dunyadaki cennetŞabat, haftanın yedinci günü için verilen isimdir. Tora bize “Altı gün iş yapacaksınız ve yedinci gün...” der.

Yahudilikte haftanın diğer günlerinin (pazartesi, salı vs.) kendilerine ait özel isimleri yoktur. Onun yerine, bu günlere “Şabat’a doğru birinci gün”, “Şabat’a doğru ikinci gün” vs deriz. Her gün sadece Şabat’a olan ilgisi ile bilinir. Bu şekilde her gün kendimize Şabat'ın merkeziyetini hatırlatırız. Şabat'ın gelişini bekleriz. Şabat için özel yiyecek ve giyecek hazırlarız. Şabat, Yahudi bilincinin tam merkezindedir. Toradaki diğer mitsvalardan çok daha fazla tekrar edilir ve on emrin bir parçası olan tek dini adettir. Şabat'ı koruyan Yahudiler size Şabat'ın en büyük ilham kaynağı olduğunu söyleyeceklerdir. Öte yandan Şabat, Yahudiliği test eden kimseler için de en büyük engeldir.

Şabat'ı Yahudiler için bu kadar önemli, bu kadar güçlü ve bunu henüz yaşamayanlar için bu kadar şaşırtıcı yapan nedir?

GELECEK DÜNYANIN TADI
Midraşa göre (Ravların açıklamalarına göre); Yahudiler Tora'yı almak için Sinay Dağı'nda toplandıklarında Tanrı emirlerini yerine getirmeleri karşılığında onlara cenneti ödül olarak vereceğini söyledi. Yahudiler “Cennetin bu kadar büyük olduğunu nereden bilelim? Buna değip değmediğini görmek için bize bir örnek göster” dediler.

Tanrı kızmadı. Biliyordu ki, cennet sonsuz Tanrı'nın saf mutluluğunu yaşadığımız yerdir. '' Tamam. Sorun değil. Size bir örnek vereceğim ve o da Şabat'dır. '' dedi.

Ravlar şöyle der: Şabat cennetin dünyadaki tadıdır. Eğer cennet saf ruhanilikse Şabat da bu yaşamın bir tadıdır.

İKİ ŞABAT EMRİ
Şabat'ı nasıl korumamız gerektiğini öğreten iki ana emir vardır.

Birinci emir Şabat günü çalışmamaktır. Tora '' Altı gün çalışacaksınız ve yedinci gün Efendiniz Tanrı'ya Şabat'dır. O gün hiç bir melaha yapmayacaksınız. '' der. (Şemot-çıkış 20:9)

İkinci emir ise Şabat günü dinlenmektir. “Ve yedinci gün dinleneceksiniz.” ( Şemot-çıkış 23:12 )

Bir emir hiç bir melaha yapmamak, diğeri ise dinlenmektir. Peki neden bu ikisi birden gereklidir? Eğer Tora bize çalışmamamızı söylüyorsa o zaman zaten dinlenip rahatlayacağız. Neden bize dinlenmemizi emreden ikinci bir emre gerek duyulmuştur?

Eğer Tora bize iki emir verecekse bir emir diğerinin doğal bir sonucu olmamalıdır. Buna göre; iş yapmayacağımız gerçeği '' dinlenme''yi kapsamayacağından, Şabat günü yapacağımız '' dinlenme '' ekstra, yani çalışmamanın getirdiği doğal sonucun dışında bir şey olmalıdır.

Şabat'ın amacı sadece ayaklarımızı kaldırıp güneşlenmemiz ve içeceklerimizi yudumlamamız değildir.

NEDEN ŞABAT GÜNÜ ÇALIŞILMAZ?
Kurt Vonnegut'un '' Şampiyonların Kahvaltısı '' adlı romanında kitabın başkahramanı barda içkisini içiyordur. Bir anda kendisini bir endişe sarar. Çok fazla görmek istediği ancak kendisini tehdit etmekte olan birinin bardan içeri girdiğini ve kendi masasına doğru yaklaştığını görür. Yüzünü saklamak için arkasını döner. Bir anda omzunda bir el hisseder. Arkasını döndüğünde, başkahramanı olduğu kitabın yazarı ile yüz yüze gelir.

En derin korkuları gerçek olmuştur. Şimdiye kadar kendi kaderinin efendisi olduğuna inandığından bir yazarın kalem darbesi ile '' ölüp yaşayabileceği'' gerçeğini kabul etmesi gerekmektedir.

Vonnegut'un hikayesi her insanın karşılaştığı çelişkiyi anlatmaktadır. Bir yanda Tanrı'nın, tüm her şeyi yaratan bir kuvvetin var olduğu gerçeğini kabul ederek mutlu oluruz; öte yandan da kendi gemilerimizin kaptanları olmadığımız korkutucu gerçeği de bizi rahatsız eder. Hepimiz bir numara olmak isteriz. Egomuz, kendimizi evrenin merkezinde görmek ister. Kendi hayatımızı, kaderimizi ve dünyayı kontrol etmek isteriz. O yüzden de kendimizi her şeyi kontrol ettiğimize inandırmaya çalışarak Tanrı’yı bir kenara iteriz.

Şabat evrendeki yerimizi yanlış değerlendirmememiz için bir araçtır. İş yapmamak bu amaca yönelik ilk adımdır. Tanrı insanlara dünyayı idare edecek ve değiştirecek güç vermiştir. Bu yüzden de dünyayı kontrolümüz altına alabileceğimize kolaylıkla inanırız.

Derken Şabat gelir. Her yedi günde bir dünyadan bir adım geri atar, dünyayı yönetmediğimizi kendimize ve insanlığa belirtiriz. Bütün yaratıcı işleri bırakırız ve dünyanın bize değil de Tanrı'ya ait olduğunu kabul ederiz. Dünyayı idare edebiliriz ama ona sahip olamayız. Tanrı bize dünyayı nasıl şekillendireceğimiz konusunda bize bazı yollar gösterir ama bu, her zaman bizim uygun gördüğümüz gibi olacak anlamına gelmez.

Şabat günü iş yapmadığımızda gerçek yaratıcının kim olduğunu çok daha iyi anlarız.

ŞABAT'IN BAŞLICA AMACI
Kendimizi güçlü ve çok önemli olduğumuz hayalinden kurtardığımızda (Tanrı olmadığımızı fark ettiğimizde) Şabat'ın başlıca amacını anlarız: Tanrı'yla iletişim kurmak. Tanrı'ya ve nihailiğe hafta içindeki günlerde de ulaşabilsek de bu, sadece belli bir çabada bulunursak gerçekleşebilir. Ruhaniliğe ulaşabilmek için günlük dünyanın etkisinden kurtulmak için uğraşmalıyız. Şabat günü dünyanın ruhaniliği daha yoğundur. Tanrı, bizi bu ruhani ortama sokar ve o zaman Tanrı'nın yakınlığı konusundaki görüşümüz artar.

Şabat günü yaratmayı durdurduğumdan etrafımdaki dünya ile yarışma gereği duymuyorum. Araba kullanmıyorum, hayvanımı çalıştırmıyorum, bir tutam çimen bile koparmıyorum. Kendi isteğimizi dünyaya kabul ettirmek yerine onunla uyum içinde yaşarız.

Şabat günü hepimiz kralızdır. Şabat günü ruhani amaçlarımızı gerçekleştirmek için aşılanan ekstra ruhaniliğin avantajını kullanırız. Bu ruhani amaçlarımızı dualarımızda, Tora öğrenirken, yemek yerken ya da ailemizle ve arkadaşlarımızla vakit geçirirken dile getiririz. Tek bir güne has olarak hayatla yarışmak yoktur; sadece '' akış '' vardır.

İşte ikinci emirde '' dinlenme'' olarak kastedilen budur. Şabat günü Tanrı'yla iletişim kurma çabası doğal olarak gelişir. Ruh aradığı şeye sahiptir. O da dinlenmektir.

Şabat bizim tatilimizdir. Bize, iş dünyamızdan kurtulma değil de, ondan bağımsız olma becerisi aşılar. Şabat, hayatımıza ve haftamıza denge ve bakış açısı katar. Haftanın altı günü Şabat ile dengelenir.

MABED BAĞLANTISI
Eğer Şabat günü iş yapmayacaksak Tora'nın ''iş'' i nasıl tanımladığını bilmeliyiz. Kurallar sizi şaşırtabilir. Şabat günü bir odadan bir odaya 25 kg.lık patates çuvalını sürüklemek teknik olarak yasak olmazken bir ışık düğmesine dokunmak yasaktır.

Şabat günü asıl yasaklanan '' iş '' değildir. Yasak olan Melaha adı verilen 39 özel iştir. Melaha, Yahudilerin Moşe ve Yeoşua zamanında kullandıkları taşınabilir mabed (Mişkan) inşaa edilirken yaptıkları 39 yaratıcı iştir. Bu 39 işin arasında ( bitki) ekmek, yemek yapmak ve yazı yazmak vardır.

Yahudi mabedi Tanrı'nın dünyadaki diğer yerlerden daha fazla hissedildiği yerdi. Buna benzer bir şekilde Şabat da Tanrı'nın varlığının haftadaki diğer günlerden daha fazla hissedildiği zamandır. Başka bir deyişle mabedin ''evren''deki yüceliği gibi Şabat da 'zaman'da bir yüceliktir. Şabat 'zamanda bir mabed' olduğundan Şabat günü mabed inşası esnasında yapılan tüm işler gereksizdir. Şabat'ın evrenin sınırlarını aşan bir dengesi ve sürekliliği vardır. Şabat dünyadaki herhangi bir yerdir; bedavadır ve seyahat acentasına gerek yoktur. Tanrı'nın varlığı Şabat'ın getirdiği atmosfer sayesinde bizimledir.

Bu da, neden Şabat günü normal günlerden arta kalan bitmemiş işlerimizle ilgilenmememiz gerektiğini açıklar. Onun yerine, her şeyin tam olduğunu hissetmeliyiz. Şabat'ın kendisi, amaçların tamamlandığının işaretidir.

ŞABAT'IN SESİ
Şabat yaşamı nedir ve Şabat'la nasıl ilişki kurulur?

Biriyle bir odada olduğunuzu düşünün. Size '' bu odanın karanlık mı aydınlık mı olduğunu söyleyebilmek istiyorum. '' der. Siz de '' bu kolay. Gözlerini aç ve karanlık mı aydınlık mı gör. '' diye cevap verirsiniz. '' Anlamıyorsun. Bunu herkes yapabilir. Ben karanlıkla aydınlık arasındaki farkı koklamak istiyorum.'' der karşınızdaki. ''karanlıkla aydınlık arasındaki farkı koklayamazsın ki.'' Dersiniz. '' Peki ya tatmak istesem?'' der. Siz de '' Tadamazsın. Karanlıkla aydınlık arasındaki farkı söyleyebilmen için gözlerini kullanman gerekir. '' dersiniz.

İşte Şabat'la ilgili sorun da budur. Alışık olduğumuzdan daha farklı bir yaşamdır. Şabat'a bağlanmak için altıncı hissinizi yani ruhunuzu kullanmalısınız.

Şabat'ın sonunda '' ayırmak '' anlamına gelen ''avdala'' isimli bir tören vardır. Tanrı'ya yüce ile sıradan olanı, karanlıkla aydınlığı ayırabildiğimiz için teşekkür ederiz.

''Yüce '' ile '' sıradanlık '' arasındaki fark, karanlıkla aydınlık arasındaki fark kadar açıktır.

'Sıradanlık’ günlük işler içinde yoğrulmaktır. 'Yüce' ise 'Yaratıcı' ya bağlanmaktan mutlu olan ruhtur. Ruhunuz yemek ya da uyku istemez. Ruhunuz, ruhaniyetle beslenir ve ona sahip olana kadar tatmin olmaz.

Şabat, ruhun Tanrı ile bağlantısını kolaylaştırır. İş dünyasının baskılarından kurtulup dualarımızda, yemeklerimizde, Tora öğrenirken, aile ve arkadaşlarımızla vakit geçirirken belirttiğimiz ruhani amaçlarımıza odaklanırız.

ŞABAT'I KORUMAK
Şabat sadece Yahudiliğin ruhani aracı olmamış, aynı zamanda bir kimsenin ya da bir ailenin Yahudi toplumunun ateşli bir parçası olup olmadığının da tahlili olmuştur. Ünlü bir deyişe göre;

'' Yahudiler'in Şabat'ı korumasından çok, Şabat Yahudiler'i korumuştur.''

Aşağıda anlatılan gerçek bir hikayedir:

Bne Berak, İsrael'de dindar nüfusun en çok bulunduğu şehirdir. Bir zamanlar orada yaşayan ancak dindar olmayan biri vardı. O bölgede yaşadığı için kızını bir Yeşiva'ya yolladı. Yeşivada bir kaç sene eğitim aldıktan sonra kız, Şabat'ı korumak istediğine karar verdi. Ancak aile Şabat'ı korumak istemediğinden her hafta anne babası ile kızı arasında tartışmalar çıktı.

Bir cuma akşam üstü kız Şabat mumu almak üzere bir dükkana gitti. Dükkan sahibi ailenin Şabat'ı korumadığını bildiğinden kızın mevlut mumlarından almak istediğini sandı. (mevlut mumları bir kimseni ölüm tarihinde yakılan mumlardır.)

O gece anne babası aşağıdayken kız sessizce odasına gitti ve mumları yaktı. Bir süre sonra kızlarının ne yaptığını merak eden anne ile baba odanın kapısını açtığında mevlut mumlarının yandığını gördüler.'' Bunlar kimin için? '' diye sorduklarında '' Biri babam, biri de annem için '' diye cevapladı kız.

Kızın sözlerindeki alay evdekileri etkiledi. Fark ettiler ki Şabat olmadan Yahudiliklerinin ölmesi zaman meselesiydi. Yavaşça kızın ailesi de daha ateşli bir Yahudi hayat tarzı benimsediler.

BAŞLAMAK İÇİN PRATİK BİR YOL
Eğer Şabat göz korkutucu bir iş gibi görünüyorsa, unutmayın ki Yahudilik '' Ya hep, ya hiç '' değildir. Şabat gününde bilinçli bir şekilde tek bir melahadan kaçınmak bile Tanrı’yla iletişim kurmak için güçlü bir fırsattır.

Peki nasıl başlamalı? Arkadaşlarınızı cuma akşamı yemeğine davet edin. Mum yakın, kiduş söyleyin, şarkılar söyleyin ve biraz Tora'dan konuşun. Fakat bir kural koyun: Hiç bir dış eğlence olmayacak. Radyo, televizyon, internet olmayacak. Bunu bir iki saat için deneyin ve kendinizi rahat hissettikçe bu zamanı arttırın. Anahtar, evrenin kontrolünden çıkıp Tanrı’yla iletişime geçmektir.

Sonuç olarak sizi havaya sokacak bir alıştırma söyleyelim: Cuma akşamı gün batımında bir dakikalığına yumruğunuzu sıkın ve sonra da bırakın.

İşte arkadaşım; Şabat budur.