmiyorlardı. Asıl istedikleri, Yahudiliği temelinden söküp atmak - Tora'yı unutturmak - ve Yahudiler'i, Yunan estetik normlarına uygun yaşayan Helenleşmiş bir topluluk haline getirmekti. Sehel sözcüğü "Sin" harfiyle başlar - bu, Eski Yunan İmparatorluğu'nu simgeleyen harftir.

ROMA
Dördüncü süper güç Roma, kendisinden önceki tüm sürgünleri bünyesinde barındırır. Egemenliklerinin ilk yıllarında Romalılar, tıpkı Babilliler gibi Bet-Amikdaş'taki korbanların durmasına sebep olmuşlardı. Daha sonra II. Bet-Amikdaş'ı yıktılar ve Nefeş'i ikinci kez sildiler. Ardından büyük katliamlara giriştiler ve Guf'u hedeflediler.

Başlangıçta Romalılar Yunanlılar'ın entellektüel mirasçıları gibi davranıyorlar, Sehel'e saldırıyorlardı. Ancak MS 313 yılında İmparator Konstantin'in Hıristiyanlığı kabul etmesinin ardından, Katolik Kilisesi, Roma İmparatorluğu'nun manevi mirasçısı konumuna geldi. Fakat kilisenin baskıcı tutumu yakın tarihte manevi isyana, maddiyatçılığa ve dindışılığa yol açınca, döngü tekrar kapandı ve günümüzde gördüğümüz, Roma ve Eski Yunan'ın Sehel değerleri tekrar canlandı.

Roma tüm sürgünlerin iç içe yaşandığı türden bir sürgündür ve dolayısıyla İbranice'de "Akol - Hepsi" sözcüğüyle simgelenir. Bu sözcüğün ilk harfi "E"dir.

* * *
Topacın dönüş eksenini tanımlayabilir misiniz? Cevabınız ne olursa olsun bilirsiniz ki o eksen oradadır. Tıpkı İbranice'deki "Yud" harfi gibi. Bu harf, Alef-Bet'teki en küçük harftir. Bir noktayı andırır - ancak Kabala'ya göre tüm evren bu harfle yaratılmıştır. Bu harf, tüm mevcudiyetin eşiğidir. Tüm evren işte o noktanın etrafında oluşmuş ve onun etrafında dönmektedir. Yahudi Ulusu işte o küçük noktadır - önemsiz denebilecek kadar küçüktür; ama dünya onun etrafında dönmektedir.

O küçük noktanın karşılığı nedir? O merkezi noktanın karşısında hiç yer kaplamayan ne vardır? Yönler - Kuzey, güney, doğu ve batı. Dört yönde genişleme... Felsefi bir bakışla, Dört, Bir'in antitezidir. Dört, ebediyen Bene-Yisrael'e karşı olan, onların temsil ettiklerinin zıttını temsil eden krallıkların sayısıdır. Bu "karşı" lık, Bir Olan'a da yöneliktir. Tanrı'ya ve O'nun dünyadaki temsilcilerine.

Şu sevivona, dönerken bir kez daha bakın. Ne görüyorsunuz? Dört yüz. Bu dört yüz, tek bir noktanın etrafında dönmekte - neredeyse hiç yer kaplamayan tek bir noktanın etrafında. Ve topaç döndüğü anda, tüm yüzler de ortadan kayboluyor - yüzler yönler köşeler yok oluyor - her şey, tek bir noktanın etrafındaki bir çember şeklini alıyor... Noktanın merkezde halen mevcut kaldığı bir çember...

Peki Sevivon'un bu dört yüzünde hangi harfler var? Nun, Gimel, Sin, E. Yüzeysel bir bakışla bu sözcükler "Nes Gadol Aya Şam - Orada Büyük bir Mucize Oldu" sözcüklerini temsil etseler de, daha derin bir bakışla incelendiğinde, o küçük oyuncak topaç, dört büyük krallığı, Babil, Pers, Eski-Yunan ve Roma İmparatorlukları'nın tek bir merkezde -Yahudi Ulusu etrafında dönüşünü simgelemektedir.

Ve en önemlisi... Topacı döndüren El, bunu üstten yapmaktadır. Tıpkı tarihin gidişatını Belirleyen'in Yukarıdaki olması gibi...

Sevivon... Bir çocuk oyunu... Soğuk bir kış gecesinde Hanukiya pencere yanında sükunet içinde yanarken oynanan bir çocuk oyunu... Dört yüzü, ucundaki sivri burnu etrafında hızla dönerken, kenarında yazılı olanlar görünmüyor bile... Sevivon... Görünüşte o kadar basit ve önemsiz - ancak bu küçük topaç Yahudi Ulusu’nun tarihini - aslında tüm dünyanın tarihini içermekte...