Bu Hafta İçin Saatler

2 ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:40

19:57

-----

Yeruşalayim

18:32

19:48

Tel Aviv

19:00

19:59

19 AĞUSTOS

Tel Aviv

18:52

19:50

İstanbul

19:43

20:24

2023

İstanbul

19:34

20:14

İzmir

19:40

20:29

İzmir

19:30

20:19

ŞOFETİM- שפטים



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 16:18-21:9)

Moşe Bene-Yisrael'e, şehirlerinde yargıç ve polisler atamalarını söyler. Önemsiz bir miktarda bile olsa, rüşvet yasaktır. Putperestlerin yaptığının aksine, Tanrı'ya yönelik korbanların sunulacağı Mizbeah'ın (sunak) yakınına ağaç dikilmeyecektir. Korban olarak sunulacak hayvanları bundan alıkoyacak kusurlar ve işaretler listelenir. Tora'nın standart-dışı uygulanmasını engellemek için, yeni bir kanunu gerektiren durumlarda, Tora ölçütlerine göre kanun koyma yetkisi Sanedrin'in olacaktır.

Sanedrin'in kararlarına uymayı reddeden bir Tora bilgininin cezası ölümdür. Bir Yahudi-kral, görevinin ve makamının onur ve gücünü vurgulayacak mal ve sembollere sahip olabilir; ama bunu kişisel kaygılar sebebiyle yapamaz. Kendisine iki tane Sefer-Tora yazmalıdır. Bunlardan birini her gittiği yere götürmelidir - böylece gururdan kaçınacaktır. Ne Koenler ne de Leviler'in, Erets-Yisrael'de payları yoktur; geçimleri, halkın geri kalanının Maaser (ondabir) bağışlarıyla sağlanacaktır. Her türlü büyücülük yasaktır. Tanrı Bene-Yisrael'e, onlara rehberlik edecek peygamberler göndereceğine söz verir ve Moşe, yalancı ve gerçek peygamberleri ayırt etme yolunu açıklar. Hata sonucu ölüme sebebiyet veren birinin, ölen kişinin yakınlarından korunmak amacıyla kaçacağı sığınak şehirler belirlenecektir. Ancak kasten öldürmüş olan biri, kan davası güden bu yakının eline teslim edilecektir. Moşe Bene-Yisrael'i, arazilerini genişletme amacıyla sınır işaretlerini yerlerinden oynatmamaları konusunda uyarır. Üçüncü bir kişiyi suçlamak amacıyla komplo kuran iki şahit, o kişinin, suçlu bulunduğu takdirde göreceği cezaya çarptırılacaktır. Bene-Yisrael savaşa gitmeden önce, Tanrı'ya yönelik güvenin bir göstergesi olarak yeni bir Koen Gadol meshedilecektir. Yeni bir ev inşa edip, henüz içinde oturmamış, ya da savaştan korkan kişiler, orduya alınmaktan muaf olanlar arasındadır. Düşmana öncelikle barış teklif edilecek, reddetmeleri halinde tüm erkekleri öldürülecektir. Kuşatma yapıldığı zamanlarda, meyve ağaçlarına dokunulmayacaktır. Şehir dışında faili meçhul bir cinayet işlenmişse, cesedin bulunduğu yere en yakın şehrin ileri gelenleri bir buzağı alacaklar, kesip, ellerini üzerinde yıkayarak "bu kanı bizim elimiz dökmedi" diyeceklerdir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

OKULA DÖNERKEN

Okula dönüş: Okulların açılmaya yakın olan bu dönemde okula dönüşten söz etmek yerinde olabilir. Okula geri dönmek bazen korkutucu bir deneyimdir. Anaokuluna başlayan bir çocuk, bir ilkokul çocuğu, bir lise öğrencisi veya üniversiteye dönen öğrenci olsun, yeni bir yıla başlamak endişe verici bir deneyim gibi algılanabilir.

Bunu ebeveynlerden daha iyi kimse bilemez. Aslında, birçok durumda, ebeveynler çocuktan bile daha endişeli olurlar. Ebeveynler doğal olarak çocuklarının öğretmenleri ve akranları tarafından nasıl karşılanacağı, çocuğun okul gününün zorluklarıyla nasıl başa çıkacağı, çocuğun başarılı olup olmayacağı ve çocuğun hangi yöne gideceği konusunda doğal bir endişeye sahiptirler.

Çareler: Biraz bu konuda neler yapılabileceğine yakından bakmaya çalışalım: Bugünün karmaşık dünyasında başarılı olmak için çocuklarımızın ve bizim en gerekli özelliğimizin istek ve kararlılık olduğunu görebiliriz. Hayat kolay değildir ve zaman zaman hepimiz engellerle karşılaşabiliriz. Başarılı olabilmek için zorluklarla tökezlesek bile kendimizi toparlayabilmek ve eski gücümüze dönebilmek için sabırlı olmak gerekir.  O zaman soru şu olur: Çocuklarımızda istek, kararlılık ve esnekliği nasıl geliştirebiliriz?

Hem Tora kaynaklarına hem de modern araştırmalara dayanarak, çocuklarımıza ve kendimize bunu kazandırmanın iki temeline değineceğiz.  

İlk temel, başarısızlıktan kurtulma inancının oluşturulması gerekir. Tesadüf müdür değil midir bilinmez ama çocuklarımız her zaman Elul ayı boyunca okula geri dönerler. Bu ay da yeni bir başlangıç yapmak, başarısızlıkların üstesinden gelmek ve yeni dönemlere hazırlık yapmak için ideal bir zamandır. Elul ve Yamim Noraim akla gelebilecek en kötü başarısızlıktan kurtulma, akla gelebilecek en kötü hatayı düzeltme umuduyla ilgilidir. Suçumuzu kabul etmek, hatalarımızdan ders alacağımıza kesin olarak inanmak ve umutsuzluğa kapılmayı reddetmekle ilgilidir. 

Bir çocuk başarısız olduğunda, bunun onu tanımladığını varsayar. Bir çocuk akademik olarak mücadele ettiğinde performansı düşükse bunu genele yayar ve etiket gibi üzerine yapıştırır. Halbuki başarısızlığın bir etiket değil, başarıya giden yolda sadece bir adım olduğunu, kırılan tabletlerin değiştirilebileceğini, altın buzağı kadar kötü bir hatanın bile üstesinden gelinebileceğini çocuklarımıza öğretmemiz şarttır. Hiçbir sınavın ve karnedeki not çocuklarımızı kalıcı olarak tanımlayamaz. Ne yanlış veya eksiklik olursa olsun toparlanıp düzeltilme şansına sahiptir.

Bir yukarı yedi aşağı: Kipur gününün en önemli ibadeti Kohen Gadol’un Kodeş AKodaşim gibi çok kutsal bir yerde bulunarak gerçekleştirdiği ve bizlerin bunu Musaf duasında okuduğu bölümde yer alır. Kohen Gadol korbanın kanını sekiz kerelik birkaç kez serper. Bunu da hepimizin birlikte söylediği gibi “ahat lemala veşeva lemata – bir yukarı sekiz aşağı” şeklinde yapar. Neden Kohen Gadol bu serpme işini böyle yapmaktadır. Bunun nedeni ne olabilir?

Gemara Masehet Suka’da yetser ara dediğimiz kötü isteklerin yedi farklı ismi olduğunu öğretir. Bu isimlerin, insan kusurlarının çeşitli farklı kategorilerine, hepimizin başına bela olan genel zayıflık türlerine atıfta bulunur. Kohen Gadol tarafından yapılan bir yukarı yedi aşağıya ritüeli bizim “göksel” iyilik gücümüzün yetser ara'nın yedi kuvvetinin tümüne ağır basıp onları alt edebileceği gerçeğini sembolize eder. Bizi aşağı çekmeye çalışan tüm ayartma ve baskılara sebep olan “şeva lemata”dan korkmamıza gerek yoktur. Çünkü “ahat lemala” gibi içimizde herhangi bir zayıflığı yenebilecek güçlü bir iyilik gücüne sahibiz.

Bu aynı zamanda Elul ayının verdiği önemli mesajlardan da biridir. “Ahat lemala veşeva lemata” ifadesinin ilk harfleri “Elul” sözcüğünü oluşturur.  Elul, bu kan serpme ritüelinin temsil ettiği mesajı kendimize hatırlatmanın zamanıdır. Elul, kendimize daha fazlasını yapabileceğimizi, daha iyi olabileceğimizi hatırlattığımız zamandır. Elul, kendimize kontrolün bizde olduğunu, ne yapacağımıza ve ne yapmayacağımıza karar verdiğimizi hatırlattığımız zamandır.

Sözünü ettiğimiz dört temelden ikincisine burada ulaşıyoruz. Bu da kendimizi kontrol edebileceğimiz, her türlü olumsuz etkiye ve eğilime karşı koyabilme bilincimizdir.  

Pek çok çocuk, hayatta özne değil nesne olduklarını ve üzerlerine uygulanan çok çeşitli etkiler karşısında güçsüz olduklarını düşündükleri için çabuk vazgeçerler. Onlara düşündüklerinden daha güçlü olduklarını, Tanrı’nın, onları aşağı itebilecek her şeyden daha güçlü bir güçle güçlendirdiğini ebeveynlerin söylemesi gerekir.

Bugün dünyanın en ünlü psikologlarından biri, “sabit zihniyet” ile “gelişen zihniyet” arasındaki ayrımı gösteren çalışmalarıyla yaygın bir üne kavuşan Dr. Carol Dweck'tir. Yaşamlarının erken dönemlerinde "sabit bir zihniyet" oluşturan çocuklar, yeteneklerinin "sabit" olduğuna, şu anda iyi oldukları şeylerde her zaman iyi olacaklarına ve şu anda iyi olmadıkları şeylerde iyi olmayacaklarına inanırlar. “Gelişen zihniyetine” sahip çocuklar, aksine, öğrenmeye ve büyümeye açıktır. Yeni şeyler öğrenme ve yeni alışkanlıklar geliştirme yeteneklerine güvenirler ve bu nedenle yeni bir zorlukla karşılaştıklarında kolayca pes etmezler.

Bu hepimiz için, Elul ayında özellikle çocuklarımız için çok hayati ve önemli bir mesajdır. Dayanıklı, esnek, başarılı olmalarını istiyorsak, daha iyi olabileceklerini, gelişebileceklerini, değişebileceklerini bilmelerini sağlamalıyız. Belki biz bugün olduğumuz kişiyiz, ancak yarın kim olacağımız bu günle sınırlı olmak zorunda değildir. İkinci temeli hep anımsamak gerekir. Kontrol bizde. Bizi yükseltebilecek ve şu anda olduğumuzdan çok daha fazlası olmamıza yardımcı olabilecek “ahat lemala”yı hep anımsamak gerekir. Tabi ki kafamızda bulunan yedi girişi de “şeva lemata” etkilerini de unutmamak gerekir. Burun, göz, ağız, kulaklar ne girdiğine ve çıktığına dikkat etmemiz gereken yerlerdir.

Her sene Elul ayı başlangıcı civarında Şofetim peraşası okunur. Bu peraşada Moşe her kapıya, girişe yargıçlar ve polisler atanmasının gereğini işaret eder. Bu basitçe yargı ve güvenlik sisteminin kurulması anlamını taşır. Ama daha derin bir düzeyde, Şela Ha Kadoş, Tora'nın bizi ruhlarımıza açılan tüm "kapılar"ın yanına "yargıçlar" ve "koruyucuları" yerleştirmeye çağırdığını öğretir. Varlığımıza nelere izin verdiğimizi, gördüğümüzü, işittiğimizi ve yediğimiz şeyi dikkatlice ayırt etmemiz ve içeri alınmaması gerekenleri engellememiz gerekmektedir. Verilmek istenen mesaj, kontrolün bizde olması gerektiğidir.

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

"Şofetim veŞoterim titen leha behol şeareha" 

Rabenu Hida, bu pasuktaki Şearim yani Kapıların, Duyu organlarımıza işaret ettiğini öğretir. İnsanoğlunun gözleri kulakları ve ağzı tamamen açık olan Kapılardır. Gözlerimiz ve Kulaklarımız, devamlı hafızası içerisine çekim yapan bir kamera gibidir. 
Bazılarımız: "Görmekten birşey olmaz, duymaktan birşey olmaz" desek bile görülmesi yasak olan şeylere bakmak ve duyulması yasak olan şeyleri dinlemek de ciddi yasaklardır. 

Maalesef yapılan bu kayıtları silmek de imkansıza yakındır. Çünkü beynimiz hafızamızın içerisine bunları kaydeder. Ünlü kabalist Baal aLeşem'in söylediği gibi: Düşünceleri temizleyecek bir sabun daha üretilmedi.

Rabenu Hida şöyle öğretmektedir: İnsanın, yedikleri, gördükleri ve duydukları o kişiyi oluşturur. Eğer çocuklarımızın düzgün karakterli büyümelerini istiyorsak bu konuda çok fazla dikkat etmemiz şarttır. Önce kendimizi sonra çocuklarımızı bu yasaklardan korumamız gerekmektedir. 

Bir Şofet'in yani Yargıcın yaptığı gibi bütün bu yasakların yanlış olduğuna karar vermek konusunda başarılı olsak bile, Şoter olmak konusunda yani Yargıcın çıkardığı kararı Polis olarak uygulama konusunda o kadar başarılı olamıyoruz. 

Toramız bizlere bu dersi vermektedir, Bütün vücudundaki Kapılar için hem Yargıç hem de Polis olmalısın. 

"Tsedek Tsedek Tirdof" 

Yargıçlık yaparken sadece sonuç konusunda adaleti sağlamaya çalışma, sonuca giden yolda da adaletli davran. Mitsvaları uygularken sadece sonuç değil, aynı şekilde sonuca giden yol da önemlidir. "Mitsva ba baAvera", eğer herhangi bir mitsvayı yaparken o mitsvayı uygulamak için günah işliyorsan, bu yaptığın mitsva sayılmayabilir. 

Akadoş Baruh U şöyle demektedir: "Çaldığınız hayvanlardan bana korban getirmeyiniz."  

"Tsedek Tsedek Tirdof"

Sadece yaptığınız sonuca değil, sonuca giden yolda yaptığınız hatalarınıza bakın. 

"Aşre Adam Mefahed Tamid"

Ne mutlu o kişiye ki yaptığı şeylerin gelecekte ne gibi yanlış sonuçlar uyandırabileceğinden korkuyor. Yisrael Milleti’ne, her zaman Krallar, Yargıçlar, Peygamberler, Hahamlar liderlik etmişlerdir. 

"Som Tasim Aleha Meleh" 

Üzerinize bir kral koyun. Tora, bizlere Yisrael Milleti'nin önderliğini yapacak bir kral atamanın mitsva olduğundan bahseder. 

Neviim kitabında şöyle bir hikaye anlatılır:

Krallar seçilmeden evvel halk Şemuel aNavi'ye gelir ve der ki bizler kral istiyoruz. Şemuel aNavi cevap verir: Krala ihtiyaç yok, Tanrı zaten bizim kralımız başka krala ne gerek var! 

Neredeyse bu sözlerinden dolayı Şemuel Peygamberi öldürmek istediler. 

Ama neden? Neden Şemuel, Tora'da bir mitsva olarak geçmesine rağmen, halkın bu talebini reddetmiştir? 

Tora, bizlere "Som tasim aleha Meleh" yani kralı başınız tacı yapacaksınız demektedir, yani kralın söylediği sözler doğrultusunda yönetim gerçekleşecektir, Tora'nın mitsvası budur. Derin Tora bilgisi olan, karakterini refine etmek için özen gösteren Kral, halkın lideri olacak, bu şekilde bütün Klal Yisrael, Tanrı'nın isteğini yerine getirdikleri için yaptıkları her işte Siata Dişmaya yani göklerin yardımı onlara eşlik edecektir. 

Şemuel'e gelen topluluk "Tasim aleha Meleh" değil "Tena lanu Meleh", yani bizlere bir kral ver, o bizlere önderlik etmesin, bizler onu yönetelim, biz ne dersek onu yapsın, ne kadar para isterse vereceğiz, yeter ki sussun ve bizim talimatlarımıza uysun. 

Şabat'tan bahsetme, kaşerut'tan bahsetme, Tora'daki hikayelerden, etik derslerden bahset, kısacası bizim isteklerimiz doğrultusunda hareket et. 

Yıllar evvel çok büyük bir Haham olan Peri Hadaş adlı ünlü eserin yazarı Rabi Hizkiya deSilva'ya Amsterdam şehrinin Ravlığı teklif edilir. O da der ki, Benim maddi olarak kafam rahat olursa ancak o zaman halka hizmet edebilirim. Derler ki tamam biz sana ne istersen vereceğiz. 

R. Hizkiya deSilva şöyle cevap verir, "Teklifiniz için teşekkür ederim fakat bu teklifinizi kabul edemeyeceğim çünkü sizler de biliyorsunuz ki, bu işin sponsoru olan insanlar Tora'ya pek özen göstermiyorlar, bu sponsorladan biri olan Filancaya "Sen Yahudilere faizle para veriyorsun, bu yoldan vazgeç" dememden hoşnut kalmayacaksınız ve beni işten çıkartacaksınız, Kaşeruta bakmayan diğer sponsoru uyardığımda da aynı şey olacak. Yerahem Aş-em ben bu sebeplerden dolayı ravlık teklifinizi geri çeviriyorum." 

Talmud'daki şu hikayeyle bitirelim:

Devrinin büyük Hahamlarından Rabi Yosi ben Kisma, yaptığı konuşmalarla bütün dinleyenleri büyüler. 

Bir keresinde büyük bir şehirden ona teklif gelir. Şehrin Gabayları: "Sana altın gümüş akıtacağız, ne kadar istersen, rakam konuşma, yeter ki gel bizim şehrimizin ravı ol" derler. 

Rabi Yosi ben Kisma bu teklifi hiç tereddüt etmeden geri çevirir ve Gabaylara şöyle der:

"Ben, ancak Tora bilginlerinin olduğu bir yerde yaşamaya razıyım. Dünyadaki bütün altın ve gümüşler için bile bu fikrimi değiştirmem."  

David aMeleh şöyle diyor: 

"Tov li Torat Piha meAlfe Zaav vaHasef" 

"Senin Tora'n, Bana binlerce Altın ve Gümüşten daha iyidir" 

Ama neden? Neden Rabi Yosi ben Kisma bu teklifi tereddüt etmeden reddettin, Yeruşalayim'de Tora var, yeşivalar var, biraz da başka şehirlere git, oradaki insanları da Tora'ya yaklaştır. Bak sana gelip, seni rav yapmak istiyorlar. Çık, biraz uzaktaki kardeşlerine yardımcı ol, onlara da el uzat!

Bu soruyu cevaplamak için akarsu kadar mürekkep harcanmıştır. 

Bu soruya şu şekilde cevap vereceğiz: 

Rabi Yosi ben Kisma şöyle diyor: "Beni o şehrin ravı yapmak istiyorlar, Niye? Çok güzel konuşuyorum diye, bunun için para dökmeye hazırlar, ama ben bu işi bir meslek olarak görmüyorum, Tora, mühendislik gibi avukatlık gibi bir meslek değildir. Beni almak istemelerinin sebebi, para dökmelerin sebebi, Tora'yı yüceltmek değil, sadece güzel olan diğer aktivitelere başka bir aktivite eklemek için. 

Rabi Yosi ben Kisma diyor ki "Para dökmenin amacı Tora Kurumları kurmak, Yeşivalar, Bate Midraşlar kurmak ise o zaman başka, ama bu teklifinizi kabul edemiyorum. Çünkü bu teklifinizin sonucunda halka yararlı olamayacağım."  

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Parmak arası terlik veya kısa şortla sinagoga gelmek uygun mudur?

Yukarıda sözü edilen kıyafet ile suçlu dahi olsa önemli bir kişinin  karşısında durmak uygun değil iken kainatın ve hepimizin yaratıcısının önünde bu şekilde sinagog ortamında bulunmak kesinlikle doğru değildir. Rabi Nisim Behar sinagoga ayakkabısız ve çorapsız gelinmemesi gerektiğini belirtir.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Aşre duasında alfabetik bir düzen görüyorum. Ancak “nun” harfi neden yok?

Rabimiz bu soruyu yanıtlar:

Harika soru! Aslında Talmud, Aşre'de neden "nun" harfi olmadığını da sorar.

Cevap, "Nun" harfinin "düşmek" anlamına gelen "nefila" kelimesine gönderme yapmasından kaynaklanır. Amos peygamberin yazılarında yer alan “Yahudi halkı düştü artık ayakta kalmayacak"  ifadesine gönderme olarak kullanıldığından bu kelimenin olumsuz bir çağrışımı vardır. Bu nedenle Kral David, "Aşre" yazarken bu harfi dahil etmez. Bununla birlikte, Gemara Masehet Berahot 4 B’ye göre Kral David bir sonraki pasukta olumlu çağrışımlı bir "nun" ekler: "Her Şeye Gücü Yeten, tüm düşmüşleri destekler.”

HAFTANIN SÖZÜ

Senin önünde isteğimiz olsun ki Kutsal Tapınak günümüzde hızla inşa edilsin ve bize Tora'ndan payımıza düşen verilsin. (Günlük dualardan)