Bu Hafta İçin Saatler

13 VEADAR 

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5784

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:12

18:29

-----

Yeruşalayim

18:17

19:34

Tel Aviv

17:32

18:31

 23 MART

Tel Aviv

18:37

19:36

İstanbul

19:04

19:45

2024

İstanbul

19:12

19:55

İzmir

19:04

19:55

İzmir

19:11

20:02

VAYİKRA-ויקרא 
Aftara: Vayomer Şemuel


ŞABAT ZAHOR
24 MART 2024 PURİM
 25 MART 2024 PURİM ŞUŞAN
 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 1:1-6:7)

Koenler'i ilgilendiren birçok kural içerdiği için "Torat Koanim - Koenler Yasası" olarak da bilinen Vayikra kitabı, çoğunlukla korbanları konu eder. İlk korban grubu "Ola - [Tamamen Yakılan ve Dumanı] Yükselen"dir. Hayvan önce Mişkan'ın girişine getirilir. Hayvan büyükbaş ise, korbanı getiren kişi elini hayvanın başına koyar. Ardından hayvan kesilir ve Koen, kanı sunağa serper. Deri yüzülür ve hayvan parçalara ayrılır. Sonra bu parçalar düzenlenir, yıkanır ve sunak üzerinde yakılır. Diğer hayvanlar ve kuşlar söz konusu olduğunda da benzer bir prosedür uygulanır. 

Peraşada ayrıca unla yapılan sunular (Menahot) konu edilir. Bu sununun bir bölümü sunakta yakılır, kalan bölümü de Koenler tarafından yenir. Sunuya herhangi bir şekilde hamets bir madde ya da bal karıştırmak yasaktır. 

"Şelamim - Barış" korbanı, ister büyükbaş ister küçükbaş hayvanlarla gerçekleştirilebilir ve bir bölümü sunakta yakılırken, bir bölümü de getiren tarafından yenir. Tora, kan ve "Helev - İç Yağı" yemeyi yasaklar. Peraşa daha sonra sırayla, bir Koen Gadol'un, Sanedrin'in (71 Tora otoritesinden oluşan Yahudi üst kurulu), bir liderin ve normal bir vatandaşın hata sonucu işlediği bir günahın affı için getireceği korbanları detaylar. Bazı sözel hatalar ile manevi saflık kurallarının ihlali sonucu gerçekleştirilen günahların affı için getirilen "Aşam - Suç" korbanları listelenir. Peraşa, normal bir suç korbanına parası yetmeyenler, "Kutsal" olarak ayrılmış malların (Ekdeş) bu amaç dışında kullanılmasıyla hata işleyenler ve "soru işaretli bir suç"tan sorumlu olanların getireceği un sunuları ile gayri-dürüstlük sebebiyle getirilen sununun detaylarıyla sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

BEREKETİN KAYNAĞI

Güzel bir öykü: Dünyanın en fazla gayrimenkul işleriyle uğraşan iş insanlarından biri olan David günün birinde Yahudi olan ancak Kaşerut veya mitsvalar konusunda fazla dikkatli olmayan Yosef ile öğle yemeği yemektedir. David de bir iş insanıdır,  Yahudi’dir ancak mitsvalar konusunda hassastır. Nitekim onun isteği üzerine yemek Kaşer bir restoranda gerçekleşir.  Yemek sırasında Kaşer konusunda fazla dikkatli olmayan Yosef, David’e  “Kaşer” konusundaki dikkatini eleştiren bir bakışla ona yaklaşır. Konunun son derece eski ve demode olduğunu iddia eder.

David bu yaklaşım üzerine sadece gülümser ve karşısındakine işinin genişliği hakkında bir soru sorar. Yosef de işinin çok geniş bir alana yayıldığını ve dünyanın her tarafıyla iş ilişkileri olduğunu söyler.  David bir soru daha sorarak her an her yerde dünyanın herhangi bir yerinden iş konusunda bir soru veya sorunla karşılaşıp karşılaşmayacağını sorar. Yosef her gün ve her saat bunun mümkün olduğunu söyler. Burada David, Yosef’e “siz bir kölesiniz” karşılığını verir. Oldukça şaşıran diğer Yosef  “nasıl yani” sorusunu sorar.

Mitsvalar konusunda hassas olan David hemen cevabını verir ve konuyu başarılı bir şekilde Şabat gününe getirir.  “Tabi ki kölesiniz.” "Herhangi bir günün veya gecenin herhangi bir dakikasında, nöbettesiniz. Ama ben özgürüm. Her cuma öğleden sonra telefonumu yirmi beş saatliğine kapatırım. Bana kimse ulaşamaz. Arkadaşlarım ve çevremle sinagoga giderim ve sonra eve gelirim ve karım ve çocuklarımla güzel bir aile yemeği yerim, birbirimizle konuşabildiğimiz, haftanın deneyimlerimizi paylaşabildiğimiz, şarkı söyleyip kaliteli zaman geçirebildiğimiz zaman. İyi bir gece uykusunun ardından ertesi sabah arkadaşlarımla birlikte olduğum sinagoga giderim.  Sonra başka bir aile yemeğinin tadını çıkarırım ve öğleden sonra rahatlar ve arkadaşlarla bir araya gelirim. Her hafta yirmi beş saat boyunca özgürüm. Bundan dünyadaki hiçbir şey için vazgeçmem.”

Bir buçuk yıl sonra David, Yosef ile bir kez daha karşılaşır. Yosef’in yüzünde çok daha anlamlı bir ifade vardır. Söze “size teşekkür etmek istiyorum," şeklinde başlar. “Son toplantıdaki sohbetimizden beri dindar olmamama rağmen Cuma akşamı yemek ailemle yemeye başladım. Bu durum hayatımı ve ailemi tamamen değiştirdi.”

Bereketin kaynağı: Cuma gecesi Şabat gününü karşıladığımız “leha dodi” ilahisinde Şabat günü “mekor aberaha – bereketin kaynağı” olarak tanımlanır. Şabat aslında hepimize çok değerli bir bereket kapısını açmaktadır. Bunu elde edebilmek için de Moşe Rabenu geçen hafta okuduğumuz Vayakel peraşasının girişinde bizlere bir anahtar vermektedir. Hatta bu anahtarı herkesi bir araya toplayıp bizzat kendisi dağıtır. Bu anahtar Mişna’da detaylı bir şekilde öğretilen Şabat günü yasak olan otuz dokuz iş gurubunun bir tanesine gönderme yapar: “Lo tevaaru eş behol moşevotehem beyom aŞabat – Şabat günü bulunduğunuz yerde ateş yakmayınız.” Mişna otuz dokuz “melaha” yani iş grubunu detaylandırmaktadır. Ancak Tora bu yasağa kesin bir şekilde işaret etmektedir. Nedenini Zohar gayet güzel bir şekilde açıklamaktadır. Bu ateş aslında öfkenin ateşidir. Zohar, Şabat'ı koruma şeklimizin kendimizi öfke, depresyon, endişe ve hüsrandan korumak olduğunu yazar.

Her hafta, Şabat'ta Tanrı, Gehinam'ı “kapatır ”. En kötü günahkarlara bile Şabat'ta bir zaman tanınır. Gehinam ateşleri soğutulur ve kötülere acı çekmeyecekleri bir gün verilir. Reşit Hohma adlı kaynak, öfkenin Şabat'ta bu kadar yıkıcı olmasının nedeninin bu olduğunu söyler. Bir kişi Şabat'ta kızdığında, Tanrı ona şöyle der: “Ben Gehinam'ın ateşlerini söndürdüm sen öfke ile şimdi onları yeniden mi yakıyorsun? Bugün en kötü günahkarlar için bile tüm öfkeyi askıya alıyorum. Neden öfkeni de askıya almıyorsun?”

Yukarıda sözünü ettiğimiz pasuğun anlamı Zohar’a göre işte böyle açıklanmaktadır. Şabat'ın bereketine ulaşmanın yolu, yarattığımız sakin, huzurlu atmosferden geçer ve bu da her türlü öfke ve hayal kırıklığından uzak durmayı, gerginlik ve çekişme “ateşini” “yakmamayı”  gerektirir. Tanrı’nın Gehinam ateşlerini söndürüp tüm öfkeyi Şabat'ta askıya alması gibi, biz de her hafta kendimizi bu günde öfkemizi sakinleştirmeye ve öfkeden kaçınmaya adamak durumunda oluruz.

 

Öfkeden kaçmak: Şabat günü için öfkeden kaçmak huzurlu olmak bir gerekliliktir. Ancak bunu yerine getirmenin yolu Cuma öğleden sonraki telaşlı zaman aralığında öfkeden kaçmak ile mümkün olabilir.

Cuma öğleden sonra, şüphesiz Yahudi evindeki en stresli zamandır. Gemara Masehet Gitin’de, Rabi Meir ile ilgili bir öykü anlatılır. Rabi Meir’in yaşadığı yerde her Cuma öğleden sonra kavga eden bir çift vardır. Rabi Meir sorunu duyar ve barışı sağlamak için her Cuma oraya gider. Birkaç hafta sonra çift kendi başlarına barışı sağlamayı başarır. Rabi Meir oradan ayrılırken “yetser ara”nın oradan kalıcı olarak sürüldüğünü anladığını söyler. Yetser ara aileler arasında çekişme ve çatışma tohumları ekmek için Cuma öğleden sonra serbest hareket etmeye alışkındır. Cuma öğleden sonra, eşler yorgundur, çocuklar evdedir, yapılacak birçok şey vardır ama zaman kısıtlıdır. Her zaman da nedense bir şeyler ters gider. İşte hepimiz için öfkelenmek adına şahane bir fırsat. Bizler bu saatler boyunca sükûnetimizi koruyabilmeyi başarırsak o zaman Şabat gününün bereketini evimizde yaşamayı başarabiliriz.

Şabat başladığında Tanrı, ömür boyu günah dolu bir yaşam sürmüş olanlara karşı bile öfkesini askıya alır. Bir insan hayatı boyunca ne kadar yozlaşmış ve kötü olursa olsun, Tanrı onu Şabat'ta cezalandırmaz. Tanrı bu konuda hassas davranıyorsa dikilmeyen bir düğme veya zamanında hazırlanmayan bir yemek bizim için öfke konusu olmamalıdır. Çocukların karmaşası öfkelendirmek yerine bizleri mutlu kılmalıdır. Çünkü amaç Şabat’a gereği gibi yetişmek ve Şabat gününün bereketini yaşayabilmektir.

İnsanlar genellikle mutlu bir evliliğin en önemli bileşeni olarak güvenden bahseder. Ancak çoğumuz, eşimizin asla bir şey saklamayacağını veya bize yalan söylemeyeceğini bilerek, yanlışlıkla “güven”  kavramı ile “dürüst olma” kavramını karıştırırlar. Dürüstlük elbette çok önemlidir ancak “güven” tanımı tam olarak bu değildir.  Güven, neyi yanlış yaparsak yapalım, eşimizin bizi tüm kalbiyle seveceğine ve bunun karşılıklı olarak geçerli olduğudur.  Cuma öğleden sonrası, olması muhtemel hataları ve aksilikleri kabul ederek bu güveni yeniden teyit etmek için mükemmel bir zamandır.

Talmudik bir öğreti: Gemara, bir adam cuma gecesi eve döndüğünde ona iki meleğin eşlik ettiğini ve o eve girdiğinde meleklerin yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmadığını, masanın hazır olup olmadığını ve mumların yandığını "kontrol ettiğini" öğretir. Ev iyi hazırlanmışsa, melekler gelecek hafta da böyle olması için eve beraha verirler. Bu Talmudik öğretiyi, Şabat başladığında her şeyin mükemmel olması gerektiği, aksi takdirde berahahımızı kaybedeceğimiz şeklinde algılamak doğru değildir.  Meleklerin asıl görmek istedikleri evlerimizin huzurlu olup olmadığıdır. Beraha'nın anahtarı Şabat gününde barış ve dinginlik havasıdır. Ev mükemmel bir düzende değilse, tüm yiyecekler zamanında yapılmadıysa veya başka aksilikler olduysa, Şabat'ın kutsamalarının tadını çıkarmaya devam edebiliriz. En önemli şey, işler kaotik olsa bile sakin ve huzurlu kalabilmektir.

Geçen haftalarda okuduğumuz Vayakel peraşasının başlangıcında, Moşe insanları toplar ve “Tanrı’nın yapmanızı emrettiği şeyler bunlardır” diye söze başlayarak Şabat gününü koruma ve özellikle ateş yakılmaması gerektiğine dair emri anlatır.  Şabat'ta berahaya ulaşmanın yolu, Bene Yisrael'in o dönemde yaptığını yaparak, yani barış ve birlik içinde bir arada olabilmekle başlar. Kaosun ortasında bile barışı koruyabilir ve öfke alevlerini tutuşturmaktan kaçınabilirsek, Şabat'ın tüm harika nimetlerini alabiliriz. Bu bereket de hafta boyunca bizimle kalacaktır. Vayikra kitabının hemen başında Moşe Rabenu’nun çağrılması ve bunun kitabın ismi kadar önemli bir sözcükle verilmesi ilginçtir. Moşe halkın birlik içinde olduğu zaman Tanrı tarafından saflık unsuru olan korbanların anlatılması için çağırılacağının bilincindedir. Bu yüzden de özellikle Şabat öncesinde bunu tesis etmemiz için iki peraşa önce bunu bizimle paylaşmıştır. Şabat gününün bereketi önce aile ile başlar ve topluma yayılır. Bunun için de aile içindeki huzur ve barışı tesis etmek hepimizin görevidir.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Vayikra Peraşası yapılacak korbanlardan söz eder. Tanrı Moşe Rabenu’yu çağırır ve ona şöyle der:  Aranızdan biri Tanrı’ya bir korban sunmak isterse küçükbaş veya büyükbaş hayvanlardan olmalı. Korban mevhumuna Toramızda biz daha önceleri de rastlamaktayız. Adam arişonun Tanrı’ya korban sunduğunu görmeyiz fakat oğlu Evel’in sürülerinden en güzel bir koyunu sunduğunu görmekteyiz. Noah, Tufandan sonra gemiden çıkınca Tanrı’ya bir mizbeah yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla, kuşlardan kurbanlar yaptı. Avraam Avinu; çevresine bakınca boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu sundu. Bütün bu korbanlar Moşe Rabenu’dan önce sunulan korbanlardı. Tanrı’nın Moşe Rabenu’ya biz mabet yapıp orada Kohenler ve Leviler ibadet olarak belirli zamanlarda korbanlar sunmalarını söylemesi bize şunu öğretmiştir. Korbanlar artık yalnız mabette sunulacaktır. Peraşamızda yapılacak korbanların isim ve çeşitleri de belirtilmekte. Mişkanda her gece ve sabah Koenler tarafından yani bütün gün yanacak olan korbandan söz eder. Kesip yakılan bu korban aklımızdan geçen kötü düşüncelerden bizleri arındırmak amacı ile yapıldı. Yine Toramızın bize bahşettiği güzellikler için ona şükretmek amacı ile Şelamim adı altında yapılan korban. Kişi bir günah işlediği taktirde Tanrı huzurunda affa uğramak Hatat Korbanı ile mümkün olurdu. Ayrıca bayram korbanları özel şahsi korbanlarda bu kapsama girmektedir. Bütün bu teferruatları bildirmek üzere Tanrı Moşe Rabenu’yu çağarır. Moşe Rabenu’nun ne kadar alçak gönüllü ve mütevazi olduğunu Toramızda okuruz. Tanrı’nın O’nu çağıracağını aklına getiremez. Vayikra kelimesini yazamaz. Tanrı’nın ısrarı üzerine kutsal harf olan ALEF’i küçük yazar.  Korbanların yalnız mabette yapılması gereken bir ibadet olduğunu öğrendikten sonra bu gün korbanların yerini ancak sinagoglarda yaptığımız ibadetlerle (TEFİLA) yerine getirebiliriz. Sinagoglarda yapacağımız dualarda Tanrı’ya odaklanarak temiz hislerle yapılması gerekir. Hemen hemen her sinagog bu vecize yazılıdır.

DA LİFNE Mİ ATA OMED
Kimin karşısında dua ettiğini bil sakın unutma.

ŞİVİTİ AŞEM LENEGDİ TAMİD.
Sen her zaman benim karşımdasın. Öyleyse Tanrı’nın huzurunda olup duamızı yapıyorsak davranışlarımızı ona göre düzenlememiz şarttır.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

İnterneti belli filtrelerle kullanmak mümkün müdür?

İnternet kullanıcıları birçok durumda uygun olmayan sitelere girmek durumunda kalmıştır. Bu sitelere kendi isteği dışında girenler az değildir. Buradan hareketle internet doğru kullanıldığında elbette faydalıdır. Özellikle çocukların ve gençlerin olumsuz sitelerden korunması şarttır.

YETMİŞ İKİ’ DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

Teilim kitabı engin bir denizdir. Okumak anlamak ve hissetmek gerekir. Toplumumuzda ne mutlu ki bu kitabı okuyan ve sevenler vardır. Bizler Vayikra kitabında paylaşacağımız seçmelerde Rabi Hayim Palaçi’nin (Z’Ts’K’L’) Teilim ile ilgili açıklamalarını derlediği “Akatuv LeHayim” ve “AHayim Yoduha” kitaplarına bakacağız.

Teilim 3. mizmor bilinen bir cümle ile sonlanır. “L’Ad.. ayeşua al ameha birhateha sela- kurtarış Tanrı’dan gelir bereketin her zaman halkının üzerindedir.” Rabi Palaçi Gemara Masehet Sota’da yer alan bir öğretiyle Bet Amikdaş yıkıldığından beridir “tal” dediğimiz çiyin bereket dolu olarak yağmadığına işaret eder. Hatta bereketin bu olaydan sonra Zohar’a göre diğer milletler için yeryüzüne indiği söylenmektedir. Ancak David Ameleh’in dediği gibi kurtuluş Tanrı’dan gelecektir. Yaakov Avinu’nun oğullarını bereketlendirdiği Vayhi peraşasında Tanrısal kurtuluşa inandığı “lişuateha kiviti Ad…” cümlesi ile gösterilmektedir. Buna istinaden taç ait olduğu yere dönecek ve kutsama halkına ait olacaktır. “Sela” sözcüğü dilimize “daimi” olarak çevrilebilir. Dolayısı ile Tanrısal bereket halkının üzerine mutlaka dönecektir. Bu bereket geçici değil mutlaka kalıcı olacaktır.

HAFTANIN SÖZÜ

“Kendi değerlerimiz var; Kendi özel, Yahudi hayatımızı inşa ediyor ve bununla çok gurur duyuyoruz.  (Rabi Meir Kahana)