Yazdır

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

5 Temmuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:14

8:30

-----

Yeruşalayim

7:12

8:28

Tel Aviv

7:29

8:33

2 Tamuz

Tel Aviv

7:28

8:31

İstanbul

8:27

9:07

5768

İstanbul

8:24

9:04

H U K A T

 

 Hatırlatmalar: ---

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 19:1-21:35)

[www.chabad.org]

 

Külleri, ölü bir bedenle temas sonucu Tame olan bir kişiyi arındırmak için kullanılan "Para Aduma - Kızıl İnek" ile ilgili kurallar Moşe Rabenu'ya öğretilir.

Çölde 40 yıl dolaştıktan sonra, Bene-Yisrael Tsin çölüne ulaşırlar. Moşe'nin ablası Miryam ölür ve onun onuruna çölde halkla birlikte her yere gelen mucizevi su kaynağı kuruyunca halk susuz kalır. Tanrı, Moşe'ye bir kayaya konuşmasını ve ona su vermesini emretmesini söyler. Fakat Moşe, isyan eden Bene-Yisrael'e kızar ve taşa konuşmak yerine asasıyla vurur. Su yine de fışkırır; ancak Tanrı, ona ne Aaron'un ne de kendisinin vaat edilmiş topraklara girmeyeceklerini bildirir.

Aaron, Or Aar adlı yerde ölür ve yerine oğlu Elazar geçer. Halkın, "Tanrı'yı ve Moşe'yi eleştirdikleri" yeni bir hoşnutsuzluk dalgasından sonra, Bene-Yisrael'in kampı zehirli yılanların saldırısına uğrar; Tanrı, Moşe'ye, pirinçten yapılmış bir yılanı yüksek bir direk üzerine yerleştirmesini ve gökyüzüne doğru bakan herkesin iyileşeceğini söyler. Halk, çölde mucizevi bir şekilde su sağlayan kuyu onuruna bir şarkı söyler. Moşe, Bene-Yisrael'e kendi topraklarından geçme izni vermeyen Emori kralları Sihon ve Og ile yapılan savaşlarda orduya komuta eder ve bu kralların, Yarden (Ürdün) nehrinin doğusuna doğru uzanan topraklarını fetheder.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Miryam'ın Kuyusu

 

Su olmadan hayat olamaz. Buna rağmen, milyonlarca Yahudikırk yıl boyuncaçorak ve kavurucu çölde hayatta kalmayı başarmıştır.Bu nasıl mümkün olmuştur? Yalnızca mucize eseri olarak. Çölde seyahat ederlerken, Yahudiler'e sürekli bol miktarda suyun aktığı bir kaya eşlik etmişti. Buna Miryam'ın Kuyusu adını vermişlerdi, çünkü bu kuyu, varlığını, Moşe'nin ablası olarak, tsadeket bir kadın ve doğuştan bir peygamber olan Miryam'ın liyakati nedeniyle sürdürüyordu.

 

Bu haftaki peraşada, Miryam'ın, Yahudiler'in Erets-Yisrael'e girmesinden sadece birkaç ay önce cereyan eden ölümünü okuyoruz. Tora bize aynı zamanda, Miryam'ın Kuyusu'nun ölümünden sonra işlevini yitirdiğini ve insanların tehlikeli bir su sıkıntısı ile karşı karşıya kaldıklarını da anlatır. Yahudiler Moşe'nin başına üşüşerek, onlara su tedarik etmesini isterler, çünkü aksi takdirde öleceklerdir. Tanrı Moşe'ye asasını eline almasını ve kayaya konuşmasını söyler. Ama Moşe konuşmak yerine, değneği ile kayaya vurur. Sular tekrar coşkun bir şekilde akar ve Moşe Erets-Yisrael'e girme hakkını kaybeder. Bu hatası yüzünden, Moşe, Yahudi kampı, Erets-Yisrael'e girmeden hemen önce Yarden Nehri'nin doğu kıyısında kurulu iken vefat etmiştir.

 

Akla bir sürü soru gelmektedir. Neden su Yahudiler'e sadece Miryam'ın liyakati nedeniyle verilmişti? Neden Miryam'ın ölümünden sonra, kuyunun suyu kesilmiş ve Moşe'nin kayaya konuşmasına gerek olmuştur? Neden Tanrı Yahudiler için musluğu açık bırakmak istememiştir?

 

Otoriteler, suyun en çarpıcı özelliklerinden bir tanesinin, akışkanlığı sayesinde çevreye mükemmel bir şekilde uyum sağlamak olduğuna dikkati çekerler. Su doğal olarak içine aktığı herhangi bir kabın şeklini alır. Simgesel olarak, Miryam bu özelliği temsil ediyordu. Her tür koşulda inancını ve değişmeyen sadakatini Tanrı'nın isteğine uyarlayabiliyordu. Ne olursa olsun, Miryam sağlam bir inancın mükemmel bir örneği olarak parıldıyordu.

 

Miryam Mısır'da Yahudi esaretinin en karanlık zamanlarının hüküm sürdüğü bir dönemde doğmuştu. "Mar - Acı" sözcüğüyle yakından bağlı olan ismi, Yahudiler'in o koşullar altındaki acılarını çağrıştırır. Genç bir kız iken, Paro bütün erkek bebeklerin nehre atılmasına karar vermişti. Eşler suda boğulacak bebekler doğurmamak için birbirlerinden ayrılmışlardı, ama Miryam anne ve babasını inanmaya ve tekrar evlenmeye ikna etti. Sonuç olarak, Yahudiler'in kurtarıcısı olan erkek kardeşi Moşe doğdu. Çocuklar doğduğu zaman onlara şarkı mırıldanan meşhur ebe Miryam'dı.

 

Tıpkı su gibi, Miryam da kendisini mevcut şartlara uydurarak baskıya ve acılara dayandı ve inancında güçlü oldu. Bu yüzden Tanrı onun adına, Yahudiler'e çölde mucizevî suyu sağladı. Böylece Miryam öldüğü zaman, yeni bir inanç gösterisine ihtiyaç vardı. Tanrı Moşe'nin konuşarak kayadan su çıkarmasını istedi.

 

Adamın biri onu uzak bir şehre götürmesi için bir şoför tutmuştu. Sık ormanlardan ve dik kayalıklı dağlardan geçerlerken, yolcu manzaranın keyfini çıkararak iskemlesinde rahatça oturuyordu. Aniden bir gök gürültüsü işitildi. Yolcu araba sürücüsüne arabayı yolun kenarına çekmesini söyledi, ama sürücü ısrarla bunun güvenli olmadığını söyledi. Fırtına boyunca yollarına devam etmek zorunda kaldılar. Yolcu korkudan titremeye başladı.

 

Araba sürücüsü "Korkma, her şey düzelecek," diye onu rahatlatmaya çalıştı.

 

"Ama bunu nereden biliyorsun?"

 

"Çünkü bunu ben söylüyorum," diye sürücü cevap verdi. "Tehlikeli ormanlardan ve uçurumların kenarında dik dağlık yollardan geçerken korkmuyordun. Benim yeteneklerime güvendin. Peki, bir fırtınada hiçbir zaman araba sürmediğimi mi sanıyorsun? Bana güvenebilirsin."

 

Kendi yaşantımızda, işler nispeten iyi gittiği zaman geleceğe inanmak daha kolaydır. Başarı yolunda olduğumuzu gördüğümüz ve sınavlarla karşılaştığımız zaman, sonunda başaracağımıza dair inancımız oluşur. Ama Tanrı korusun, işler bozulduğu zaman ne olur? Fırtınalar baş gösterdiği zaman ne olur? Bunlar bizim inancımızı sınayan zamanlardır. Bunlar aynı zamanda inancımızın umutla umutsuzluk arasındaki farkı belirleyebildiği zamanlardır.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Geçenlerde bir iş için tanıdığını düşündüğüm bir aday hakkında bilgi sormak için bir arkadaşımı aradım. Kimi kastettiğim hakkında biraz kararsızdı, ama araştırmaya söz verdi ve bir veya iki gün içinde onu aramamı istedi. Saatler sonra, ihtiyacım olan bilgiyi almayı başardım ve ilk kaynağımı başka bir telefonla rahatsız etmeye ihtiyacım kalmadı. Ne yapmak gerekir?

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Hukat peraşasında Moşe Rabenu'nun kayadan su çıkan olaydan sonra Eret-Yisrael'e girme hakkını kaybedişini okuruz. Şüphesiz bu öykü, Tora'nın, açıklanması ve anlaşılması en güç öykülerinden bir tanesidir. Moşe Rabenu'nun günahı tam olarak neydi? Or Ahayim Akadoş, günahın tam olarak ne olduğu hakkında ilk dönem otoritelerinden alıntıladığı on farklı olasılığı listeler. Bunlardan bazıları şöyledir:

 

Bazıları, Raşi gibi, Moşe'nin günahının kaya ile konuşmak yerine, kayaya vurması olduğunu söylerler.

 

Rav Eliezer'e göre sorun vurmakta değil, daha ziyade kayaya iki kez vurmasındadır.

 

Rambam'a göre günah Moşe'nin öfkelenmesiydi.

 

Başka bir görüşe göre sorun, Moşe'nin Bene-Yisrael'e "asiler" diye hitap etmesindeydi.

 

Ramban, Rabenu Hananel'in görüşünü aktarır ve Moşe'nin "Size bu kayadan mı su çıkaralım?" demesinin hatalı olduğunu belirtir. Moşe kayadan suyu kendisi ile Aaron'un değil, Tanrı'nın çıkaracağını vurgulamalıydı.

 

Günah her ne idiyse, Rabi Gifter buradan önemli bir ders çıkarır. Moşe Rabenu'nun giriştiği, iyi bir işti. Moşe sonuç olarak Bene-Yisrael için iyilik - Hesed - yapıyordu. Bu olayla Moşe, birkaç milyon kişiye su sağlamıştı. İnsanların ayakta durabilmeleri için onlara içecek getirmişti. Bu nedenle, bunun bir mitsva olduğu konusunda kuşku yoktur. Ama işte, bir mitsva söz konusu olduğunda bile, bu mitsvayı oluşturan her bir ayrıntıyı ve en ufak hareketi incelememiz ve teknik bilgi almamız gerekir; çünkü bunu yaptığımızda, iyi niyetimizde bazı sorunların ve kusurların bulunduğunu fark edebiliriz. Bu kaya olayında görünürde Moşe mitsva yapmaktadır. Moşe hiç suçlu görünmekte değildir. Ancak, gördüğümüz üzere, konunun ayrıntıları daha derin incelendiğinde, otoriteler her bir sözden ve olayın her ayrıntısında yaptıkları incelemelerle birçok sorun bulabilmişlerdir.

 

Bundan alacağınız ders şudur: Günahlardan kaçınmak konusunda dikkatli olmak ve ihtiyatlı davranmak yeterli değildir; bizler aynı zamanda mitsvaları dikkatlice yerine getirme konusunda da temkinli davranmalıyız. Birçok insan sadece günahlar için pişman olmamız gerektiğini düşünür, ama burada Gemara'nın söylediği gibi, mitsvalarımız bile derinden incelenmeli; mitsvaların doğru bir şekilde yapıldıklarından emin olmalıyız.

 

Bunun yanı sıra, Rabi Gifter Tanrı'dan taleplerde bulunamayacağımızı belirtir. Bazen işler bizim istediğimiz gibi gitmez veya işler planladığımız gibi ilerlemez. Bazen yolda engebeler olur ve Tanrı'yı sorgularız. Neden Tanrı'nın yola taşlar koyduğunu veya neden Tanrı'nın bizi ödüllendirmediğini bir türlü anlayamayız. Tanrı'nın hareketlerini ve seçimlerini sorgularız. Kişi dua ettiğini, bağış ve Hesed yaptığını ve Tora'yı öğrendiğini, bu nedenle de Tanrı'yı sorgulamaya hakkı olduğunu düşünebilir. Ama yaptığımız duaları biraz incelersek, onların aslında olmaları gerektiği kadar iyi olmadıklarını görebiliriz. Tora öğrenimimizin olması gerektiği kadar tutarlı olmadığını, verdiğimiz bağışların ve yaptığımız iyiliksever hareketlerin temel bazı vasıflardan yoksun olduğunu görebiliriz. Sonuç olarak mitsvalarımızı incelemeliyiz ve onları mükemmel bir şekilde yaptığımızdan çok da emin olmamalıyız. Bu samimi özeleştiriyi yaptığımız takdirde Tanrı ile aramızdaki bağ güzel yönde gelişecektir.

 

MİTSVA / UYGULAMA / MAase

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

Mitsva: Bir işçinin ücretinin anlaşıldığı gün içinde verilmesi, Tora'nın "yap" şeklindeki bir emridir. Pasukta söylendiği gibi: "Ücretini gününde vermelisin" (Devarim 24:15).

 

Uygulama: Bu mitsva karşımıza çok gelebilecek türdendir. Bunun yanında o kadar ciddi niteliklidir ki Talmud, bu mitsvayı göz ardı eden bir kişinin Tora'nın beş yasağını çiğnediğini vurgular (Baba Metsia 111).

 

Bir kişi, bir başkasını ücretle tutmuşsa - bu bir tesisatçı, marangoz veya temizlik görevlisi, çocuk bakıcısı vs. olabilir - işini bitirdiği gün içinde ona ücretini ödemekle yükümlüdür. Bunun için en çok yarım günü vardır. Eğer işi gündüz vakti bitirmişse, akşam olana kadar, eğer işi gece bitirmişse o gece içinde ücreti ödemesi gerekir. Bu ödeme yükümlülüğünün devreye girmesi için, işçinin, işvereni söz konusu işi tamamladığı konusunda bilgilendirmiş olması gerekir. Örneğin bir terzi, elindeki işi tamamlamış ve işi vereni bu konuda haberdar etmişse, iş veren gelip ödemesini yapmalıdır. Buna karşılık, eğer işçi bu konuda ödünsüz değilse ve ücretini daha ileri bir zamanda almakta bir sakınca görmüyorsa bu mitsvanın yükümlülüğü bağlayıcı değildir. Böyle bir durumda ücreti o gün ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar ve aralarında kararlaştırdıkları tarih ve vakitte ödeme yükümlülüğü devreye girer.

 

Uzun, örneğin bir ay ya da bir yıl sürecek bir iş için tutulmuş bir işçinin ücreti, işin tamamlandığı gün veya aralarında başka bir tarih konusunda anlaşma yapılmışsa o günde ödenmelidir. Eğer iş gece tamamlandıysa ve ödeme için aralarında başka bir tarih belirlememişlerse, ödeme o gece bitmeden yapılmalıdır.

 

Kabala otoriteleri "Beyomo Titen Seharo - Ücretini Gününde Ver" sözcüklerinin baş harflerinin tekrar düzenlendiği zaman Şabat sözcüğünü oluşturduğuna dikkati çekerler. Bu doğrultuda hafta içinde bu mitsvayı yerine getirmeye özen gösteren kişi, Şabat günü özel bir manevi aydınlanmaya hak kazanır (Pele Yoets).

 

Maase: Gaon Rabi Elazar Menahem Şah'ın eşi Rabanit'in cenazesinin arkasından gidenler arasında, Rabanit'in hastalık dönemi boyunca sadakatle onun ihtiyaçlarını karşılayan hemşire de vardı. Büyük kederi yüzünden okunuyordu. Rabanit'in evinde çalışan bir görevliden ibaret olmasına rağmen, Rabanit'le arasında derin bir bağ oluşmuştu ve her geçen gün Rabanit'in olağanüstü kişiliğinin farklı bir yönüyle karşılaşıyordu. Ağır bir kalple evine döndü. Bir yandan da çalışacağı yeni bir yer bulmak gerektiğini düşünüyordu.

 

Evine gelişinden birkaç dakika sonra kapı çalındı. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü manzara onu hayrete düşürdü. Kapının eşiğinde duran, Rabi Elazar Şah'tan başkası değildi. Yas dönemi için cenazeden evine dönerken, hemşirenin henüz ödenmemiş olan ücretini ödemek için oradan geçmişti.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

İlk sorduğunuz kişinin ona sorduğunuz konu hakkında inceleme yapma zahmetinde bulunduğunu kabul etmelisiniz. Bu nedenle, bir veya iki gün içinde elindeki bilgiyi sormak için onu aramanız uygundur. Zaten duyduğunuz şeye herhangi yeni bir şey eklemese de, ona çabasının boşa olmadığı hissini vermelisiniz. Bu konu hakkında araştırma yapamayacak kadar çok meşgul olması da mümkündür; ona iyi niyetleri için teşekkür edebilir ve başka bir kaynak elde ettiğinize inandığınız için daha fazla çaba harcamasına gerek kalmadığını bildirebilirsiniz.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

                                                                                        

Zimun Kuralları

1.             Bir masada yemek yiyen en az üç kişi varsa, aralarından biri, masadakileri Birkat Amazon söylemeye davet eder ve şunları söyler. "Nevareh Şeahalnu Mişelo - [Tanrı'yı] Mübarek kılalım, çünkü O'na ait olandan yedik" ve diğerleri şöyle cevap verir: "Baruh Şeahalnu Mişelo, Uvtuvo Hayinu - Kendisi'ne ait olandan yediğimiz [Tanrı] Mübarektir, Ve [O'nun] iyiliği sayesinde yaşıyoruz". Eğer masada en az on kişi varsa, davet eden "E-loenu - Tanrımız" kelimesini de ekleyip şöyle söyler: "Nevareh E-loenu Şeahalnu Mişelo". Diğerleri de şu cevabı verirler: "Baruh E-loenu Şeahalnu Mişelo Uvtuvo Hayinu". Bu davete Zimun adı verilir.

2.             Masada yemek yiyen üç kişi varsa ve onlardan biri Birkat Amazon söyleyip gitmek istiyorsa, diğerlerini Zimun'a davet edebilir. Diğerleri ona cevap verdikten sonra yemeklerine devam ederler.

3.             Masada yemek yiyen üç kişiden biri eğer [ekmek yememiş ve] hamur işi veya meyve yemişse ve yediği, Beraha Aharona söyleyecek miktarda (27gr.) ise; ekmek yemiş olan diğer ikisi, onunla birlikte Zimun yapabilirler. (Beraha Aharona: "Son Beraha". Örneğin elma yiyen bir kişi önce Aets berahası söyler. Elmayı yedikten sonra da Bore Nefaşot berahası söyler. Buna da Beraha Aharona adı verilir.)

                       

Haftanın Sözü

[Rabi Moşe İbn Ezra - "Şirat Yisrael"]

 

Kalpten çıkan sözler kalbe nüfuz eder.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.