Yazdır

aile perasasi

Hiçbirimizin bir eşi daha yoktur. Herkesin kendine özel yetenekleri, zevkleri ve kendini ifade etme şekli vardır. İlk bakışta benzer görünen gruplar bile, aslında birbirlerinden farklı bireylerden oluşur.

Bu haftanın Peraşası'nda, Moşe, Bütün Yahudi ulusunda bir nüfus sayımı gerçekleştirir. Nüfus sayımını farklı gruplar, kabileler ve aileler arasında bölmeye dikkat eder. En sonuda, bunların hepsi, içinde bir çok çeşitliliği barındıran bir bütünü oluşturur. Tanrı, hepimizi farklı yaratmıştır ve O, kendi özel ve eşsiz yeteneklerimizi fark ederek en iyi şekilde değerlendirmemizi ister.

HİKAYE
Hikayemizde, bir çocuk kendisi gibi olmak cesaretini bulur.

"BİR SONRAKİNE GEÇİRMEK"

Bu kentte, Kantor ismi "futbol" anlamına gelir. Hatta Kantor ailesinin çocuklarından birinin okul futbol takımının yıldız oyuncusu olmadığı bir zamanı kimse hatırlamaz bile. Hepsi de iri yapılı ve güçlüdür. Bir futbol yıldız oyuncusu olmak için bütün özelliklere sahiptirler.
Tabii ki, herkes, artık takım seçmelerine girebilecek yaşa gelen,en genç Kantor olan Leri'nin, ağabeylerinin yolundan gideceğinden emindir. Herkes, buna kalben inanmaktadır- sadece Leri 'nın dışında....
Leri, futbol oynamayı sevmiyordu. Kalben, futbolu sevdiğini hiç hissetmiyordu. Aslında, Leri'nin, babasının götürdüğü okul futbol takımı maçlarının en sevdiği tarafı, devre arası gösterileriydi. Bando takım sahaya çıkar çıkmaz Leri kafasını kaldırırdı. En çok da trombonlu bölümü severdi. O müzik notalarının ezgisi, Leri'nin sanki ruhunu okşardı.
Son bir yıldır, Leri, okuldan sonra müzik dersleri almaya başlamıştı. Eski, kiralık bir trombonu çalmaya çalışıyordu. Bu dersler, Leri için haftanın en güzel zamanı olmasına rağmen, babasının bunu sadece zaman kaybı olarak gördüğünü, aslında futbol oynamak gibi gerçekten önemli bir şeyle uğraşmasını istediğini hissediyordu.
Yaz, olaysız geçti ve şimdi yeni okul döneminin başlama zamanı gelmişti. Leri'nin duyguları karma karışıktı. Ailesinin, futbol takımı seçmelerine katılıp yıldız oyuncu olmasını istediğini biliyordu. Ama onun ilgilendiği okul orkestrası seçmeleriydi. Leri'nin endişesi, babası alıveriş merkezinden elinde büyük bir paketle geldiğinde doruk noktasına ulaştı.
"O, hayır! Umarım futbol eşyaları değildir!" diye düşündü. Bay Kantor,'un, çocukları takım seçmelerine girmeden önce uyguladığı bir gelenek vardı: Onlara en iyi kalite futbol eşyaları almak. Leri, babası kendine doğru yaklaşırken sıkıntı içindeydi.
"Haydi oğlum, durma aç paketlerini" dedi babası gülümseyerek.
Leri, kutuyu isteksizce eline alırken aklından bir sürü düşünce geçti. "Bunu nasıl anlatacağım..."Ama birdenbire,Leri bir adım geriye attı. Gözlerine inanamadı. Kutunun içinde yepyeni, parlak bir....trombon vardı! Leri babasına öyle bir baktı ki, bir an içinde sanki binlerde şey söyledi.
"Çok teşekkür ederim Baba, bunu basıl bildin..."
Babası sımsıcak bir gülümsemeyle "Ağabeylerinden farklı olduğunu biliyordum ve bu da çok önemli. Hatta muhteşem bir şey! Sen kendin olmaya devam et oğlum. Benim kitabımda her zaman bir yıldız olacaksın..." dedi.

TARTIŞMA SORULARI
3-5 YAŞ
Soru:
Babası, kutuyu verdiğinde, Leri kendini nasıl hissetti?
Cevap: Çok endişeliydi. Babasının, kendisini, istemediği halde futbola yönlendirmeye çalıştığını düşünmüştü.
Soru: Kutuyu açıp da içindekinin bir trombon olduğunu görünce ne hissetti?
Cevap: Rahatladı ve babasının, kendisini olduğu gibi sevmesini takdirle karşıladı.

6-9 YAŞ
Soru: Neden Leri, ağabeyleri gibi futbol oynamak istemedi?
Cevap: Her insanın, dünyada kendine özel, eşsiz bir rolü vardır. Herkesin kendine özel bir kişiliği, zevkleri bulunur. Leri, futbolcu bir aileden geldiği halde, futbol, onun kendini ifade etme şekli değildir. Kardeşleri, kendilerini futbolda buldukları halde Leri ta içinden müzikle uğraşmak istediğini biliyordu.
Soru: Sizce Leri, futbol oyuncusu olsaydı mutlu olur muydu?
Cevap: Böyle olsaydı, Leri hiç bir zaman kendini tatmin olmuş hissetmezdi. Bir insan ancak, Tanrı'nın verdiği yeteneklerini kullandığı zaman gerçekten mutlu olabilir. İstemediği bir şekle bürünmeye zorlanırsa sinirlenir ve yıkılır.
Soru: Sizin en önemli özelliklerinizden biri nedir?

10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Sizce neden Tanrı her birimizi farklı yaratmıştır?
Cevap: Eğer herkes aynı olsaydı, hayat çok durgun olurdu. Kendimizden farklı insanlarla karşılaştığımızda, bu bizim büyümemiz ve gelişmemiz için çok önemli fırsatlar doğurur. Birinin, diğerlerine anlamak ve anlaşılmak için kendini ifade etme çabası, Tanrı'nın geliştirmemizi istediği farkındalığı, bilgi biriimini ve hassasiyeti kazanmanın önemli bir yoludur.
Soru: Eşsizliğimizin bir bölümünü grup ya da toplum için göz ardı gereken bir zaman var mıdır?
Cevap: Bu çok hassas bir dengedir. Başkalarıyla işbirliği yapmak ve toplumla uyum içinde bulunmak önemliyse de, insan kendi eşsizliğinden bir parçayı feda etmemelidir. İdeal olarak, kişi, bireyselliğini, bütün olarak toplumun çıkarlarıyla uyum sağlayacak biçimde ifade etmelidir.
Soru: Sizin en önemli özelliklerinizden biri nedir?