Bu Hafta İçin Saatler

4 TEVET

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5784

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

15:57

17:17

-----

Yeruşalayim

16:00

17:20

Tel Aviv

16:16

17:18

16 ARALIK

Tel Aviv

16:19

17:21

İstanbul

17:22

18:02

2023

İstanbul

17:24

18:05

İzmir

17:31

18:21

İzmir

17:34

18:24

MİKETS-מקץ

Aftara:Vayikat Şelomo

 

22 ARALIK 2023 CUMA TAANİT ASARA BE TEVET

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 41:1-44:17)

Yosef'in, içki ve unlu mamuller sorumlularının rüyalarını doğru olarak çözümlemesinin ardından iki yıl geçmiştir. Paro iki rüya görür. Bu rüyaları açıklama denemelerinden tatmin olmaz. İçki sorumlusu Yosef'i hatırlayınca Paro'nun emri ile Yosef hapishaneden çıkarılır. Rüyaları dinler; bunların yakında yedi sene bolluk ve ardından yedi sene ağır bir kıtlık olacağına işaret olduğunu belirtir.

Ardından Paro'ya, bu olağanüstü durumu halledecek düzeyde zeki birini tutmasını tavsiye eder. Paro bu görevi Yosef'e verir, onu Potifar'ın kızı Asenat'la evlendirir. Yosef işini iyi yapar ve Mısır dünyanın silosu haline gelir. Yosef'in iki oğlu olur: Menaşe ve Efrayim.

Kıtlıktan Kenaan da etkilenir. Yaakov oğullarını yiyecek almaları için Mısır'a gönderir. Yosef'in önüne geldiklerinde Yosef onları tanır, fakat onlar Yosef'i tanımazlar. Satılmasına sebep olan rüyalarını hatırlayan Yosef, kardeşlerine karşı sert bir Mısır'lı lider rolünü oynamaya başlar ve onları casuslukla suçlar. Onlara yiyecek satar, fakat dürüstlüklerinden emin olmak için Binyamin'i getirmelerini söyleyerek bu arada Şimon'u rehin tutar. Bir yandan da hizmetkarlarına ödenen paraları çuvallara gizlice geri koymalarını emreder. Geri dönüş yolunda paraları keşfeden kardeşler paniğe kapılırlar. Başlarından geçenleri Yaakov'a anlatırlar. Yaakov Binyamin'in Mısır'a götürülmesini reddetse de, kıtlık ağırlaşınca durumu kabullenmek zorunda kalır. Yeuda Binyamin'in güvenliğini garanti eder ve kardeşler tekrar Mısır'a inerler.

Yosef kardeşlerini onurlu konuklara yaraşır biçimde ağırlar. Hem babasından hem de annesinden olan tek kardeşi Binyamin'i görünce kendisini tutamaz ve odasına çekilerek ağlamaya başlar. Daha sonra hizmetkarına paraları çuvallara tekrar geri yerleştirmesini, kendi kadehini de Binyamin'in çuvalına koymasını emreder. Kadeh bulununca da Binyamin'in ceza olarak kölesi olmasına karar verir. Yeuda karşı çıkar ve Binyamin yerine kendisini teklif eder; ancak Yosef reddeder.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

ELİMDE DEĞİL (BİLADAY)

Yosef’in atanması: Mikets peraşasının hemen başında Paro gördüğü garip rüyaları tabir edebilen kişi olarak kendisine tanıtılan Yosef’i hapisten çıkarır. Yosef açıklamasında Tanrı’nın Paro’ya yedi yıllık bolluğun ardından yedi yıllık kıtlık yaşanacağını haber verdiğini ve bu konuda gerekli tedbirleri almasını salık verdiğini anlatır. Paro bu tabirden çok etkilenir ve kendisinden sonra Mısır’ın en yetkili kişisi olarak Yosef’i atar.

Zohar firavunun neden bu kadar etkilendiği ile ilgili güzel bir açıklama yapar. Firavun Yosef’e rüyasını anlatırken bazı değişiklikler yapar. Yosef bunları yakalar. Yosef firavunun rüyaları konusunda daha önceden bir şeyler bilmemesine rağmen değişiklikleri yakalar ve bunları bilmesi firavunu etkiler. Firavunun yaptığı değişikliklerden bir tanesi olaylara Yosef’in ve firavunun nasıl farklı baktığını anlatması açısından önemlidir.

Tora firavunun rüyasında kendisini nehirde gördüğünü ifade eder. Tora “veine omed al ayor – nehrin üzerinde duruyordu” cümlesini kullanır. Tora, Firavun kendisini Mısırlılar’ın bir tanrı olarak taptıkları Nil nehrinin sularının üzerinde gördüğünü söylemektedir. Ancak rüyasını Yosef’e anlatırken Tora “al sefat ayor – nehrin kenarında” şeklinde ifadeye yer verir.  

Elimde değil: Firavun “nehrin üzerinde” durduğunu söylerken tam olarak kontrole sahip olduğunu, kontrol edebildiği bir alanın üstünde bulunduğunu ifade etmek istemiştir. Firavun kontrolün tamamen kendisinde olduğunu düşünerek davranmıştır.  Yosef’in tavrı ise farklıdır. Paro rüyaları yorumlayabildiğini bildiğini söylediğinde bile “biladay – elimde değil” ifadesini çekinmeden kullanmıştır. Ne yapabileceğimi, nasıl yapabileceğimi sadece Tanrı biliyor derken, Tanrı’nın Paro’nun selameti için yanıt vereceğini umduğunu da eklemiştir.  

Gerçekten saygı görmek, yaptıklarımızın takdir edildiğini bilmek istiyorsak Yosef gibi davranmak en emin yoldur. Elbette hepimizin yetenekleri ve yapabildikleri vardır. Ancak insanlar kendinde gereksiz derecede özgüven barındıran ve bunu bir kibir meselesi haline getiren insanlardan pek hoşlanmazlar. İnsanların kendilerini anlatırken ne kadar zengin, zeki, başarılı, çok bilen veya takdir edildiklerini sürekli olarak ifade etmelerine gerek yoktur. Bunu sürekli olarak “ben bilirim” veya “en iyi ben yaparım” şeklinde söylemek insanların sempatisini kazandırmaz.  

Açık, dürüst ve kendini bilen kişiler olmak sempatik olmanın ilk yoludur. Sorunlarımız, korkularımız, eksiklerimiz olabilir ve bunların üstlerinin örtülmesine ihtiyaç yoktur. Kendinden fazlaca emin görünmek kibirli olmanın bir başka yoludur ve sadece insanların huzurunu kaçırmaya yarar.

Yukarıda da açıklamaya çalıştığımız gibi Yosef’in söylediği “biladay” sözü, öğrenmemiz gereken en önemli aynı zamanda en zor derslerden birini işaret eder.   

Liderin yaşadığı zorluklar: Bir lider için en büyük zorluk, pozisyonunun kendisiyle ilgili değil, yönettiği insanlarla ilgili olduğunun farkına varmaktır.   Önemli olan prestiji, şerefi, ihtişamı, kendini önemli hissetmesi değil, kararlarının ve eylemlerinin sorumluluğu altındaki insanların yararına ne yaptığıdır.   Yosef'in kaderinde zaten genç yaşta liderlik vardır ve bunu öğrenmiştir.  Yaşadığı tüm aşağılanmalara ve ıstıraba katlanarak bu farkındalığına ulaşır.   Hayatın, ister aşağı bir köle, ister bir mahkum, ister dünyadaki en zengin ve en güçlü imparatorluğun ikinci adamı olsun, Tanrı'nın bizi yerleştirdiği konumda yapmamızı istediği şeyi yapmaktan ibaret olduğunun farkına varmıştır.   Bu egomuzu kontrol etme ayrıcalığını bizlere öğretir.  

Bu zihniyetle yaşayarak, birçok gereksiz sıkıntıdan kaçınabiliriz.   Bize söylenen saldırgan bir söz bizi çok da rahatsız etmeyecektir. Beklediğimiz ama nedense almadığımız bir davetiye bizi üzmeyecektir. Etrafımızdaki insanların maddi durumlarının bizden daha iyi olması bizim için sıkıntı yaratmayacaktır. Bunların hiçbirinin önemli olmadığını anlayacağız.   Hayatın istediğimiz her şeye sahip olmakla ilgili olmadığını, işler bizim istediğimiz gibi olsun ya da olmasın, Tanrı'nın bizden şu anda beklediğini yapmak olduğunu anlayacağız. Bunun da tek sözle ifadesi mümkündür. “Biladay.”

Evlenenlere ders: Bu ders, mutlu bir evliliğin anahtarlarından biridir.   Bir evlilik, hem kadın hem de erkek için sorunun "benimle" değil, "bizimle" ilgili olduğunu anladığında başarılı olur.   Kendilerini böyle gördükleri sürece birbirlerini gücendirmeden ve birbirleriyle savaşmadan mutlu bir yuvanın temellerini güçlendireceklerdir.  

Anlatırlar ki Hanuka sırasında Hafets Hayim'in konuğu olan biri, ideal olarak yapılması gereken zamanda Hafets Hayim'in mumları yakmadığını görür.   Hafets Hayim gibi büyük bir bilgenin kesinlikle ideal zamanda mitsva yapmak isteyeceğini varsayan misafir büyük şaşkınlık yaşar. Bilgeye bunu sorar.  

Hafets Hayim, Gemara'da bahsedilen bir kurala dayanarak cevap verir.   Bir kişi çok fakirse Cuma günü öğleden sonra Şabat mumlarını veya Hanuka mumlarını yakmaya gücü yetiyorsa, ancak ikisini birden yakamıyorsa, o zaman Şabat mumlarını yakmalıdır.   Gemara bunun nedeninin Şabat mumlarının evin barışı amacıyla yakılması olduğunu açıklar. Ş.alom bayit mitsvası o kadar önemlidir ki Hanuka mumlarının yakılması mitsvasının bile önüne geçer.  

Rabi şöyle devam eder: “Eğer evin barışı mitsvası Hanuka mumlarının yakılmasının bile önüne geçiyorsa o zaman mumları yakma ideal zamanı da biraz geciktirilebilir. Çünkü bu mumları yakmak için eşimin de evde benimle olmasını tercih ederim.”  

Evlilik “benimle”, ihtiyaçlarımla, ne istediğimle, bana neyin iyi geldiğiyle, tercihlerime neyin uygun olduğuyla ilgili değildir.   Evlilik, "biz" ile birlikte yaşadıklarımızla ilgilidir. 

Bu görüş hepimizin daha az sıkıcı, kırıcı, üzücü ancak çok daha mutlu, huzurlu ve güzel bir yaşam sürmemiz için önemlidir.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

GÜVEN VE GAYRET

''VAYİ MİKETS ŞENATAYİM YAMİM UFARO HOLEM VEİNE OMED AL AYOR''

''İKİ  SENENİN SONUNDA FİRAVUN BİR RÜYA GÖRDÜ, RÜYASINDA NEHRİN ÜZRİNDEYDİ.''

Peraşamızı yorumlayan rabilerimize göre, Yosef hapishanede kalması gereken süreden iki sene daha fazla kalmıştır. Bunun sebebi hapishaneden çıkmak için Tanrı yerine, Firavun'nun bakanlarına güvenmiş olmasıdır. Hem şarapçı başı, hem de fırıncı başı rüya görmüşler. Yosef, onların rüyalarını iyi yorumlamış ve bu iyiliğini, hatırlamalarını ve onu hapishaneden kurtarmaları için Firavun'la konuşmalarını istemiştir. Yosef'in bu eylemi Tanrı'ya bağlılık anlamında bir güven eksikliği olarak görülmektedir ve bu yüzden fazladan iki sene orada kalmıştır. 

Yosef neden böyle bir kurtuluş adına yaptığı çabadan dolayı cezalandırıldı? İnsan normalde mucizelere güvenmek yerine kendi kendine çabalamak zorunda değil midir?  Baal Şem Tov, bize bunu açıklamaktadır. İki çeşit insan vardır der Baal Şem Tov, her ikisi de Tanrı'ya kendine göre inancını ve bağlılığını gösterir. Bir tanesi ortalama, sıradan bir insandır. Hayatını doğal sürece bırakır. Her adımını doğal unsurlara göre atar ve yaşar. Çoğu zaman gayretlerinin yeterli olmadığını görünce Tanrı'dan yardım istemeye ve dua etmeye başlar. Kendi çabalarının yetmediği zaman ancak Tanrı'yı hatırlar. 

İkinci tip insan ise, örnek olarak Rabi Şimon Bar Yohay gibidir. Yani doğal unsurlara göre yaşamanın ne olduğunu bilmeyen insan grubudur. Her adımlarını Tanrı ile atarlar, yaşamlarında çok az bir süre kendi fikirleri ve eylemleriyle hareket ederler. Hiçbir  şey, onlara göre rastlantı veya doğal değildir ve bu düşünce onların karakterlerine işlenmiştir. Böyle insanlar için kendi fikirleriyle  doğal hareket etmek bazen onlar için zarar verici olabilir. Aynı Yosef'te olduğu gibi...

Hapishaneden kurtulmak için yaptığı gayet doğal olan bu çaba, iki sene fazladan sıkıntı çekmesine sebep oldu.  Rüya yorumları Tanrı’nın ona verdiği yetenekle olduğu için hapishaneden kurtulması da yine Tanrı’nın isteği ve zamanı gelince olacaktı. Yosef, Tanrı'nın ona verdiği bu yeteneği oradan çıkmak için de verdiği bir fırsat olarak görmüştür. Tanrı hepimize güzel fırsatlar çıkarır, bazen sıkıntı gibi görünse bile bu böyledir. Ancak sabırlı ve inançlı olmamız gerekir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

Gerçek olan bir şey için yemin edilebilir mi?

Kişinin yemin etmesi birçok koşulda sakıncalıdır. Bir başka deyişle kişi yemin etmekten kaçınmalıdır. Özellikle birinin veya sevdiğinin veya da yakınının hayatı üzerine yemin etmek özellikle kaçınılması gereken bir durumdur. Yemin ettiği durum gerçek bile olsa bu edimden özellikle kaçınmalıdır. Birinin adına veya üzerine yemin etmek Tanrı adına yemin etmek olarak kabul görür ve bu yapılmaması gereken bir eylemdir.

 

YETMİŞ İKİ’ DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

Şir AŞirim’de Yisrael toplumu “keşoşana ben ahohim – çalıların veya dikenlerin arasında bir gül” olarak tasvir edilir. Gül böyle olunca sevgili bu gülü sevdiğine verebilmek için koparmakta zorlanır. Çünkü etrafı dikenlerle doludur. Bu yüzden de önce dikenlerin temizlenmesi gerekir. Bunun için de etrafın ateşle yakılması gerektiği Midraş’ta belirtilmektedir. Böylelikle sevgili o güle ulaşabilecek ve sevdiğine verecektir. Rabi Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) “Zehira LeHayim” kitabında verdiği izahatta bu durumun “Geula” günlerinde de yaşanacağını öğretir. Dikenler arasında bir gül olarak mahsur kalan toplum Tanrı’nın müdahalesi ile kurtulacak ve Geula’nın güzel günlerinde yaşamını barış içinde sürdürecektir.

HAFTANIN SÖZÜ

“Ne yapmayı seçerseniz seçin, iz bırakın. Bu sadece kendiniz için yapmayın demektir. Yaşadığınız için dünyayı biraz daha iyi bırakmak istemelisiniz.” (Ruth Bader Ginsberg)