Haftanın Peraşası BülteniMoşe yeminler ve Nederlerle ilgili kuralları kuralları açıklar. Burada bir kocanın ya da babanın, herhangi bir adağın onaylanması veya iptal edilmesindeki rolünden söz edilir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

14 Temmuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:12

8:30

-----

Yeruşalayim

7:09

8:24

Tel Aviv

7:27

8:33

28 Tamuz

Tel Aviv

7:24

8:27

İstanbul

8:23

9:03

5767

İstanbul

8:18

8:58

M A T O T  -  M A S E

 Hatırlatmalar:

·         16 Temmuz Pazartesi: Roş Hodeş Av

·         24 Temmuz Salı: Taanit - Tişa Beav

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özetİ (Bamidbar 30:2 - 32:42 / 33:1 - 36:13)

[www.ohr.org.il]

 

Moşe yeminler ve Nederlerle ilgili kuralları kuralları açıklar. Burada bir kocanın ya da babanın, herhangi bir adağın onaylanması veya iptal edilmesindeki rolünden söz edilir.

 

Bene-Yisrael, Balak peraşasının sonundaki olaylar sebebiyle, Tanrı'nın emri üzerine Midyan'a saldırır. Halkın tüm erkeklerini, beş Midyan kralını ve Bilam'ı öldürürler. Askerlerin Midyanlı kadınları beraberlerinde getirdiklerini gören Moşe sinirlenir. Zira bu savaşa sebep olan olayların başlıca sorumluları ve Bene-Yisrael'in gençlerini baştan çıkarıp 24.000 kişinin salgından ölmesine yol açanlar, bu kadınlardır. Bene-Yisrael'in saf kültürüne ahlaksızlığın girişi bu kadınlar sebebiyle olmuştur. Moşe bu sebeple bölük komutanlarını sertçe azarlar. Savaşın ganimetleri sayılıp paylaştırılır. Komutanlar, Moşe'ye, Bene-Yisrael'in bu savaşta tek bir kayıp bile vermediklerini bildirirler. Ardından bir sunu getirirler ve bu sunu Moşe ve Koen Gadol Elazar tarafından alınarak Oel Moed'e (Toplantı Çadırı) yerleştirilir.

Geniş sürülere sahip Gad ve Reuven kabileleri Moşe'ye başvurarak, Erets-Yisrael'e girmeyip, Yarden (Ürdün) Nehri'nin doğu kıyısındaki topraklarda kalmak istediklerini bildirirler. Gerekçe olarak bu bölgede geniş otlakların varlığını gösterirler. Moşe'nin ilk tepkisi, bu tipteki bir isteğin halkın geri kalanı üzerinde cesaret kırıcı bir etki bırakacağı yönündedir. Bu yönden bakıldığında, söz konusu istek, casusların günahıyla paralellik göstermektedir. Fakat bu kabileler, Erets-Yisrael'in fethi sırasında halkın geri kalanına yardım edecekleri ve Yarden Nehri'nin doğusundaki topraklara ancak bundan sonra dönecekleri konusunda Moşe'ye teminat verirler. Bunun üzerine Moşe isteklerini kabul eder.

Mase peraşasının başında Bene-Yisrael'in, Mısır çıkışından, Yarden Nehri kıyılarına ulaşana kadar geçen 40 yıl boyunca kamp yaptıkları 42 yerin listesi verilir. Tanrı Bene-Yisrael'e, Kenaan Toprakları sakinlerinin hepsini sürmelerini ve onların putperest yaşamlarını yansıtan her şeyi yok etmelerini emreder. Bene-Yisrael, bu halkları tamamen sürmemeleri halinde, kalanların, "[Bene-Yisrael'in] Gözlerinde çivi ve yanlarında diken gibi" olacakları konusunda uyarılırlar. [Şofetim kitabında, Bene-Yisrael'in bu emri ihmal ettiklerini ve gerçekten de bu halklar sebebiyle oldukça kötü dönemler geçirdiklerini okuruz].

Erets-Yisrael'in sınırları tanımlanır ve kabilelere, Leviler için ülke genelinde 48 şehir belirlemeleri emredilir. Zira Leviler'in, Erets-Yisrael'de payları olmayacaktır. Bunların içinde altı tane sığınak şehir belirlenir. Hata sonucu birinin ölümüne sebebiyet veren bir kişi, ölenin intikam arayan yakınlarından kaçmak için bu şehirlere sığınacaktır.

Tselofhad'ın kızları ile ilgili olarak son karar çıkar. Buna göre söz konusu kızlar sadece kendi kabileleri içinde evlenebilecekler, böylece erkek evlat bırakmadan ölen babalarından kendilerine kalan topraklar, evlilik sonucu başka kabilelere geçmeyecektir [Ancak bu kural sadece o nesil için geçerlidir. Sonraki nesillerde aynı durumda olan kızlar istedikleri kabileden biriyle evlenebileceklerdi]. Bununla, Tora'nın dördüncü kitabı Bamidbar sona erer.

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Neredeydiniz?

 

Matot ve Mase peraşalarının yer aldığı Bamidbar kitabının bitirilmesi ile Tora'nın anlatı içeren kısmı büyük ölçüde sona erer. Sinay ve Mısır nesli artık yoktur. Moşe'nin de Erets-Yisrael'e girmeme kaderi çizilmiştir. Yine de, yeni neslin ve Yisrael'in yeni lideri Yeoşua'nın başarıya ulaşması için, bir önceki neslin başına gelenlere tekrar bir göz atmak gerekir. Yahudilerin çöldeki yolculuklarında bütün duraklarını ve yolculuklarını listeleyen Mase peraşasının da, "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarı" olarak anılan Devarim kitabının bir parçası olabileceğini ileri sürmek mantıksız olmayacaktır. Kişi, ancak nerede bulunmuş olduğunu ve o deneyiminden değerli bir şey öğrendiğini bildiği zaman, yolculuğuna güven içinde devam edebilir. Bilinmeyen gelecek her zaman belirsiz olmasına rağmen, geçmişi bilmek ilerde bizi bekleyen sürprizlerin sayısını en aza indirebilir. Tora geçmişte nerede olduğumuzu, oraya nasıl vardığımızı ve o yolculukta başımıza neler geldiğini bize bildirmek için çok sayıda ayrıntıya girer. Bütün bunlar geçmişten bir şeyler öğrenme, şimdiki ve ileriki koşullarda ve zorluklarda onları uygulayabilme umudu ile yapılmıştır.

Tarihsel deneyimleri ve dünyevî bilgileri o kadar zengin olan bir millet olarak, Yahudiler her nedense, geçmişten zorlukla öğrenilen dersleri bugünün koşullarına, değerlerine ve davranışlarına uyarlamakta şaşırtıcı bir şekilde isteksizdirler. Asimilasyonu teşvik etme, beşerî ve toplumsal sorunlarda ütopik çözümlere inanma, masum ve pasif bir tutum, kendine güven eksikliği, garip tanrılara ve sahte idollere tapınma gibi hatalar günümüzde tekrarlanmaktadır. Sanki Bene-Yisrael'in yapmış oldukları o uzun yolculuk ve duraklar unutulmuş, yanlış yorumlanmış ve inkâr edilmiş gibidir. Yahudilerin son üç yüz yılda yaşamış oldukları deneyimlerden, kendi Mase peraşamızı yaratabilirdik. On dokuzuncu yüzyılda Yahudi Alman asimilasyonunun yenilgisini, Marksist doktrine gözü kapalı ve çılgın bir inancın bizde yarattığı yıkımı, özellikle de Batı medeniyetinin Yahudilerin Avrupa'daki acılarına ve katledilmelerine ilgisizce seyirci kalmasını hatırlamak akıllıca olur. Eğer kendi Mase peraşamızı hatırlasaydık, sorunlarımızı çözmek için zihnimizde dolaşan fikirlerin çoğu için şunu söyleyebilirdik: "Orada bulunduk, şunları yaptık."  Tarih boyunca yaptığımız bütün hataları tekrarlamaya mahkûm edilmiş değiliz. Yine de, eğer bu eski hataların öğrettiği dersleri unutursak veya inkâr edersek, şimdiki ve gelecekteki sorunlarımızın yoğun bir şekilde artacağı kesindir.

O halde, her neslin kendi Mase peraşasını yazdığı apaçık ortadadır. Böyle bir peraşanın önemi, ancak daha önceki Mase peraşalarından büyük bir ders almışsa anlaşılır. Geçmişteki bu rehber, bizim gelecekteki yolculuğumuzun başarılı olması için en güçlü güvencedir.

 

DEVAR TORA

[Lilmod Ulelamed - Rabi Mordehay Katz]

 

Yol İşaretleri

 

Hahamlarımız'a göre, yerleşik bölgelerin her bir kavşağında, sığınma şehirlerine giden yolu gösteren yol işaretleri varken, Yahudilerin bayramlarda gittikleri Yeruşalayim'e yönlendiren hiçbir işaret yoktu. Neden? Eğer kazara katil olan biri sığınma şehrine giderken yönleri sormaya mecbur olsaydı, bu, dedikoduya yol açabilir ve herkes onu katil olarak işaretleyebilirdi. Diğer taraftan, Yeruşalayim'e gitmekte olan Yahudiler yönü bilmedikleri için başkalarına soracaklar, bu da Yeruşalayim'e giden diğer insanlarla arkadaşlık kurulmasını, yolda birlikte ilerlemeyi sağlayacaktı. Böylece Tora, bir yandan mitsvaların halk içindeki iletişimi arttırmasını sağlarken, diğer yandan da zararlı olabilecek dedikoduyu engellemiştir.

 

DEVAR TORA

[Living Each Week - Rabi Avraam Twerski]

 

Olumlu Tavrı Korumak

 

"Mara'dan yola çıktılar ve Elim'e geldiler. Elim'de 12 su pınarı ve 70 hurma [ağacı vardı]. Orada kamp kurdular" (Bamidbar 33:9).

Tora diğer kamp yörelerinin hiçbirini tasvir etmezken, neden Elim'in özelliklerini tasvir etmeyi gerekli görmüştür? Baal Şem Tov, Beşalah peraşasında buna bir açıklama getirir. Oradaki bir pasuk şöyle demektedir: "Mara'ya geldiler; fakat Mara'dan su içemediler, çünkü acıydılar. [Burası] Bu yüzden Mara adını almıştı" (Şemo 15:23). Tora "çünkü acıydılar" derken neyin acı olduğunu belirtmemiştir. İlk bakışta suyu içememelerinin sebebi "suların" acı olması gibi görünmektedir. Ancak Baal Şem Tov buna farklı bir bakış sunar: Bene-Yisrael su içememişlerdi, çünkü onlar - kendileri - acıydılar. Kendileri acı ve tatsız bir tavır takınmışlar, ters bir tutum içine girdikleri için, kendilerine verilen bereketi olumlu yanlarıyla değerlendirememişlerdir.

Kişi depresif ve olumsuz bir tavır içinde olduğunda, her şey, gerçekte ne kadar tatlı olursa olsun, ona acı görünür. Bakış açımızın ruh halimiz yüzünden büyük ölçüde bozulabileceğini bilmeliyiz. Tora bize bunu Agar ile Yişmael'in başından geçen olayda öğretir. Olayda Agar, Yişmael'in susuzluktan öldüğünü görmeye dayanamayacağını söyleyerek onu çölde terk eder. Pasuk bu noktada şöyle demektedir: "Tanrı [Agar'ın] gözlerini açtı ve [Agar] bir su kuyusu gördü. Gidip tulumu suyla doldurdu ve çocuğa içirdi" (Bereşit 21:19). Pasuk "Tanrı bir su kuyusu yarattı" demekte değildir. Tanrı sadece Agar'ın gözlerini açmıştır. Yani o kuyu her zaman oradaydı, ancak kadın hüzünlü olduğu için onu görememişti.

Elim'de su pınarları ve yetmiş hurma ağacı vardı. Birkaç milyonu geçen bir nüfus için yetmiş hurma ağacının ne değeri vardı ki? Ancak Tora, Bene-Yisrael'in tavır değişikliğine gittiklerini söylemektedir: "Mara'dan yola çıkmışlardır" - yani Mara'daki acı ve ters tavırlarından vazgeçmişlerdir - ki onları Elim'e, küçük bir vahaya getiren ve bu vahanın nispeten önemsizliğine rağmen güzelliğini fark etmelerini sağlayan, işte bu tavır değişikliğidir.

Hayatta bazı olaylar bizim mahzun olmamıza neden olabilir. Bu ruh halini yenmeye çalışmalı ve olumlu bir tutum takınmalıyız, çünkü sıkıntılı olduğumuz zaman, gerçeğe olumsuz bir pencereden bakarız; hâlbuki simha (neşe) içinde olduğumuzda, sahip olduğumuz her şeyi değerli bir hediye olarak görürüz.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

İntikam Yasağı

 

Mitsva: Bir Yahudi'nin intikam peşinde olmaması gerektiğini emreden bir mitsva vardır. Sadece intikam değil, bir başkasına karşı sadece pasif bir kin gütmek bile ayrı bir yasaktır (Bkz. Vayikra 19:18).

Nekama veya intikam konusundaki yasaklar bireyler için çok önemlidir. Öte yandan peraşamızda da, Bene-Yisrael'in, kendilerini kısa süre önce ahlaksızlık ve putperestliğe sevk eden genç kızları Bene-Yisrael'in üstüne salmış olan Midyan'a yönelik intikam saldırısı ile ilgili emri okumaktayız (bkz. Bamidbar 31-2:3). Bu iki emir nasıl bağdaşmaktadır?

Tora'da yasaklanan intikam, kişinin "eşit" olma amacını güttüğü tutkulu bir arzudur. Daha önce adlî bir suç olarak gördüğü şeyin öcünü almak istemektedir. Eğer durum böyle ise, öç almak neden bu kadar dışlanmıştır?

İntikam esasında çok tatlıdır (bkz. Mesilat Yeşarim 11. Bölüm). Kişi haksızlığa ve eşitsizliğe tahammül edemez. Adaletin ve kötülük yapan bir kişinin hak ettiği cezayı alması için gayret eder. Ama Tora bunu istememektedir. Tanrı bize böyle durumlarda duygularımızı kontrol almamızı emretmektedir. Peki bir kişi bunu nasıl başarabilir?

Mutlak adaletin tek yargıcı, Tanrı'dır. Ve bu adalet insanoğlunun yargılama yetkisinin ve uygulayışının tamamen üstündedir. Kesin olan tek bir şey vardır: Tanrı'nın yüce planını bilmemiz imkânsızdır. Dünyayı O yönetip denetlediği için, olup bitenlerin, nihayet İlahi Takdir'in bir kararı olduğunu bilmemiz gerekir. Ancak bunun nasıl oluştuğu, kişinin odaklanmasını gerektirmeyen ayrı ve ilgisiz bir konudur.

O halde, birisi, örneğin, bir taş alıp bir kişinin gözünü morartırsa, saldıran kişi Tanrı'nın ve kanunların önünde açıkça yaptıklarından sorumlu olur. Ancak hareketin ortaya çıkardığı sonuca gelince, (bu örnekte morarmış bir göz), bu sonuç Tanrı'nın kararının bir sonucudur. Bu durumda suçlu kişi, Tanrı'nın bir elçisi olmaktan ibarettir. Bir şeyi gerçekleştirmek için o sadece bir "araçtır". Ama kurbanın durumunun nedeni o kişi değil, Tanrı'dır.

Taştan öç almanın bir anlamı olabilir miydi? Tabii ki hayır. O halde taşı fırlatana dikkatleri çevirmenin de bir yararı veya amacı yoktur. Hahamlarımız, bu şekilde hareket ederek, öç alan kişiyi puta tapan biriyle bir tutarlar, çünkü bu kişi, her şeyin yönetiminin Tanrı'da olduğu gerçeğini göz ardı ederek davranmaktadır. [Elbette tüm bunlar zararı vermekte bilinçsiz bir elçi olarak görev alan kişiyi sorumluluktan kurtarmaz. O bunu kendi kötü niyetinden ya da dikkatsizliğinden yaptığı için kesin sorumluluk taşımaktadır ve Tanrı bu kişiyi zarar verici durumuna düşürmüşse o da bunu hak etmiş demektir.]

Buna dayanarak, gerçek inanç, insanlığın öç alma ihtiyacını ortadan kaldırır. Kontrol Tanrı'dadır ve bir insanın kanunu eline alarak intikam peşinde koşması, onun İlahi Takdir'e karşı kötü niyetli bir başkaldırısı olur. Hâlbuki bir Yahudi, Tanrı'nın katında sınırları aşmamalıdır. Tanrı, "Dürüstlüğü ve adaleti seven Kral"dır (Amida duasından).

Buna bağlı olarak Tanah boyunca intikam konusu daima Tanrı ile bağdaştırılır. Teilim'deki "Ey intikam Tanrısı Aşem; ey intikam Tanrısı, açığa çık!" (Teilim 94:1) sözleri, intikam gerektirdiğini hissettiğimiz bir durumda bile, bunu yapma yetkisinin sadece Tanrı'ya ait olduğunu en iyi şekilde ifade eder. Ve bu nedenledir ki, Midyan'a karşı çıkılan intikam savaşı için, Tanrı'nın açık emri gerekmiştir.

Sonuç olarak, Yahudi, intikamın tatlı zevkini almaktan kaçınmaya çalışmalıdır. Onun yerine, Tanrı'nın bu dünyadaki olayları yönettiği ve denetlediği daha geniş kapsamlı resme bakmak için, Tanrı'ya olan tüm güvenini açıklayarak öfkesini yatıştırmaya çabalamalıdır.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Amida

 

Kişi duaların merkezi olan Amida duasına başlamadan önce, günlük sorunları düşünmeyi bir kenara bırakmalıdır. Zihnini tüm yabancı düşüncelerden arındırarak kendisini Tanrı'nın ne kadar yüce ve O'nun karşısında insanın ne kadar önemsiz bir varlık olduğuna yoğunlaşmalıdır. Kişi, dua ve istek için ne kadar geçerli nedeni olursa olsun, temel amacı ihtiyaçlarını gidermek değil, Tanrı'ya dua yoluyla bağlanmak olmalıdır.

Duaya odaklanabilmesi için, kargaşa içeren yerlerde dua etmemelidir. Amida'yı söylerken, kendini, dua etmesi ve üstünden bu yükü atması gerekiyormuş gibi değil de, Tanrı'nın merhametini istiyormuş gibi hissetmelidir. Yüreğinde, Tanrı'dan başka hiç kimsenin ona yardım edemeyeceği duygusunu taşımalıdır. Bütün bunlar ilk beraha söylendiği sırada dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardır.

 

ÜÇ HAFTA İLE İLGİLİ KURALLAR

[El Gid Para El Pratikante / Yalkut Yosef]

 

1.      Şiva Asar BeTamuz ile Tişa BeAv arasındaki üç haftadaki yas öğeleri, Roş Hodeş Av'dan itibaren biraz daha ağırlaşır. Av ayına girildiğinden itibaren mutluluk ifadelerini azaltmaya gayret edilmelidir.

2.      Tişa BeAv'da giymek üzere deri olmayan ayakkabılar alınabilir. Bu amacın dışında yeni bir ayakkabı çifti satın alınmamalıdır.

3.      Roş Hodeş Av'dan Tişa BeAv'ın ertesi gününe kadar et yememek ve şarap içmemek adettir. Ancak, Tişa BeAv'ın düştüğü hafta içinde bu, adet değil kuraldır. Yine de, mitsva yemeklerinde ve Şabat gününde et yenebilir, şarap içilebilir. Bu yasak, Tişa BeAv'ın ertesi günü de devam eder; zira Bet-Amikdaş'ın yanışı 9 Av'da başlamış olmasına karşın, yangın ve yıkımın büyük bölümü 10 Av tarihinde gerçekleşmiştir.

4.      Tişa BeAv'ın rastladığı hafta içinde zevk amacıyla yıkanılmaz, denize gidilmez. Ancak temizlik amacıyla yıkanmakta bir sakınca yoktur.

5.      Aşkenaz Yahudileri Şiva Asar BeTamuz ile Tişa BeAv arasındaki üç hafta boyunca saç ve sakal tıraşı olmamayı âdet edinmişlerdir. Sefaradlar'ın ise böyle bir âdeti yoktur. Ancak Tişa BeAv'ın rastladığı haftanın başından [yani Şabat bitiminden], oruç bitimine kadar tıraş olmak yasaktır. Bu yasak sadece erkekler için geçerlidir.

 

HaftanIn Sözü

[Talmud Baba Kama 93a]

 

Zalim olmaktansa mazlum olmayı tercih et.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kâğıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.