Bu Hafta İçin Saatler

27 VEADAR 

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5784

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:22

      19:39

-----

Yeruşalayim

18:32

19:51

Tel Aviv

18:47

19:47

6 NİSAN

Tel Aviv

18:52

19:53

İstanbul

19:29

20:12

2024

İstanbul

19:36

20:19

İzmir

19:26

20:17

İzmir

19:33

20:24

 

ŞEMİNİ- שמיני

Aftara: Barişon



9 Nisan 2024 Salı Roş Hodeş Nisan

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 9:1-11:47)

"Yedi açılış gününü" takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları "Koanim - Koenler" olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah'taki korbanları yakmak üzere "Tanrı'nın Önünden" bir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan'a yerleşir.

Aaron'un iki büyük oğlu Nadav ve Aviu, "Tanrı'nın huzurunda, O'nun emretmediği yabancı bir ateş" getirirler ve ölürler. Aaron bu felaket karşısında sessiz kalır. Daha sonra Moşe ile Aaron, korbanlarla ilgili bir kanun maddesi konusunda fikir ayrılığına düşer; ama Moşe, Aaron'un haklı olduğunu kabul eder.

Tanrı, yenmesine izin verilen ve yenmesi yasak olan hayvan türlerini belirleyen kaşerut kanunlarını verir. Kara hayvanları ancak çift toynaklı oldukları ve geviş getirdikleri takdirde yenebilir; balıkların yüzgeçleri ve pulları olmalıdır. Sonrasında, kaşer olmayan kuşların ve kaşer olan böceklerin (dört tür çekirge) listesi verilir.

Şemini peraşasında, "Mikve"nin (belirtilen özelliklere uygun bir su havuzu) ve kaynak suyunun arındırıcı gücü dahil, manevi saflık kanunlarının bazıları da yer alır. Yisrael halkına böylece "saf olanı ve olmayanı ayırt etmesi" emredilir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

HARİKA OLABİLMEK

Kaşer: Şemini peraşasının büyük bir bölümü Kaşer olan yenmesi mümkün hayvanlarla yenmesi mümkün olmayan hayvanların listelenmesini içerir. En son pasuk böcek yemenin yasak olduğuna vurgu yapar ve Mısır çıkışını hatırlatan net bir cümle ile Tanrı imzasını atar. Bu imza Mısır diyarından bizleri çıkaranın Tanrı olduğunu, Kendi’sinin kutsal olmasından dolayı bizlerin de bu kutsallığa uygun hareket etmemiz gerektiğini açıklamaktadır. Burada “çıkış” belirten sözcük aslında “yükselme” sözcüğü olarak kullanılmaktadır. Genellikle “leotsi” kullanılırken burada “laalot” yükselmek ifadesine yer verilir. Hatta bir anlamda Tanrı Kaşer kurallarına göre yaşayabilmemiz için bizleri Mısır’ın düşük ortamından daha yukarılara taşımıştır.

Zorluk: Hepimiz Pesah’ın yedinci günü meydana gelen Kızıldeniz’in yırtılması olayını biliriz.  Gemara, evlilik için bir erkekle bir kadını bir araya getirmenin Tanrı için Kızıldeniz’in bölünmesi kadar "zor" olduğu şeklindeki ünlü yorumu yapar.   Bu aynı zamanda geçim dediğimiz “parnasa” için de geçerlidir. Bir kişinin geçimini sağlamak aslında Kızıldeniz mucizesinin gerçekleşmesi kadar zordur.

Bunları söylüyoruz da gerçekten Tanrı için Kızıldeniz’in yırtılması “zor” olabilir mi? Her sabah güneşin doğması, havanın kontrolü, doğanın uyum içinde çalışması ve bizlerin yeniden hayata döndürülmesi kimin tarafından gerçekleştirilir? Evrendeki her en küçük bileşenin kontrolü kimin elindedir? Elbette ki Tanrı’nın. Bütün bunların yanında bir denizi yırtıvermek bu kadar zor olabilir mi? Gemara’nın verdiği yanıt farklıdır. Asıl zorluk Mısır ordusu tarafından takip edilen ve denizin kıyısında kapana kısılan Bene Yisrael’in gözünden görülen zorluktur.

Bene Yisrael’in gözünden görülen zorluk: Midraş, Mısırlılar onları kovalarken toplumun korku içinde durumu izlediğini anlatır. Melekler Tanrı’nın Bene Yisrael’i neden kurtarmak istediğini anlamazlar ve karşı gelirler. Meleklere göre Bene Yisrael’in kurtulmayı Mısırlılar’ın ise boğulmayı hak etmeleri doğru bir karar değildir. Çünkü Bene Yisrael de asimilasyona uğramış ve Mısır’da komşuları gibi putlara tapmıştır. Meleklere göre kurtarılmaları için bir neden yoktur. Ancak Bene Yisrael dua ederek, yalvararak ve fedakarlık yaparak Kızıldeniz geçişinde kurtarılmayı hak ederler. Elbette ki Tanrı için bir denizi yırtıvermek çok basittir. Ancak etraftakileri Bene Yisrael’in buna layık olduğuna inandırmak çok zordur.

Bu "zorluk", hepimizin çok sık deneyimlediği bir şeydir.   Hepimiz Yahudi Ulusu ile ilgili yanlış olan her şeyi duymaya ve konuşmaya alışkınız. Sürekli olarak nasıl anlaşamadığımızdan, bu kadar çok Yahudi’nin inancını nasıl terk ettiğinden, kendilerini dindar sayan bu kadar çok Yahudi’nin ibadetlerinde daha az titiz olduklarından, dahası Yahudilerin başkalarını nasıl hor gördüklerinden söz edilir.  Bizim yapmamız gereken her gün bir adım geriye çekilmek ve ne kadar inanılmaz bir toplum olduğumuzu görebilmektir.

Yahudilik öyle bir dünyadır ki,  ne kadar özel olduğunu ve ne kadar şanslı olduğumuzu fark edemeyiz.    Ne zaman bir Yahudi bir tür sorun veya krizle karşı karşıya kalsa, yardım etmeye hazır düzinelerce Yahudi vardır. Birçok zaman ve yerde kendi çevremizde buna tanık olmuşuzdur.  Karşılık beklemeden ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye adanmış   onlarca “hesed”  kuruluşumuz vardır.   Bir aile ister hastalık, mali sıkıntı veya başka herhangi bir ciddi sorunla kuşatılmış olsun, yardım etmeye hazır büyük insan grupları vardır.  Bu, toplumsal hayatımızın o kadar çok bir parçasıdır ve bu durumu hafife almamak gerekir.

Şu denizin yırtılması olayına bir kez daha dönelim. Geçiş sırasında Bene Yisrael için gerçekleştirilen birçok mucize listelenmiştir. Pirke Avot 5/4 bölümünde her kabilenin kendi yolunda ilerlediğini yani denizin on iki yola ayrıldığını herkesin de birbirini görebilmesi için denizin şeffaf duvar halinde sağlarında ve sol taraflarında olduğunu öğretmektedir.  Aslında herkes güvenli bir şekilde karşıya geçerken başkalarını görmek neden bu kadar gereklidir sorusunu sormak burada mantıklıdır.

Yanıt toplumumuzun özel olmasının bir gereği olarak karşımıza çıkar. Bizler Bene Yisrael’iz.  Tüm kardeşlerimizin de güvenli bir şekilde karşıya geçmesini sağlamadan içimiz rahat bir şekilde karşıya güvenli bir şekilde geçemeyiz.   Biz birbirimizi kollamak için programlandık.   Bu da bizleri “harika” yapan bir özelliğimiz.

Bizi harika yapan özellikler:  Övünç duymak hakkımız ama bunu insanların gözünün içine sokarak yaşamak mantıklı değil. Büyük millet olmanın bir parçası da tüm insanlara karşı saygılı, duyarlı aynı zamanda nazik davranmak ve onları küçümsemeden konuşmaktır.   Tabi ki düzeltmemiz gereken sorunlarımız vardır.    Her sabah kim olduğumuz, nasıl bir ulusun parçası olduğumuz konusunda heyecanlı hissederek uyanmak gerekir.

Şimdi yine Kaşerut’a dönüyoruz. Tanrı Mısır çıkışında bizleri yüceltmiştir. Bu sadece bir çıkış, kaçış değildir. Bu da Kaşerut kurallarının özünde yatan sebeplerden biridir.

Kasaptan alınan eti buzdolabına koymak yerine dışarıda bırakırsak o et bozulur.  O eti de yemeğe kakarsak bizi hasta eder. Dışarıda kalan bu eti kuşlar, hayvanlar böcekler istila eder ve yerler. Onlara bir zarar gelmez. Ancak insanlar daha yüksek seviyeli olduklarından bedenlerimiz de daha hassas durumdadırlar. Bedenlerimiz, Tanrı’nın suretinde yaratılmış olan eşsiz yapımızdan dolayı daha rafine ve narindir.

Mızır çıkışı ve Tora’ya sahip olmak sayesinde daha özel konuma gelen Bene Yisrael de diğer insanların her zaman yiyebilecekleri her yiyeceği yemek şansına sahip değildirler. Seviye bu olaylarla daha da yükseldiğinden bendenler de daha hassas kılınmıştır.

Kaşerut kurallarında balıklar, kuşlar ve kara hayvanları konusunda kural farklılıkları vardır.  Kaşer bir balık avlandıktan sonra pişirilip yenebilir. Farklı bir şey yapmaya gerek yoktur. Ancak kuşlar ve kara hayvanları ancak bir “şohet” aracılığı ile kesilebilirler. Bir adım daha ileri gidelim. Kuşların kesiminde “kane” veya “veşet” kesimi o kesimi Kaşer yapmak için yeterlidir. Kara hayvanlarında durum daha karmaşıktır. Hem “kane” hem de “veşet” kesilmelidir. Kısaca bunların nedenine bakalım.

Doğal su kütlelerinde yaşayan balıklar "saf" olarak kabul edilir. Doğal su kütleleri mikve  görevi görebilir ve böylece saflık getirebilir. Bu nedenle, bir anlamda, balıklar saf olarak kabul edilir ve bu nedenle, bir Yahudi tarafından tüketilmeye uygun olmaları için herhangi bir işlem gerektirmezler. 

Kuşlar esas olarak gökyüzünde bulunur ve bu nedenle maneviyata daha yakındır. Bu nedenle, tüketime uygun olmaları için, dünyayı dolaşan ve tamamen dünyevi olan kara hayvanlarından daha az yoğun bir hazırlık gerektirirler.     

Kaşerut yasaları nasıl bir Yahudi olmamız gerektiğini de anlatır.  Bunun için de adı güzel ama yenmesi yasak olan bir kuştan söz eder. “Hasida” yani leylek. Raşi bu kuşun bu isimle anılmasının sebebinin arkadaşlarına yiyecekle iyilik yaptığı için olduğunu öğretir. Yani leylek iyiliksever olarak kabul edilir ama bu özelliğini sadece kendi yakınlarına ve hemcinslerine gösterir. Yakın çevresi dışında paylaşmayı veya iyiliği düşünmediği için Tora bu kuşu Kaşer olmayan hayvanlar listesine eklemiştir. 

Bu olmamamız gereken bir insan şeklidir. Nezaket, cömertlik ve iyilikseverlik söz konusu olduğunda daha geniş çevrelere doğru genişlemek şarttır. Çok önemli konularda fikir ayrılığına düştüğümüz, yaşam tarzları bizimkinden farklı olan insanlara bile duyarlı ve cömert olmak Yahudi gibi yaşamanın bir gerekliliğidir.

Gemara bizlere Tanrı’nın Tefilin’inden de söz eder. Bizim Tefilin’imiz bu obje ile ilgili peraşa bölümlerini içerir. Tanrı’nın taktığı Tefilin’de ise “mi keameha Yisrael goy ehad baarets” ifadesi yer almaktadır.  Biz Tafilin kuşandığımızda Tanrı’nın büyüklüğünü düşünürken Tanrı Tefilin kuşandığında bizim toplum olarak büyüklüğümüzü över.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

KAŞER YASALARI

İsrail halkına şöyle deyin: Bunlar, karadaki bütün hayvanlar arasından yiyebileceğiniz hayvanlardır. (Levililer 11:2).

Şemini peraşasında, Tora, hangi hayvanların, kuşların ve balıkların tüketilmesine izin verdiğini anlatır.  Bu beslenme yasaları, nedeni insan aklından gizlenen Hukim emirleri kategorisine girer.  Ancak diğer Tora  kanunları gibi bu kanunlara uymak da bizim onları anlamamıza bağlı değildir.  Rabi Sampson Raphael Hirsch, Horev adlı kitabında şöyle yazar: "Dolayısıyla, her İlahi emir bizim için bir bilmece olsa ve bize binlerce çözülmemiş ve çözümsüz sorun sunsa bile, emirlerin zorunlu niteliği bunu en ufak bir ölçüde bile bozmaz. Hangi emir olursa olsun.  Veya Tanrı’nın yasağı, insanı neden şunu yapıp bunu yapmaması gerektiğini sormaya sevk ediyor olabilir, bunun tek bir cevabı vardır: Çünkü bu Tanrı'nın iradesidir...

Yine de Tora'nın mitsvalarını daha iyi takdir etmek ve yerine getirmek için bunları anlamak için elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekir. 

Mitsvot bizim yararımıza verildiği için, mitsvot arkasında hiçbir neden veya mantık olmadığını düşünmek bir hatadır.  Ancak mesele şu ki, mitsvot insan aklıyla sınırlı değildir.

Kaşer yasalarına ilişkin en yaygın yanılgılardan biri, Yahudilerin Kaşer hayvanları sağlıklı oldukları için yemeleridir. Her ne kadar Kaşer yiyecekleri yemenin sağlık açısından faydaları olsa da, Tora'nın Kaşer olmayan hayvanları yemeyi yasaklamasının nedeni bu değildir.

Ramban'a göre Kaşer yasalarının amacı, kişinin sağlıklı bir karaktere sahip olmasına yardımcı olmaktır.  Kaşer olmayan hayvanların çoğunun ortak yanı yırtıcı olmalarıdır.   Yendikleri takdirde yırtıcı doğaları onları ruhsal açıdan zararlı hale getirir. Kaşer olmayan bu hayvanlar, insanlarda saldırgan, vahşi bir karakter üretebilirler.  Bu olumsuz karakter özellikleri, Yahudilerin Tanrı'nın halkı olmak için ihtiyaç duyduğu iyi erdemlerin tam tersidir.

Bunun aksine Kaşer hayvanlar bitki örtüsüyle beslenir.  Kaşer olmayan hayvanlar gibi saldırgan, yırtıcı bir yapıya sahip değillerdir. Diğer canlılara zarar vermemeleri nedeniyle daha masum ve saf kabul edilirler.

İlginçtir ki, yalnızca Tora'nın yememize izin verdiği hayvanlar Mişkan’da kurban olarak kullanılabilir.  Kaşer olmayan hayvanlar sunulamaz

Bu bize, eğer bu hayvanların Tanrı için yeterince iyi değilse, bizim için de yeterince iyi olmadıklarını öğretir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

Sinagoga girildiğinde topluluk Kadiş okuyorsa ne yapılması gerekir?

Şulhan Aruh 56/61’de Kadiş dinlemek için koşmak uygundur ifadesine yer verilir. Kadiş duyduğu andan itibaren bitene kadar sinagogta kalması uygundur. Bu durum dua harici girenler için de geçerlidir. Kadiş’e cevap vermek mecburidir.

YETMİŞ İKİ’ DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

Eserlerini tanımaya çalıştığımız bilgemiz Rabi Hayim Palaçi’nin (Z’Ts’K’L’) Teilim açıklamalarına yer verdiği Akatuv LeHayim kitabının girişinde her zaman ve her fırsatta Teilim okuyanların özel bir beraha ile taltif edileceklerini açıklar. Olumsuzluklara karşı okunduğu gibi Teilim mizmorlarının sevinçli olaylar için de okunmasının gereğine değinen Rabi Palaçi berahanın Teilim 16.  mizmorda yer aldığını paylaşır.  “Yaşam yolunu bana tanıtacaksın. Senin huzurunda olmanın verdiği sevinç ve sağ elinden gelen mutluluk ebedidir. 16. Mizmorun hemen başında yer alan “amart L’Ad… A.do.nay ata – Tanrı’ya Sen benim efendimsin diyenler” aslında Tanrı yolunu seçenlerdir.  Rabi Gemara Masehet Nida 16/A’da yer alan “akol bide şamayim huts miyirat şamayim – Tanrı korkusu dışında her şey Tanrı’dan kaynaklanır” kuralı gereğince Tanrı ve Tora yolunu seçenlerin iyiliğin kimden geleceklerini bildiklerini ve “tovati bal aleha – iyilik sadece Sen’dendir” dediklerini paylaşır.

HAFTANIN SÖZÜ

“Yahudi dini ahlaki bir dindir. Yani, cennette bir ödül veya cehennemde bir ceza olacağı için değildir. Biz doğruyu yapmayı, merhameti sevmeyi, adaleti uygulamayı öğretiyoruz. Doğru yaşıyoruz çünkü insanlar böyle yaşamalıdır.” (Ruth Bader Ginsburg)