Yazdır

aile perasasiGüvenliğimizi düşünmek iyidir. 3000 yıldan fazla bir süredir, Tora, bizlere, güvenli bir kişisel çevre yaratmanın önemini öğretir.

Bu haftanın Peraşası'nda örneğin, ev yapan birinin, güvenlik problemleri çıkmaması için önlem almasının ne kadar önemeli olduğunu öğreniriz. "Çatının etrafına koruyucu bir çit koy ki, biri düşerse, evin, o kandan dolayı sorumluluk altına girmesin". Tanrı, birbirimizin güvenliğini düşünmemizi ve uzun, sağlıklı bir ömre sahip olmamızı ister.

HİKAYE
Hikayemizde, bir çocuk, başkalarının güvenliğine ne kadar dikkat etmesi gerektiğini öğrenir.

"KALDIRIMDAKİ TEHLİKE" 
Bay Levi için, Shop-Way marketinden eve yürümek pek kolay değildi. Önündeki market arabası o kadar doluydu ki, hem paketlerin dengesini sağlamakta zorlanıyor, hem de önünü tam olarak göremiyordu. 
Evinin bulunduğu sokağa yaklaşırken rahatlayarak iç çekti. "Şükürler olsun, neredeyse eve geldim" diye düşündü kendi kendine, "Bu paketler, düşündüğümden çok daha ağırmış..."
Tam o anda ayaklarının kaydığını hissetti. ŞLAP! Bay Levi, bütün o paketlerle beraber kaldırımda düşmüştü. 
Şans eseri, bir yerini incitmemişti ama maalesef, bütün paketler etrafa dağılmıştı.
Kaldırıma dağılmış olan kırılmış yumurtalar, ezilmiş domatesler, içinden foşur foşur sodanın aktığı çatlamış soda şişeleri, sanki ilginç bir "modern sanat" eserine benziyordu. 
Sinirlerine hakim olmaya çalışan Bay Levi, neden düştüğünü o anda fark etti. Parlak, mavi bir bisiklet, tam kaldırımın ortasında yerde duruyordu. Üstünde büyük haflerle, "Mişel Moris'in bisikleti, 4A APT" yazıyordu. 
Bay Levi, ilk önce kaldırımdakileri toparladı ve yeniden düşmemek için bisikleti kenara koymayı ihmal etmedi. Ardından doğru 4A numaralı apartmana gidip kapıyı çaldı. 
Mişel'in annesi Bayan Moris kapıyı açtı. Kırmızı yüzlü, kızgın komşusu, bütün hikayeyi anlattı. Kadın, üzüntüyle özür diledi ve bütün kaybı karşılamayı teklif etti. Bay Levi biraz sakinleşip gittikten sonra, Bayan Moris doğru oğlunun odasına çıktı. 
CD çaların sesi, sonuna kadar açık olduğu için Mişel'ın kapıyı duyması oldukça zor oldu. "Evet Anne?" dedi en sonunda kapıya gelerek. 
"Mişel, bu sabah bisikletine bindin mi?" diye sordu, sakin kalmaya çalışarak. 
"Tabii ki anne, çok güzel bir gün oldu." dedi Mişel gülümseyerek. Annesinin müziğin sesini kısmasını istemeye gelmediği görerek sevinmişti. 
"Peki, işin bitince onu nerede bıraktın?" dedi sesini biraz daha ciddileştirerek. 
Mişel, kafasını kaşıdı "Şey, tam olarak hatırlamıyorum" dedi, "İşte, buralarda bir yerde bırakmışımdır..." dedi. 
"Kaldırımın üstünde olabilir mi?" diye üsteledi annesi. 
"Evet" dedi Mişel, annesinin hafızasından etkilenerek.
"Mişel", diye iç çekti annesi, "Bunu yapamazsın. Bisikletini kaldırımın üstünde bırakmak, orada yürüyenler için çok tehlikeli." Bay Levi'nin başına gelenleri anlattı. "Etrafımızın güvenli olmasından hepimiz sorumluyuz. Bu nedenle, eşyalarımızı etrafta bırakınca, bu konuya çok dikkat etmeliyiz. Şimdi lütfen hemen aşağıya git ve başka biri daha düşmeden bisikletini yerine koy"
Mişel, daha dikkatli olması gerektiğini fark etmişti. Aşağıya indiğinde, Bay Levi'nin hala, kaldırımda son kalan eşyalarını da toparladığını gördü. Mişel, komşunun düşmesine sebep olduğu için kendini kötü hissetti. 
"Lütfen, sizin için temizlememe izin verin Bay Levi" dedi çocuk. "Bisikletimi yolun ortasında bıraktığım için çok üzgünüm. Çok özür dilerim..."
"Yardım teklifin için teşekkür ederim. Özrünü de kabul ediyorum. Bunu tabii ki kasti olarak yapmadın. Şimdi, beraber çalışacağız, ben faraşı tutacağım, sen de süpür bakalım...."
O günden sonra, Mişel, bisikletini, kimseyi engellemeyecek şekilde, parka koymaya çok dikkat etti. Arkadaşlarını bile bu konuda uyarıyordu. Sonradan hissettiği rahatlama duygusu, bu çabalarına değerdi. Mahallesinde, herkesin güven içinde yaşamasına o da bir katlıda bulunmuş oluyordu.

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ 
Soru:Birinin, sizin sokakta bıraktığınız bir şey yüzünden düştüğünü, ya da incindiğini duysanız ne hissedersiniz?
Cevap: Dikkatsiz davranıp, birinin yaralanmasına sebep olduğum için kendimi kötü hissederdim. Bir dahaki sefere daha dikkatli olmak isterdim. 
Soru: Mişel, bisikletini uygun bir yere park etmeye başladığı zamandan sonra kendini nasıl hissetti?
Cevap: Kendini iyi hissetti, çünkü komşularının ve arkadaşlarının güven içinde olmalarına yardım etmiş oluyordu.

6-9 YAŞ
Soru: Mişel, sadece bisikletini kaldırımının üstünde bıraktığına ve kimseye kasti olarak çelme takmadığına göre, hala olanlardan sorumlu tutulabilir mi?
Cevap: Tora, bizlere diğer kişileri düşünerek, çok dikkatli olmamızı ister. Onlara bir zarar vermememiz yetmez. İnsanların yaralanacağı ve acı duyacağı bir durumu engellemek için de çalışmamız gerekir. Bu durumda, Mişel'in, herkesin kullandığı bir kaldırımda bisikletini bırakıp gitmesi ihmalkarlıktır. 
Soru: Evimizi ya da mahallemizi daha güvenli bir yer haline getirebilmek için neler yapabiliriz?
Cevap: Yapabileceğimiz şeylerden biri, tehlikeli, kimyasal maddeleri çocukların erişemeyeceği yerlere kaldırmaktır. Bundan başka, meyve kabukları gibi kaygan cisimleri, insanların yürüdüğü yerlerden kaldırabiliriz. Gözlerimizi açıp dikkat edersek, güvenlik için daha yapabileceğimiz birçok şey bulabiliriz. Bu da, başkalarını düşündüğümüzü gösterir.

10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Kişinin, herhangi bir malını dilediği şekilde kullanmakta özgür müdür yoksa toplumun o kişiden, malını güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanmasını istemeye hakkı var mıdır?
Cevap: Kişisel mülkiyet hakları vardır ve haksız yere kısıtlanmamalıdır. Ancak, bu kullanım, başkalarına zarar verecekse, kamu yararı önce gelir. Örneğin, kirlilik karşıtı kurallar, toplumun temiz hava soluma ve temiz su içme hakkını, bireyin etrafı kirletme "hakkından" öncelikli kılar. 
Soru: Yapan kişiden başkasına zarar vermeyecekse, tehlikeli ya da zararlı bir şey yapmanın sakıncası var mıdır?
Cevap: Bunu cevaplandırmak için, kişi kim olduğunu ve vücudunun aslında kime ait olduğunu düşünmelidir. Yahudilik, her şeyi, kişinin kendi vücudunu bile, Tanrı'nın bir armağanı olarak görür. Tanrı, vücutlarımızı, bu fiziksel dünyada manevi amaçlarımıza ulaşmamız için, ruhumuza 'ödünç' vermiştir. Tıpkı ödünç aldığımız eşyalar gibi, vücudumuza dikkat etmeli, onu iyi kullanmalı ve zarar vermemeliyiz. Hayatın her anı değerlidir ve kendimize duyduğumuz saygı, başkalarına duyduğumuzdan daha az olmamalıdır.