Haftanın Peraşası BülteniSinay çölünde, Tanrı Yisrael'in on iki kabilesini kapsayan bir nüfus sayımı yapılmasını emreder...

Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  23 Mayıs

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:59

8:15

-----

Yeruşalayim

7:03

8:20

Tel Aviv

7:14

8:18

29 İyar

Tel Aviv

7:18

8:23

İstanbul

8:10

8:50

5769

İstanbul

8:16

8:56

B A M İ D B A R

 Hatırlatmalar:

ü Omer'in 44. Günü

ü 24 Mayıs Pazar: Roş Hodeş Sivan

ü 29 Mayıs Cuma: Şavuot

ü 30 Mayıs Şabat: Şavuot II (Diaspora'da)

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 1:1-4:20)

[www.chabad.org]

 

Sinay çölünde, Tanrı Yisrael'in on iki kabilesini kapsayan bir nüfus sayımı yapılmasını emreder. Moşe, askere alınabilecek yaşta (20 ile 60 yaş arası) 603,550 erkek sayar; Levi kabilesinin, sayıları 22,300'ü bulan ve yaşları 1 aylıktan büyük olan erkekleri ise ayrıca sayılır. Leviler Mişkan'da hizmet edecekler, Altın Buzağı olayı sonrasında kutsal göreve uygunluklarını kaybeden Behorlar'ın yerine geçeceklerdir. Yerlerini alacak bir Levi bulamayan 273 Behor ise kendilerini azat etmek için beş şekel "fidye" ödeyecektir.

Bir kamp dağıldığı zaman, üç Levi ailesi Mişkan'ı parçalarına ayırıp bir sonraki kampın tam ortasında yeniden kurardı. Daha sonra Mişkan'ın çevresine kendi çadırlarını kurarlardı. Mişkan'ın özel eşyalarını (Menora, Aron vs.) kendi özel örtüleri içerisinde omuzlarında taşıyan Keat ailesi, Mişkan'ın güneyine kamp kurardı. Mişkan'ın goblenleri ve çatı örtülerinden sorumlu olan Gerşon ailesi ise Mişkan'ın batısında kamp kurardı. Duvar kalaslarını sütunlarını taşıyan Merari ailesi ise kuzeye yerleşirdi. Mişkan'ın giriş kapısının karşısında, yani doğusunda ise Moşe, Aron ve Aron'un oğullarının çadırları yer alırdı.

On iki kabile, Levi ailelerinin oluşturduğu dairenin dışında her birinde üç kabile olan dört grup halinde kamp kurarlardı. Doğuda Yeuda (nüfus: 74,600), Yisahar (54,400) ve Zevulun (57,400) kabileleri; güneyde Reuven (46,500), Şimon (59,300) ve Gad (45,650) kabileleri; batıda Efrayim (40,500), Menaşe (32,200) ve Binyamin (35,400) kabileleri; ve kuzeyde Dan (62,700), Aşer (42,500) ve Naftali (53,400) kabileleri bulunurdu. Bu kamp düzeni seyahat ederken de korunurdu. Her kabilenin kendi Nasi'si (prensi ya da lideri) ile, kabile renklerini ve amblemini taşıyan bir bayrağı vardı.

DEVAR TORA

[Rabi Label Lam - www.torah.org]

"Tanrı Yahudileri Saymaz, Onları Tartar"

"Tanrı, [Bene-Yisrael'in] Mısır'dan çıkışlarının ikinci yılında, ikinci ayın birinde, Moşe'yle Sinay çölünde, Buluşma Çadırı'nda konuştu ve [şöyle] dedi: Ailelerine ve atasal evlerine göre [sınıflandırıp], isim adedine göre [sayarak] tüm Bene-Yisrael toplumunun nüfusunu belirleyin"(Bamidbar 1:1-2).

"Tanrı, Yahudilere olan sevgisi nedeniyle onları sık sık sayar" (Raşi).

"Herkes yarımşar şekel verdi ve sonunda nüfus, yarım şekeller sayılarak verildi, zira halkı tek tek saymak yasaktır" (Raşi).

Yıllar önce bir psikolog aniden bana şunu sordu: "Tanrı şu anda ne yapıyor?" Ben de sade bir cevap verdim: "Bilmiyorum!" ve sonra ekledim: "Biz Tanrı'yı psikolojik olarak incelemek için burada değiliz! Muayene yatağında olan O değil, biziz!" Daha sonra uzun zaman boyunca ona doğru cevabı verip vermediğimi merak ettim. "Tanrı şu anda ne yapıyor?"

Bu haftaki peraşanın başında öğrendiklerimize göre, Tanrı'nın şu anda ne yaptığını tahmin etmemiz mümkündür. Nüfus sayımı yapıyor. Evet! Şimdi! Sadece o zaman değil! Resim koleksiyonuna bakan bir ebeveyn veya bir büyük baba gibi, hepimizi hayranlıkla seyrediyor.

Ancak sayıların önemli olduğunu düşünerek, yanlış bir sonuca ulaşabiliriz. Bunu nasıl gerçekleştiririz? Siz sorun! Hacim! Değil! Çoğunluk yönetir! Hayır efendim! Her şeyden önce Yahudiler nispeten küçük bir ulustur. Neden kendilerini sayıyorlar? İkincisi, insanları sayılarla saymamızın yasak olduğu bilinmektedir. Eğer önemli olan tek şey toplam ise, o zaman sayma sisteminde neden herhangi bir kısıtlama var?

Dünyanın farklı iki ucunda çok farklı şartlarda yaşayan iki erkek kardeş vardı. Bir tanesi eşi ve on iki çocuğu ile kısıtlı bir bütçe ile Yeruşalayim'de minik bir apartmanda yaşardı. Diğeri Amerika'da büyük bir eyalette yaşayan zengin bir adamdı. Ama onun ve eşinin senelerce evli kaldıktan sonra bile çocukları olmamıştı. Zengin olanı Yeruşalayim'deki kardeşine takas yapmayı önerdi. On iki çocuğun herhangi birinin karşılığında, bir milyon dolar vermeye razıydı. Bu çok cazip bir öneriydi. Büyük para sıkıntısının verdiği baskıyla öneriyi kabul ettiler.

Gönderilecek çocuğu seçerek anlaşmayı yerine getirme zamanı gelmişti. Anne baba gece olmasını beklediler. Gözyaşları içinde uyuyan çocuklarına bakarlarken, birkaç kez aralarında dolandılar. Sonra bir karar verdiler ve haberi vermek için Amerika'daki kardeşlerini aradılar. "Anlaşma yapılmayacak!"

Diğer kardeş umutsuzca karşı çıktı. "Sende on iki çocuk var, ama bende hiç yok. Bu parayı çok iyi kullanabilirdin!" Yeruşalayim'deki kardeş bu kez baskıya teslim olmadan, kardeşini teselli etmeye çalıştı. "Anlaşma bizim on iki çocuğumuz olduğu fikrine kapılarak yapılmıştı. Eşim ve ben dikkatlice baktığımız zaman, bunun doğru olmadığını fark ettik. Bizim sadece bir Şimon'umuz, bir Rivka'mız, bir Aaron'umuz vs. var." Bir insanı sadece bir sayıya indirgemek, o kişinin eşsiz özelliğini silmek demektir.

Bir öykü anlatılır. Yahudilik'ten uzak bir yaşam sürerken teşuva yapan bir genç vardı. Kolunda bir dövme vardı ve onun görülebileceği bütün durumlardan kaçınıyordu. Roş Aşana arifesinde birçok kişi Mikve'yi ziyaret ederken, o genç erken gitmeye karar vererek, telaştan ve görülme riskinden sakınmak için kolunu bir havlu ile örtmeyi tercih etti.

Kaygan taşlarda koşuştururken, ayakları kayınca en büyük korkusu gerçek oldu. Ölümcül bir sessizlik odayı doldurdu. Kötü günler yaşadığı gençliğinin utanç verici simgesini herkes fark etti. Utanç o kadar büyüktü ki. Sonra kolunda sayıların kazılı olduğu yaşlı bir adam diğerini yerden kaldırdı. Kolunu işaret ederek şunları söyledi: "Bu benim cehennemdeki zevkimdi, herhalde bu da seninkiydi. Haydi kalk mikveye gir!"

Rabi Samson Rafael Hirsch'e, Avrupa'daki hahamlık konumunu sırf Almanya'da Frankfurt şehrinde mücadele eden dokuz aileye katılmak için neden terk ettiği sorulduğu zaman, şu meşhur cevabı vermiştir: "Tanrı Yahudileri saymaz. Onları tartar!"

5 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

1)      Tanrı Moşe'ye Bene-Yisrael'i tekrar saymasını neden emretmiştir? (1:1, Raşi).

2)      Moşe'den hangi güzel davranış şeklini öğrenmekteyiz? (1:18, Ramban).

3)      Prensibe göre bir başkasının çocuğuna Tora öğreten kişi, o çocuklara baba olmuş gibidir. Raşi bu prensibin kaynağını hangi pasukta görmektedir?

4)      Hangi iki kabile güney yanında komşuydu ve bu durum ne zaman tartışmaya yol açmıştır?

5)      Mizbeah'ı örten erguvani renkteki brandanın amacı neydi?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

İkinci Kitap: AAVA / SEVGİ (Devam)

10. Berahalar

 

a) Beraha Türleri

Yemek yedikten sonra bir beraha söylememiz emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi "Yiyeceksin, doyacaksın ve Tanrın Aşem'i, sana vermiş olduğu iyi Ülke nedeniyle mübarek kılacaksın" (Devarim 8:10). Hahamlarımız bunun dışında yemek yemeden veya içmeden önce, güzel kokular koklamadan önce, mitsvaları yerine getirmeden önce ve çeşitli fırsatlarda Tanrı'ya övgüler sunmadan önce çeşitli berahalar kompoze etmişlerdir. Bu berahalar Ezra ile başında bulunduğu Bet-Din tarafından hazırlanmıştır ve bu sabit metinlerin dışına çıkılmamalıdır. Beraha söyleyen birini duyan bir başkası "Amen" diye cevap vermelidir. Kişi gereksiz berahalardan kaçınmalıdır, ama gerekli olan birçok beraha söylemek takdire layıktır. Kral David'in dediği gibi "Seni her gün mübarek kılacağım" (Teilim).

İyi haberler alan bir insan şu berahayı söylemelidir. "Baruh... Atov Veametiv - İyi Olan ve İyilik eden Sen, Tanrımız, Mübareksin". Kötü haber alan kişi ise "Baruh Dayan Aemet - Gerçek Yagıç [Olan Sen, Tanrımız,] Mübareksin" berahasını söyler. İyi olaylarda veya ender olarak bazı emirler yerine getirildiği zaman, kişi Şeeheyanu berahasını söyler: "Bizi yaşatan, ayakta tutan ve bu zamana eriştiren Sen, Tanrımız, Mübareksin". Sağlığına kavuşan bir hasta, serbest bırakılan bir mahpus, karaya ayak basan bir deniz yolcusu veya çöl geçen [ya da uzun bir yolculuğu tamamlayan]  bir yolcu on yetişkinin bulunduğu bir ortamda Agomel berahasını söylemelidir: "... Bana her türlü iyiliği bahşeden..." Bunların dışında, olağan dışı yaratıklar, doğa olayları veya yeni ayı gören kişiler için ve daha birçok olay için başka berahalar vardır.

BİR KİŞİ / BİR ESER

[www.ou.org]

Rabi Şemuel Eliezer Edels (Maarşa) (1555-1631): Rabi Şemuel, Talmud, Raşi ve Tosafot hakkında açık ve kesin analitik açıklamalar yazmıştır. Mantık, kısa ve öz üslup örneği olan bu eser hemen kabul edilmiş ve Talmud'un neredeyse bütün nüshalarında basılmıştır. Eğer kişi Maarşa'yı kavrarsa Tosafot'u da anlamış olur. Rabi Şemuel aynı zamanda felsefe ve Kabala bilgisini yansıtan, Talmud'un Agada yani kanun-dışı anlatılar hakkında kapsamlı bir açıklama yazmıştır.

Maarşa, yirmi yıl boyunca Posen'deki Yeşiva'yı yönetmiştir. Bu zaman zarfında Yeşiva'daki bütün masrafları kayınvalidesi Edel karşılamıştır. Onun desteğini takdir etmek için onun ismini kendi ismine eklemiştir. Kayınvalidesinin ölümünden sonra, Maarşa, Helm, Lublin ve Ostrog gibi önemli cemaatlerde haham olarak hizmet verdi. Agada hakkındaki açıklamaları, o dönemin koşulları ve sorunlarına atıfta bulunur. Cemaatte bir konuma ulaşmak için ön şart olarak zenginliğin koşulması gibi konularda, o dönemin başarısızlıklarını yansıtan keskin eleştiriler içerir.

Rabi Yona Landsofer, vasiyetinde oğullarından, Maarşa ile Tosafot'u dikkatlice öğrenmelerini talep etmiş ve şöyle demiştir: "Tanrı'nın Ruhu onun aracılığı ile konuşmuştur; zira bu kutsal ilham olmadan böyle bir eseri yaratmak mümkün olamaz".

Son yüzyılın çok önemli otoritelerinden Hazon İş, Maaria'nın çalışması hakkında şunları söylemiştir: "Maddeyi ruha ve bedeni cana dönüştüren... Tora'yı öğrenmek için onları eğiten ... mükemmel bir ödül olan Maarşa'nın çalışmasını ihmal etmekle, bizim neslimiz iyi bir iş yapmadı. Bu kutsal kitap derin fikirlerle doludur ve kişiyi doğru bir analiz yapması için eğitir. Gaon Rabi Akiva İger bu çalışmanın hiçbir kısmını ihmal etmemiştir. Bu kitap ihmal edildiği günden itibaren, Talmud'un basit düzeyde anlaşılması azaldı ve öğrenciler kolay incelemelere alıştılar."

Rabi Şemuel'in evinin kapı pervazında şu sözler yazılıydı: "Hiçbir misafir geceyi dışarıda geçirmedi, benim kapım her zaman misafire açık oldu" (İyov 31:32).

DÜŞÜNCELER

["Torahbytes" / Rabi Shraga Simmons - www.aish.com]

Tam Bir Uyum

Bamidbar peraşası Bene-Yisrael'in sayımı ile başlar. Bunun "herkesi bir sayıya indirgediğini" düşünebiliriz. Ama esasında sayım bize her bir bireyin önemli olduğunu öğretir. Kabalistler Sinay Dağı'nda nasıl 600.000 kişi var idiyse, Tora'da da 600.000 harf olduğunu belirtirler. (Bu sayıma, harflerin arasındaki boşluklar dâhildir) Tek bir harf eksik olduğu zaman bile, nasıl bir Tora tomarı geçersiz ise, Bene-Yisrael de herkesin beraber çalışmasına ihtiyaç duyarlar.

Yine de, her bir Yahudi o kadar önemli ise, neden bu haftaki peraşa Levi kabilesinin özel bir role sahip olduğunu söylemektedir? Bu ayrılıkçı bir hareket değil midir? Sadece belli bir ailede doğmuş olman nedeniyle, bir Levi, kalıtımsal olarak Levi olmayan bir başkasından daha mı iyidir?

Esasında herkes eşit derecede önemlidir. Tabi ki, bazı insanlar daha akıllı doğarlarken, bazıları da başka alanlarda daha yetenekli olurlar. Ama bu bir insanı "daha iyi" yapmaz.

Uyum içinde yaşamanın sırrı, herkesin kendi kapasitesine uygun bir şekilde yaşaması ve diğerlerinin eşit derecede değerli olduklarını kabul etmesidir.

Yeruşalayim'de büyük bilge Rabi Şelomo Zalman Auerbach hakkında bir öykü vardır. Bir akşam dua etmeden önce, sokağı süpüren kişi gelene kadar cemaatin beklemesini ister. Rabi Auerbach şöyle açıklar. "Bu adam Yeruşalayim'deki sokakları güzelleştirmeye kendini adamış. Kendi işimin de böyle temiz niyetlerle gerçekleşmesini arzu ediyorum."

Bu nedenle, bir insanı küçümsemeden önce, her bir insanın dünyaya bulunacağı önemli bir katkının mevcut olduğunu anımsayalım. Hayatta gerçekten kazandığımız tek şey kendi iyi ismimizdir.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

Şabat Günü Minha

1.      Minha zamanı gelince, Minyan'la Minha söylemek için acele etmek gerekir.

2.      Pitum Aketoret'ten sonra Aşre, Uva Letsiyon ve Hatsi Kadiş söylenir. Sefer Tora çıkarılmadan önce Vaani Tefilati iki defa ve ayakta söylenir, Berih Şeme okunur ve Tora'ya üç Ole çağırılır. Sefer Tora'dan en az on pasuk okunur. Tora okunduktan sonra Hatsi Kadiş söylenmez. Mizmor Şir Leyom Aşabat söylenir.

3.      Şabat Amidası yerine, yanılarak hafta arası Amidası söyleyen bir kişi, yanıldığı berahayı bitirir ve Ata Ehad'dan tekrar başlar.

4.      Normal bir gün olduğu takdirde Minha'da Tahanunim söylenmeyi gerektirmeyecek bir Şabat'ta Tsidkadeha söylenmez. Ancak Roş Aşana ve Kipur'da Tsidkadeha söylenir.

5 CEVAP

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

1)      Tanrı'nın tekrar tekrar sayım emri vermesi, bir sevgi belirtisidir?

2)      Zerizut; yani Tanrı'nın emrini şevkle ve bir an önce yerine getirmek.

3)      Tora Bamidbar 3:1'de "Bunlar Aaron ve Moşe'nin çocuklarıdır" diye başlık atmasına rağmen yalnızca Aaron'un oğullarından bahsedilmektedir. Bu da, Aaron'un oğullarının, kendilerine Tora öğretmiş olan Moşe'nin oğulları gibi kabul edildiğine işaret eder.

4)      Reuven kabilesi ile Keat Ailesi. Daha ileride Reuven kabilesine mensup Datan ve Aviram ile Keat ailesine mensup Korah, halk içinde bir tartışma çıkarmışlardır.

5)      Mizbeah'ın üzerinde daima yanar halde olan ve örtünün altında çömelmiş bir aslan gibi duran mucizevi ateşi örtüyordu.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

Eğitim, insanlara bilmedikleri şeyi bilmelerini öğretmek demek değildir.

Davranmadıkları şekilde davranmalarını öğretmektir.

 

-- John Ruskin

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.