Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

5 KİSLEV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

15:59

17:17

-----

Yeruşalayim

15:56

17:15

Tel Aviv

16:18

17:18

15 KASIM

Tel Aviv

16:15

17:16

İstanbul

17:29

18:08

2023

İstanbul

17:24

18:04

İzmir

17:36

18:25

İzmir

17:32

18:22

TOLEDOT-תולדות

Aftara: Masa Devar



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 25:19-28:9)

Yitshak, Rivka ile evlenir. Çocuksuz geçen 20 yıldan sonra duaları cevap bulur ve Rivka hamile kalır. "Çocuklar karnında itiştikleri" için zor bir hamilelik geçirir. Tanrı, ona "rahminde iki ulus var" der, "büyük olan, küçüğüne hizmet edecek". İlk önce Esav doğar; arkasından, onun topuğunu tutar halde çıkan Yaakov gelir. Esav büyür ve "usta bir avcı, bir kır adamı" olur; Yaakov ise "çadırlarda oturan basit biridir"; kendisini eğitime adamıştır. Yitshak, Esav'ı, Rivka ise Yaakov'u daha çok sever. Bir gün, avdan yorgun ve aç olarak dönen Esav Behorluk hakkını (ilk doğan erkek çocuk olarak sahip olduğu hakları) Yaakov'a bir tabak kırmızı mercimek yemeği karşılığında satar.

Kenaan toprakları bir kez daha kıtlığa teslim olur. Yitshak Mısır'a gitmeyi düşünür; ancak Tanrı kendisine, korban edilmek üzere bağlandıktan sonra erişmiş olduğu kutsiyet düzeyinin, Kutsal Topraklar'dan dışarı çıkmasına engel olduğunu bildirince vazgeçer ve Gerar'da Pelişti milletiyle yaşamaya başlar. Bir süre sonra Peliştiler, fazlasıyla zengin hale gelmiş olan Yitshak'a karşı kıskançlık beslemeye başlayınca Kral Avimeleh kendisinden Gerar'ı terk etmesini ister.

Esav, iki Hiti kadınla evlenir. Yitshak yaşlanır ve görüş yeteneğini kaybeder. Ölmeden önce Esav'ı mübarek kılmak istediğini bildirir. Esav babasının en sevdiği yemeğin hazırlanması için avlanmaya gittiği sırada Rivka Yaakov'a Esav'ın kıyafetlerini giydirir, daha kıllı olan ağabeyini anımsatması için kollarını ve boynunu keçi kılları ile örter, benzer bir yemek hazırlar ve Yaakov'u babasına gönderir. Yaakov babasından "göklerin çiyi ve yeryüzünün yağı" hakkında bir bereket duası alır ve kardeşine karşı üstünlüğe sahip olur. Esav döndüğü ve aldatmaca ortaya çıktığı zaman, Yitshak'ın ağlayan oğluna verebileceği tek şey, onun kılıcı sayesinde yaşayacağına dair kehanette bulunmaktır. Yaakov hata yaptığı zaman, küçük kardeş Yaakov, ağabey Esav'ın üzerindeki üstünlüğünü kaybedecektir.
Yaakov, Esav'ın gazabından kaçmak ve dayısı Lavan'ın ailesinden kendisine bir eş bulmak için evden ayrılır. Esav, üçüncü bir kadınla evlenir: Yişmael'in kızı Mahalat. 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

 

Akıllı ve akılsız olanlar: Yıllar boyunca çok zeki insanların basit fikirli insanlardan daha mutlu olmadığını fark etmişizdir. Pek çok durumda, akıllı olmak sanki mutluluğu elde etmeyi zorlaştırır. Bazen akıllı insanlar o kadar çok bilgiyi saklar ve hepsini o kadar derinlemesine analiz eder ki, zihinleri darmadağın olur. Rahatlamak ve eğlenmek için de bir şeyler düşünmekle çok titiz olurlar. Daha az bilgiye sahip olan ve fazla analiz etme eğiliminde olmayan insanlar, hedeflerine ulaşmak ve tatmin olmak için olayları farklı gördüklerinden kendilerini bu kadar sıkmazlar. Bu noktada zeki ve analitik zekaya sahip insanların sefalet içinde bir hayat sürmediklerinden kuşkumuz yoktur. Anahtar ilke netliğe sahip olmak ve net bir bakış açısını yakalamaktır. Böylelikle gereksiz şeyler için dikkatimizi dağıtmak zorunda kalmamış oluruz.

Rabi Joey Haber bir tanıdığından aldığı bir gönderiyi paylaşır: O gönderiye göre mutluluk, hayatımızda olup bitenlere değil, zihnimizin bunlara nasıl tepki verdiğine bağlıdır. Mutlu bir hayat yaşamanın anahtarı, olaylara doğru yönden bakmaktır.

Basit örnekler: Mahalle aralarında araba sürerken çöp kamyonunun arkasına takılmak insanı sinirlendirir. Bu durumda çöp kamyonlarının varlığına şükredebilmek olumlu bir bakış açısıdır. Eve yorgun geldiğinizde yere saçılmış havlular, oyuncaklar sinirimizi çoğunlukla bozar. Kaçımız çocuklarımızın banyo yaptığı ve oynayacak oyuncakları için şükrederiz? Durum aslında iki kişinin aynı yere bakarak farklı bir sonuç çıkarmasıyla alakalıdır. Biri baş ağrısı ve sıkıntı görürken diğeri şükredilecek bir şey keşfedebilir. Aynı duruma birbiriyle zıt iki bakış açısının sonuçları da farklı olacaktır. Bu da netliğin ve odaklanmanın gücüdür.

Farkındalık: Son zamanların moda terimlerinden biri farkındalık ile ilgili yazılan sayısız makale vardır. Bu yazılardan birinde hayatın küçük mutluluklarını nasıl kaçırdığımızdan söz edilir. Çünkü bizler küçük şeylerden mutlu olmak yerine kaygılanmayı tercih eden bir zamanda yaşıyoruz. Yazar Yahudi olmasa da tuvaletten çıktığımızda söylenen “aşer yatsar” berahasına atıfta bulunur. Yazar, bu nimeti, farkındalığın, hayatın güzelliğine ve ihtişamına odaklanmanın mükemmel bir örneği olarak gösterir. Biz bunu okuduğumuzda birden bire bu berahanın önemini anlamaya başlarız. Ancak Tanrı bizlere günde üç kez Tefila söylememizi, yemeklerden önce ve sonra beraha okumamızı emretmektedir. Bu berahalar bizim Tanrı ile ilişkimizi daha güzel olmasına ve farkındalık yaratmamıza neden olabilmektedir. Günlük hayat iniş çıkışlarla doludur ters gidebilecek pek çok şey vardır. Dualarımız ve berahalarımız, düzgün bir şekilde okunursa, netliğimizi korumamıza ve gerçekten önemli olana odaklanmamıza yardımcı olabilir.

Netlik duygusu: Peraşamız Rivka’nın zorlu hamilelik devresiyle başlar. Bebekler farklı yer ve zamanlarda çok hareket etmektedirler. Rivka zamanın en büyükleri olarak bilinen Şem ve Ever’e danışır. Onların söylediği birbiriyle sürekli mücadele edecek iki toplumun bu bebeklerle şekilleneceği biri düştükçe öbürünün yükseleceğidir. Rivka bu bilgiyi aldıktan sonra şikayetleri bitmese de onları daha farklı karşılar. Artık neden bunun olduğunu bilmektedir. Bu bilgi Rivka’nın sıkıntılarını sona erdirmese de duruma bir netlik kazandırmıştır. Artık Rivka rolünün ne olduğunun bilincindedir. Bu gün netlik sağlamak için kehanetler kadar sağlam bir anahtarımız var. “Emuna.” Tanrı’nın yaptığı her şeyin iyi olduğuna, karşılaştığımız her durumun Tanrı tarafından bize gönderilen bir fırsat olduğuna kesin olarak inandığımızda, sıkıntılarla başa çıkmak çok daha kolay hale gelir.

Birkaç pasuk sonra hayatını netlik duygusu olmadan yaşayan amacı ve mesajı anlamadan sadece zorluklara odaklanan birini görürüz. Esav. Tora Esav’ın yorgun ve aç geldiğini “veu ayef” sözleriyle verir. Basit bir anlatımla Esav bütün gün av peşinde koşmuştur. Yorgun ve açtır. Yaakov’dan pişirdiği yemeği kendisiyle paylaşmasını ister. Ancak biraz daha derine indiğimizde “veu ayef” ifadesi duygusal aşınma ve yıpranma anlamına gelir. Kişi inançsız, amacın farkında olmadan yaşadığında kolay telaşlanır, sinirlenir, hüsrana uğrar ve mücadeleyi bırakır. Günlük yaşamın zorlukları içinde enerji dolu ve mutlu olduğumuz an zihnimizin anlamlı bir odaklama yaşadığı zamandır. Yoksa “ayef” olmak işten bile değildir.

Kurgular: Hepimizin yaşayabileceği bir hikayeye bakalım. Arabanızla kemer takmadan seyahat ederken yanınızdan bir polis arabası geçer ve kısa zaman sonra sizi durdurur. Ehliyet ruhsat işlemleri ve sonunda ceza yazmak için polis arabasına gider. Bu sırada iki farklı tepki verebiliriz. Ya bizi durdurduğu için polise arkasından ağzımıza geleni söyleriz ya da kemeri takmak için Tanrı’nın bir polis aracılığıyla bize yardım ettiğini düşünürüz. İlki doğal fiziksel bir tepki gibi görünse de inanç sahibi insan kendi hatasından dolayı ortaya çıkan bu durumda bile şükretmesini bilir. Emuna ve netlik hayatımızda büyük değişiklikler yaratabilir. Yorgun ve uyuşuk olmak yerine daha canlı ve pozitif yaklaşımları ortaya çıkarabilir. Bu da gerçek mutluluğu yakalamak için bir fırsattır.

Doğru gözlükler: Yapılan en büyük yanlışlardan biri tepkilerimizin otomatik olduğunu, deneyimlerimizin kendiliğinden bir duygusal tepkiyi tetiklediğini ve bu konuda elimizden hiçbir şey gelmediğini sanmaktır. Üzgün, öfkeli, hüsrana uğramış veya gergin hissediyorsak, bunun üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan koşullarımızdan kaynaklandığını varsayma eğiliminde oluruz. Duygusal tepkilerimiz tamamen deneyimlerimizi gördüğümüz "gözlüklere" bağlıdır. Netliğe sahipsek, o zaman her şeyi daha olumlu, yaşam yolculuğunun önemli ve değerli bir parçası olarak görürüz. Arabamız çekilse, müdürün ofisinden bir telefon gelse, önemli bir müşterimizi kaybetsek de, her şeye emuna netliğiyle baktığımız için daha olumlu bir gün geçirebiliriz.

Bilgelerimiz Pirke Avot’ta bu dünyayı "gelecek dünyaya giden bir koridor" olarak tanımladılar. Olam aba’daki payımızı kazanmak için çalışarak bu dünyadan geçiyoruz. Sorun şu ki, bu "koridorda" sadece biz değiliz. Milyonlarca insan bizimle birlikte bu koridordan geçiyor ve çoğu zaman yolculuğumuzu karmaşık ve rahatsız edici hale getiriyorlar. Çevremizdeki insanların söylediklerinden veya yaptıklarından dolayı cesaretimizi kırmak ve üzülmek çok kolaydır. Küçümseyici bir yorum, otoyolda yolun kesilmesi, kronik bir şikayetçi gibi hayatımızda bizi rahatsız eden insanlar var. Emuna'nın netliği, bu günlük sıkıntıların üstesinden gelmemize yardımcı olur.

Her sabah Şahrit’te dua ederiz. “Leolam lo nevoş ki beha batahnu - asla utanmayacağız, çünkü Sana güvendik." Tanrı'ya olan inancımızı yerleştiren “bitahon” yani güven, utanç ve aşağılanmadan kaçınmamıza yardım eder. İnançlı bir insan, o kadar hassas veya kırılgan değildir, çünkü aklı bu dünyadaki görevine odaklanmıştır. Başına gelen her şeyin Tanrı’dan geldiğinin farkındadır. İnançlı bir kişi, günlük sıkıntıları bir perspektife oturtmasına izin veren netlik ve odaklanma ile yaşar ve bu nedenle saldırgan veya utanç verici bir söz veya davranışla sarsılmaz.

Gemara’nın görüşüne göre bir kişinin olumsuz bir durumu geride bırakma fırsatı varsa, ancak kalmayı seçerse, çok fazla empati bekleyemez. Kendine yardım etmek için çaba göstermiyorsa, insanlar ona merhamet etmeyecektir. Gemara burada taşınmaktan ziyade zihin ve düşünce değişikliğinden söz etmektedir. Kendimizi üzgün veya sinirli bulduğumuzda biraz Teilim okumayı deneyebiliriz. Hatta ne anlama geldiğini açıklamaları da okursak o Teilim mizmorunun etkisi daha güzel olur. Ertesi gün sıkıntılı bir süreç geçireceğimizi düşünüyorsak gece yatmadan evvel Şema duasını okuduktan sonra Tanrı ile bir diyalog hepimize çok iyi gelecektir. Zihnimizde belirlediğimiz simsiyah gözlüklerle bakmak yerine daha şeffaf bir bakış açısını benimsemek bizi huzura kavuşturacaktır.

Sağlıklı bir zihin bizi sağlıklı bir hayata götürür. Etrafımızdaki koşulları her zaman değiştiremeyiz, ancak onlara bakış açımızı her zaman değiştirebiliriz. Nitekim “hayat bir akıl oyunudur” denildiği gibi ve o oyunu kazandığımızda hayatımız gerçekten güzelleşecektir.


DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

Temimut - Ruhani Saflık, Ruhani Organlar

Bu yazımda sizlere biraz temimut'tan bahsetmek istiyorum. 
Tora, bizlere Yaakov'u "İş Tam, Yoşev Oalim" olarak tanıtıyor. 
Esav ise "İş Sade"...

Yaakov iyi çocuk, karakter özellikleri mükemmel, Çadırlarda Tora öğreniyor. Mükemmel insan...

Esav ise toprak insanı, kılıcıyla yaşayan... Fakat diğer taraftan Esav'ın merhametini de görüyoruz, Babasına olan muhteşem saygısı... Hahamlarımız der ki: Esav Lea ile evlenmiş olsaydı, Lea onu tamamen farklı bir kişiliğe ulaştırabilirdi. 

Yani Esav da doğru yolun yolcusu olabilecekken, bu hakkı kaybetmiştir. 
Peki Yaakov'u mükemmeliyete ulaştıran, Esav'ın kaçırdığı iksir nedir?
İbranice'deki "tam" kelimesinin karşılığı saf, "temimut" kelimesinin karşılığı ise saflıktır. 

Fakat burada karakterin ve tüm ruhani benliğin saflaştırılması ve bu saflaştırmayı başaran kişiden bahsedilmektedir. 

Avraam Avinu için, Tora "Veye Tamim", "saf olacaksın" demektedir. 

Raşi'nin bu pasuğun üzerindeki açıklamasından görüyoruz ki Avraam Avinu, Tanrı’dan Brit Mila mitsvasını alana kadar 243 organını saflaştırmayı başarmıştır. 243, Avram kelimesinin sayısal değeridir. Tanrı, Avram'a bir "e" harfi ekleyip, onun geri kalan 5 organını da saflaştırıp, Avram'ın İsmi'ni Avraam yapmıştır. 

Avraam'ın sayısal değeri de 248'dir. 

Burada 248 ruhani organın saflaştırılmasından bahsedilmektedir. Avraam bütün benliği ile saflaşmıştır. 

Ruhani organlar, fiziki organlarda olduğu gibi hiçbir zaman doğalarını değiştirmez. Fiziki organlar nasıl ki kendi yörüngelerini değiştirmeden yaptıkları görevi kesintisiz bir şekilde yerine getiriyorlarsa, saflaştırılmış ruhani organlar da görevlerini kesintisiz bir şekilde yerine getirirler. 

Ruhani olarak saflaştırılmış ayaklar, kişiyi sadece kutsal yerlere ve mitsva yapabileceği yerlere götürür. Bu ayaklar, insanın düşüncesinde farklı bir şey varsa bile insanı kutsal yerlere götürür. 

David aMeleh için sadece bir kere dedikodu işittiği söylenir. Ki bu dedikodu da sadece onun seviyesinde bir dedikodudur, normal insanlar için dedikodu sayılmaz.

Bununla beraber Gemara'daki Hahamlardan Şemuel, David aMeleh'in bir kere bile dedikodu işitmediğini söyler.

Kendimize şöyle sorabiliriz: Nasıl bir insan hiç dedikodu yapmaz, hele hele bir kral ki her gün onun önüne bir sürü bakanlar, vezirler, vs. gelip bir şeyler anlatırken nasıl olur da bir kere dedikodu işitmemeyi başarmıştır?

Bunun cevabını bilemememizin sebebi, kişinin organlarının saflaştırmasının altındaki sırrı anlayamamamızdır. Kulakların tamamen saflaştırılması... Ruhani Kulaklar, artık doğaları geriye otomatik çalışma sistemlerinde, kutsiyet dışı bir şeyi içlerine kabul etmemektedir. 

"Torat Aş-em temima, meşivat nafeş", Tanrı’nın Torası "temima"dır. Saftır.

Tora, insanın organlarını tamim yapar, saflaştırır. 

Yaakov Avinu için söylenen iki övgü, aslında tek bir övgünün iki ayağıdır. 

"İş Tam", Ruhani organları saflaşmış, mükemmelleşmiş kişi, 

"Yoşev Oalim", Çadırlarda, Bet Kneset'lerde, Bet Midraşlar'da Tora öğrenen kişi...

Yaakov Avinu, Şem ve Ever'in Yeşivasında Tora öğrenmiştir, "Torat Aş-em Temima", Saflaştıran Tora, O'nu Saflaştırmıştır. 

Esav da Yaakov ile beraber babaları Yitshak'ın Yeşivasında Tora öğrenmiştir fakat sonra "İş Sade", Toprak İnsanı olmak ona daha cazip gelmiştir. 

"aKol Kol Yaakov", Gelen Ses, Yaakov'un sesi, Yaakov'un duası, Yaakov'un Tora Öğrenimi ve Öğretmesi olduğu sürece, Esav'ın ve tüm düşmanların elleri, Am Yisrael'e zarar veremez.

 

 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

Sinagoga nasıl ve hangi şekilde girmek gerekir?

Sinagoga koşarak girilmez. Girişte durmak ve kralın karşısına çıkacak gibi saygı ile hareket etmek gerekir. Sinagogtan çıkarken de koşmak veya büyük adımlarla uzaklaşmak doğru değildir. Ancak sinagoga geri gelmek amacıyla çıkmış ise bu durumda koşmak ve büyük adımlarla yürümek mümkündür.

72’DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

“Zehira LeHayim kitabında Rabi Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) Cuma akşamları okunması iyi olan “Şir Aşirim” kitabı hakkında görüşler sunar. Daha ilk iki sözcükte bile bir gizem paylaşır. Rabi’ye göre “şir” sözcüğü tek bir şarkıyı “aşirim” sözcüğü de iki şarkıyı sembolize eder. Bu da toplan üç şarkıya gönderme yapar. Rabi açıklamasında Midraş Şir Aşirim Raba’ya ve “Yefe Kol” kitabının yazarına dayanarak bu kitapta üç zamanın işlendiğini belirtir. Bunlardan biri atalarımızın Mısır esareti, çöl yolculuğu ve Erets Yisrael’de krallığın kuruluşundan yıkılışına kadar geçen dönemi kapsar. İlk zaman dilimi “ani yeşena ve libi er – ben uyurum kalbim uyanıktır” ifadesine kadar devam eder. İkinci zaman dilimi galut sürelerini ve kurtuluş zamanına kadar olan zaman dilimini anlatır. Yukarıda sözünü ettiğimiz cümleden “leha dodi” ifadesine kadar bu zaman dilimini görürüz. Bu noktadan da kitabın sonuna kadar olan bölüm de Maşiah dönemini sembolize etmektedir.

Bu öğretiden anladığımız kadarıyla Şir Aşirim ezelden ebede kadar bilgileri barındıran bir şaheserdir. Şelomo Ameleh bu şiir tadındaki eserle bizlere her zaman yaşayacaklarımızı bildirir gibidir.

HAFTANIN SÖZÜ

"Azarlamayı (eleştiriyi) kabul etmeyen, büyük olamaz." (Rabi Nahman de Breslev)